20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BİLİMÖDÜL POLİTİK BİLİM Aykut Göker http://www.ınovasyon.org "Türkiye'de ipler kimin elinde?" diye sormuştum. Yanıtı tartışılabilir; ama, ipler her kimin elindeyse, gidişatın pek de ülke hayrına olmadığı açık. 6 genç kadın araştırıcıya teşvik ödülü Bilim kadınlarını desteklemek amacıyla bu yıl 5’incisi düzenlenen L’Oreal Türkiye "Genç Bilİm Kadınlarına Destek Bursları" 30 Mart’ta sahiplerini buldu. Program, Türkiye’de bilimin ve bilimsel düşüncenin yaygınlaşmasını sağlamayı, Türk kadınının bilimsel alandaki başarılarının güçlenmesine katkıda bulunmayı ve genç bilim kadınlarını bilimsel çalışmaya teşvik etmeyi amaçlıyor. İpler Her Kimin Elindeyse? Ekonomik faaliyetlerde stratejik denetimin, artan şirket satışları nedeniyle, giderek yabancıların eline geçmesinden özel sektör temsilcilerinin bile tedirgin olduğunu görünce, ister istemez, "Türkiye'de ipler kimin elinde?" diye sormuştum. Yanıtı tartışılabilir; ama, ipler her kimin elindeyse, gidişatın pek de ülke hayrına olmadığı açık. İlâç sanayiimizi ele alalım: Sizin de dikkatinizi çekmiştir; ilâç sanayiimizdeki yerli şirketler hızla el değiştiriyor. Buna ilişkin son haberi, Milliyet gazetesi, "Eczacıbaşı'dan 460 milyon Euro’luk satış: Eczacıbaşı İlaç, Zentiva'yla ortak oldu" başlığıyla verdi (06.03.2007). Haberin özü şu: "Eczacıbaşı İlaç Sanayii, iştiraklerinden Eczacıbaşı Sağlık Ürünleri ile Eczacıbaşı Özgün Kimya'daki ortaklık paylarının yüzde 75'ini 460 milyon Euro’ya eşdeğer ilaç alanında Avrupa'nın önde gelen kuruluşlarından Zentiva N.V.'ye satıyor." Haberde iki nokta dikkatimi çekti. Birincisi, Eczacıbaşı Özgün Kimya'nın TÜBİTAK, TTGV ve TÜSİAD'ın verdikleri 'Teknoloji Büyük Ödülü'nün altıncısını (06 Aralık 2005) kazanan bir firma olması... Bu ödülü almış olması, satılan firmanın teknoloji yeteneği açısından belli bir seviyeye erişmiş olduğunu gösteriyor. Dikkatimi çeken ikinci nokta, satışın yapıldığı yabancı firmanın niteliğidir: 'Eşdeğer ilâç' alanında Avrupa'nın önde gelen bir kuruluşu... 'Eşdeğer ilâç', ilâç sanayiimizin geleceği açısından önemli bir konu. Önce, konuya yabancı olanlar için bazı tanımlar vereyim. İlâç Endüstrisi İşverenleri Sendikası’nın (İEİS) web sitesindeki açıklamalara göre, "[‘jenerik ilâçlar’ olarak da anılan] eşdeğer ilâçlar, referans ilâçlarla aynı özelliklere sahip olduğu, dolayısıyla, hasta üzerinde aynı tedaviyi sağladığı bilimsel çalışmalarla kanıtlanan ve referans ilâçların koruma süreleri bittikten sonra satışa sunulan ürünlerdir." Tanımda geçen ve ‘orijinal ilâç’ olarak da anılan ‘referans ilâç’ ise, "dünyada ilk kez ilâç olarak ruhsatlandırılarak pazara verilen yeni bir etkin maddeyi, belirlenen tedavi dozlarında içeren üründür." "Eşdeğer ilâçların referans ürünle aynı tedavi etkisini sağladığı, yaklaşık 6 ay süren ‘biyoeşdeğerlik’ araştırmalarıyla kanıtlanmaktadır. Aynı etkin maddeyi, aynı miktarda ve aynı farmasötik formda içeren ve kana geçiş hızı ve miktarı belli sınırlar içinde aynı olan ilâçlar birbiriyle biyoeşdeğerdir. Biyoeşdeğerlik araştırmaları, uluslararası alanda akredite olmuş kuruluşlar tarafından gerçekleştirilir." (Türkiye’de de, Novagenix Biyoanalitik İlâç Araştırma Geliştirme Merkezi gibi, bu tür araştırmalar yapan kuruluşlarımız var.) Aynı sitede yer alan verilere göre, Türkiye’de 2005 yılında eşdeğer ilâç tüketim oranının, tutar olarak %38, kutu bazında ise %56 düzeyinde olduğu hesaplanmıştır. Referans ilâçlara göre daha ucuz olan eşdeğer ilâçların kullanılması, kamunun sağlık harcamalarında tasarruf sağlamaktadır. 2005 yılında, sosyal güvenlik kuruluşlarımızdaki eşdeğer ilâç uygulaması sonucunda kamu 3,7 yerine 3,1 milyar dolar harcayarak 600 milyon dolar tasarruf sağlamıştır. Kaldı ki, Türkiye’deki eşdeğer ilâç fiyatları, örneğin ABD, Almanya ve İngiltere’ye göre daha pahalıdır. Kamu harcamalarında sağlanan tasarruf nedeniyle, başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerde bile, eşdeğer ilâç üretimi teşvik edilmektedir. ABD’de eşdeğer ilâç kullanımı kutu bazında % 5560; İngiltere, Almanya, Danimarka ve Hollanda’da % 4055 düzeyinde seyretmektedir. Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde ise, % 6075 arasındadır. Önemli pek çok orijinal ilâcın patent süreleri önümüzdeki beş yıl içinde dolacak ve bunların eşdeğerlerinin de daha ucuza üretimi mümkün olacak; böylece, eşdeğer ilâç satışları bütün ülkelerde giderek artacaktır. Tahminlere göre, dünya eşdeğer ilâç pazarı 2010 yılında 7080 milyar dolarlık bir büyüklüğe erişecektir. İşte tam da ilâç pazarındaki bu dinamik değişim sürecinde, mevcut teknoloji ya da ARGE düzeyleriyle hiç olmazsa bu pazarda iddia sahibi olabilecek ilâç firmalarımız satılıyor. Söyleyeceklerim henüz bitmedi. T ürkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) tarafından desteklenen program kapsamında verilen bursları, Türkiye’nin farklı üniversitelerinden 46 bilim kadını arasından İTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Moleküler Biyolojı ve Genetik Bölümü Yard. Dç. Dr. Eda Tahir Turanlı, Hacettepe Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü Doç. Dr. Nihal Aydoğan, Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Kimya Anabilim dalı Doç.Dr. Mutlu Dilsiz Aytemir, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Kimya Mühendisliği Doç. Dr. Sacide Alsoy Altınkaya, Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Toksikoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Bensu Karahalil, Kırıkkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Doç. Dr. Gülay Bayramoğlu almaya hak kazandı. Proje kapsamında "Yaşam ve Malzeme Bilimleri" alanlarında yapılan başvurular arasından bilimsel yenilik ve bilime katkı ölçüt alınarak, bir yıllık araştırma dönemi için 6 genç kadın araştırmacının her birine 12’şer bin dolar değerinde burs verildi. 6 genç bilim kadını projelerini kısıtlı maddi olanaklar ve bürokratik engellerle tamamlamaya çalıştıklarını vurguladı. Dünyadaki bilim kadınlarının yaptığı önemli çalışmaların yeterince ön plana çıkamadığını belirten L’oreal İletişim Müdürü Yasemin Ahsen Böre ise, "Bugüne kadar burslar ile Türkiye’de 28 genç araştırmacının projesini destekledik. Bilim kadınları projesinde amacımız dünyada önemli buluşlar yapmış kadınları kamuoyuna tanıtmak ve Malzeme bilimleri dalında ödül alanlar, Sacide Alsoy yaptıkları çalışmaları Altınkaya, Nihal Aydoğan ve Gülay Bayramoğlu. ödüllendirmektir. Ayrıca genç araştırmacıları da burslarla destekleyerek daha çok genç kadını bilimi kariyer olarak seçmeye teşvik etmektir" diye konuştu. Yaşam bilimleri dalında ödül alanlar: Eda Tahir Turanlı, Mutlu Dilsiz Aytemir ve Bensu Karahalil. ÖDÜL LERİ PROJE CBT 1046/6 6 Nisan 2007 Ödül alanlardan Turanlı, insanda bulunan genlerin üzerinde çevresel veya kalıtımsal nedenlerle oluşan mutasyonların hastalık oluşumunda önemli rol oynadığını dile getirerek, "Projemdeki asıl amaç toplumumuzda ailevi akdeniz geni olarak bilinen ve yakın zamanda diğer yangısal hastalıklarla ilişkilendirilmiş MEFV genindeki ana mutasyonun gen mekanizmasını nasıl bozduğunu araştırmaktır" dedi. Turanlı, ailevi akdeniz ateşi hastalığının toplumumuzda çok sık görüldüğünü ve mutasyona uğramış genin taşıma riskini arttığını belirtti. İşlevini yitiren genin protein ve RNA üretmediğini söyleyen Turanlı, genin işlevinin bozulma nedenlerini öğrenilmesiyle ailevi akdeniz ateşi hastalığının tedavisinde yeni ufukların açılacağını vurguladı. Aydoğan, kanser tedavilerinde verilen ilaçların yan etkilerini azaltmak için 2. bir ilaç daha verildiğini ve bu ilaçların zaman zaman birbirleriyle
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle