Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EVRİM KURAMI “Yaradılış Teorisi” diye birşey yok! Evrimsel genetik ve türleşme konusunda pek çok yayını bulunan ve dünyanın önde gelen bilim insanlarından Prof. Dr. Jerry Allen Coyne, 15 Mart 2008 tarihinde saat 15:00'da ODTÜ Kültür Kongre Merkezi Kemal Kurdaş Salonu'nda 'Doymak Bilmeyen Cehalet ve Bağnazlık: Akıllı Tasarım Evrime Karşı' başlıklı bir konferans verecek. Aykut Kence Ü lkemizde, dini öğeler yaratılış görüşü adı altında biyoloji ders programlarına gireli tam 23 yıl geçti. Bu eğitim sonucunda son yıllarda yetişen biyoloji öğretmenlerinin önemli bir kısmı da giderek evrime ve bilime karşı bir tutum içine girdiler (Somel vd. 2007). Kamuoyunda evrimin tartışmalı bir konu olduğu, dine karşı öğeleri taşıdığı şeklinde bir kanı oluştu. Bunun sonucu olarak 34 ülkeyi kapsayan bir anket çalışmasında (Miller vd. 2006) Türkiye evrimi ve bilimi benimseyen ülkeler arasında en sonuncu geliyordu. Yazarlar, yazdıkları makalelerde Türkiye'nin bilimde geri kalmışlığını bu çalışmayı örnek göstererek vurguluyorlardı. Özellikle bir makalede Graebsch ve Schiermeier (2006) Türkiye konusunda pek iyimser olmadığını açıkça belirtti. Ülkemizde yapılan bir çalışmada ise öğretmenler hizmet süresine göre sınıflandırıldığında, daha uzun süredir hizmet veren öğretmenlerin sadece %4'ü evrimin bilimsel olarak geçerli olmadığı ya da dini inançlarına uymadığı şeklinde yanıt verirken yeni mezun öğretmenler arasında bu oran %17'ye kadar yükselmiştir (Somel vd., 2006). Bu da kaygı verici bir tablodur. Görülüyor ki son yıllarda yetişen öğretmenler evrimi ve bilimi daha da az oranda kabul ediyorlar. Bu, önümüzdeki yıllarda gençlerimizin daha büyük oranda dogmatik eğitim alacaklarını ve bilimden uzaklaşacaklarını göstermektedir. Uzun yıllar bilim ve din karşı karşıya getirilmiş ve gençlerimiz bunlardan birini seçmeye zorlanmıştır. Bu uygulama halen de sürmekte. Bilimde kuram nedir, yasa nedir bunun ayırdında olmayan milli eğitim bakanlarımız var. Bir milli eğitim bakanı evrim kuramının ateizmle birebir örtüştüğünü ve Türkiye'de ateistlerin %1 oranında bulunduğunu bu nedenle milletin %99'unun görüşleriyle örtüşen “yaratılış teorisinin” karşı görüş olarak öğretilebileceğini savunuyordu. örtüşmediği tartışma konusu bile yapılamaz. Aynı şekilde dinsel bir inancın fen derslerinde bilimsel bir kurama seçenek olarak öğretilmesi söz konusu olamaz. Zira bilim, tüm dinlere eşit mesafededir. Hiçbir dinin ne karşısında ne de yanındadır. Tanrının varlığını ya da yokluğunu kanıtlamak bilimin işi değildir. Bilimsel kuramları dinsel inançlarla örtüştürmeye çalışmak hele hele toplumun şu kadarı bilimsel görüşle örtüşen inanışa sahip, şu kadarı ise bununla çelişen bir dinsel inanışa sahip demek bilim açısından da din açısından da son derece zarar vericidir. Bilim insanları arasında şu ya da bu dinsel inanışa sahip kimseler vardır. Ancak bilim insanları dinsel inançlarıyla bilimsel araştırmalarını ayrı tutabildikleri oranda başarılı olurlar. Çağdaş evrim kuramının sağlıkta, tarım ve hayvancılıkta, ekonomide ve hatta bilişimde önemli uygulamaları vardır. Kuramsal ve gündelik bakımdan bu denli yarar sağlayan ve bilimsel kanıtlarla desteklenen bir kuramı yanlış tanıtıp yerine bilimsellikten uzak bir öğretiyi ona seçenek olarak vermek ülkemize yapılabilecek en büyük kötülüklerdendir. gibi gelişimin ve kalkınmanın önünü tıkayıp ülkemizi geri bırakacaktır. Bütün bunlar gerici güçlerin ülkemizde yıllardır süregelen toplumu adım adım dönüştürme projesininin bir parçasıdır. Prof. Dr. Jerry Allen Coyne 15 Mart 2008 tarihinde saat 15:00'da ODTÜ Kültür Kongre Merkezi Kemal Kurdaş Salonu'nda 'Doymak Bilmeyen Cehalet ve Bağnazlık: Akıllı Tasarım Evrime Karşı' başlıklı bir konferans verecektir. Evrimsel genetik ve türleşme konusunda pek çok yayını bulunan ve dünyanın önde gelen bilim insanlarından olan Prof. Dr. Jerry Allen Coyne aynı zamanda ülkemizde de üniversitelerin bazı biyoloji bölümlerinde okutulan ve evrimsel biyoloji alanındaki başucu kitaplarından biri olan 'Speciation' (Türleşme) kitabının yazarıdır. Bilim ve evrim konusunda bilgi edinmek isteyen ve kafasında soruları olan herkes bu konferansa davetlidir. Bu konferans sayesinde evrime ve