18 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SAĞLIKLI YAŞAM Çağdaş insanı saran hareketsizlik salgın hastalığı Koşmak için yaratılmış olan insanoğlu oturarak sonunu hazırlıyor! Bedenimiz artık yeteri kadar hareketli olmamamızın bedelini ödüyor. Egzersizden kaçınma ölümcül sonuçlara yol açabilir. Günde 30 dakikalık hızlı yürüyüş, kişinin iyi bir sağlık durumuna sahip olabilmesi için gereken asgari egzersiz. O tomobilin anahtarlarını alıp kapımızın önündeki arabaya biniyor, markete kadar gidiyor, yakınlarda bir yere park ettikten sonra reyonlar arasında gezinip alışveriş sepetini dolduruyor ve tekrar aynı yoldan evimize dönüyoruz. Bu tür bir programla günümüz insanı en çok 50 kalori harcarken, buna karşılık markette aldığı abur cuburlarla 100 bin kaloriyi geri kazanıyor. Artık zaman ve yaşam tarzı değişti; tarih öncesi dönemde avcı insan avını izlerken, koşma, yürüme, zıplama v.b. her tür hareketi yapmak zorundaydı. Böylece ortalama genç bir karacaya eşdeğer 30 bin kalorilik bir avı eve götürebilmek için o da şansı yaver giderse bir saatte bin kalori harcamış oluyordu. Ancak spor uzmanları Batılı toplumlarda yer değiştirmek ya da yiyecek temini için artık hemen hiç hareket etmeye gerek kalmadığı bir aşamaya gelindiğini kaydediyor. Peki beslenmek amacıyla avlanmaya gerek duymadığımız, av peşinde kan ter içinde kalmadığımız için üzülmeli miyiz? Uzmanlar “hayır” yanıtını vererek, yiyecek bulma arayışının insanı daha kuvvetli ya da dirençli kılmadığını, tersine gücünü tüketerek bünyesini daha hassas hale getirdiğini ifade ediyor. Ancak günümüzdeki modern yaşam koşmayı tamamen ortadan kaldırırken nerdeyse yürümeyi bile gereksiz hale getirdi. Ve bunun da bedeli ağır. Yürüyen merdivenler, yürüyen halılar, scooter, otomobil, asansör, otobüs, metro... Her şey yer değiştirirken zamandan tasarruf edip en az kas gücüne gerek duyacağımız şekilde programlanmış... sorunlar ortaya çıkıyor. Fiziksel aktivite kitlelerin genel sağlık durumunu iyileştiriyor ama acaba daha uzun yaşamalarını sağlıyor mu? Bu soruya şimdilik kesin bir yanıt vermek mümkün değil. Ancak 2000 yılı eylül ayında yapılan bir çalışma, düzenli olarak koşanların yaşam sürelerinin uzadığını gösterdi. Kopenhag Kalp Araştırmaları Çalışması kapsamında da, 1976 ila 1998 yılları arasında, 20 ila 79 yaş arası 4600 kişi izlendi. Bu deneklerin tümü de çalışmanın başında sağlıklıydılar. Bu yirmi yılı aşkın süre boyunca, aralarından bazıları düzenli olarak koşarken, bir bölümü birkaç yıl koştu, bir bölümü ise hareketsiz bir hayat sürdü. Sonuçlar çarpıcıydı. Çalışmayı gerçekleştiren uzmanlara göre, düzenli koşucuların erken ölüm riski genel nüfusa kıyasla yüzde 63 azalıyor. ASANSÖR SAĞLIĞA ZARARLIDIR! Bununla birlikte bu sonuçları farklı kitleler üzerinde gerçekleştirilen deneylerle de desteklemek gerekiyor. Şimdiye kadar tıp dünyasının üzerinde uzlaştığı nokta, asgari spor aktivitesine ek olarak günlük hareketlilikle haftada 1000 kalori yakıldığında ölüm riski önemli derecede azalıyor. Hareketsizliğin insan sağlığı üzerindeki tehdidi ciddi boyutlara vardığı için Dünya Sağlık Örgütü 2002 yılında ilk kez bir günü özel olarak bu konuya ayırdı. Fransa'da Sağlık Bakanlığı 2004 yılı şubat ayında, ilk defa bununla ilgili bir kampanya düzenledi. Kamuoyunu bilgilendirecek afişler, televizyon reklamları v.s. için 4.5 milyon euro harcandı. “Merdiven çıkın, “İnmeniz gereken duraktan bir öncekinde inip yürüyün” mesajlarını içeren afişler hazırlandı. Science at Vie isimli bilim dergisinden özetlediğimiz makaleye göre, bununla birlikte bu mesajların ne derece kitleler tarafından benimsenebildiği şüpheli... Belki de artık her asansörün üzerine “Dikkat, Sağlığa zararlıdır!” yazmak gerekiyor!... HAREKETSİZLİK “SALGINI” Fransa'da son yapılan bir araştırmaya göre, toplumun yüzde 20 ila 50'si günde 30 dakikalık hızlı adımlarla yürüyüşün altında bir fiziksel aktivite sergiliyor. Oysa Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) 2002 yılındaki epidemiyolojik araştırmalarına göre, bu 30 dakikalık hızlı yürüyüş, kişinin iyi bir sağlık durumuna sahip olabilmesi için gereken asgari egzersiz. Ancak asıl sorun da bu! İnsanoğlu tam da kendisini baskı altına alan fiziksel kısıtlamalardan kurtulmuşken yeniden kırılgan bir yapıya bürünmüş durumda... bu kez neden hareketsizlik. Oysa hareketsizlik kalpdamar hastalığı, obezite, diyabet, bunama, kanser gibi çok Hareketsizlik kalpdamar hastalığı, obezite, diyabet, bunama, kanser gibi çok tehlikeli hastalıklara neden olabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, özellikle Batılı toplumlarda ciddi bir “hareketsizlik salgını” söz konusu. Hareketsizlik kalpdamar hastalığı riskini iki katına çıkarıyor. Düzenli koşucuların erken ölüm riski genel nüfusa kıyasla yüzde 63 azalıyor. Merdiven çıkmayın, yürüyün! tehlikeli hastalıklara neden olabiliyor. WHO'nun verilerine göre, bugün özellikle Batılı toplumlarda ciddi bir “hareketsizlik salgını” var. 80'li ve 90'lı yıllarda Avrupa'da obez insan sayısı yüzde 10 ila 40 oranında arttı. Kalpdamar hastalıkları tüm dünyada birincil ölüm nedeni oldu. Bu hastalıklarda da hareketsizlik önemli bir rol oynuyor. Nitekim Avrupa kalp ağının verilerine göre, hareketsizlik kalpdamar hastalığı riskini iki katına çıkarıyor. Hareketsiz kişi şişmanlıyor, diyabet hastası olma riski artıyor, kalpdamar sisteminden KALPDAMAR HASTALIKLARI Niçin hareket etmek gerekiyor? Düzenli egzersiz damarları özellikle de koronerleri açıyor ve daha iyi bir kan dolaşımı sağlıyor. Yağlardan (trigliserit) kaynaklanan tıkanıklıklara ve kanda şeker fazlasına karşı koruma sağlıyor. Kan basıncını düşürüyor. Aynı şekilde koşu dinlenme sırasında kalp ritmini düşürüyor ve otuz yaşından sonra azalmaya başlayan kalp frekansını koruyor. Koşma kalbe bir tür kuvvet deposu sunuyor. türünün ortaya çıkışını engelliyor. Egzersizin henüz tam olarak bilinmeyen mekanizmalarla göğüsteki bazı hormonal reseptörlerde östrojenlerin aktivitesini azalttığı belirlendi. ALZHEİMER HASTALIĞI Niçin hareket etmek gerekiyor? Sonuçları 2001'de yayımlanan Kanada'da yapılan bir araştırma, yüksek fiziksel aktivitenin Alzheimer hastalığı vakalarını yarı yarıya azalttığını ortaya koydu. Söz konusu araştırma beş yıl boyunca izlenen 65 yaş üzeri 4 bin 615 deneği kapsıyordu. Bu koruyucu etkiyi açıklayabilecek iki etken söz konusu. Bunlardan biri dolaylı. Egzersiz beyindeki damar kazaları riskini azaltıyor. Bu kazalar beyindeki lezyonların ortaya çıkış olasılığını artırarak Alzheimer hastalığının belirtilerinin hızlanmasında önemli bir rol oynuyor. Daha doğrudan olan ikinci etken ise, fiziksel aktivitenin beynin esnekliğini iyileştirmesi. Beyin bu özelliği sayesinde nöronlar arasında yeni bağlantılar kurarak sürekli olarak yeniden düzenlenmesini sağlıyor. Entelektüel çalışmalar ve sosyal etkileşimler gibi fiziksel egzersiz de kişinin geliştiği ortamı zenginleştirerek bellekle ilgili sorunların ortaya çıkışını engelliyor. CBT 1095 / 16 14 Mart 2008 TİP 2 DİYABET HASTALIĞI Niçin hareket etmek gerekiyor? Fiziksel aktivite, glikozun organizma tarafından kullanımını sağlayan hormon olan ensüline duyarlılığı artırıyor. Böylece kandaki glikoz daha kolay azalıp kullanılıyor. Hatta enerji harcanmasıyla bu patolojinin önlenmesi arasında da doğrusal bir bağlantı bulunuyor. KOLON VE GÖĞÜS KANSERİ Niçin hareket etmek gerekiyor? Şimdiye kadar yapılan onu aşkın çalışma, düzenli fiziksel egzersizlerin hareketsiz bir yaşama kıyasla kolon kanseri riskini yüzde 60 oranında azalttığını ortaya koydu. Egzersiz özellikle de bağırsaklardaki geçişi hızlandırarak bu kanser
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle