24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

dı. Bu sefer Engizisyon tarafından cezalandırıldı. 1637 yılında kör oldu. 1642'de (Newton'un doğduğu yıl) öldü. Galileo hem Aristoteles'i hem de kutsal kitabı şüphe ile karşılamış, bu yolla ortaçağ bilgi kalesini yıkmıştır. (Russel; 1962, 1972). EVRİM KURAMI Evrim öğretisi, jeoloji ve biyoloji alanlarında Copernicus yengisinden sonra astronominin karşılaştığı dinsel bağnazlıktan çok daha ağır ve inatçı bir bağnazlıkla savaşmak zorunda kalmıştır. Kutsal Kitaplara göre Dünya altı günde yaratılmıştı. Göksel cisimlerle, bütün hayvanları ve bitkileri de bugün gördüğümüz şekliyle yaratmıştı. Tanrı Âdem'le Havva'ya belirli bir ağacın meyvesini yememelerini buyurmuş, ama onlar bu buyruğa uymamışlardı. Âdem'in işlediği günahla beraber insanlar çok kötüleşmişti. Tanrı, Nuh ile üç oğlu ve onların eşleri dışında hepsini Tufan'da boğmuştu. Gemisine bugün iki milyondan fazla türün var olduğunu bildiğimiz hayvan ve bitkilerden almıştı. Darwin 1859 yılında Türlerin Kökeni Üzerine adlı eserinde bütün hayvan çeşitlerinin değişimle ortak bir atadan gelmiş oldukları görüşünü ileri sürmüştür. Bu teoloji için büyük bir darbe oldu. Kutsal kitaplarda yer alan türlerin değişmezliklerinin geçersizliğini ortaya koymaktaydı. Aynı zamanda insanın hayvanlardan türediğini söylemek cesaretini göstermişti. nin desteği ile aşı olmamakta direndi. 1847 yılında Simpson, çocuk doğumunda uyuşturucunun kullanılmasını önerince kilise adamları ona Tanrı'nın Havva'ya söylediği şu sözü hatırlattılar: “Çocuklarını ağrı çekerek doğuracaksın”. Tıp bilimi de bu savaştan yengiyle çıkmıştır. Birçok hastalıkların tedavisi ve insan ömrünün uzaması bunun en önemli kanıtıdır. SONUÇ Bu yazıda son 450 yılda bilim adamlarıyla din adamları arasındaki çatışma kısaca anlatılmaya çalışılmıştır. 1 Copernicus'un Güneş merkezli sisteminin açıklanması ile bilim adamları ile otoritelerinin kaybolacağı telaşına kapılan din adamları çatışmaya başlamıştır. Ellerindeki gücü Engizisyon eliyle kullanarak 1616 yılında Bruno'yu diri yakmışlar, Galileo'yu zindana ve ev hapsine mahkum etmişlerdir. Jean Jacques Rouseau yazdığı Emile adlı pedagoji kitabında çocuklara din eğitiminin 18 yaşından sonra verilmesi gerektiğini söyleyince Fransa'dan kaçarak İsviçre'de yaşamak zorunda kalmıştır. Hallacı Mansur'unda din bağnazlarınca öldürüldüğünü unutmayalım. 2. Bilim, gözlem yoluyla ve bu gözlemler üzerine kurulmuş akıl yürütmeyle önce Dünya ile ilgili belirli olguları, sonrada bu olguları birbirine bağlayan yasaları bulgulama ve geleceğin önceden kestirilmesini olanaklı kılma girişimidir. Mantıkta buna tümevarım denilir. Bilim durağan değildir, her öğretinin yeni bilimsel çalışmalarla değişikliğe uğrayacağını bilir ve bekler. Her buluş doğayı anlamada zincirin bir halkasını oluşturur. Saltık gerçekler bilimde yoktur. 3. Din ise kutsal kitapların yazdıklarını saltık gerçek kabul eden dogmatik yapıdadır. Buna mantıkta tümdengelim denilir. 4. Din ile bilimin kavgası tümdengelimle tümevarımın kavgasıdır. Bunun en basit örneği; bütün canlıların ve evrenin bugün olduğu şekliyle 6 günde yaratıldığı dogmasıyla, uzun bir evrim sonucunda bugün yaşadığımız ve gördüğümüz şekillere ulaştığı kavgasıdır. 5. Russel'ın yazdığı gibi; “Bilim adamlarının ve bilimsel bilgiye değer veren herkesin açıkça üstüne düşen görev, eski biçim zorbalıkların yok olup gittiğine bakarak, birbirlerini kutlamak değil, ama zorbalığın yeni biçimlerine yiğitçe başkaldırmaktır. Dogmalarının eleştirilmesine katlanamayan bir rejimin yeni bilgilerin bulgulanmasına engel olacağı gözden uzak tutulmamalıdır. Aydınca düşünme özgürlüğüne kişisel açıdan önem verenler, bir toplulukta azınlıkta olabilirler. Ama geleceğin en önemli kişilerinin bu azınlığın içinde olduklarını unutmamak gerekir.” (Russel, 1972, s. 231). 6. Bugünlerde yaşadıklarımızı çok önceden gören Büyük Atatürk, Tevfik Fikret'ten aldığı şu sözlerle “Aklı hür, vicdanı hür” bir gençlik yetiştirilmesini biz eğitimcilere bir görev olarak vermiştir. Bu görevde ne kadar başarısız olduğumuzu görmek çok üzüntü verici! Kaynaklar Adıvar, A. A.; Tarih Boyunca İlim ve Din, Remzi Kitabevi, 1969. Hançerlioğlu, O.; Düşünce Tarihi, Remzi Kitapevi. Bixby, W.; Galileo ve Newton'un Evreni, TÜBİTAK, 1997. Russel, B.; Bilimden Beklediğimiz, Varlık Yayınları, 1962. Russel, B.; Bilim ve Din, Yüzyıllardır Süren Savaş, Varlık Yayınevi, 1972. Yıldırım, C.; 100 Soruda Bilim Tarihi, Gerçek Yayınevi, 1974. http://www2.itu.edu.tr/~bulu/favoritebooks.htm Fen öğretmenlerinin yeterlilik ölçütlerine ilişkin araştırma Bu yazıda, İzmir'de fen bilgisi, fizik, kimya ve biyoloji öğretmenleriyle gerçekleştirilen bir çalışmanın sonuçları ele alınarak geleceğe yönelik kimi görüşleri tartışmaya ve öğretmenlerimizle paylaşmaya çalışacağız. Prof. Dr. Nevzat Kavcar; Öğr. Gör. Dr. Serap Kaya Şengören ve Öğr. Gör. Dr. Rabia Tanel; DEÜ Buca Eğitim Fakültesi Fizik Eğitimi AD B Charles Robert Darwin Andreas Vesalius (1514 1564) (1809 1882) TIP BİLİMİNİN VERDİĞİ SAVAŞ Eski zamanlarda hastalıklar işlenen bir günahın Tanrı tarafından cezalandırılması veya cinlerin işi sayılıyordu. Hasta ancak din adamlarının aracılığı, dualar, kutsal yerleri ziyaret veya cinleri kovmakla iyileşebilirdi. Kutsal emanetlerin hastalığın iyileştirilmesinde oldukça etkiliydi. Örneğin, Azize Rosalio'nın Palermo'da yüzyıllardır iyileştirmede etkili olan kemiklerinin keçi kemikleri oldukları anlaşılmıştı. İngiltere'de “the King's evil” adı verilen bir hastalığın kralın dokunmasıyla iyileşeceğine inanılmaktaydı. Akıl hastalıklarının insanın içine şeytanın girmesi olarak kabul ediliyordu. Anatomiyi ilk kez bilimsel temellerine oturtan Andreas Vesalius’dur. (1514 1564) Havva'nın Âdem'in kaburga kemiğinden yaratılması nedeniyle erkeklerin bir kaburga kemiğinin eksik olduğunun doğru olmadığını gösterince kilise ayaklandı. Engizisyon tarafından verilen ceza nedeniyle kutsal topraklara bir hac gezisi yapmak için bindiği geminin batmasıyla ölmüştür. Çiçek hastalığına karşı bağışıklık sağlayan aşı, kilise adamlarının büyük direnişiyle karşılaştı. Montreal'de büyük bir çiçek salgınının baş gösterdiği 1885 yılında kentin Katolik halkı kilise ilimsel buluşlar sonucu bilgi birikimi hızlı bir biçimde günlük yaşamımıza giriyor ve eğitimin niteliğinin geliştirilmesi yolunda tüm ülkelerde çeşitli girişimlerin arttığı gözleniyor. Ülkemizde de fen ve teknoloji okur yazarı bireyler yetiştirmek doğrultusunda, öğrenci merkezli fen bilimleri öğretimini yaşama geçirebilecek yetkin öğretmenlerin yetiştirilmesi giderek önem kazanıyor. Mesleğinde yetkin öğretmenlerin bir yandan hizmet öncesinde yetiştirilmesi ve bir yandan da hizmet içinde geliştirilmeleri anlayışı çerçevesinde, fen bilimleri öğretmenlerinin yetkinlikleri ve eğitim sorunları değişik boyutlarıyla incelenmeli, gelişmeleri ve gerekli yetkinlikleri kazanmaları için sürekli destek sağlanmalı ve yardımcı olunmalıdır (1). Çalışmamızın amacı, fen bilimleri öğretmenlerinin taşımaları gereken nitelikleri bir bütün olarak ele almak, bu niteliklerin nasıl geliştirilebileceğini tartışmak, bu yolla ülkemizde eksikliği duyulan bir konuya katkıda bulunmaktır. Ortaya konulan nitelik ölçütlerinin, ilgili alan öğretmenlerimizin mesleksel başarılarının değerlendirilmesinde MEB ve eğitim fakültelerince kullanılabileceğini öngörmekteyiz. ÖRNEKLEM VE VERİ TOPLAMA İzmir'in çeşitli ilçelerindeki kimi ilköğretim ve ortaöğretim okullarında görevli fen bilgisi, fizik, kimya ve biyoloji öğretmenlerinden, seçkisiz yöntemle belirlenen 437 kişi araştırmanın örneklemini oluşturdu. Veriler, araştırmacılar tarafından geliştirilen anket ve görüşme formları kullanılarak toplandı. Anketin uygulanması 20052006 öğretim yılında İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü kanalıyla gerçekleştirildi. Anketteki kişisel bilgilere, Likert tipi nitelik belirleme ölçeğine ve açık uçlu sorulara verilen yanıtların değerlendirilmesinden sonra belirlenen 26 öğretmenle 20062007 öğretim yılında görüşme yapıldı. Güvenirlik ve boyut çözümlemesi sonucunda ölçek, genel eğitim yeterliği 22, fen bilimleri alan yeterliği 27 ve fen bilimleri öğretim yeterliği 41 madde olmak üzere üç alt boyuttan oluşttu (2). BULGULAR: YETERLİKLER Mİ OLANAKLAR MI? Geliştirilmiş bulunan ölçekte öğretmen nitelikleri, yeterlik ölçütleri ve göstergeleri olarak tanımlandı. Bu yazının kapsamı içinde ölçeğin tümünü sunma olanağı bulunmadığından, öncelikle bireylerin eğitimine ilişkin olarak öğretmeYazının devamı arka sayfada CBT1094/21 7 Mart 2008 TARTIŞMAEDİTÖRE MEKTUP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle