Katalog

GENETİK TARTIŞMA ÜNER TAN’IN KURAMI TARTIŞILIYOR Tersine evrim kuramına ihtiyatlı yaklaşım World Science internet sitesinde 3 Mart tarihinde yer alan bir makale, Üner Tan'ın ortaya attığı tersine evrim kuramının bazı bilim insanları tarafından kabul edilir bulunduğunu belirtiyor. Tan, el ve ayakları üzerinde yürüyen insanlarda evrimin geriye doğru işlediğini iddia ediyor. Makalede Üner Tan'ın savunduğu tersine evrim kuramı ile ilgili görüşlere yer veriliyor: F izyolog Üner Tan'ın elleri ve ayakları üzerinde yürüyen insanlar üzerinde yaptığı araştırmanın sonuçları dünyanın en prestijli bilim dergilerinden birinde yayımlandı. Araştırmada Tan ve meslektaşları bu hastalıkla ilgili geni tespit ettiler ve hastalığa Ünertan sendromu adını verdiler. Tan araştırmanın yayımlanmasından son derece mutlu olduğunu belirtti. Tan, tersine evrim kuramını ortaya attığı andan itibaren sert tartışmalara hedef oldu. PNAS makalesinde buna hiç değinilmedi. Bu sendromun iki ayak üzerinde yürümenin mekanizmasına ve genetik temeline ışık tutacağı ileri sürülüyor. Bazı bilim insanları bu fikri inandırıcı bulmadıklarını söylediler. Bunlara göre modern insanların el ve ayakları üzerinde yürümelerine yol açan mutasyon tek bir genetik değişiklikten kaynaklanırken, iki ayak üzerinde yürüme evrimsel gelişimi çeşitli genlerin değişiminin sonucudur. Tan'ın kuramını kabul etmeyenler bir adım daha giderek, Tanı özensiz çalışmakla ve hatta kararsız davranmakla suçluyorlar. Bu bilimsel tartışma, zaman zaman Tan ile diğer bilim insanları arasında kişisel çatışmalarla “bezenerek”, sendromun 2006'daki keşfini bazılarının tanımlamasına göre “sirke benzer atmosfere” dönüştürdü. Bu tartışmaların ortasında bazı bilim insanları, Tan'ın tersine evrim kuramını inandırıcı ve test edilebilir buldular. Bir organizmanın atalarının genetik özelliklerine geri dönüşü olarak tanımlanan tersine evrimin, bazı hayvanlarda görüldüğü belgelenmiş durumda. Örneğin nesiller boyu karanlık mağaralarda yaşayan balıkların gözlerini yitirdikleri biliniyor. Bu mutasyonun beynin gelişimini etkilediği düşünülüyorsa da, bu sıra dışı yürüme stiline nasıl yol açtığı konusu daha tam olarak bilinmiyor. PNAS'ta yayımlanan makalede iki ailenin üyelerinde VLDLR adı verilen genin mutasyonu bulunduğu belirtiliyor. Bu mutasyon gelişmekte olan beyinde, beyin hücrelerinin yollarını bulmalarında etkili oluyor. Etkilenen beyin bölgelerinden biri, yürüme ve ayakta duruşta dengeyi sağlayan serebellum'dur (beyincik). Üçüncü ailede mutasyonun 17p adı verilen kromozom bölgesi olduğu anlaşıldı. Bu bölge insan ve şempanze arasındaki en büyük farklardan sorumludur. Tan bu bulgunun geriye mutasyon fikrini desteklediğini söylüyor. PNAS makalesi bu konuya değinmemekle birlikte, bu konuda ileri çalışmaların yapılacağını uman Tan, “Çok sayıda gen etkili olabilir” diyor. Kaynak: 3 Mart 2008www.worldscience.net Üner Tan tersine evrimin mümkün olabileceğini kanıtladı SocraticGadfly isimli internet sayfasında yer alan bir habere göre iki yıl önce geriye evrim fikrini ortaya atan Üner Tan, bulgularını destekleyen genlerin ortaya çıkmasıyla genetik gerilemenin mümkün olabileceğini gösterdi. Sayfada şu görüşlere yer veriliyor: BBC'ye sattıklarını ileri sürüyor. Daha da kötüsü, İngilizlerin hastalara Tan ve diğer araştırmacılarla işbirliği yapmamaları için para verdiğini iddia ediyor. Bütün bu utanç verici olayların ardında uluslararası üne sahip bilişsel psikolog Nicholas Humphrey bulunuyor. Humphrey'nin Tan'ın kuramlarını “tuhaf” olarak nitelendirmesinin yanı sıra, Tan ile bir daha görüşmemeleri için ailelere rüşvet verdiği söyleniyor. Her ne kadar laik olsa da, Müslüman bir ülkede yapılan bir araştırmanın güçlüğü göz önüne alındığında Humphrey'nin aslında Tan'ın araştırmalarına destek vermesi gerekirdi. Şimdi son gülenin Tan olduğu veya araştırmasıyla Humphrey'i alt ettiği görülüyor. Tan ve meslektaşları Ünertan Sendromu adını verdikleri bu hastalıkla ilgili geni saptamış bulunuyor. Bu araştırma ayrıca Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlandı. World Science, Thomson Scientific'e göre derginin dünyanın en prestijli üç dergisinden biri olduğunu söylüyor. Başka bir deyişle dergi Science ve Nature'dan sonra üçüncü sırada yer alıyor. İşte bunu unutmayın Nick Humphrey. Tan'ın aralarında eşinin de bulunduğu meslektaşlarıyla birlikte kaleme aldığı yeni çalışma, Ünertan Sendromlu dört ailenin ikisinde sorumlu mutasyonun bulunduğunu belirtiyor. Washington Üniversitesi'nden genetikçi ve derginin editörü MaryClaire King, “Bu nitelikli analiz ile Türkiye moleküler genetik konusunda yerini kanıtlamış oluyor” diyor. Bazı bilim insanları iki ayak üzerinde yürüme özelliğinin altında çok sayıda genin yattığını ve bu nedenle yürüme konusunda ters evrimin mümkün olamayacağını ileri sürüyorlar. Oysa Tan, incelediği hastalıklı insanların en azından bazılarında çoklu genlerin bulunduğunu söylüyor. 4 Mart 2008'de www.socraticgadfly.blogspot.com'a yerleştirilmiş. P CBT 1095/8 14 Mart 2008 rofesör Dr. Üner Tan'ın iki yıl önce, dört ayak üzerinde yürüyen insanlar üzerinde başlattığı çalışmalar, geriye evrim kavramını da beraberinde getirmişti. Şimdi Tan'ın iddiası doğrulanırken, aynı zamanda İngiliz bilim insanlarının Tan'ın çalışmalarını “baltalamaya yönelik” kültürel emperyalizmi de alt edilmiş oldu. 2006 yılına geri dönersek Tan, el ve ayakları üzerinde yürüyen bazı köylülerde geriye evrimin gerçek örneklerini bulduğunu açıklamıştı. O dönemde geriye yönelik evrim düşüncesi daha “havada” iken, bırakın bunun genetik olarak kanıtlanmasını, Homo Sapiensler arasında böyle bir şeyin mümkün olabileceğine bile ihtimal verilmiyordu. Şimdi yeni haberlere göre Tan'ın genetik faktörü bulmuş olduğu görülüyor. Tan, 2006'da ekibiyle birlikte bu hasarı, 17p kromozomu denilen genom bölgesinde tespit ettiğini bildirdi. Bu bölge, insan ve şempanze arasındaki en büyük genetik farklılıkları içerir. World Science isimli internet sitesinde belirtildiği üzere araştırmacılar iki ayak üzerinde yürümeyi de 17p ile ilişkilendiriyor. İşte bu aşamada kültürel emperyalizm devreye giriyor. Tan, keşfini açıkladıktan sonra yaşadığı olayları bu kavramla açıklıyor. Tan, el ve ayakları üzerinde yürüyen hastaları incelerken, kendisiyle birlikte çalışmaları için davet ettiği İngiliz bilim insanlarının keşfini çaldıklarını ve öyküyü