23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kutsallaştırılmış saç2 Azer Araslı, Yüksek mimar, Ev Arkeolojisi ve Tarihi Yapı Araştırma Uzmanı Y ine bazı başlıkların bağlı bulunduğu tarikat simgeleri taşıyor olmaları, tarafsızlık ilkesini bozmuş oluyordu. Yaklaşık 30 sene önce yaptığım bir akademik çalışma içinde dini mimarinin en küçük uygulaması olan mezar taşları yapıldıkları çevrenin ve çağın ruhunun, inançların, örf ve ananelerinin doğal ekonomik, politik ve sosyal oluşumunun ortak ürünü olan önemli belgelerdir. Her biri anıtsal karakter taşıyan ve çok yüksek sanatsal değeri olan bu baş ve ayak taşlarından, tekstilin yani tül, tülbent, çuha, keçe gibi malzemelerin taş üzerine çok güzel uygulanmış olduğunu görüyoruz. Mezar taşları çok önemli tarihi sırlar taşır. Mezar taşları başlıklarına kişinin bağlı olduğu tarikat simgeleri de işlenmiştir. Mezar taşı başlıklarında sarık veya kavuk üzerine işlenmiş tarikat simgeleri genellikle Bektaşi simgesi, Mevlevi tacı, Halveti tacı, Kadiri sarığı, ayrıca bazı dinsel ve mitolojik Türkistan’a kadar götürür. Resimde görülen Frig dönemine ait (İ.Ö. 6. yy) Tanrıça Kibele heykelinin başındaki örme sepetlerden yapılan başlığın benzerleri İç Anadolu bölgesinde gelin başı olarak halen kullanılmaktadır. Kadın mezar taşlarının başlıklarında çiçekli, taçlı, hotoz, tandır başı ve tepelikler (Kofik) üstü düz veya 35 katlı konikleşen tipleri ile karşılaşıyoruz. Bunlarda taşın boyun kısmı genellikle takılarla bezenmiştir. Kadın mezar taşlarında başlık bezemesi olarak ayrıca sepet veya vazo içine yerleştirilmiş çiçek buketine rastlıyoruz. Van le Cog’un Karahoço tomarı içinden yapılan karşılaştırmalı bir inceleme sonucu, bu başlıkların benzerine Hindistan’da mabet kızı saç tuvaletinde, Ganj nehrinde dini törenlerde yıkanan kadınların başlıklarında ve Doğu Türkistan’da kutsal suda yıkanmaya hazırlanan bir kadın figüründe rastlanması dikkat çekicidir. (Resim 21) Yanı sıra, kadın mezar taşlarında tarikat simgesi taşıyanlara da rastlanmıştır. Başında Halveti sikkesi olan genç kız mezar taşı bağlı olduğu tarikatı simgelemektedir. Ayrıca tekke mezarlıklarında 12 köşeli Bektaşi yıldızı işlenmiş şahide taşları görülmektedir. (Resim 22) Mabet kızı 7.8. yy.’larda Türk kızlarının baş tuvaleti Tandır başlı Ankaralı hanım FES (TARBUŞ) Kuzey Afrika ülkelerinin kullandığı başlık türüdür. Sultan II. Mahmut 1829 tarihinde Yeniçeri Ocağını kaldırdığında, Yeniçeriliği hatırlatan kavuğu öncelikle değiştirmek ister. Ordu başlığı olarak kullanılan fes, 1829 tarihinde genel halk başlığı olması yönündeki kararname ile uygulanmaya 16. ve 17. yy.Osmanlı (İstanbul kadın kıyafetleri: 1 Sokak kıyafeti. 2 Fes’e benzeyen başlık Polos, sarık ucu boyun altından bağlanmış. 3 Zengin kadın ev kıyafeti. başlar. 4 İstanbul Pera’da yaşayan Avrupalı kadın. 5 Sokak kıyafeti, başlık ve düz tepeli. Kıyafet Nizamnamesine göre fesin rengi, biçi6 Saraylı kadın. 7 Türk ev kadını ev kıyafeti, polos başlık mi yine kişilere göre ayrıcalık gösterir. Örneğin Hırkaı Şerif ziyaretinde, bayramlaşmada, Mevlütte ve Padişah huzurundaki resmi törenlerde farkişaretler gözlemlenmiştir. Böylece, üniforma yerine lı fesler giyildi. Padişah kıymetli taşlarla süslü Murassa fes, geçen bu başlıklarda alt kimlikler açığa çıkarılarak taraf Kaymakam, Paşa, Serasker ve vezirler ise kenarı işlemeli sızlık ortadan kaldırılmış, fes kullanırdı. Şeyhülislam, Sadrazam, İstanbul eşitlik bozulmuş olmaktadır. İlmiyelileri seyitleri ise beyaz fes, ya da beyaz imame kullanırdı. Başlangıçta fes efendi takımı, memur ve asker tarafından benimsendiyse de daha sonraları halk başlığı olaOSMANLI’DA rak kullanıldı. Osmanlı tarihinde Tanzimat reformuyla KADIN başlayan ümmet üstünlüğüne dayalı sistemin değiştirilBAŞLIKLARI Selçuklular zamanında mesi, Osmanlı hakları içinde –din, ırk ayrımı gözetmekadın, aile veya kabile için den tüm topluluğun eşitlik temeline geçiş sürecidir. II. Tanrıça Kibele başlığının benzeri günüde görev alırdı. Osmanlı dev Mahmut’un kılık kıyafet reformu, kavuğu Müslümanlığın müzde Orta Anadolu’da birkaç katlı potos’u hâlâ görmek mümkündür. rinde kadın, ikinci planda bı simgesi olarak görenler tarafından, büyük tepki ile karşırakılmıştır. Sarayda Valide landı. Bu nedenle fes, dinsel simge taşımaması ve insanSultan ve Padişah kızlarından başka sosyal faaliyette bu lar arasında ayrımcılığı öne çıkarmaması bakımından öncelikle Müslüman olmayanlar tarafından benimsendi. lunan kadına pek az rastlanırdı. Fesin gayri Müslimler tarafından da benimsendiğini Kırsalda, çadırda yaşayan göçebe Türklerde kadın belgelemek üzere İstanbul’daki Müslüman olmayan halkanalık görevinden başka, idari görev de alırdı. Şehirlerde ların mezarlıkları gezildiğinde kavuklu mezar taşına rastkadın kafesli pencerelerden ancak gökyüzünün rengini görebilirdi. Aile ziyareti için bile baba veya kocasının iz lanılmadı. Osmanlı teşkilatı içinde farklı din ve etnik ni gerekirdi. Ev ihtiyacını sütçü, yoğurtçu, ciğerci, balık gruplara mensup kişilerin görev almış olmasına ve onlaçı vb. gibi sokak satıcılarından görür veya bu gibi işleri rın da sosyal durumunu belgeleyen başlıklar taşımaları yaevin erkeği üstlenirdi. Bu dönemde evi dışında çalışan bir salarla belirlenmiş olmasına rağmen, mezar taşlarında katek ebeler vardı. Kadın, kamusal alanda yer almadığı, bir vuğa rastlanmamıştır. Bunun yanında İstanbul, mesleği olmadığı için özel bir giysisi, erkeklerde olduğu Osmanbey İtalyan Katolik Mezarlığında 1868 tarihli ve gibi resmi kavuk gibi bir başlığı yoktu. Buna karşın gezme başında fes olan bir büste rastlanır. Şişli Rum Ortodoks amaçlı sokağa çıktığında peçe, çarşaf, ferace gibi giysiler Mezarlığında ise 1909 tarihli Romilos Spataris Paşa’nın mezarında Türk bayrağı ve lahit üzerinde porselen üzerile yüzünü, başını ve gövdesini örterdi. Bu konu 100200 sene öncesine dayanan, Osmanlı ne fesli işlenmiş portresi vardır. II. Mahmut Kıyafet Nizamnamesinde devlet teşkilasaray ve halk giysilerini konu alan yabancı kaynaklı, birtında çalışanlar ve halk fes giyme mecburiyetinde olmaçok resimli kitaptan ayrıntılı olarak incelenebilir. sına rağmen, bu zorunluluk ulema ve dini şeyhlere uyguİstanbul kadın mezar taşları, 18. yüzyıl başlık şekillerine göre analiz edildiğinde ulaşılan veriler, bizi Anadolu lanmamıştır. II. Mahmut reformundan sonra artık fes memedeniyetlerine (Hattiler, Frigler) ve hatta Doğu zar taşı başlığına işlenir. Bunun yanında yine birçok meCBT 1097/2 28 Mart 2008 zar taşında fesin yanı sıra baş taşı olan şahide üzerinde, bağlı olduğu tarikat simgelerine de kabartma olarak yer verilmiştir. (Resim 23) Daha sonra Cumhuriyet Tarih ? Tarih? 1772 devrimleri içinde Tepelik Tepelik Düz 2 Eylül 1925 ta Sinani Bektaşi Tepelik rihinde Bakanlar Sikkesi sikkesi Kurulu Kararıyla fes yasal olarak kaldırılmıştır. Buraya kadar başlığın Osmanlı İmparatorluğu içindeki önemini, nereden ve nasıl şekillendiğini ve başlıkla ilgili devrimlerin kısaca anlatımı ve devamlılığını mezar taşlarında görmüş olduk. SEMBOLİK İLETİŞİM Simge iletişim normlarında, insanın yaşadığı dünyayı veya nasıl kavrayabildiğidir. Yalnızca insanlarda simgelerle iletişim vardır (Konuşma, yazı, renk, moda gibi). Simgenin faydası açıktır. Çok büyük anlamı içerebileceği gibi, diğer yandan ise küçük bir uygulama ile anlamın tamamını gösterebilir. Birçok kelime ve sözcük yerine insanın bir şekilde dışa vurmasıdır. Amaç konuşma dilinde olduğu gibi, haber almak, algılamak, paylaşmayı simgelerle anlamaktır. Gösterge bilimden (semiyotik) faydalanarak, simgesel dil anlaşılır hale getirilmiş olur. Birbirini anlama kuralları kültürle bağlantılı olduğu için, kültürel ve tarihi çerçeve içerisinde incelenmesi gerekir. Semboller sürekli değişir ve zamanın ruhuna uyar. Örneğin Yahudiler 1180’den 16. yüzyıl sonuna kadar Katolik kilisesinin kararı ile Almanya’da sarı sivri tepeli bir şapka veya sivri tepeli bir türban takmak zorundaydılar. Hıristiyanlığın yayıldığı ilk çağlarda ise Hıristiyanların azınlıkta olduğu coğrafyalarda Hıristiyanlar elbiselerinin sol tarafında sarı bir bez parçası veya sarı bir halka takmak zorunluğundaydılar. Bu ise erken dönemdeki Hıristiyanlar için küçük düşürücü bir uygulamaydı. Osmanlıda kavuk ve sarıklar üzerindeki tarikat sembollerine benzer şekilde Hıristiyan Avrupa’da da Katoliklerin kollarına siyah, Protestanların mor, Yahudilerin sarı bant bağlamaları zorunluydu. Hitler Almanya’sında, Nazilerin Yahudilere takmaya mecbur ettiği altı köşeli sarı yıldız sembolü (Stigma) utanç vericiydi. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME Bu noktaya kadar, geniş bir tarih dilimi içinde, farklı coğrafyalara ilişkin olarak toplumsal, kültürel ve politik bilgilere kısaca değinildi. Bu ortamlarda biçimlenen giyim kuşam tarzları içinde özellikle kadın ve erkek başlıkları ve baş örtme şekilleri ile çeşitli sembollerine kısaca bakıldı. Yorumsuz olarak verilen bu bilimsel bulgulardan giyim kuşam ve başlıklarda yer alan semboller aracılığıyla insanların din,dil, ırk ve toplumsal statü bakımından ayırıma uğramış olduğunu görüyoruz. Esas itibariyle türban İslamiyet öncesi kullanılmaya Yazının devamı 22. sayfada
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle