Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Yazının devamı 15. sayfada I,II. Routledge, TaylorFrancis Group, London and New York. Te ekkür: Kütüphanelerin bilimsel çal malardaki temel rolü konusuna dikkatimi çeken ve bu konuyla ilgili bilgi kaynaklar na ula mam sa layan de erli hocam Prof. Dr. Cengiz Dökmeci’ye çok te ekkür ederim. CBT 1173/ 7 11 Eylül 2009 Özellikle araştırma, bilim ve eğitim kurumlarına yönetici atama veya seçmede bir asgari kriter kesinlikle belirlenmeli ve atama önerisi kritere uygunluğu belirleyen yetkin bir akil heyet tarafından yapılmalı ve herkese açık olmalıdır. Sorumlu ve yöneticiler ise maalesef bilim ve araştırmalarıyla kendilerini göstermemişlerden sadece unvanına bakılarak seçilince onlar da öncelikle kendilerini seçen ve görevlendirenden aldığı emre göre bilim politikası belirliyor. Bilim insanı çok hassas, bilim için bilim yapsa bile yine de takdir ve çabası ilgi görsün ister. Özellikle araştırma, bilim ve eğitim kurumlarına yönetici atama veya seçmede bir asgari kriteri olmayan tek ülkeyiz. Bugün evrensel kabul gören bilim kriterlerine göre değerlendirdiğimizde maalesef bilim ve araştırmadan başlıca sorumlu olan YÖK, TÜBİTAK, TAEK, TÜBA gibi kurumların başına getirilen kişiler kadar yardımcılarının da bilimsel başarı kriterleri göz önüne alınBA ARANLAR KURTULDU madan seçildiğini veya atandığını görebiliriz. Başaran ülkeler geri kalmışlıktan kurtulabildi. İlk örnek Bu alışkanlığımız yeni de değildir. Hatta seçicilerinin taülke Japonya! Osmanlı 19. yüzyılın başında Batılılaşma baş mamının öğretim üyesi olduğu üniversite rektörlerinin bilattı ve Avrupa’ya eğitim için gençler gönderdi. Japonya 1862’ le asgari bilimsel kriterlere uygunluğunu bile önemsemiyode aynı yola yöneldi. I. Dünya Savaşı’na kadar oldukça me ruz. Hiçbir yayını, eseri olmadan bu makamlara gelerek ülsafe aldı. II. Dünya Savaşı’na güçlü ülke olarak katıldı. Savaş kenin bilim teknoloji politikasını belirleme ve uygulamaya sonrası yerle bir oldu. 1960 sonrası tekrar taklitle başladı, son çalışmaktadırlar. ra şaha kalktı. Hedef belirledi, eğitime ağırlık verŞüphesiz 50 yıl içerisinde çok az da di, yurtdışına gönderdiklerine hangi alanda çalışaolsa kısmen başarılı kimseleri de görecaklarını telkin etti. Bir yandan iyi üniversiteler ku Üretimimiz bilgi ve biliyoruz. Bilim ve araştırma ile ilgili kurarak, araştırma merkezleri açarak bilimde ilerlerrumlara atananda aramadığımız kriteri teknolojiye ken, bir yandan da sanayileşmeye çalıştı. Taklitle başka nerede arayacağız? İyi bir bilim başladıkları, ucuz sanayi ürünleriyle bugünkü Çin dayanmıyor. adamı her zaman iyi bir yönetici olagibi dünya pazarlarına girdi. Sonra da rekabete ile Gelişimine katkımız mayacağı gibi, yöneticilerin de iyi bilimci ri ileri teknoloji ürünleri üretecek düzeye çıktı. olmasına gerek olmadığı söylenebilir. olmayan her şeyi Verimsiz, yeraltı zenginliğinden yoksun adalarda kıÇoğu kez bu yargı da doğrudur. En sa sürede dünyanın 2. büyük ekonomisini oluştur tüketmek istiyoruz. azından bir asgari kıstaslarımız olmalı, bidu. Diğer örnekler 1975 yıllarına kadar aynı düzeyde limin yol göstericiliğinden yararlanaolduğumuz İspanya, Yunanistan, Brezilya, Tayvan bilmesini öğrenmeliyiz. ve Kore sayılabilir. Bunlar da başardılar. Bizden geri olan milyar üzerindeki nüfuslarıyla Çin ve Hindistan aynı yolu izli B L M VE FEN B L NC yorlar ve başaracaklar. Lise programlarından önce “Tabiye”, sonra jeoloji, astronomi ve felsefe derslerini kaldırdık. Sıra biyoloji, fizik ve NEDEN BA ARISIZIZ? kimya derslerini kaldırmaya geldi. Bilim bilincini gençlere Biz niçin bilim ve teknoloji toplumu olmayı başarama nasıl vereceğiz? Gençlerimiz sadece spormüzik magazin (pubdık? Eksik olan nedir? Yeraltı ve yerüstü zenginliğimizin ye top tap) değil, fen bilimleri ve güzel örnekleriyle bilintersizliği mi? Topraklarımızın verimsizliği mi? Darlığı mı? çlendirilmelidir. Nüfusumuzun çok fazla olduğu ve hızlı arttığı mı? Ülkemiz Ülkemiz medyasında en çok görünen bilim adamları hutopraklarının verimsizliği ve yeraltı kaynaklarımızın azlığı mı? kukçu ve ilahiyatçı profesörlerdir. Her iki alandaki programlar Yüzeysel bir bakışla; tüm İslam ülkeleri geri kaldığı gibi, bi ise aynı konuda farklı görüşlerle toplumdaki tartışmaları dazim halkımız da Müslüman olduğu için mi geri kalmışlıktan ha da körükleyici rol oynamaktadır. Topluma kazandırdıkbir türlü kurtulamıyoruz? Teknolojide geri bırakıldığımız mı? larını ben bilemiyorum. Depremler söz konusu olunca da yer Bilime inancın azlığı mı? Bilimsel düşüncemizin olmaması bilimciler boy gösterir. Bilimi ile toplumu aydınlatacakları mı? Temel sorun bilim felsefemizin oluşmaması! Niçin ve na çok az görürüz veya hiç görmeyiz. sıl bir bilim ve araştırma politikası hedefliyoruz sorusuna ceBilim ve teknoloji toplumlarında köklü araştırma mervap oluşturulamayınca ülkemize hangisi uygun, nasıl olma kezlerine ve bilimler akademisi gibi ülke araştırma politilı, ne yapmalı yerine herkes, daha doğrusu bilim yapmak is kalarına yön veren kurumlara ek olarak, bir kısmında özel teyenler kendilerine göre araştırma yapma yolunu izliyor. bakanlıklar bulunduğu gibi devlet yöneticilerinin de bilim Ülkenin uzun vadeli bilim, araştırma ve teknoloji politika ve teknoloji danışmanlıklarının olduğunu görüyoruz. Bizde sı işin en başarılıları tarafından belirlenmeli. Uzun vadeli “mis bu tür yardım ve desteklere gerek duyulmuyor. Her konuyu yon –vizyon” seçilmeli, imkânlar gelişigüzel (random) heba en iyi yöneticiler biliyor. edilme yerine hedefe göre yönlendirilmelidir. Böyle uzun vaSağlıklı gelişim için teknolojik araştırmaları, ülkemiz zendeli planlama yapan ve ana hedeflerine bağlı kalanlar bili ginliklerini ve artan nüfusun istihdamını düşünerek aşağımi de teknolojiyi de başarıyor. daki alanlarda (gerekirse yabancı ortaklı ve özel sektör üzeÜlkemizin hedefi bilim ve teknoloji üreten bir toplum rinden) yatırımları desteklemeli ve bu alanlarda üretim altmu olmak? Yoksa teknolojinin ürünlerini kullanmak, tü yapısı oluşturmalıyız. ketmek ve bu tüketimimizle geliştik diye avunmak mı? Unutmayalım ki bilgi güçtür. Bilgili ve bilgiye dayalı üretimle, ARA TIRMA DESTE VE ÖNEM diğer bir deyişle bilgi ve teknoloji üretmekle sağlıklı kalkı GÖSTERGES nan, arkadan giden değil, sürükleyen, kendini izleten bir topÜlkelerin bilim ve araştırmaya verdikleri önemler ve deslum oluruz Bilimsel düşünce topluma ulaşamadı. Gençlerimize tekleri dünya ölçüsünde başlıca 10000 nüfus başına araştıiyi örnekleri gösteremedik. Başarı öyküsü diye kayırmacı rıcı sayısı, ülke kaynaklarından, yani GSMH’dan araştırmaya korumacı, rant ekonomisinde zenginleşenleri andık. Ülke, ayırdığı destek oranı ve araştırıcıya verdiği önem (maaş, sayithalata dayalı sanayileşme, lüks tüketim, israf gösteriş ağır gınlık, statü, görüşlerine itibar) ile ölçülür. lıklı, hedeflerini belirlemeden yoluna devam ederken boBazı ülkelerin araştırmaya ayırdığı kaynaklar: Türkiye calıyor. GSMH’nın %0.72 hedefi ise %1.5’ a çıkarmak, EU ortalaTarih incelendiğinde plancılarını ve yöneticilerini li ması %1.89 olup, 2010 yılından itibaren üye ülkelerin bu orayakate göre atamayan veya seçemeyen toplumlar hep geri kal nı % 3’e yükseltmeleri isteniyor. maya mahkum oldukları görülür. Son krizde ekonomisi en çok küçülen 3 ülkeden biriyiz. Sanayi üretimimiz dış teknolojiye bağlı geliştiğinden ihracatımız artarken ithalatımız daha çok artmak zorunda kalıyor. Özellikle kalkınmanın en önemli unsuru olan enerji tüketiminde büyük ölçüde dışa bağımlıyız. Yurtdışı ve uluslararası dergilerde yayın sayımız 25 bine ulaşırken ülkemiz kaynaklı yayınlara yapılan atıflar çok az. Daha da önemlisi araştırmada kullandığımız araçgereç ve malzemelerin neredeyse tamamı ithalata dayalı olduğundan araştırma yaparken de daha çok tüketiyoruz. Ülkemizde teknoloji ve patent üretimi çok düşük olduğu gibi büyük bilimsel ve teknolojik buluş yapan vatandaşımız yoktur. Üretim yapımız da dış teknolojiye dayalı olunca her yenilenen ve gelişen teknolojiyi satın alma zorunda olan sanayici kazancı ile yurtdışı araştırmageliştirme kurumlarını destekledi. Özetle bilim ve teknoloji toplumu olmayı başaramadık. L YAKAT GÖZ ARDI ED LMEKTE Bilim ve Kütüphane Bilimde ileri gitmiş ülke olmakla, zengin kütüphanelere sahip ülke olmak arasında doğrudan bir ilişki var. Osman Bahadır, bahadirosman@hotmail.com D ünyanın bilimde önde gelen ülkelerinin kütüphane olanaklarına baktığımızda bunların zengin kütüphanelere de sahip olduklarını görüyoruz. Ülkelerin bilimsel ve teknolojik düzeylerinin karşılaştırılmasında öncelikle yayın veya patent sayılarının karşılaştırılması, kütüphanelerin bilimin gelişmesindeki temel rolünün gözlerden kaçmasına yol açmaktadır. Gerçekte ise ülkelerin kütüphane varlıklarının düzeyi, bilimsel gelişmeye konjonktürel olanın ötesinde daimi bir etkide bulunmaktadır. Bazı ülkelerin kütüphane düzeylerinin karşılaştırılması, bu konuda bize açık bir fikir vermektedir. Bkz. yandaki tablo. (ABD’deki kütüphanelerden yedisindeki cilt sayısı 10 milyonun üzerindedir. Örneğin Harvard Üniversitesi Kütüphanesi’nde 13 milyondan fazla, Yale 2009 yılı itibariyle, bir milyondan Üniversitesi fazla cildi bulunan kütüphane sayıKütüphanesi’nde ise sı 10 veya daha fazla olan ülkeler 10 milyondan fazla cilt şunlardır. vardır). ABD 121 20 milyondan fazAlmanya 63 la cilde sahip kütüpBüyük Britanya 56 haneleri bulunan ülÇin Halk Cumhuriyeti 52 keler ise unlar: Rusya 35 Rusya; 4 Kanada 26 (Günümüzde dünyaJaponya 20 nın en büyük kütüpPolonya 12 hanesi, 43 milyon kiFinlandiya 10 tap ve periyodik buFransa 10 l u n d u r a n , Hollanda 10 Moskova’daki Rusya İsviçre 10 D e v l e t İtalya 10 Kütüphanesi’dir. Tüm Rusya Teknik Patent Kütüphanesi’nde ise 105 milyon patent tanımı mevcuttur. St. Petersburg’daki Rusya Ulusal Kütüphanesi’nde 32 milyon, yine St. Petersburg’daki Rusya Bilimler Akademisi Kütüphanesi’nde de 20 milyondan fazla cilt vardır). ABD; 1 (Washington’daki Kongre Kütüphanesi’nde 29 milyon cilt bulunmaktadır). Almanya; 1 (Münih’teki Alman Patent Ofisi Kütüphanesi’nde 37 milyon patent tasnif edilmiş durumdadır). Avusturya; 1 (Viyana’daki Avusturya Patent Ofisi Kütüphanesi’nde 40 milyondan fazla patent tanımlanmış durumdadır). Çin Halk Cumhuriyeti; 1 (Pekin’deki Çin Ulusal Kütüphanesi’nde 22 milyon cilt bulunmaktadır). Ermenistan; 1 (Erivan’daki Ermenistan Bilim ve Teknoloji Enformasyon Merkezi’nde 22 milyon cilt bulunmaktadır). Türkiye’de bir milyondan fazla cildi bulunan kütüphane sayısı 1’dir. Milli Kütüphane’de 1.136. 997 cilt bulunmaktadır. Kaynak: The Europa World of Learning 2009, 59 th Edition Volume