Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ARKEOLOJİ TARİHİ İmparatorluk Sarayı: 100 bin metrekarelik büyük bir alan Sultanahmet'teki Four Seasons Oteli'nin kapasitesini arttırmak amacıyla, hemen bitişiğinde yer alan ve Bizans Dönemi'nden kalıntıların yer aldığı parsel üzerinde başlattığı inşaat ile gündeme taşınan Bizans'ın Büyük Saray'ının yapımına 4.yy'da başlandı, yerleşmenin antik adı Konstantinopolis'dir ve bugünkü Sultanahmet Camisi'nin bulunduğu yer ile Ayasofya'nın doğusundaki hat üzerinden Marmara Denizi kıyısına kadar inen yaklaşık 100.000 metrekarelik bir alanı kapsıyor. B izans Dönemi'nde kentin en önemli yerlerinden birisi olan Büyük Saray ya da İmparatorluk Sarayı, etrafı duvarlarla çevrili ve çok sayıda yapıdan oluşan bir kompleksti. Kuzey tarafında kentin en önemli meydanlarından Augusteion, yine önemli kamu yapılarından Zeuksippos Hamamları, meydanın doğusunda Senato Binası ve kuzeyinde de başkentin katedrali ve dinsel merkezi olan Ayasofya ile buna bitişik Patrikhane bulunmaktaydı. Kentin ana caddesi Mese, bu meydandan başlıyordu. Saray kompleksinin batı tarafında ise, kentin en önemli yapılarından biri olan Hipodrom vardı. Saray Hipodrom ile bağlantılıydı ve imparatorun halk ile karşılaştığı ender yerlerden birisi bu Hipodrom'du. Sarayın bulunduğu bölge Konstantinopolis'in siyasi, dini ve kültürel merkezlerini barındıran en önemli yeriydi. 19. yüzyılın ikinci yarısında eski kaynaklara dayanan bir araştırma başlatılsa da, ilk arkeolojik çalışmalar 1912 yangınında bu alandaki konut yapılaşmasının tamamen yok olmasını takiben yapılabildi. 192123 yılları arasında R. Demangel ve E. Mamboury Fransız işgal kuvvetlerinin isteğiyle Mangana bölgesinde bir kazıya başladı, ancak 1923 yılında yarım kalan kazı 1933 yılında tekrar izinli olarak başladı. 19351938 ve 19511954 yıllarında ise St. Andrews Üniversitesi elemanlarının yürüttüğü kazılarda saray kompleksine ait peristilli bir avlunun zemin mozaikleri bulundu. 19831997 yılları arasında T.C. Kültür Bakanlığı ile Avusturya Bilimler Akademisi tarafından gerçekleştirilen proje kapsamında bu mozaik zemin restore edildi ve bulunduğu yerde, Büyük Saray Mozaik Müzesi adıyla bir müze haline getirildi. Büyük Saray'ın bir başka kısmında, Ayasofya'nın güneydoğu tarafında, bugün otel olarak kullanılan yapının avlusunda İstanbul Arkeoloji Müzeleri tarafından 1998 yılından beri gerçekleştirilen kazılar sürdürülmektedir. Osmanlı Dönemi yapı kalıntısı Altıncı yüzyıl sonlarında Khrysotriklinos, 7. yüzyıl başlarında Khrysotriklinos'u Hipodroma bağlayan Triklinos, 9. yüzyıl ortalarında Khrysotriklinos'u Daphne sarayına bağlayan Sigma, Trikonkhos, Kamilas, Mousikos, Margarites, Karianos, Mysterion, Pykstes ve Eros adındaki kısımlar eklendi. 9. yüzyıl sonlarında ise büyük terasın dibine Nea ismiyle anılan theotokos kilisesi yapıldı. 10. yüzyıl süresince Khalke çeşitli onarımlar gördü. 11. yüzyılda yapı hemen hemen boşaltılmışsa da, bazı resmi kabul ve törenler için kullanmaya devam etti. 12041261 Latin İşgali sırasında Büyük Saray tamamen harabeye döndü. Sarayın 1420'de kullanılamayacak kadar harap olduğu bilinmekte. Osmanlı Dönemi'nde bu alan bir süre boş kaldı, daha sonra binalarla örtülmeye başlandı. 17. yüzyıl başlarında Daphne ve Kathisma kısımlarının bulunduğu yere Sultanahmet Camisi yapıldı. üzerinde yükselmekteydi. Sarayın Augusteion Meydanı yönündeki ana girişi olan Khalke kubbeli bir yapıydı. Magnaura denen tören salonu bazilikal planlıydı. Bu yapıların güney doğusunda, Khalke'den bronz kanatlı bir kapıdan geçilen Skholai, yani saray muhafızlarının koğuşu vardı. Kendi içinde bir kompleks olan Daphne Sarayı, Büyük Saray'ın birçok dairesi ile bağlantılı bir çekirdek oluşturuyordu ve bugünkü Sultanahmet Camisi'nin yerinde bulunmaktaydı. Bu kısımda Hipodrom'a bitişik olarak da, imparator locasına açılan Kathisma Sarayı bulunuyordu. Bunun hemen altında, sarayın taht odası ve tören mekânı olan Khrysotriklinos (altın hol) sekizgen planlı ve kubbeliydi. Mozaik buluntular, Erken Bizans Dönemi sivil mimarlığı bezemeleri açısından önemli bir örnektir. Burada çeşitli av sahneleri, günlük yaşam sahneleri, doğadan seçilmiş figürler, hayvan mücadeleleri gibi sahneler, zengin floral bezemeli bir bordür içinde ve balıkpulu tekniğinde düzenlenmiş beyaz fon üzerinde betimlenmiştir. Bu mozaik döşemeli kısım bugün müze olarak ziyarete açıktır. Ayrıca, Ayasofya'nın doğu tarafında İstanbul Arkeoloji Müzeleri tarafından yapılan kazılarda Büyük Saray'a ait olduğu düşünülen bazı mekânlarda, opus sectile zemin döşemesi ve duvarlarda geometrik ve bitkisel süslemeli fresko bezemeler bulunmuştur. Yazının Kaynağı: www.arkitera.com/h23877buyuksarayinuzerindeyukselenotel.html ; Resimler: Tay Project. Tahribat bilgisi için: www.tayproject.org/SultanahmetDosyasi.html MİMARİ EVRELER 4. yüzyıldan 11. yüzyıla kadar Bizans imparatorlarının yaşadıkları Büyük Saray, 10. yüzyıl sonuna kadar sürekli ilavelerle genişletilmiş bir komplekstir. Yapının mimari tarihini anlayabileceğimiz yeterli arkeolojik veriden yoksun olmamıza karşın, sarayın ilk yapılarının 4. yüzyılda I. Constantinus tarafından inşa ettirilen Daphne, Magnaura ve Khalke kısımları oldukları bilinmekte. 532 yılında Hipodrom'da başlayan Nika İsyanı sırasında büyük zarar gören bu yapılar, I. Iustinianos tarafından yeniden yaptırıldı ve bugün Çatladıkapı yakınındaki Boukaleon Sarayı da Büyük Saray sınırları içine alındı. MİMARİ ÖZELLİKLERİ Büyük Saray, gösterişli avlulu yapılar, taht ve kabul salonları, kilise ve şapeller, bahçeler, kitaplıklar, toplantı binaları, hamamlar, stadyumlar ve oyun alanları, muhafız kışlaları gibi yapılardan oluşan büyük bir yapılar kompleksi biçimindeydi. Kompleksin restitüsyonu için yapılan öneriler esas olarak Konstantinos Porphyrogennetos'un yazdığı ve Bizans sarayındaki törenleri anlattığı Törenler Kitabı'na dayanmaktadır. Arazi topografik özelliklerinden dolayı teraslar ve tonozlu taşıyıcılarla şekillendiğinden, yapılar bu sistem CBT 1095/14 14 Mart 2008