23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu (tanolTurkoğlu@Gmail.com) Üniversitesi’nden bir grup bilim insanı son günlerde esnek bir piezoelektrik malzemesi üretti. Silikon kauçuk ile polipropilen köpüğün karışımından elde edilen malzeme bükülüp katlanabiliyor. Malzemenin olası kullanım alanlarının başında katlanabilir hoparlörler ve hareket ile sesi enerjiye dönüştüren hafif cihazlar geliyor. Biz boşuna “İnternet Yaşamdır” diye yırtınıp duruyoruz. Bu mentaliteye göre internet olsa olsa çocuk oyuncağıdır. “Ciddi devlet meseleleri” söz konusu olduğu zaman internet gibi bir çocuk oyuncağına başvurmak işi ciddiyetinden uzaklaştırmaktadır. Velev Ki... AKP’nin 16.6.2008’de Anayasa Mahkemesi’ne sunmuş olduğu Esas Hakkındaki Cevaplar metninin 18. sayfası: “Yargılama hukukunun temel ilkesi delillerden sonuca gitmek iken, partimiz hakkında açılan davada bu ilke tersine çevrilmiş görünmektedir. Önce dava açmaya karar verilmiş, daha sonra da bunun için delil toplanmıştır. Nitekim iddianameye ek olarak sunulan dosyalarda yer alan gazete haber ve yorumlarının büyük bir kısmı bunların yayınlanmasından yıllarca sonra internet yoluyla derlenmiştir. Bu nedenle bu dava adeta bir ‘google davası’dır. Başsavcı, çok sayıda haber ve yorumu dava açma tarihine yakın bir zamanda anahtar kelime yazarak ‘google’arama motorundan arama yapmak suretiyle elde etmiştir. Örneğin, iddianamenin 10, 14, 29, 74, 93, 95, 97, 100 nolu eklerinde yer alan bazı deliller bunlardan sadece birkaçıdır. Bu şekilde internetten elde edilen gazete haber ve yorumlarının 2 Şubat 2008 Cumartesi ve 3 Şubat 2008 Pazar günleri indirildiği görülmektedir. Bu durum Başsavcılığın partimiz hakkında dava açabilmek için hafta sonu tatilinde bile yoğun bir mesai yaptığını göstermektedir.” Bu metindeki bilgi düzeyi, bilgi derinliği ve konuyu yorumlama yaklaşımı çok düşündürücü. Öncelikle “google davası” nitelendirmesi ile verilmek istenen olumsuzluk, hafiflik mesajı karşısında ne diyeceğimi bilemiyorum. Eğer bu doğru bir nitelendirme ise biz boşuna “Internet Yaşamdır” diye yırtınıp duruyoruz. Bu mentaliteye göre internet olsa olsa çocuk oyuncağıdır. “Ciddi devlet meseleleri” söz konusu olduğu zaman internet gibi bir çocuk oyuncağına başvurmak işi ciddiyetinden uzaklaştırmaktadır. Cumhuriyet Başsavcısı’nın Google’ı kullanma nedeni neymiş? Yıllar önce yayımlanmış gazete haberlerini bulup, kâğıda basarak dava dosyasına koymak. Burada eleştirilen şey ne? Efendim eğer sen kapatma davası açacaktıysan, gazete haberlerini günü gününe takip etmeli ve elinde makasla bunları keserek güzelce arşivlemeli ve günü geldiğinde de dosyana koymalıydın. Yok eğer onun yerine hele bir de cumartesi pazar günleri oturup da Google’dan arama yaparak delil topladıysan vay haline!... (Buna karşılık Sayın Yalçınkaya “Velev ki...” diye başlayan bir cevap verse acaba ne diyecekler?). Şimdi merak ediyorum tabii... Dünün, gazeteleri makasla kesip kupürlerin dava dosyasına delil olarak eklenmesiyle, bugünün Google’dan arama yaparak bulunan kupürlerin kâğıda basılıp dosyaya eklenmesi arasında içerik olarak ne fark var? Eleştirilen şey davaya delil olarak eklenmiş bazı bilgilerin elde ediliş şekli. Yanlış anlaşılmasın, AKP kendi savunmasında bu delillerin gerçekdışı olduğunu filan savunmuyor. Bunların elde ediliş şeklini eleştiriyor. Şimdi biz böyle mentaliteye sahip yürütme organlarımızın ülkemizde interneti en stratejik konulardan biri olarak algılayıp, ona göre yatırım yapmalarını mı bekleyeceğiz? Bu tür durumlarda başvurulan bir yöntem var. Sanırım burada da o devreye girecektir. Şimdi bu savunma çerçevesinde Cumhuriyet Başsavcısı’nı her açıdan eleştiri bombardımanına tutmak gerekiyor ya ele geçirilen her şey en ince detayına dek bu uğurda kullanılacaktır. Mesela internetten ulusal gazetelerimizin sanal arşivine ulaşarak daha önce yayımlanmış haber ya da makalelere ulaşmak çerçevesinde internet de bu yolda feda edilir. Ertesi gün diyelim ki Türkiye’de internetin kuruluşu kutlanırken ya da uzaya bir Türksat uydusu gönderilirken, efendim interneti elli kat hızlandıracak altyapılar kuruyoruz diye bu kez o günün gündemine uygun olarak internet yeniden yorumlanır. Altın kural şudur: Tutarlı olmak zorunda değilsin. Bugün beyaz dediğine yarın siyah, ertesi gün şeffaf diyebilirsin. Bu kuralı çok rahat bir şekilde hiç utanıp sıkılmadan uygulamanın da bir altyapısı var. O da amaçlar, hedefler. O amaç ve hedeflere giderken bunların dışında kalan herşey (insanlar, olgular, fikirler) birer araçtır. Ve araçlar nasıl istenirse o şekilde kullanılır. Bir gün öyle, bir gün böyle. O nedenle başkasının “takıyye yapıyorlar” dediklerine “biz yolumuzda yürüyoruz” demeleri boşuna değil. KİMSE YOKSA KAPANAN HAVALANDIRMA ÜNİTESİ Atlanta’daki Georgia Teknoloji Enstitüsü’nden Shwetak Patel’in geliştirdiği havalandırma sistemi, evdeki hareketleri kontrol altında tutarak odada kimsenin olmadığı anlarda kendi kendini kapatıyor. Merkezi basınç sensörlerine sahip olan sistem, insanların bir odadan diğerine geçerken yarattığı küçük hava akımı dalgalanmalarını tespit edebiliyor. Bu akım özellikle kapının açılması veya kapanması sırasında daha belirgin hale geliyor. Patel, hareket sensörleri konusunda bugüne dek çok sayıda araştırma yürüttü. OTİSTİKLERİN KUCAKLANMA İHTİYACINI GİDEREN YELEK Amherst’teki Massachusetts Üniversitesi’nden Brian Mullen, kucaklanma ihtiyacı duyanlar için hava ile şişirilebilen bir yelek geliştirdi. Bu yelek, ceket astarı içine yerleştiriliyor. Otistik çocukları gerektiği zaman kucaklıyor. Otistik çocuklarda endişe düzeyi üst sınırlara çıktığında “Sıkı Temas” denilen tedavinin çocukları sakinleştirmesinden yola çıkan Mullen, ebeveynlerin olmağı ortamlarda çocuğun bu yelek sayesinde paniğe kapılmadan yaşamına devam edebileceğine inanıyor. Yeleğin en büyük avantajı bunu, çevrenin dikkatini çocuğun üzerine çekmeden yapması. SAHTE TELEVİZYON İLE HIRSIZLARI KANDIRMAK Bir tatil beldesinde kumda güneşlenirken, olası hırsızlara karşı evde televizyon izliyormuş izlenimi yaratabilirsiniz. Malezya’da bulunan Xenso şirketinin geliştirdiği FakeTV, duvarlara ve tavana teevizyon programlarının çıkarttığına benzer ışık oyunları yansıtıyor. Titreyen, azalıp çoğalan, hareketli ve reklam girişlerini çağrıştıran ışıklar, dışarıdan gözleyenler için gerçekten TV izleniyormuş görüntüsü veriyor. Birkaç vat gücündeki cihaz, küçük bir bilgisayar içeriyor. Bilgisayar TV şekillerini LED’lerden oluşan bir ışık kümesine gönderiyor. Derleyen: Reyhan Oksay CBT 1110/ 19 27 Haziran 2008
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle