Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu DİNSEL TÖRENLERİ GÜN IŞIĞINA ÇIKARAN IŞINLAR Parçacık hızlandırıcılarının yarattığı Xışınları, bazı resimlerin kim tarafından yapıldığını kesin olarak ortaya koyuyor ve fosillerin yapısını inceleyebiliyor. Son olarak eski Afrika dinsel törenlerinin nasıl yapıldığına ışık tutuyor. Paris’teki Fransa Müzeleri Araştırma ve Restorasyon Merkezi’nden Pascale Richardin ve ekibi, 12. ve 19. yüzyıllar arasında Mali’deki Dogon ve Bamama insanlarının dini törenlerinde kullandıkları heykellerin üzerindeki kaplamaları, Grenoble’daki Avrupa Sinkrotron Radyasyon Tesisi’nde üretilen Xışınlarına tuttu. Kaplama malzemesinde kanda bulunan bir maddeyi içeren protein molekülleri bulunduğu ortaya çıktı (Analytical Chemistry, DOI: 10.1021/ac070993k). Richardin bu kan maddesinin kurban edilen hayvanlardan alınmış olmasının çok büyük bir olasılık olduğunu ileri sürüyor. tanol@yaho.com.tr Belki de asıl sorun işte bu hatalı analojide. Bir web sitesi bir gazete ya da TV kanalıyla ilişkilendirilemez. İlişkilendirmeye kalkarsanız o zaman örneğin adı “quark896” olan bir “yayıncıyı” dünyanın herhangi bir yerinde arayıp bulmak ve onu cezalandırmak durumuyla karşı karşıya kalabilirsiniz. Mahkeme Kapılarındaki Internet Mahkemelerimizin internet web siteleri ile ilgili ilginç yasaklama kararları devam ediyor. En son iki Türk firmasının birbiri ile ihtilafa düşmeleri çerçevesinde tüm dünyada firmalar arasında mal alım satımını sağlayan Alibaba.com sitesine (ismi sizi şaşırtmasın, bu bir Türk web sitesi değil; Uzakdoğululara ait) Türkiye’den tüm erişim yasaklandı. Haa bu arada, Alibaba.com sitesinden ticaret yapan öteki bilmem kaç Türk firmasının iş yapamamaktan kaynaklanan olası ticari zararı mı? Bana ne, kime ne, mahkemeye ne? Artık basit ve verimli düşünmenin ve buna göre hareket etmenin zamanı gelmedi mi? Önüne internetle, weble ilgili bir dava gelen hukukçularımız, acaba bir bilirkişi atayarak şu temel soruların cevaplandırılmasını uzman görüşü ile öğrenemez mi? • Söz konusu web sitesinin dava konusuyla doğrudan ilgisi var mı; yoksa web sitesi ihtilaflı durumu yaratmada bir araç olarak mı kullanıldı? • Web sitesinde yer alan (varsa) sakıncalı bir içerik, web sitesinin tamamına erişim yasağı konmadan ortadan kaldırılabilir mi? • Evet ise davalı mahkemeye başvurmadan, bireysel olarak ilgili web sitesinin yönetimine başvurmak kaydıyla söz konusu sakıncalı içeriğin siteden kaldırılmasını sağlayabilir mi? • Eğer web sitesi yönetimi bu tür bireysel başvuruları dikkate almıyorsa, içeriği siteden kaldırmak için yerel bir mahkeme kararı mı talep etmektedir? Bilirkişinin hazırlayacağı ve temelde bu soruların cevaplarını içerecek türde bir rapor, mahkeme heyetlerinin de söz konusu ihtilafın giderilmesi için bir mahkeme marifeti ve kararına gerek olup olmadığını tespit edebilir. Eğer gerek yoksa, bu yönde karar vererek, davalının bireysel girişimiyle de ihtilaflı durumu ortadan kaldırabileceğine hükmedebilir. Yok eğer bireysel başvuruları dikkate almayan bir web sitesi ile karşı karşıya kalınırsa ancak o zaman durum değerlendirmesi hukuki olarak yapılabilir. Bu değerlendirme sonucunda da yine bilirkişi raporu baz alınarak, ilgili web sitesinin belli bir sayfasının siteden çıkarılmasını talep etme ve talebin yerine getirilmemesi durumunda sadece o belirli sayfaya erişimin engellenmesinin sağlanmasına karar verebilir. Görüldüğü üzere herhangi bir sakıncalı içerikten dolayı, bir web sitesinin tamamının tüm ülke erişimine kapatılması gibi bir karara gelene dek okta atışı yapılmasını ve mağduriyetin en aza indirmesini sağlayacak üç farklı karar olasılığı var: 1. Eğer web sitesi kişisel başvuruları kabul ediyorsa, mağdur olan birey, mahkemeye dahi gitmeden, web site yönetimine başvurarak, sakıncalı içeriğin tüm dümyada erişimine kapatılmasını talep edebilir; eğer bunu yapmazsa web sitesinin kendisini mahkemeye verebilir. 2. Web sitesi sakıncalı bir içeriğin siteden çıkarılması için yerel bir mahkeme kararı talep ediyorsa (içeriğin sakıncalı olduğunu tescil etmek açısından), mahkemeye böyle bir karar için başvurulabilir. Alınan karar web sitesi yönetimine ulaştırılarak, sakıncalı içeriğin silinmesi sağlanır. 3. Web sitesi, sakıncalı içeriğin olduğu sayfayı her koşulda silme konusunda istekli davranmıyorsa, mahkeme ülkenin tamamından yalnızsa o sayfa ile sınırlı kalmak kaydıyla erişim engeli konması yönünde karar verebilir. Bu kez yerel servis sağlayıcı firmalar, sadece o sayfa ile sınırlı kalmak üzere erişimi engelleyebilirler. Aklın yolu bu. Bunun dışında bir yola başvurmak kolaycılığa kaçmak oluyor. “Adam sen de; kapat komple siteyi olsun bitsin; o sayfaymış, bu sayfaymış kim uğraşacak. Hem bir gazeteye ya da TV’ye yayımladığı bir yazı ya da programdan dolayı ceza vermek gerektiğinde o gazetenin sadece o sayfası ya da TV’nin sadece o programı mı kapatılıyor?” Belki de asıl sorun işte bu hatalı analojide. Bir web sitesi bir gazete ya da TV kanalıyla ilişkilendirilemez. İlişkilendirmeye kalkarsanız o zaman örneğin adı “quark896” olan bir “yayıncıyı” dünyanın herhangi bir yerinde arayıp bulmak ve onu cezalandırmak durumuyla karşı karşıya kalabilirsiniz. Elimizin altında ne buluyorsak onu cezalandıralım modeli ile ne yazık ki ne mağdurların vicdanları dengelenebilir ne de hukuken doğru olan eksiksiz ve fazlasız olarak yerine getirilmiş olur. Hele dijital dünyada hiç! UZAKTAN KUMANDA İLE EV İŞLERİ Yujin Robot adı verilen bir Güney Kore şirketi, ev işlerinin uzaktan kumanda ile de yapılabilmesini sağlayan ürünler geliştiriyor. Şirketin ürettiği robot formatındaki elektrikli süpürge, 3G cep telefonunun video ekranı ve klavyesi üzerinden yönetilebiliyor. Robot, “nöbetçi” modunda hırsız alarmı olarak da görev yapıyor. Süpürgenin üzerindeki sensörler evin içinde hareket eden bir cismin olduğunu tespit ettiği zaman, cep telefonunun ekranına mesaj göndererek ev sahibini uyarıyor. Ev sahibi, gerek görürse robotun üzerinde bulunan hoparlörler aracılığı ile hırsıza bağırabiliyor. KARARLI ŞUTLAR İÇİN KROMPON Nike’ın ürettiği Mercurial serisindeki kramponlar, piyasaya ilk çıktığında klasik siyah deri kramponların pabucunu dama attı. Bundan 10 yıl önce piyasaya sürülen Mercurial Vapor kramponlarının tek bir hedefi vardı: Futbolcuların, gole daha hızlı ulaşmasını sağlamak. Mercurial Vapor serisindeki en son modellerinden biri olan Mercurial Vapor SL, 200 gramın biraz üzerindeki ağırlığı ile Nike’ın bugüne kadar tasarladığı en iyi ve en hafif kramponlardan biri. Kramponlardaki en temel teknik yenilik, oyuncuya ivme, güç ve destek sağlayan son derece hafif karbon fiber malzemeden yapılan Speed Plate tabakası. Speed Plate, yüksek ivme anında ayağa torsiyonel kararlılık ve sert darbelere karşı koruma sağlıyor. Ayakların zemine daha yakın olmasını sağlayan kramponun çivileri, plakaya enjeksiyon yoluyla yerleştirildiği için dış taban tek parçadan oluşuyor. Yenilenen 2008 model Mercurial Vapor profesyonel kramponların satış fiyatı 329 YTL. Derleyen: Reyhan Oksay CBT 1095/19 14 Mart 2008