Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ölen deniz: Aral Denizi geri kazanılabilir mi? 1980’lerin sonlarında Aral Denizi’nin su düzeyi öylesine düşmüştü ki, kuzeyde Küçük Aral ve güneyde Büyük Aral olmak üzere iki farklı parçaya ayrıldı. 2007 yılında da güneydeki bölüm batıda derin bir havzaya, doğuda sığ bir havzaya ve soyutlanmış küçük bir körfeze dönüştü. Büyük Aral’ın yoğunluğu 708 km3’ten topu topu 75 km3’e geriledi... Aral Gölü’nün geçen yıllara göre nasıl küçüldüğünün uzaydan görünümü B inlerce yıl boyunca Amuderya ve Sirderya ırmaklarının suyuyla beslenen Aral Denizi son zamanlarda Amuderya’nın denizden uzaklaşmasıyla birlikte giderek küçülmeye başladı. Pamuk ve pirinç gibi bol su isteyen ürünlerin sulanmasında bu iki ırmağın sularından yararlanılması nedeniyle ırmakların deltalarına ve dolayısıyla da denize akışları büyük ölçüde engellendi. Yağışlar, eriyen karlar ya da yeraltı suları aşırı buharlaşmayla boy ölçüşemeyecek düzeyde olduğundan deniz suyunun yoğunluğu giderek azalırken tuzluluk oranı her geçen gün daha da arttı. Scientific American bilim dergisinin Nisan 2008 sayısındaki incelemeye göre, Sovyetler Birliği, Aral Denizi’nin giderek yok oluşunu yıllarca gizledi. Bu büyük çevre ve insanlık felaketi 1985 yılında, Mihail Gorbaçov tarafından kamuya duyuruldu. 1980’lerin sonlarına gelindiğinde deniz suyunun düzeyi öylesine düşmüştü ki, kuzeyde Küçük Aral ve güneyde Büyük Aral olmak üzere iki farklı parçaya ayrıldı. 2007 yılında da güneydeki bölüm batıda derin bir havzaya, doğuda sığ bir havzaya ve soyutlanmış küçük bir körfeze dönüştü. Büyük Aral’ın yoğunluğu 708 km3’ten topu topu 75 km3’e düşerken, tuzluluk oranı litre başına 14 gramdan 100 gramın üzerine çıktı. Sovyetler Birliği’nin 1991 yılında dağılması üzerine Aral Denizi’nin bir bölümü Kazakistan ve Uzbekistan sınırları içinde kaldı. Öyle olunca da, Sibirya ırmaklarından su taşınmasını öngören büyük Sovyet tasarısı da suya düşmüş oldu. Sağlık uzmanları yerel halk arasında solunum yolu hastalıklarına, gırtlak ve yemek borusu kanserine, sindirim bozukluklarına, karaciğer ve böbrekte rahatsızlıklara ve göz hastalıklarına sıklıkla tanık olunduğuna dikkat çekiyor. Balık ve öteki deniz ürünlerindeki azalmanın, özellikle de gebe kadınlarda, beslenme bozuklukları ve kansızlığa neden olduğu belirtiliyor. KUZEY İÇİN BİR UMUT Aral Denizi’nin 1960 yılındaki durumuna dönüştürülmesini ümit etAral Gölü çevresi kurak bir arazinin mek hiç de gerçekçi bir yaklaşım olmaz. Çünkü böyle bir düşün gerçekleşmesi için, şimdilerde ortalama 13 çöplüğü görünümünde km3 olan Sirderya ve Amuderya ırmaklarından gelen su miktarının dört katına çıkması gerekir. Bunun tek yolu, ırmak sularının %92’sini oluşturan sulama çalışmalarının azaltılmasıdır. Ne var ki, beş eski Sovyet cumhuriyetlerinden dördü (Kazakistan dışında) öncelikle artan nüfusun beslenmesi için sulama faaliyetlerinin daha da genişletilmesini hedefliyor. Daha az su isteyen ürünlere yönelmek, söz gelimi pamuk yerine kış buğdayı yetiştirilmesi kesinlikle işe yarayabilir. Ancak Özbekistan ve Türkmenistan gibi ülkeler döviz girdisi sağlamak amacıyla pamuk yetiştirmekten yana. Sulama kanalları büyük ölçüde geliştirilebilir. Bu kanalların büyük bir çoğunluğu toprakta yarıklar açılmak suretiyle oluşturulduğundan, büyük miktarlarda lirken, alanda %18’lik bir artış meydana geldi. Yaklaşık su sızıp yok oluyor. Tüm sistemin daha çağdaş bir duruma 20 g/l olan tuzluluk oranı 10 g/l’ye düşerken, balık türlegetirilmesi yılda 12 km3 su tasarrufu sağlasa da, böyle bir rinde de çarpıcı bir artış sağlandı. girişim en az 16 milyar dolar eder. Hızla küçülmeye devam eden Büyük Aral’ı ise zorlu Kazakistan, her şeye karşın, kuzeydeki Küçük Aral’ı bir gelecek bekliyor. Doğudaki sığ havza ile daha derin kısmen kurtarma girişiminde bulundu. 1990’ların başla batı havzasını yalnızca dar ve uzun bir kanal birleştiriyor. rında suların güneye sızıp buharlaşmasını önlemek ama Bu da her an tümden kapanabilir. Amuderya kıyısındaki cıyla topraktan bir bent oluşturulduysa da, 1999 ülkelerin önlem almamaları durumunda, suyun şimdiki Nisan’ında bir felaket sonucunda yıkıldı. Ancak bu giri giriş ve buharlaşma oranları esas alındığında, doğu havşim su düzeyinin yükseltilip tuzluluk oranının düşürüle zasının 4300 kilometrekarelik bir alanda dengeleneceği, bileceğini gözler önüne serdi ve Kazakistan ile Dünya ancak derinliğin ortalama 2,5 metre olacağı belirtiliyor. Bankası’nın 85 milyon dolarlık ortak bir projeye imza atTuzluluk oranının bir olasılıkla 200 g/l’ye ulaşacağı masına neden oldu. ve böyle bir ortamda yalnızca karides ve bakterilerin ba13 km. uzunluğunda, kapaklı beton baraj Kasım rınabileceğine dikkat çekiliyor. Bu durumda Batı havza2005’te tamamlandı. Ertesi yıl Sirderya ırmağından gelen sının ancak büyük ölçekli mühendislik çalışmalarıyla kısyoğun su akışı Küçük Aral’da hızlı bir iyileşme sağladı. men kurtarılabileceğine inanılıyor. Sekiz ay içinde su düzeyi 40 metreden 42 metreye yükse 60 BİN İŞ ALANI KAYIP Aral Denizi’nin kuruması ciddi birtakım sorunları da beraberinde getirdi. Irmak sularındaki büyük azalma, sulak alanları su ve zengin içerikli çökeltilerle besleyen ilkyaz sellerinin de son bulmasına neden oldu. Tuz oranının giderek artması yüzünden göllerde bir zamanlar yaşayan 32 farklı balık türünden geriye yalnızca altısı kaldı. 1960 yılında 40,000 tona ulaşan deniz ürünleri ticareti 1980’lerin ortalarına gelindiğinde nerdeyse tümden tükendi ve buna bağlı 60,000’i aşkın iş alanı da beraberinde tarihe karıştı. Aralsk ve Munyak kentlerinin kıyıdan kilometrelerce uzakta kalmaları nedeniyle Aral Denizi’nde denizcilik de sona erdi. Su düzeyinin giderek alçalmasıyla birlikte yeraltı sularının da azalması çölleşme sürecini hızlandırdı. Deniz ürünleri dışında, bölgedeki yerel memeli ve kuş türlerinin sayısı da yarıya indi. İklim koşulları da değişime uğradığından yazlar daha sıcak, kışlar daha soğuk geçmeye başladı; nem oranı, buna bağlı olarak da yağış miktarı düştü. CBT 1108/8 13 Haziran 2008