20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ELEKTRONİK POLİTİK BİLİM Aykut Göker http://www.ınovasyon.org Mücadelesi verilen lâik toplum modelinin ülkede egemen kılınması ve kalıcılaştırılması bilim ve teknolojide yetkinleşmiş bir ülke inşâ edebilmenin gerek şartıdır; ama yeter şartı değil. Onun için, lâikliğin savunuculuğunu yapan partilerin Türkiye için nasıl bir bilim, teknoloji, sanayi ve inovasyon politikası uygulamayı vaat ettiklerini de öğrenmek durumundayız. Elektronik cihazlar ara kablosu olmadan şarj edilebilecek! Massachusetts Institute of Technology'den (MIT) bilim adamları 60 watt'lık bir ampulünü, elektrik kablosu bağlantısı olmadan yakmayı başardılar. Böylece cep telefonları ve diğer mobil cihazları fişe takmaya gerek kalmadan şarj etmenin yolu açılmış oldu. Science dergisinin internette yayınlanan Science Express sitesinde yer alan bu buluş “WiTricity” olarak isimlendiriliyor. Ne Vaat Ediyorlar? Kurulu düzeni İslâmî norm ve değer yargılarının egemen olduğu bir toplum düzeni yönünde değiştirmeyi hedefleyen ve siyâsî plânda AKP tarafından temsil edilen kesimlerle Cumhuriyet'in kurucularının öngördükleri lâik düzeni sürdürmek isteyenler arasındaki mücâdelenin siyâsete damgasını vurduğu bir ortamda genel seçimlere gidiyoruz. Arada konumlanmaya çalışanlar da var; ama asıl mücâdele bu iki taraf arasında geçiyor. Bunlar hepimizin mâlumu... Bu köşenin derdi de mâlum: Ülkemizin hem bilim ve teknolojide hem de bilim ve teknolojiyi ekonomik ve toplumsal faydaya dönüştürmede yetkinleşmesi... Böyle bir ülke yaratılabilmesinin olmazsa olmaz koşulu ise, merak eden ve merak ettiği her şeyi herhangi bir dogmaya bağlı kalmaksızın özgürce sorgulayabilen, üretici, yaratıcı genç nesillerin yetiştirilebilmesidir. Bellidir ki bu, eğitimöğretim kurumları dogmalara uzak duran bir toplum modelinin işlemesine bağlıdır. Sâdece eğitimöğretim kurumlarının dogmalardan uzak durması yetmez; o genç nesiller, okulda kazandıklarını aileleriyle, okul dışında ve sonrasında temâsa gelecekleri toplumsal çevreyle olan etkileşimlerinde kaybetmek riskiyle de karşılaşmamalı; deyim yerindeyse, iki arada bir derede kalmamalıdırlar. Gençleri sarmalayacak toplumsal çevrenin bu konudaki iç tutarlılığı, ancak, lâik iklimin hüküm sürdüğü bir ülkede sağlanabilir. Sekizinci ve dokuzuncu yüzyıllarda, Arapların, Yunan biliminin büyük bölümünü Arapçaya aktarıp devraldıkları bu mirasa katkıda bulundukları ve Batı dünyasının ancak on ikinci ve on üçüncü yüzyıllarda Arapçadan Lâtinceye yapılan çeviriler sâyesinde Yunan biliminin özüne ulaşabildiği ve bilimdeki bugünkü üstünlüğünü, Arapların katkılarıyla zenginleşen bu birikimin üzerine inşâ ettiği ileri sürülerek, İslâmî bir düzende de bilimin gelişebileceği iddia edilebilir. Ancak, tarihin o kesitinde İslâm dünyasına egemen olan akılcılığın yerini, daha sonra, dinsel dogmalara olan inancın aldığını ve İslâm dünyasının egemen çizgisi hâline geldiğini; bu çizginin bugün de sürdüğünü nasıl göz ardı edebiliriz? Kaldı ki, hayâtın bütün alanlarını dinsel motiflerle örmeyi siyasî bir program olarak benimsemiş bulunan ve bu programı, şehirlerin varoşlarına yığılmış kırsal kökenli milyonların memnuniyetsizliğini kendisini iktidâra taşıyan bir güce dönüştürme aracı olarak kullanan AKP'nin, iktidar elindeyken, bilim ve teknolojide ne yaptığını hep birlikte gördük. AKP'nin, AB'ye katılma siyâseti gereği, ARGE desteği için para musluklarını açtığı doğrudur. Ama, bilim ve teknolojide benimsediği somut hiçbir gelecek vizyonu, önceliği, ulusal programı olmadığı için bu muslukların boşa akmasına; öte yandan da, güttüğü eğitim siyâsetiyle, bilimin, dolayısıyla da teknolojinin yeşereceği toprağı daha da çoraklaştırmasına ne demeli? Bütün bu nedenlerledir ki, bu köşede dile getirilen, Türkiye'nin bilim ve teknolojideki geleceği ile ilgili özlemleri paylaşanların lâikliği savunmalarından daha doğal bir şey olamaz. Ancak, yakın tarihimizde yaşananlardan da hatırlanmalıdır ki, lâikliğin savunulması başkalarına emânet edilemeyecek kadar ciddî bir iştir ve lâik düzenin kalıcılaşması ancak ve ancak toplumsalsiyasî mücadele ile başarılabilir. Şu da hiç unutulmamalı: Mücâdelesi verilen lâik toplum modelinin ülkede egemen kılınması ve kalıcılaştırılması bilim ve teknolojide yetkinleşmiş bir ülke inşâ edebilmenin gerek şartıdır; ama yeter şartı değil. Onun için, lâikliğin savunuculuğunu yapan partilerin Türkiye için nasıl bir bilim, teknoloji, sanayi ve inovasyon politikası uygulamayı vaat ettiklerini de öğrenmek durumundayız. Lâiklik yeniden inşa edilebilir; ama sonuçta bilim ve teknolojiye yine egemen olamazsak, bırakın lâikliği bir yana, bu dünya konjonktüründe ülkemizi bile elimizde zor tutarız. E lektrik enerjisini kablosuz olarak nakletmek fikri yeni değil, ancak bunun yaygın kullanımı verimsiz olduğu için gerçekleştirilemiyordu, çünkü şarj cihazının ürettiği elektromanyetik enerji dört bir yana dağılıyordu. Geçen sonbaharda bu alanda önemli bir ilerleme kaydedildi. O tarihte MIT'den fizik profesörü Marin Soljacic, belirli bir frekansa göre ayarlanmış dalgaları nasıl kullanacağını keşfettiğini açıkladı. Burada önemli olan nokta, şarj cihazı ile şarj edilmesi gereken cihazın aynı frekansta rezonansa girmesiydi. Böylece ikisinin arasında enerji değiş tokuşu mümkün olabildi. Bu olgu, şarkı söyleyen bir opera sanatçısının rezonans frekansı ile bir aynı frekansta rezonansa giren şarap kadehinin kırılmasına benzetilebilir. PİLLERE VEDA Bundan sonraki aşamada bilim adamlarının bu prensibi deneylerle kanıtlaması gerekiyordu. İşte bu deney Science dergisinde kamuoyuna açıklandı. Deneyde MIT ekibi, 60 watt'lık bir ampulü, enerji üreten cihaz ile aralarında “hiç bir fiziksel bağlantı olmadan” yakmayı başardı. “Bu çok heyecan verici bir gelişme” diye konuşan Soljacic, “Bu sonuç tekrarlanabilir. Ne zaman isterseniz laboratuvara gidip aynı deneyi yeniden yapabiliriz ve her seferinde aynı soKABLOSUZ ENERJİ NASIL ÇALIŞIYOR? nucu alabili1) Bakırdan yapılmış bir antene şebekeden enerji gelir diyor. 2) Anten yaklaşık 10MHz frekansta rezonansa geçer ve elektromanyetik dalgalar üretir riz” 3) Antenden gelen enerjinin “kuyruğu” 2 metreye kadar “tünel açar” Bu geliş4) Dizüstünün anteni elektriği alır. Antenin rezonansı da 10Mhz frekansta olmalıdır. me, her geEnerji cihazı yeniden şarj etmekte kullanılır. 5) Dizüstüne nakledilmeyen enerj,i kaynak anteni tarafından yeniden emilir. İnsanlar ve çen gün dadiğer nesneler 10 MHz frekansta rezonansta olmadıklarından etkilenmezler. ha fazla “elektronik” hale gelen dünyamızda, kablo karmaşasına son verebilir. Ve eğer cihazlar ihtiyacı olan enerjiyi havadan alabilirlerse, piller ve pillerdeki toksik kimyevi maddeler tarihe karışabilir. TEKNOLOJİNİN EKSİKLİKLERİ Ne var ki bu teknolojinin yaygın bir şekilde kullanılmasının önünde bir takım engeller bulunuyor. Bir kere MIT'nin sisteminin verimliliği yaklaşık %4045 dolaylarında. Bu da şarj eden cihazdan gelen enerjinin büyük bir kısmının ampule ulaşmadığı anlamına geliyor. Soljacic, sistemin mobil cihazların kimyasal pillerini şarj etmesi için veriminin en az iki katına ulaşması gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, enerjiyi taşıyan bakır bobinler yaklaşık 60 cm genişliğinde. Bu da uygulanabilir boyutlarda olmadığı anlamına geliyor. Ayrıca şarj cihazı ve şarj olan cihazın arasındaki mesafenin pratik olarak 2 metreden uzun olması gerekiyor ki, bir odanın içindeki tüm elektronik cihazlar tek bir şarj cihazından enerji alsın. Soljacic, bütün bu eksiklikleri düzeltmenin olası olduğuna inanıyor. Bundan sonraki aşamada bilim adamlarının hedefi birden fazla elektrik ampulünü yakmak, belki de bir dizüstünü çalıştırmak. Soljacic WiTricity projesindeki bu “manyetik eşleşme” sürecinin insanlara ve diğer canlılara zarar vermeyeceği konusunda garanti veriyor. Ve elektrik ampulü üzerindeki bu ilk deneyde odada bulunan cep telefonları , elektronik cihazlar ve kredi kartları zarar görmedi. Ancak bilim adamları bu konuda ileri çalışmaların yapılması gerektiğine inanıyor. CBT 1056/6 15 Haziran 2007
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle