20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Uluslararası bilimsel yayın sayısı üç yıldır alarm veriyor Ülkemizin bilimsel yayın sayısı 2004 yılına kadar dünya geneline göre yılda ortalama %16 daha hızlı gelişirken, son 2.5 yılda bu hız %3'e düştüğü gibi, bu yılın ilk yarısında %4’e geriledi. Dünyadaki payımız da hızla binde 13'e yükselmişken, son dönemde duraklamakta. Bilim politikasında son dönem iktidarının hatalı davranışının yaratabileceği akıbetin bu kadar erken gelmesi ve bu ölçüde çarpıcı olması hayret vericidir. Prof. Dr. Altan Onat İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi yerinde saymaya başladığımız açıkça anlaşılmaktadır. Belçika, İsrail, Avusturya gibi nisbeten küçük ülkelerin gelişmesine göre ülkemiz geri düşmeğe başlamıştır ve 3 yıl önce geçtiğimiz Belçika'nın bu yıl önümüze yerleşmesi mümkündür. Bu göstergelerin kötüye gidişi yetmiyormuş gibi, yayınlarda esas önem taşıyan bilimsel makalelerin tüm yayın türlerindeki payı ilk dönemde ortalama %85.3 iken, son dönemde % 45 gerileyerek %81.5'a düşmüştür. Böylece, dünyada tam metinli makale payımız bakımından son dönemde net olarak gerilemeye yöneldiğimiz anlaşılmaktadır. ÇARPICI GERÇEK HAYATİDİR Açıklamaya çalıştığım verileri çok farklı yorumlamaya, geçiştirmeğe kalkışmak gerçekçi olamaz. Bilimsel yayın verileri yıldan yıla çok az değişkenlik sergiler, hatta yarım yıla ilişkin verilerde bile değişkenlik payı %5'in çok altındadır. Ekonomik rekabete önem verdiği görüntüsüne özen gösteren son dönem iktidarının, ekonominin geleceğinin sürükleyicisi olduğu ileri toplumlarda B CBT 1062/7 27 Temmuz 2007 önceki yıla göre kaydettiği sayısal artmayı, dünyanın bir önceki yıl rakamlarına göre kaydettiği artmaya bölmek suretiyle elde edilmiştir. Grafik çarpıcı şekilde iki dönemi yansıtmaktadır: 2004 yılına kadar geçen 6 yıl, 2004 yılından sonraki 2.5 yıl. Grafiği doğru yorumlamak üzere bir makalenin, çalışmaya başlandığından 1 ile 2 yıl sonra yayına girdiğini hatırlamak gerek. Bu sürenin içine çalışmanın bitirilmesinin yanı sıra, 922 aylık bir dönemde yayın kurulu değerlendirilmesi, belki bir diğer dergiye başvuru, revizyona tabi tutulması ve Şekil. Türkiye'nin bilimsel yayınlardaki yıllık göreli gelişme hızı (sütunlar ve soldaki ölçek) ve kabulden sonra matbadünyadaki binde payı (eğri ve sağdaki ölçek). 2004 yılından sonraki yavaşlama çok belirgin. ada sıra beklemesi girer. İlk dönemde indeksin bilinen bilim ve teknoloji alanında, dinamikliğini 2000 yılında 101 gibi düşük olması, 1999'da yaşakanıtlamış bir toplumda bu denli hüsranlı sonuç dığımız deprem felaketinin beklenen bir sonucu. alması düşündürücüdür. Ama şaşırtıcı olmamalıdır, Buna rağmen ilk dönemde ortalama gelişme hızımız yılda %16.2 ki bu, dünyadaki bilimsel payı çünkü üniversiteleri azarlayan, tahsisatlarını ve kadrolarını iyice kısıtlayan, YÖK'ü tamamen karmızı 4.6 yılda 2'ye katlama anlamına gelmektedir. şısına alan bir siyasi iktidar çok farklı bir sonuca Son 2.5 yıllık dönemde gelişme hızımızın ortalama ulaşamazdı. Akıbetin bu kadar erken gelmesi ve bu %3'e düştüğü, ve hele geçen yarıyılda dünyanın ölçüde çarpıcı olması hayret Tablo 1= Göreli gelişme hızı indeksi ve dünyada payımız vericidir. Durumda YÖK'ün 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007/6 ve özellikle köklü üniverDünya 959933 974223 9567849 99972 975201 1064260 1060164 1298886 1212163 660699 sitelerin sorumluluğu da Türkiye 5157 6101 6077 7.383 9.308 11.580 13.781 17.200 17.385 9.089 küçümsenemez. Daha kara Makale 4209 5064 5110 6231 8191 9932 11961 14428 14138 7195 bir tablonun ortaya çıkmaması için bilim ve tekTablo. Dünya ve Türkiye'de yıllar itibarıyla bilimsel yayın ve tam metinli makale sayıları: Tablo'da SCI'ne göre son 10 yıla ait dünyadaki toplam ve ülkemiz noloji alanlarındaki tüm ilbilimsel yayın rakamları ile tam metinli makale sayıları yer almaktadır. Dünya toplamı yıldan yıla ufak da olsa farklılıklar sergilediğinden, Türkiye'nin gö gili ve yetkililer yeni yasama receli gelişmesi iki yaklaşımla ele alınabilir: a) dünya rakamlarını standardize eden (=100) bir indeks, b) dünyadaki payı ile. döneminde duruma çare bulmaya ciddi biçimde yönelGöreli gelişme hızı olarak tanımlanabilecek bu meliler. Bu arayışı kanımca sadece yeni iktidara, gelişme hızına hiç ayak uyduramadığımız görülindeks, ülkemizi dünyanın gelişme hızından soyutYÖK'e bırakmayacak, öğretim üyesi, öğrencisi, iş mekte. layan bir göstergedir. İndeks 100 olduğunda, Türadamı ve siyasetçisiyle birlikte hareketle halledilBilimsel yayınlarda Türkiye'nin dünyadaki pakiye dünya ile aynı gelişme hızı, 100'ün üstünde mesi gerekecek kadar önemlidir bu konu. yına ilişkin veriler de, anılan iki dönemdeki büyük bulununca, dünyadan daha hızlı, 100'ün altında farkı ortaya koymaktadır. İlk dönemde payımız 45 bulununca, dünyadan daha yavaş bir gelişme gös1. Onat A. Yeni bilimsel yayın ve atıflar yükyılda 2'ye katlanarak binde 13'e yükselmişken, son terdiği anlaşılır. 1999 yılından beri ülkemizin kaydönemde ancak binde 13.8'e kımıldamıştır. On se selişte. Cumhuriyet BT 12 Ocak 2007, sayı 1034, dettiği indeks hesaplanmış biçimde grafikte simgekiz yıl süren hızlı gelişme dönemimizin sona erdiği, s. 11. lenmiştir. Hesaplamada indeks, Türkiye'nin bir ir ülkenin bilimsel seviyesine, bilime katkısına ilişkin iki göstergeden biri uluslararası yayın sayısı, diğeri bu yayınlara başka bilim insanlarınca yapılan atıflardır. Her ikisi için de Science Citation Index'in (SCI) verileri en kapsamlı, güvenilir ve bilim çevrelerinde genel kabul gören verilerdir. Bu nedenle, Cumhuriyet BT ekinde sıklıkla kullanılmış, tartışma ve irdelemelere konu olmuşlardır. Bu göstergelerden atıf sayıları birkaç yıl veya daha fazla gecikmeden sonra kullanılabilirken, yayın sayıları sürekli ele geçebilmekte ve her yıl sonunda derlenmektedir. Bilimsel yayın sayıları bir ülkenin diğer ülkelere kıyasla bilimdeki performansını değerlendirmek için de elverişlidir. Ülkemiz 1986 yılından beri bilimsel yayınlarda hızlı bir gelişme göstermiş ve bu sayede dünyadaki payını hızla yükseltmiştir. Bu olumlu süreç 20 yıla yakın bir süre hız kesmeden sürmüştür. Ancak 2004 yılını izleyen dönemde hızlı gelişmenin sona ermekte olduğuna ilişkin kuşku duyulmuştur. Nitekim, bu kış yayımlanan bir makalede (1) gelişme hızlarına göre sıralanan ülkeler arasında, Türkiye “eskiden ilk 3'e girerken, son iki yılda ancak 11'incilikle yetindi. Dolayısıyla, 'yarışan diğer gelişmekte olan ülkelere artık fark yapamıyor muyuz' sorusu gündeme gelmektedir” diye kuşkulu yoruma varmıştım. İçinde bulunduğumuz yılın ilk yarısına ait veriler, gelişme sürecinin durduğu, hatta tersine döndüğü yönündedir. Bu görüşün ayrıntıları aşağıda sunulmaktadır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle