Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HUKUK POLİTİKASI Hayrettin Ökçesiz Marmaray kazısında Yenikapı buluntuları İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde, Marmaray projesinin kazı çalışamları sırasında Yenikapı bölgesinde elde edilen arkeolojik buluntular üzerine açılan sergi, hala görülebilir... [email protected] Adaletsizliği ve zulmü zihinlerinde ve vicdanlarında ilk algılayacak olanlar yargıçlardır. Adaletin ışığını biz onlardan alacağız. Bu yargıçları yetiştirmek için neler yaptığımızı bir kez düşünebilir miy Hukuk Devleti Ölçümü Önceki yazılarımda dile getirdiğim beklentilere modern sonrası yeniden hümanist, özgürlükçü, çoğulcu, dayanışmacı bir felsefeyle yanıt verebileceğini düşündüğüm hukuk devleti hangi normatif yapısıyla, hangi yetenek ve yetkinliğiyle kurtuluş umudumuzu güçlendirebilecektir? Meslektaşım Sobota'nın 1997'de yayımlanan “Hukuk Devleti İlkesi“ adlı kapsamlı çalışmasına bakarak hukuk devletinin ilkelerini ve bulundukları karakteristik alanları şöylece anımsayabiliriz: Anayasal devlet, anayasanın en üst norm oluşu, anayasanın bağlayıcılığı, anayasa yargısı, özgürlükçülük, hukuksal eşitlik, temel haklar, güçler ayrılığı, yasallık, hukukun bağlayıcılığı, adalet, yasanın önceliği, yasa koşulu, yetkilendirmede sınırlılık, dilsel belirlilik ve açıklık, yetkisel açıklık, devlet ediminin aleniyeti, kamu gücünün örgütlenmesinde işlevsellik, adil idari süreç, devlet etkinliğinde uygun ölçü, hukuk güvenliği, genel yargısal hak arama yolları güvencesi, kamu gücüne karşı yargısal korunma, devletin tazminat sorumluluğu, hukuksal ve fiili uygunluk… Bu ilkelerden çıkarsanan öğelerin kümelendiği üç alanın isimleri de şöyledir: hukuk devletinin kurucu (konstitusyonel) öğeleri, hukuk devletinin norm egemenliği (nomokratik) öğeleri, hukuk devletinin ilişkisel (relasyonel) öğeleri… Hukuk devletinin hayata geçirilmesinde yardımcı olacak iki çok önemli noktaya değinmek istiyorum: Bunlardan ilki, hukuk devleti felsefesinin ve ilkelerinin öğrenimiyle ilgilidir. Bu bağlamdaki temel bilgiler yurttaşlara daha ilköğretimden başlayarak başarıyla verilmelidir. Fakültelerde hukuk bir bilim olarak yapılmalı, hukuk devleti ve hukuku bu tür bir bilimin sürekli araştırma ve inceleme konusu kılınmalıdır. Hukuk bilimcileri kürsülerinden böyle bir ufku görmelidir. Hukuk devletine dair söylediklerimden, “yargıç” kimliğinin ne denli önemli olduğu da ortaya çıkmaktadır. Devletin eylem ve işlemlerinde hukuk devleti olup olmadığına ilişkin yargıya onun hükümleriyle varacağız. Devleti hukuk devleti çizgisinde onun bilgisi, bilgeliği ve cesaretiyle tutacağız. Bu yargıçları yetiştirmek ve onurlarında kollayıp korumak istemeyen bir toplum, içerisine gömüldüğü adaletsizliğin ve zulmün asla bilincinde olamayacaktır. Çünkü bu adaletsizliği ve zulmü zihinlerinde ve vicdanlarında ilk algılayacak olanlar yargıçlardır. Adaletin ışığını biz onlardan alacağız. Bu yargıçları yetiştirmek için neler yaptığımızı bir kez düşünebilir miyiz? Üniversitelerin en üvey evlatları hukuk fakülteleridir. Hükümetler yargının terbiyecisi olmayı her zaman çok isterler. Yargı kurumları kendileri için dahi zor ve zorlu yapılardır. İkinci önerim: “Yaşayan hukuk devletinin sürekli ölçümünün yapılmasıdır. Hukuk devleti öğelerini birer parametre olarak almalı ve hukuk devletini bunlara göre toplumsalsiyasal gerçekliğinde görgül yöntemlerle araştırmalıdır. Elde edilecek sonuçlarla öndeyilerde bulunarak, hukuk politikaları oluşturulmasında aydınlatıcı olunmalıdır. Bu tür araştırmalar kamu kaynaklarıyla öncelikli olarak desteklenmelidir. “Hukuk devleti ölçümünün bilgi kaynağı bir yandan pozitif hukuktan, öte yandan dava dilekçelerinden ve mahkeme kararlarından, basından, uzman kişi ve kurumlardan, yurttaşlardan, mağdurlardan, ülkede yaşayan yabancılardan ve nihayet konuyla ilişkili tüm maddi çevreden oluşacaktır. Bu kaynaklardan içerik analizi, gözlem ve görüşme gibi her birine uygun düşen görgül yöntemlerle bilimsel bilgiler elde edilmeye çalışılacaktır. Bu ölçümde anayasada ve uygulamasında insan haklarının korunmasına ve güçler dengesine ilişkin kurumsal yapılanma; yasama koşulları; hükümetin ve idarenin mahkemede hesap verebilirliği; adil yargılanma; adli önyargılar; hakimlerin ve mahkemelerin bağımsızlıklarına devlet içinden ve dışından gelen tehditler, yürütmenin önyargıları ve insan hakları ihlalleri; hukukun her alandaki uygulanmasında ve yargıda yolsuzluk; idarenin yasallığı ve tazminat yükümlülüğü gibi ayrıntılara işaret eden “Anayasa”, “Yasama”, “Mahkemeler”, “Yargı Bağımsızlığı”, “Ceza Yargısı”, “Hukuk Uygulamasında ve Yargıda Yolsuzluk”, “Kamu Yönetimi” gibi ana göstergeler kullanılacaktır (bkz.:Rule of Law. The KAF, Democracy Report 2006). Türkiye Cumhuriyeti'nin yetkin bir hukuk devleti olmasına bu tür çalışmalarla da imkân yaratmalıyız. İ stanbul Arkeoloji Müzesi'nde (İAM) açılan yenikapı arkeolojik buluntularına ilişkin sergi sürüyor. Ayrıca, müzede tarih boyunca boncuk konulu bir başka sergi daha üst katta gezilebilir. İAM arkeologlarınca sürdürülen kazıda, bilindiği gibi Yenikapı'da gemi sandal batıkları ortaya çıkartılmış ve buranın, aslında varlığı bilinen ve yeri bilinmeyen liman olduğu anlaşılmıştı. Arkeologlar bu lima Taşıdığı yükü nın8 adının imparator 1. Theodosius ile birlikte mu yoksa Eleutherios limanı mı ol bulunan duğu konusunu tartışmaktadırlar. Marmaray Limanda, demirçağına ve Neoli VI Batığı. tik çağa ait bulgular saptandı. Ayrıca bu tabakaların altında siyah toprak ve içindeki bitki köklerinin Marmara'nın konservasyon, restorasyon ve rekonstrükdeniz olmadan önce 13 bin yıl öncesine siyon laboratuvarı kurulmaktadır. Bu araait durumunu gösterdiği ve bu açıdan da Bizans gemilerinin yapım teknikleri önemi vurgulanmakta... Yenikapı ile çev üzerinde de çalışmalar sürdürülmekte. Elde edilen bilgiler sayesinde Yenikare bölgeleri arasında geniş çaplı mimarı biçimler ve ilişkiler de ortaya çıkartıldı. pı bölgesinde sürdürülmüş olan yaşam İstanbul'un bu tarihi limanı, ilk kez üzerine de bilgilere ulaşıldı. Çeşitli döİstanbul'un ticari ilişkileri konusunda da nemleri kapsayan buluntular arasında, babilgiler edinilmesini sağladı. Bulunan ba lık kalıntısı, yumurta kabuğu, çam kozalatıklardan bazılarının rekonstrüksiyonu ğı, vişne çekirdekleri, çeşitli sandaletler, geyik ve dağ keçisi boynuzları, keramikgerçekleştirildi. Liman kazıları sırasında çok sayıda ba ler ve çanak çömlekler, bir deve iskeleti tık geminin yanısıra, çeşitli eşyalar da ele (yük hayvanı olarak), maltız, zeytin çekirgeçirildi. Bütün bunların korunması ama deği, ahşap tabak ve kaşıklar ve benzerlecıyla gerekli konservasyon ve restorasyon ri de bulunuyor. Bu arada Yenikapı bölgesinin arişlemleri için laboratuvarlar, tanklar ve keolojik açık park olarak düzenlenmesi havuzlar inşa ediliyor. Bu amaçla İÜ Edekararlaştırıldı. biyat Fakültesi'nde Türkiye'nin ilk gemi CBT 1095/15 14 Mart 2008