Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İslam dünyasının bilimde parlak dönemi bu müzede İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi Gülhane Parkı içindeki Has Ahırlar Binası’nda açıldı. Türkİslam tarihinde bir ilk olan müzede, tamamı Prof. Fuat Sezgin'in çalışmalarıyla ortaya çıkan 800’den fazla eser sergilenecek. Reyhan Oksay K ültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA), TÜBİTAK, Frankfurt Goethe Üniversitesi İslam Bilimleri Tarihi Enstitüsü ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla Gülhane Parkı içindeki Has Ahırlar Binası’nda açılan İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi, kendi türünde dünyada bir “ilk”i temsil ediyor. Müzede, Frankfurt Üniversitesi tarafından kaynaklardaki tarif ve resimlere, çok küçük bir kısmı da günümüze ulaşan orijinal cihazlara dayanarak hazırlanan, Müslümanların 8.ve 16.yüzyıllar arasında geliştirdiği alet ve cihazların, yeniden yapılan kopya örnekleri sergileniyor. Müze, 24 Mayıs tarihinde Başbakan, Kültür Bakanı, Prof. Fuat Sezgin’in de katılımıyla açıldı. Şu anda müzede 507 eser sergileniyor, ancak hedeflenen sayı 800’ün üzerinde. Müzenin “kurucu yürütücüsü” olduğunu açıklayan tarihçi Hayrullah Cengiz, eski ahırların müze binası olarak onarılmasından, eserlerin sergilenecek hale getirilmesine kadar tüm çalışmaların 11 ay gibi kısa bir sürede tamamlandığını söylüyor. Ancak üç bina içinde 3 bin 550 metrekare gibi geniş bir alana yayılan müzede, eserlerin bazılarında açıklamalarının bulunmaması, ışıklandırma ve havalandırma sorunları, müzede yer alacağı belirtilen “Bilimler Tarihi Kütüphanesi”nin henüz hizmete girmemiş olması gibi erken açılmanın yarattığı sorunlar göze çarpıyor. Cengiz’e göre bunlar çok kısa bir süre içinde giderilecek. yınlanmıştır. İşte müzenin kuruluş amacı bu yanlışı düzeltmektir. Kendi türünde dünyada bir ilk olan bu müze, İslam kültür çevresinin modern bilimin oluşumuna olan katkıları hakkında gerçeği yansıtıyor.” Müslüman bilim adamlarının kayıp el yazmalarında çizimleri bulunan ve Prof. Sezgin tarafından keşfedilerek gerçeği üretilen teknolojik aletler, astronomi, coğrafya, deniz bilimleri, saat teknolojisi, geometri, optik, tıp, kimya, maden, fizik, mekanik, savaş teknolojisi ve mimarlık dallarını kapsıyor. Bilim tarihi uzmanı Abdurrahman Akif ile müzenin kurucu yürütücüsü Hayrullah Cengiz su saatleri, mekanik saatler, karanlık oda tasarımları, cerrahide ve dişçilikte kullanılan tıp aletleri çekti. Özellikle tıp aletlerinin bugün kullanılanlara olan benzerliği şaşırtıcıydı. ASTRONOMİYE VERİLEN ÖNEM İlk gezdiğimiz bölümde sergilenen usturlaplar Dr. Aliy’in deyimiyle eskinin hesap makineleri. İslam’da Bilim ve Teknik kitabında usturlaplar şöyle anlatılıyor: “Astronomi tarihinde en yaygın ve en popüler alet olan usturlap, Arapİslam kültür çevresine İslamdan önce ve İslamın ilk dönemlerinde Yunan bilimlerinin yürütüldüğü Doğu Akdeniz havzasında bulunan Pers, Suriye ve diğer merkezlerden gelmiştir. En basit biçimiyle usturlap, tahminen milattan önce 2., belki de hatta 4.yüzyılda Yunanlarca bilinmekteydi….Usturlapla, ana konumlarda bulunan yıldızlar doğrudan doğruya belirlenebilir.” Güneş ve yıldızların ufuk yüksekliklerini ölçüp, buradan zaman hesabı yapmayı sağlayan bir gözlem aracı olarak kullanılan usturlapların düzlemsel ve küresel olarak iki şekli de müzede sergileniyor. Aliy’in verdiği bilgiye göre İslam kültüründen gelen usturlaplar daha sonra Avrupa’da da yapılmaya başlanmış olsa da, işleme sanatı ve teknolojik açıdan o düzeyi yakalayamamış. Müzede, aralarında Semerkand ve İstanbul (Takiyüddin) rasathanelerinin de bulunduğu İslam astronomlarının kurduğu rasathanelerin maketleri de yer alıyor. 1575 yılında İstanbul’da bir rasathane kuran Takiyüddin (15261585) Osmanlının en önemli astronomlarından biriydi. Ne var ki rasathanesi Padişah 3'üncü Murat'ın 1580 yılında çıkardığı ferman üzerine, Kaptanı Derya Kılıç Ali Paşa tarafından bir gecede, tüm araç, alet ve aygıtlarıyla yerle bir edildi. Çağdaşı Tyco Brahe'nin 1576'da Danimarka'da kurmuş olduğu rasathane ile karşılaştırıldığında kullandığı aletler, araçlar bakımından büyük benzerlik taşıyan rasathane, simgesel olarak bilimin durma hatta çöküş dönemine girmesi açısından dönüm noktası olarak algılanabilir Müzenin gezdiğimiz diğer bölümlerde ilgimizi en fazla KISIR SİYASİ ÇEKİŞMELERE KURBAN EDİLEN BİLİM 16.yüzyıla kadar süren bilimsel üstünlüğü somut bir şekilde gözler önüne seren bu eserler, bilim tarihi konusundaki bilgisizliğimizi de ortaya çıkartıyor. Bilim tarihçisi ve MÜZENİN KURULUŞ AMACI Müzeyi, kuruluş çalışmalarında büyük emeği geçen bilim tarihi uzmanı Dr. Abdurrahman Aliy’in eşliğinde gezdik. Aliy, öncelikle müzenin kuruluş amacını anlattı. Aynı zamanda Prof.Dr. Fuat Sezgin’in kaleme aldığı “İslam’da Bilim ve Teknik”* isimli beş ciltlik eserin de çevirmeni olan Aliy, Avrupa’daki Aydınlanma hareketinin temelinin 8. ve 16.yüzyıllar arası İslam bilim ve teknoloji alanındaki gelişmelere dayandığını ifade etti. Aliy’in bu konudaki görüşleri özetle şöyle: “Avrupa’da 12. yüzyıldan 16.yüzyıla kadar Müslüman bilginlerin bilimsel çalışmalarını kaydettikleri eserler yoğun bir şekilde Arapça’dan Latinceye çevrildi. Elimizde bunların yüzlerce örneği bulunuyor. Maalesef bu dönemde çevrilen birçok eserin orijini verilirken intihale uğramış ve hatta bazı eserler yazarlarının adıyla değil, çevirmenlerinin adlarıyla ya esSiczi’nin Planetaryumundan dünyanın kendi etrafında dönüşünü gösteren gökküresi Osmanlı minyatürleri uzmanı Nusret Çolpan’ın müze için yaptığı özel minyatürler *Türkiye Bilimler Akademisi ve Kültür Bakanlığı'nın ortak yapımı olan İslam’da Bilim ve Teknik, TÜBA Şeref Üyesi Prof. Dr. Fuat Sezgin tarafından 2003 yılında Almanca olarak yazılan “Wissenschaft und Technik im Islam” adlı kitabın Türkçe ve tıpkıbasımı olarak çevirisidir. CBT 1108/ 9 13 Haziran 2008 tarih uzmanı olarak Cengiz ve Aliy’e 16.yüzyıldan sonra bilimde çağın gerisinde kalmamızın nedenlerine ilişkin ne düşündüklerini sordum. İkisinin ortak görüşü, bilimsel çalışmaların o tarihten sonra dini gerekçelerin arkasına saklanmış siyasi uzlaşmazlıklara kurbanı edildiği yönündeydi. Buna da en somut örneğin Takiyüddin’in bir gecede yerlebir edilmiş olan rasathanesi olduğunu belirttiler. Bugün de bilimin aynı gerekçelerle geri plana itilmiş olması nasıl açıklanabilir? Müzeye bugüne dek belirli çevrelerin dışında sahip çıkılmaması, kanımca İslamda bilim ve teknoloji konusuna nesnel bir şekilde yaklaşılmamış olmasının bir sonucudur. Oysa gerek müzecilik gerekse bilim tarihi açısından çok büyük bir eksikliğimizi gideren bu müze, geniş kapsamlı bir ilgiyi fazlasıyla hak ediyor.