genel olarak bilimsel düşünceye karşı başlatılmış olan kampanyanın bir kısmını oluşturan akıllı tasarım savlarının ve evrim kuramının bilimsel bir irdelemesini dinleyebileceğiz. Kaynaklar Graebsch, A., Schiermeier, Q. (2006). Antievolutionists raise their profile in Europe. Nature, Special report, 444, 406407. Miller, Jon D., Scott, E. C., Okamoto, S., (2006). Public Acceptance of Evolution. Science Vol. 313. no. 5788, pp. 765766. Somel, N., Somel, M. Tan, M. Kence, A. (2006) Türkiye'de Evrim Kuramı öğretimi üzerine tartışma ve öğretmenler. CBT, 20(1018): 2021. Kence, A., Biyoloji Eğitiminde Evrim ve Yaratılışçılık, Biyoloji Eğitiminde Evrim, (Bozcuk, N. A., Özmen, M., Çıplak, B., Editörler) (2007): 215222, Malatya. Somel, R.N., Türkiye'de Biyolojik Evrim Eğitiminin Tarihsel ve Sosyolojik Bir Değerlendirmesi, Biyoloji Eğitiminde Evrim, (Bozcuk, N. A., Özmen, M., Çıplak, B., Editörler) (2007): 199214, Malatya. ODTÜ'DE ÖNEMLİ KONFERANS Bilimsel düşüncenin yerini yobazlığın ve cehaletin alması yönünde atılan bu adım tıpkı matbaanın Anadolu'ya girişinin dinsel kaygılarla üç yüz yıl geciktirilmesi D YARATILIŞ TEORİSİ YOKTUR CBT 1094 / 2 7 Mart 2008 Öncelikle “Yaratılış teorisi” diye bir şey söz konusu değildir. Yaratılış bilimsel bir teori ise deney ve gözlemler ile yanlışlanabilmesi gerekir. Dinsel bir inanışı ise bilimsel yöntemlerle sınamak inancın zedelenmesi anlamına gelmez mi? Bir inancın bilim derslerinde bilimsel bir kurama seçenek olarak öğretilmesi gençlerimizin bilimsel düşünceyi kazanmasına engeldir. Buna karşın Türkiye, biyoloji derslerinde yaratılış görüşünü öğreten Dünya'daki tek laik ülkedir. Laik bir eğitimde bilimin dinsel inançlarla örtüşüp yeşil kertenkeleden başka omurgalı hayvan olmamakla birlikte, omurgasız hayvan türü fazladır. Mağarada 17 tür hayvan yaşamaktadır. 5 tür hayvanın gözleri yok. 9'unun gözleri var. Ancak gözlerinin olması gördükleri anlamına Osman Bahadır gelmiyor. Bazı hayvanların da gözleriarülfünun Fen Fakültesi Haynin olup olmadığı anlaşılamıyor. Işıvanat (zooloji) müderrislerinğın mağaraya girebileceği mesafe ile den Raymond Hovasse, Türhayvanların varlığı arasında bir ilişki kiye'de bulunduğu yıllarda Baltalimabulunmaktadır. Çok karanlık olan nı Zooloji İstasyonu'nu kurmuş ve ülyerlerde hayvanlar birdenbire ortadan kemiz faunasıyla ilgili çok önemli kayboluyor. araştırmalar yapmıştır. Yarımburgaz Hovasse, iki önemli soru soruyor; Mağarası faunasıyla ilgili olarak yaptı1. Mağara hayvanları, yüzey hayvanğı araştırma da onun bu çalışmalarılarından nasıl teşekkül etmiştir? 2. nın en önde gelenlerinden biridir. Ortama uyum açısından arzettikleri Hovasse daha sonra bu öncü nitelikvasıfların mahiyeti nedir? Hovasse, Dr. Raymond Hovasse (1895teki araştırmasının sonuçlarını ve bu 1965’ten sonra ) bu sorulara preadaptasyonizm ve muçalışmayla ilgili bir değerlendirmesitasyonizm nazariyelerini esas alarak ni, Darülfünun Fen Fakültesi Mecmuaçıklama getirmeye çalışıyor. Hovasse'a göre mağaası'nın TeşrinievvelTeşrinisani (EkimKasım) 1927 rada yaşayan hayvanlar daha önce dışarıda yaşıyortarihli 5. sene 1. sayısında yer alan “Yarımburgaz Malardı ve mağara koşullarıyla uyum sağlayabilme yeteğarası” başlıklı 26 sayfalık yazısında yayınlamıştır. nekleri içeriye girmeden önce vardı. Bunlar ışıktan Hovasse'ın bu yazısında İstanbul'a 20 km. mesafede Küçükçekmece Gölü yakınlarında bulunan Ya kaçmak ve azami rutubeti bulmak için mağaraya girrımburgaz Mağara'sının biyolojik ortamı incelen mişlerdi. Ortogenesezle de renk kazanmışlardı. Hovasse'a göre, doğal seçme nedeniyle yüzey mektedir. Hovasse, araştırması sırasında tüm mevhayvanları ölmüş fakat mağara hayvanları yaşayabilsimlerde mağarayı ziyaret ediyor ve iklim koşullarını mişti. Çünkü mağaradaki hayat, yüzeydeki hayat öğreniyor. Makalesinde mağaranın çevresinin ve içinin je kadar tahripkâr değildir. Mağara hayvanlarının az olojik ve fiziksel özelliklerini verdikten sonra mağa değişim göstermesi ise, oradaki hayatın zamanımıza ranın bitkilerini ve hayvanlarını anlatmaya başlıyor. çok yakın bir dönemde başlamış olmasından ileri Mağarada bitki olarak sadece küf bulunmaktadır. gelmektedir. Yarımburgaz Mağarası'nda Türlerin Evrimi Ancak hayvan türleri zengindir. Yarasalar ve iki tür