24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

EVRİM ARAŞTIRMALARI Evrimin dizginleri insanların eline geçti Önce iklimi değiştirdik. Şimdi de canlıları daha önce hiç tanık olunmamış biçimlerde evrilmeye zorluyoruz. DOĞADIŞI AYIKLAMA: İnsanlar öteki canlı türlerinin son derece çarpıcı ve hiç beklenmedik biçimlerde evrilmelerine yol açıyor. Gezegeni dizginlerini koparmış uçsuz bucaksız bir laboratuvara dönüştürdük! yoloji ve çevre koruma uzmanları insanın evrimi değiştirmesinin yol açtığı sorunları tartışmak üzere kısa bir süre önce ilk kez Los Angeles’ta düzenlenen uluslararası bir zirve kapsamında biraraya geldi. İnsan eliyle yapılan müdahaleler sonucunda evrildiği sanılan canlı türlerinin sayısı bir hayli yüksek olmakla birlikte, biyologlar bugün bile tam olarak neler olup bittiğini anlamaya çalışıyor ve gezegenimizin tehlikede olan evrimsel kalıtının en iyi biçimde nasıl korunacağı yönünde öğütler veriyorlar. Toplantının düzenleyicilerinden Kaliforniya Üniversitesi evrimsel biyoloji uzmanlarından Tom Smith, "İnsanoğlunun evrimi nasıl etkilediğinin kavranması sürecinin henüz çok başlarındayız," diyor. Bu süreçte iklim değişiminin oluşturduğu tehlikeler ise tüm unsurların başında geliyor. lamalarla ilgili birtakım soruları da gündeme getiriyor. Şimdilerde yaklaşık 250 omurgalı türü bu biçimde korunuyor ve bunların eninde sonunda yabanıl yaşama döndürülmeleri ümit ediliyor. Gelgelelim bir canlı türünde tutsak edilen kuşaklar arttıkça, o tür tutsaklığa daha çok uyum sağlıyor. Sydney Macquarie Üniversitesi genbilim uzmanlarından Richard Frankham bu tür değişimlerin yabanıl yaşama korkunç zararlar verdiğine dikkat çekiyor. nin su dolu yapraklarıyla beslenen bir tür sivrisineği inceledi. Bu kurtçukların kış mevsimini salimen geçirebilmeleri için uyku dönemine girmeleri gerekir. Bunun için de günün kısalmasından yararlanırlar. Ancak 1996 yılından itibaren kışların giderek daha ılık geçmesi yüzünden ABDKanada sınırı yakınındaki kurtçukların kış uykusuna girmeleri giderek gecikti. Canlı türlerinin değişen koşullara uyum sağlaması son derece ümit verici olsa da, tüm canlıların sivrisinekler denli hızlı evrildikleri söylenemez. Bir yaşam ortamının koşulları hızla değiştiğinde canlı türleri bu duruma uyum sağlamak yerine yeterince üreyemez ve sonunda tümden yok olur. British Columbia Üniversitesi’nden Loren Rieseberg özellikle kuzey yarıkürenin ılıman bölgelerinde yaşayan 126 bitki ve hayvan türünün boy, büyüklük gibi özellikleriyle ilgili değişimleri araştırdı. Bu tür özellikler genellikle enlem arttıkça ve buna bağlı olarak sıcaklıklar değiştikçe farklılıklar gösterir. İklim örnekleme uzmanlarının kestirimlerinden yola i YENİDEN YABANILLAŞMA Hayvanlar doğal ortamlarında yok olmaya başlayınca onlarla birlikte var olan türler de evrimsel değişimlerden geçiyor. Bu durum uzun süre önce yok olan canlı türlerinin ya da aynı işlevi yerine getiren başka türlerin getirilmesi suretiyle ekosistemleri "yeniden yabanıllaştırma" görüşüne ters düşüyor. Wyoming Üniversitesi dirimbilim uzmanlarından Craig Benkman bu tür öneriler karşısında dehşete düşüyor. Daha önce kızıl ladinler ve çapraz gagalı kızıl ispinozlarla ilgili bir araştırma yapan Benkman, Kanada’daki ladin kozalaklarıyla beslenen kırmızı sincaplara Amerika anakarasında 9000 yıldır rastlanmadığına, sonuçta ağaçların sincaplara karşı geliştirdikleri korumadan yoksun kaldıklarını (daha az sayıda tohum içeren kozalaklar) ve gagaları giderek büyüyen ispinozlara karşı silahlanarak daha sert pullu kozalaklar geliştirdiklerine dikkat çekiyor. Yenidünya 1963’te kırmızı sincaplarla tanıştırıldığında, yerel çapraz gagalı kızıl ispinozların alttürlerinde çarpıcı bir düşüş meydana geldi. Günümüzde bu kuşların sayısı topu topu 500 kadar. Benkman sorunun ispinozların ladin kozalaklarına uyumlu olmalarından ve gelen sincaplarla baş edememelerinden kaynaklandığına inanıyor. DOĞADIŞI AYIKLAMA Sorunlardan birini, doğadışı ayıklamanın canlı türlerini önceden kestirilmesi olanaksız biçimlerde etkilemesi oluşturuyor. Örneğin, Snake Irmağı’nda yaşayan Pasifik Chinook somon yavrularının boyları topu topu 50 yıl önce 90 milimetre iken, şimdilerde 70 milimetreye indi. Bu durum görünürde yoğun baraj yapımlarından kaynaklanıyor. Somonların birçoğu doğrudan denizlere göç etmek yerine daha yavaş bir gelişme gösteriyor ve kışı barajlarda geçirip ertesi yıl başka bir yere yol almayı yeğliyor. Kimi çevrebilimcilerin önerdikleri gibi, barajların kaldırılması durumunda gelişmeleri yavaşlayan somonların yaşamlarını sürdürüp sürdüremeyecekleri ise bilinmiyor. Bu arada, tutsaklıktan kurtulan çiftlik hayvanları yabanıl akrabalarıyla çiftleşip aynı tür içinde hiç beklenmedik değişimlere yol açabilir. Quebec Laval Üniversitesi’nden Louis Bernatches ile Christiane Roberge, yabanıl ve çiftlik Atlantik somonlarının yanı sıra bu ikisinin bileşiminden doğan ikinci kuşak melez somonlardaki gen etkinliğini karşılaştırdı. Şaşırtıcı biçimde, melezlerle yabanıl somonlar arasındaki gen farklılıklarının katıksız çiftlik somonları ile yabanıllar arasındaki farklılıklardan çok daha fazla olduğu görüldü. Bu da, melezleşmenin yarattığı etkilerin pek de hızlı yok olmadığını göstermekteydi. çıkan Rieseberg, küresel ısınmaya ayak uydurmak için gerekli olan uyum hızını hesapladı. SONUÇ ŞAŞIRTICI: Kuşaklar arası birkaç yıldan uzun olan canlı türleri için gerekli olan hız kuramsal azamiyi aşmaktaydı. Rieseberg bunların üstünkörü hesaplanmış kabaca değerler olduğunun altını çiziyor. Nitekim, kimi araştırmacılar evrimsel uyum sağlama hızıyla ilgili kuramsal azami değerin nasıl saptanacağını bile bilmediğimizi öne sürüyor. Yine de, bitki ve hayvanların uyum sağlayabilmeleri için genetik çeşitliliğin ve uyumun yaşandığı alanları korumak ve koşullar değiştikçe türlerin komşu ortamlara göç etmelerine olanak tanımak gerektiğine inanıyorlar. Kaliforniya Üniversitesi’nden Craig Moritz önderliğindeki bir ekip eyaletin evrimsel kalıtının korunmasını hedef alan bir proje geliştiriyor. Moritz ve arkadaşları çoğu omurgalı türleri ve kimi bitkilerde son evrimsel değişimlerin yaşandığı bölgeleri içeren bir dizi harita oluşturuyorlar. Moritz bu haritalar sayesinde türlerin küresel ısınmaya tepki göstermeleri durumunda temel alacakları genetik çeşitliliğin korunabileceğine dikkat çekiyor. Rita Urgan, Kaynak: New Scientist, 17 Şubat EN ÇARPICI ÖRNEKLER Doğadışı ayıklamanın en çarpıcı kimi örneklerinde insanlar tarafından yaratılan kargaşanın evrim saatini tersine çevirdiğine tanık olunuyor. Sözgelimi, geçen yıl dirimbilimciler (biyologlar) Darwin’in ünlü Galapagos ispinozlarının iki farklı türünün insan yerleşimlerinin genişlemesi yüzünden tek bir türe indiğini ortaya koydular. Yöre halkının kuşları pirinçle besleme alışkanlıkları zamanla bu türün belli besinlere uyumlu farklı gaga boyutlarına duyduğu gereksinimi yok edebilir. Son dönemlerde baş gösteren korumanın evrimsel yönlerine odaklanma eğilimi halihazırdaki uygu ISINMANIN SONUÇLARI Araştırmacılar sıcaklıkların yükselmesine bağlı olarak çok sayıda canlı türünde meydana gelen değişimleri belgelerle gözler önüne serseler de, iklimdeki değişimlerin gelişme ve davranışı etkileyen basit bir değişimden çok evrimsel bir boyutu olduğunu gösteren çok az sayıda genetik kanıt bulunuyor. Gelgelelim, Oregon Üniversitesi’nden William Bradshow ile Christina Holzapfel’in araştırması farklı bir durum sergiliyor. Bu iki araştırmacı kurtçukları ibrik yapraklı bitki CBT 1046 / 10 6 Nisan 2007
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle