20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ZÜMRÜTTEN AKİSLER A.M. Celal Şengör nan yemeklik tuz, elektrik akımının etkisinde bırakılmakta. Bu şekilde suyun içinde bulunan hidrojen ve hidroksit iyonları dışında farklı şekillerde yüklenmiş klor ve oksijen parçacıkları oluşmakta. Kuvvetli bir ağartıcı madde olarak kullanılan hipoklorit de bunlara dahil, ancak diğer dezenfeksiyon maddelerinde farklı bir bileşimde ve 300 misli yoğunlukta bulunur. Okside su buna rağmen, yoğun hipoklorit içerikli dezenfeksiyon maddelerinin yok edemediği mikroorganizmaları öldürüyor. Dahası yara üzerinde uygulandığı zaman da cilt ve mukozaya zarar vermemekte. Şifalı suyla tedavinin cilt üzerinde farklı bir etkisi var diyor LakeDistrict hastanesinden Cherly Bongiovanni. Sıvı, yaranın üzerine püskürtüldüğünde doku pembeleşiyor ki bu da oksijenin alındığını göstermekte. Diyabet hastalarının ayaklarında çıkan yaralar normalde (iyot ve antibiyotikle) 55 günde iyileşirken, zenginleştirilmiş suyla 43 günde iyileşiyor deniyor New Scientist dergisinde çıkan yazıda. NTV'nin yaptığı Türk Mucit programı nedeniyle tanıştığım ve kısa zamanda zekâsına ve diğer yeteneklerine hayran olduğum jüri arkadaşım Hulusi Derici, bana daha önce duymamış olduğum sebzeli ve meyvalı Zeki Triko kampanyasından bahsetti ve ricam üzerine basında çıkan haberleri yolladı. Eşeyli üremedekinin aksine eşeysiz üremede yavru döllenmemiş yumurta hücresinden gelişmekte. Eşeysiz üreme (partenogenez) bugüne dek sadece küçük omurgalı hayvanlarda, belli başlı kuş türlerinde, sürüngenlerde ve kurbağagillerde bilinmekteydi. Konuyla ilgili araştırma yazısı Biology Letters dergisinde yayımlandı. Yobazlığa Karşı Yaratıcı Zekânın Üstünlüğü Sevgili okuyucularım, çok uzun zamandır insan zekâsının bu kadar keskin bir ürünüyle karşılaşmadım dersem abartmadığıma lutfen inanınız. Hulusi, yaptıkarını anlatırken, karşısındakini, büyük bir satranç oyuncusunun şahmat demesi gibi tam bir çaresizlik içerisinde bırakarak pes ettirdiğini gördüm. Herşeyden önce Hulusi'yi ve arkadaşlarını ve bu reklâmı kabul eden, Türk sanayiinin yüz aklarından Zeki Triko'nun yaratıcısı Sayın Zeki Başeskioğlu'nu ortaya çıkardıkları bu basit, basit olduğu kadar da muhteşem yaratıcılık ürünü nedeniyle cânı gönülden kutlarım. Hulusi'nin buluşu, Descartes'ın bugün bize iki çizgiden ibaret çocuk oyuncağı derecesinde basit görünen buluşu kadar çarpıcı ve yaratıcıdır. Benim gibi bu reklâm kampanyasını işitmemiş olanlarınız varsa, olanları kısaca özetleyeyim: Atatürk Hava Limanındaki dışhatlar terminalinde bulunan bikini mayolu reklama hacı adaylarının itirazıyla başlayıp, insan vücudunu teşhir eden reklâm panolarınagazete haberlerinin ifâdesine görebelediyenin sansür koymasıyla süren utanç verici süreçten nasibini alan Zeki Triko müessesesi, bu rezilliğe karşı Hulusi'nin reklam şirketiyle birlikte bir çare düşünmeye başlamış. Sonunda her biri bir fallus sembolü olarak görülebilecek patlıcan, salatalık, yeşil kabak, muz gibi meyvaların renklerini bahane ederek, bunları tahrik edilmiş bir penisi hatırlatacak şekilde reklam panolarına yerleştirmeyi, ve bu bitkilerin renklerini kullanarak Zeki Triko'nun mayolarının renklerini tanıtmayı ve teşhir etmeği düşünmüşler. Ancak belediye, bu reklâm kampanyasını duyar duymaz, mayo teşhiri yasağı yoktur diyerek reklâm kampanyasının kullanılmasına mâni olmuş. Reklam bir mayo reklâmı olduğu için, sebze ve meyvaların teşhiri normal mayo fotoğraflarını panolara koydurtmayanları pek feci bir şekilde mahcub eden bir teşebbüs olacaktı. Üstelik seçilen meyvaların şekilleri ve teşhir tarzları fevkalâde mâsumane bir resim arkasında tanınmaması hemen hemen olanaksız bir cinsellik mesajı vermekle kalmıyor, Türk ve daha pek çok vücut dilinde meydan okumayı ifâde eden ve erkeklik cinsel organını sembol olarak kullanan hareketleri çağrıştırıyor. Bu reklâmın hem dalga geçen, hem de meydan okuyan karakterini görmemek için insanın geri zekâlı olması lazım. Ancak alenen dalga geçmek ve aklınıza gelebilecek en kaba şekilde meydan okumak için seçilen araçlar o kadar masumâne ki, bunların bir mahkeme önünde kullanılması asla mümkün değil. Dolayısıyla bu tam bir şahmat durumu. Burada mat olan kimdir? Mat olan, insan vücudunun bile gösterilmesini uygunsuz sayacak kadar ilkel düşüncelere sahip olan zavallı bir düşüncedir. Herkesin sahip olduğunu sergilemenin toplum düzenini bozacağını düşünecek kadar basit, insan vücudu karşısında hayvansal güdülerini bastıramayacaklarına inanacak kadar kendilerine güveni olmayanların karanlık dünyasıdır. Bu düzeydekilerin herhangi bir toplumun yaşamında en küçücük bile olsa bir söz haklarının olduğunu düşünmek bile bir kâbustur. Ancak ne yazık ki insanlık tarihi bu tür kâbuslarla doludur. Sevgili dostum Hulusi Derici ve arkadaşları ilkelliği, büyük bir zekâ oyunuyla reklam panolarına gömmüşlerdir. Artık bikini teşhir eden her reklâm panosunu gördüğümde, orada gösterilen insan vücudunun ve onun belli yerlerini örten san'at eserinin güzelliğinin yanı sıra, o reklâmın orada olmasını sağlayan Hulusi'nin ve cesaretle onu kullanmaya karar veren Zeki Bey'in büyük zekâ ve yaratıcılıklarını düşünerek, ülkemin ve ulusumun geleceği hakkında biraz daha rahat olabileceğim. Here ikisi ve bu projede onlarla çalışan tüm mesai arkadaşları sağolsunlar, varolsunlar. İLK KAPLUMBAĞALAR KARADA YAŞAMIŞ Son bir araştırmaya göre ilk kaplumbağalar suda değil karada yaşamış. 200 milyon yıllık fosil kaplumbağa kabukları günümüzde yaşayan kara kaplumbağalarının kabuklarına benziyor. Alman araştırmacılarının Proceedings of the Royal Society B dergisinde yayımlanan yazılarına göre kabuktaki boşluklar, kaplumbağanın yaşadığı ortamla ilgili bilgiler vermekte. Suda yaşayan kaplumbağaların kabuklarında çok sayıda boşluk bulunmakta. Kabuklarındaki süngerimsi yapı sayesinde kaplumbağalar hem daha kolay yüzüyor hem de enerji tasarruf ediyorlar. Bu yapı neredeyse tüm su kaplumbağalarında görülmekte. Daha sık dokulu olan kara kap KÖPEKBALIĞI ERKEKSİZ DOĞURDU Amerika'nın Nebraska eyaletinde çekiç başlı bir köpekbalığı, çiftleşmeden doğurunca bilim insanları hayretler içinde kalmışlardı. Fakat köpekbalığı uzmanları şimdi bu fenomen için bir açıklama getirdiler Nebraska'daki Henry Doorly hayvanat bahçesindeki bir havuzda sadece dişi köpekbalıkları bulunmasına rağmen, altı yıl önce çekiç başlı bir köpekbalığı dünyaya gelmişti. Aralık 2001 tarihinde doğan köpekbalığı yavrusunda babaya ait DNA bulamadık diyor, Queen Üniversitesi'nden Paulo Prodohl. Nova Güneydoğu Üniversitesi köpekbalığı uzmanı Mahmood Shivji bu nedenle, çiftleşme olanağı bulamayan dişi köpekbalıklarının eşeysiz üreyebildiklerini tahmin ediyor. Fakat çekiç başlı köpekbalığının soyu tehlikede olduğu için bu pek de iyi bir haber değil. Çünkü eşeysiz üremede eksik olan genetik varyasyon, yavrularda genetik çeşitliliği düşürüyor. lumbağa kabuğunda daha az boşluk var. Bugüne dek günümüzde yaşayan 36 kaplumbağa ve soyu tükenmiş 70 kaplumbağanın kabuğu incelenmiş. Sonuçlar ilk kaplumbağaların büyük bir olasılıkla karada yaşadıklarını göstermekte. 2004 yılında, ilk kaplumbağaların yaşamlarının en az bir kısmını suda geçirdiğini söyleyen teori tartışmaya açılmıştı. Nitekim o tarihlerde iki Amerikalı araştırmacı bir kaplumbağa fosilinin ön ayaklarını inceledikten sonra ilk kaplumbağaların kara hayvanı olduğu savını ortaya atmıştı. Nilgün Özbaşaran Dede CBT 1056/5 15 Haziran 2007
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle