20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TARTIŞMAEDİTÖRE MEKTUP Doktora Programı bu belgeler ışığında şu yapısal ilkelere dayanmaktadır: 1) Doktora tez tabanlı özgün bir eğitim ve araştırma çalışmasıdır, 2) Doktora dersleri araştırma yapma yeteneğini geliştirme amaçlıdır, 3) Ortalama doktora süresi (ders ve araştırma) 4 yıldır. MODES Doktora Programı, Atılım Üniversitesi FBE bünyesindeki anabilim dallarının yapıları ve doktora programı hazırlıkları çerçevesinde sanayi kuruluşlarına gönderilen sanayi anketi sonuçları göz önünde bulundurularak hazırlandı. Özellikle sanayi kuruluşlarından gelen görüşler bu programın tasarımında etkili oldu. Programın tasarımında aşağıda listelenen nitelikler özellikle vurgulandı: 1) Doktora dersleri disiplinlerarası bir yapıdadır (yatay özellik), 2) Doktora programı dersleri iki odak alanına yoğunlaştırılmıştır, 3) Doktora programı dersleri uzmanlaşmaya “özel konulu dersler” ile izin vermektedir (dikey özellik). Türkiye’de ilaç harcamaları Türkiye'nin Gayrı Safi Yurtiçi Hasılası 2006 yılında yaklaşık 400 milyar dolar seviyesine çıktı. Ülkemizin refahı arttıkça Hükümet'in de temel sağlık hizmetlerini iyileştirmesi ve yaygınlaştırması hem doğal, hem de sorumluluğudur. Bu bakımdan sağlık harcamaları faturasının artması bir sürpriz değildir. Engin Güner, Genel Sekreter, Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği ÖĞRENCİLERDEN İSTENEN Doktora programı kapsamında, doktora öğrencilerinden bağımsız araştırma yapma, olayları irdeleyerek bilimsel yorum yapma, yeni teknikler geliştirme, yeni tekniklerin mühendislik problemlerinin çözümünde özgün ve başarı ile uygulanmasını sağlaması, yeni sentezlere ulaşmak için gerekli adımları belirleme yeteneklerini geliştirerek/kullanarak özgün araştırmalar yapmaları beklenmektedir. Doktora programı kapsamında yapılacak araştırmaların özellikle teknolojik yeniliğe (inovasyona) dönüştürülerek evrensel bilim ve teknoloji alanlarına, ülke sanayine ve toplum refahına katkı sağlanması hedeflenmektedir. Bu ilkeler ile önerilen doktora programı Türkiye'de özgün bir program olma niteliğini taşıyor. Önerilen doktora programının disiplinlerarası ders yapısı (yatay özelliği) ile; • Geniş bilimsel perspektif, • Ders çeşitliliği, • Disiplinlerarası çalışmalar, • Çokdisiplinli çalışmalar, için olanak tanımakta, dikey ders yapısı ile; • Uzmanlaşma (derinliğine bilgi kazanımı), • Odaklaşma (odak alanlar), sağlanmaktadır. “Mühendislik Sistemlerinin Modellenmesi ve Tasarımı (MODES)” isminde mühendislik bölümlerinin odak alanları yansıtan “modelleme”, tasarım” ve “sistem” kelimeleri ile şemsiye kavram olan “mühendislik” kelimesinin birlikte kullanılmasına dikkat edilmiştir. S UYGULAMA ve DERSLER MODES Doktora Programının her doktora öğrencisi için bir tez konusu etrafında gelişmesi ve özgün bir araştırma çalışması olarak sürdürülmesi ve tamamlanması amaçlandı. Bu amaçla öğretim üyesinin endüstri ile birlikte geliştirdiği varsayılan araştırma projesinden üretilen tez konusuna yönelik temel bilgiler derslerle sağlanacak, konu üzerinde sonuç alıcı çalışmalara ise tez kapsamı içinde yapılan araştırma etkinlikleri ile ulaşılması planlandı. Doktora programının yatay ve dikey özellikleri ders yapısında “Çekirdek Dersler”, “Odak Alan Dersleri” ve “Özel Konulu Dersler” olmak üzere üç ders grubu ile ifade edilmiştir. Ders grupları konu temelinde adlandırılmış, önerilen programda doktor(a) adayı araştırmacıların her bir ders grubundan belli sayıda dersi, tez danışmanının önerisi doğrultusunda seçmesi gerekmektedir. Önerilen programda, en az yedi (7) kredili ve bir (1) kredisiz olmak üzere toplam sekiz (8) ders alınması gerekmektedir. Ders gruplarında yer alan derslerin temel nitelikleri aşağıda özetlenmiştir. Çekirdek Dersler Grubu: Disiplinler üstünde temel bilimsel konular ve ileri matematik konularını içeren dersler ile kredisiz “Araştırma Metodolojisi ve İletişim Yetenekleri” dersini kapsar. Önerilen doktora programında doktor(a) adayı araştırmacının bu gruptan en az iki (2) adet kredili ders ile kredisiz “Araştırma Metodolojisi ve İletişim Yetenekleri” dersi olmak üzere, toplam üç (3) ders alması gerekmektedir. Odak Alan Dersleri Grubu: Doktora programı kapsamında tanımlanan iki odak alanına (“Sistem ve Tasarım” ve “Modelleme ve Hesaplama”) ait derslerden oluşur. Odak Alan Dersleri önerilen doktora programının kapsamı temel alınarak tasarlanmış derslerden meydana gelmektedir. Odak Alan Dersleri Grubu, bütün EABD'larının katkıda bulunduğu bir ders grubu niteliğindedir. Doktora programı önerisinde Odak Alan Dersleri grubundan, tez konusu ile ilgili bir tek odak alanından olmak üzere en az iki (2) adet kredili dersin alınması öngörülmüştür. Özel Konulu Dersler Grubu: Çekirdek Dersler veya Odak Alan Dersleri gruplarına girmeyen, ancak önerilen doktora programı kapsamında daha çok uzmanlaşmaya yönelik olarak belirli konuları içeren ve bu şekilde derinlemesine bilgi kazanımı sağlayan derslerin yer aldığı gruptur. Bu grupta FBE'ne bağlı bütün EAB Dallarının önerdiği dersler yer almaktadır. Doktor(a) adayı araştırmacının alması zorunlu olan sekiz (8) dersten, ilk iki gruptan alınması gereken toplam beş (5) ders dışında kalan üç (3) ders, açılan dersler içinden istenildiği gibi seçilebilir. The Salzburg “Ten Basic Principles” (25 February 2005) 2 TÜBİTAKVizyon 2023 (Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikaları 20032023 Strateji Belgesi) 3 Bologna Declaration (Avrupa Birliği, 9 Haziran 1999) 4 Doctoral Programmes for the European Knowledge Society (European University Association, 2005) 5 Yükseköğretim Kurulu Lisansüstü EğitimÖğretim Yönetmeliği (1996) SK'lılara ve Yeşil Kartlılara serbest eczanelerden ilaç alma olanağı sağlanması sonucunda, kullanımda 2005'te % 17, 2006'da ise % 13 (tahmini) ünite artışı oldu. Türk ilaç pazarının 2006'da % 5 büyüyerek, 9,9 milyar dolara ulaşmış olduğu tahmin edilmekte. İlaç endüstrimizin gönüllü fiyat indirimleri sayesinde, geçen yıl kamunun gerçek ilaç harcamaları faturası olabildiğince düşük bir düzeyde, % 5 (tahmini) olarak gerçekleşti. Bunun temelinde endüstrinin yaptığı fiyat indirimlerinin yanı sıra, halen uygulanmakta olan referans fiyat sistemi yatıyor. 2004 yılından itibaren uygulanan referans fiyat sistemi sayesinde Avrupa Birliği'nde ilaç fiyatlarının en ucuz olduğu ülkenin fiyatları referans alınmakta. Ülkemizde satılan orijinal ilacın fiyatı, aynı kategoride Avrupa'nın en ucuz ülkesindeki orijinal ilacın fiyatını referans almaktadır. Böylece Türkiye'deki hastalar orijinal ilaçlara Avrupa'nın en ucuzu fiyatla ulaşabilmekte. Ülkemizdeki jenerik ilaçlar ise orjinalinin % 80'i kadar fiyattadır. Geçen yıllarda ilaç endüstrisi ilaç fiyatlarında %4,5 ile %11,5 arasında ıskonto uyguladı. Bunun yanı sıra döviz kurlarındaki değişimin de katkısıyla fiyatlarda yaklaşık yüzde 20 düzeyinde bir indirim gerçekleşti. Bu, 200405 yılları arasında yaklaşık 619 milyon dolar tasarruf demektir. rı: 1. Türkiye'de nüfus başına hekim ve hasta yatağı sayısı OECD ülkelerine oranla çok düşük seviyelerde. Bir yandan doktorlara az sayıda başvuru olurken, bir yandan doktor başına yüksek bir hasta yoğunluğu ortaya çıkmaktadır. Bu durum sağlık hizmet ihtiyacının ağırlıklı olarak eczanelerden edinilen ilaçlarla karşılanması sonucunu doğurmakta. 2. Türkiye ile gelişmiş ülkeler karşılaştırıldığında, sağlık hizmeti üretim unsurlarının (başta iş gücü, hizmet, laboratuar gibi) fiyatları dünya fiyatlarının çok altında. Kamu geri ödeme kurumları hastane hizmetleri için kamu sağlık kuruluşlarına önemli oranda sübvanse edilen fiyatlar üzerinden ödeme yapıyor. Kaba bir hesaplama ile bu sübvansiyonun en az %35 olduğunu söylemek mümkün. Sübvansiyon yükü, genel bütçeden Sağlık Bakanlığı ve üniversiOECD ortalamateler tarafından karları göz önüne şılanmakta. Ancak alındığında, Türbu yük kamu geri kiye'nin ilaç harödeme kurumlarının camaları alanınsağlık harcamaları hesaplarına yansıtılda gelişmiş ülkemıyor. Bu da kamu leri yakalamak sektöründeki için daha kat etilaç/toplam sağlık mesi gereken harcaması oranının uzun bir yol ilaç aleyhine yüksek çıkmasına yol açıyor. bulunduğu 3. Diğer OECD görülüyor ülkelerinde “yatan hastalar” için kullanılan ilaçlar hastaneler tarafından temin edilirken, ülkemizde yatan hastaların %30'una ilaçları serbest eczanelerden aldırılıyor. Yatan hasta ilaçları OECD'de ilaç harcaması olarak değil, genel sağlık harcaması içinde yer alıyor. Türkiye'de ilaç harcamasının istatistiksel olarak yüksek görünmesinin bir nedeni de hesaplamalarda farklı parametrelerin dikkate alınmasıdır. 4. OECD ülkelerinden farklı olarak, Türkiye'de reçetesiz ilaç kategorisindeki ilaçların çok büyük bir kısmı, reçeteli ilaçlarla birlikte geri ödeme kapsamında yer almaktadır. Bu da diğer ülkelerle karşılaştırıldığında ülkemizdeki kamu ilaç harcamalarını oransal olarak yükseltıyor. Türkiye açısından ilaçta tasarrufun en önemli yolu akılcı ilaç kullanımıdır. Bu doğru ilacı, doğru zamanda ve doğru miktarda kullanmak anlamına gelir. İlaçta etkin ve doğru tasarruf için öncelikle akılcı ilaç kullanımını mümkün kılan kararların alınması gerekmektedir. Aksi takdirde, hastanın tedavi olması gecikecek, hastane ve ameliyat gibi daha maliyetli olan kalemler artış gösterecek ve hastanın işine gidemediği, üretken olamadığı dönem uzayacaktır. İlaç masraflarımızı şartlanmaların dışına çıkarak; toplumun çıkarları ve ekonomik kriterler ekseninde tartışmak zorundayız. OECD'NİN ÇOK GERİSİNDE Genel ilaç harcamalarında yaşanan bütün artışa rağmen, Türkiye'de kişi başına yıllık ilaç tüketimi yaklaşık 132 dolarla pek çok OECD ülkesinin hayli gerisindedir. Türkiye'nin ilaç harcamalarının ulusal gelire oranının, gelişmiş ülkelerden bile yüksek olduğunu vurgulayarak, ülkemizin ilaca çok para harcadığını savunmak yanlış bir yaklaşımdır. Bir ülkenin ulusal gelirinin, bir başka ülkeden düşük olması, birinci ülkede yaşayan hastaların en yeni ve en etkin tedavi ve ilaçlara erişmeye, ikinci ülkenin hastalarından daha az hakkı olduğu anlamına gelemez. Bu bakımdan Türkiye ile ABD'yi veya İngiltere'yi karşılaştırmak çok anlamlı değildir. Türkiye'nin yapması gereken, kaynaklarını doğru ve verimli bir şekilde kullanmak, önceliklerini doğru belirlemektir. Bu konudaki bir başka tartışma da, ülkemizde kamu açısından ilaç harcamalarının genel sağlık harcamalarına oranının yüksek görünmesidir. Bu oran yaklaşık %34'dür ve OECD ölçütlerine göre yüksek görünmektedir. Ancak bu tablonun arkasında başka gerçekler var. Bugün Türkiye'de ilaç harcamalarının tamamı bilinirken, ilaç dışı sağlık harcamaları aynı şeffaflıkla hesaplanamıyor. Genel sağlık hizmetlerinin tam anlamıyla kayıt altına alınamaması bu alanda önemli bir belirsizlik yaratıyor. Kamu sağlık harcamaları ve ilaç harcamaları açısından oranlama ve karşılaştırma yapılmasını ciddi boyutlarda güçleştiren nedenlerden bazıla CBT1062/22 27 Temmuz 2007
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle