25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

DUYURU GÖNÜLDEN BİLİME Ahmet İnam Akıllı ilaç kullanımı Dergimizin de desteklediği bu önemli sempozyum 45 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’da Marmara Üniversitesi Rektörlük Sultanahmet Binası Konferans Salonu’nda yapılıyor. stanbul Tabip odası akılcı ilaç kullanımı ve farmakoekonomi isimli bir sempozyum düzenliyor. Sempozyuma Türk Tabipleri Birliği, Marmara Üniversitesi Rektörlüğü, Cumhuriyet Gazetesi Cumhuriyet Bilim Teknoloji dergisi, Türk Farmakoloji Derneği, Türk Hematoloji Derneği, Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği, İlaç İşverenleri Sendikası, Türkiye İlaç Sanayi Derneği, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Vakfı, Sosyal Güvenlik Kurumu İstanbul Sağlık İşleri İl Müdürlüğü katkı sağlayacaktır. Toplantıda Rene Descartes Üniversitesi öğretim üyesi, Avrupa Komisyonu, Dünya Sağlık Örgütü, Fransız ve Çin hükümetleri Farmakoekonomi Danışmanı Profesör Dr. Jean Jacques Zambrowski’yi dinleme şansına da sahip olacağız. Ekte program afişi ve sempozyum programı mevcuttur. Katılmak isteyenlerin, salon 200 kişi ile sınırlı olduğundan, kayıt için info@3genturizm.com veya önümüzdeki günlerde açılacak olan www.farmakoekonomi.org adresine girerek kayıt yaptırmaları gereklidir. Katılım ücretsiz. KONUŞMACILAR (alfabetik sırayla): Bilge Kambur, Dr;(Sağlık Bakanlığı İlaç Eczacılık Genel Müdürlüğü, Farmakoekonomi Dairesi) Ersin Yarış, Prof. Dr. (Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi, Türk Tabipleri Birliği İlaç Danışma Kurulu Üyesi) Gencay Gürsoy, Prof. Dr. (Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı) Haner Direskeneli, Prof. Dr; (Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi, MÜ Lokal Etik Kurul Başkanı) Jean Jacques Zambrowski, Prof. Dr.; (Rene Descartes Üniversitesi Öğretim Üyesi, Avrupa Komisyonu, Birleşmiş Milletler Dünya Sağlık Örgütü, Fransız ve Çin Hükümetleri Farmakoekonomi Danışmanı) Kamil Sema Ergun, Dr. (Sosyal Güvenlik Kurumu İstanbul Sağlık İşleri İl Müdürlüğü İlaç Eczacılık Hizmet Birim Sorumlusu) Kemalettin Akalın (Türkiye İlaç Sanayi Derneği Genel Sekreteri) Mahmut Tokaç, Dr (Sağlık Bakanlığı İlaç Eczacılık Genel Müdürü) Mehmet Domaç, Ecz. (Türk Eczacılar Birliği Başkanı) Mehmet Melli, Prof. Dr. (Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi, Türk Farmakoloji Derneği Başkanı) Muhit Özcan, Prof. Dr. (Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi, Türk Hematoloji Derneği Başkanı) Murat Tuncer, Prof Dr (Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi, Sağlık Bakanlığı Kanser Savaş Dairesi Başkanı) Mustafa Çetiner, Doç. Dr. (Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi, Cumhuriyet Gazetesi Bilim ve Teknoloji Dergisi yazarı) Nurgün Örgen (Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği Genel Sekreter Yardımcısı) Özdemir Aktan, Prof. Dr. (Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi, İstanbul Tabip Odası Başkanı) Paul Cornes, MD (Bristol Hematoloji Onkoloji Merkezi, İngiltere) Salih Kenan Şahin, Uzman Dr. (Sosyal Güvenlik Kurumu İstanbul Sağlık İşleri İl Müdürü) Şule Oktay, Prof. Dr. (KAPPA Eğitim Danışmanlık Araştırma. Ltd. Şirketi) Turgut Tokgöz (İlaç İşverenleri Sendikası Genel Sekreteri) Yasemin Karabacak, Ecz. (SGK İstanbul Sağlık İşleri İl Müdürlüğü İlaç Eczacılık Hizmet Birim Sorumlu Eczacısı) Sokak cesur, sorumsuzca özgür, maskesiz olduğumuz bir yer mi acaba? Yaşanılabilir Sokaklar Ülkesi Olmak Keşke öyle olabilse. Sokak özgür olduğumuz yer olabilse. Sokak bizim evimiz içinde, evimiz sokağımızın içinde durabilse. Evimizle sokağı ayırmada ağır sorunlar yaşadığımız için, mahrem hayatla, özel yaşamla, kamusal yaşam arasında büyük bir yarılma yaşanıyor. O yüzden özgürleşemiyoruz. Ne evimizde ne sokakta. Çünkü evimizde değişik baskılar altında olabiliyoruz. Kimseye anlatamadığımız sıkıntılar arasında sokakta da kendimiz olamıyoruz. Dolayısıyla sokak öyle olmalı ki, bize özgürlüğün kapılarını pencerelerini açmalı.. Evimizdeki sokağı, sokaktaki evimizi aramalıyız. Özgür olamadığımız sokak, sokak değildir. İçinde özgür olamadığımız ev, evimiz değildir. Sokağın en temel belirleyici özelliği özgürlüktür. Bu, feminist bakış açısından da çok önemli. Gerçekten bir kadın sokakta kendini özgür hissediyorsa orası sokaktır. Yoksa soyguna uğrama, ırzımıza geçilme korkusuyla geçtiğimiz sokak, sokak değil, cehennemdir. Sokağa çıkabilmek, gönlümüzün yollarını, bu yollarda yürümeye gönüllü dostlara açabilmek demek. İç dünyamızın bahçelerinden dış dünyamızdaki dostlara uzanabilmek... Bizde gönül, bir işe başlarken iyi çalışıyor. Gönül bir başlangıç. Var mı gönüllü diyorsunuz savaşa, gelen geliyor. Sonradan kaçmayacakları ne malum? Oysa, gönüllü olmanın asıl belirleyici özelliği sürdürebilmektir. Var mısınız sokakta sanata dediğimizde, gelenler bir süre sonra üşüyüp ya da korkup, belki de sıkılıp sıcak odalarını aramayacaklar mıdır? Sokağa çıkalım, şiiri paylaşalım, resimi, müziği, heykeli... tüm sanat dallarında ürünler vermeye, böyle ürünler vermek için etkileşmeye koşalım... Düşünmeye koşalım, sokakta etkileşim içinde... Bir şeye başlamak çok güzel ama şöyle bir meydan okumayla da karşı karşıyasınız: Bakalım ne kadar gidecek? Aramızda ne gibi hırlaşmalar olacak? Gerçekten sokağın doğurduğu yaratıcı çevrenin, coşkulu ortamın gücüyle anlamlı yapıtlar ortaya koyabilecek miyiz? Kendimizi yenileyebilecek miyiz? Sokaktaki adamla buluşabilecek miyiz? Buluşamazsak kendi kendimizle çelişmez miyiz? Demek ki sokağa gönüllü olmak, sokakla kültür üretimini sürdürebilmek demek. Evet, sürdürebilmek: Bizim insanımız için en zor, o ölçüde de en gerekli özelliklerden bir tanesi. Kararlılık, yeni oluşumlar yaratabilmek, sizden sonra gelecek sokakta soluyan kültür insanlarına yol göstermek. "Belki Sokağın Kültür Bahçesi" diye bir okul oluşabilir. Sokağın önemini belki bütün dünyaya gösterebilir, hatırlatabiliriz. Türkiye’de sokağa çıkmayan kadınların olması bir bakıma kötü bir durum olsa da, sokağın, yazıya, çizgiye, renge, mermere, düşünceye aktarılması da büyük bir olanaktır. Batı’da sokaktan rahatsız olmayan insanlar fazla bir şey üretmeyebilir kültür adına, oysa bizim insanımız bunu başarabilir. Sokaklara dökülmek bir başkaldırı olarak yaşanıyor. Pahalılığı, hapishanelerdeki düzensizliği, haksızlıkları protesto etmek için örneğin. Sokak elbette bir protesto yeri olabilir. Protesto etmek de hayatın bir parçası, ama sokaklar yalnız olumsuzluklara başkaldırılan bir yer İ Ünlü yerbilimciler jeoloji kurultayına geliyor Xvaier Le Pichon, Celal Şengör, Paul Marinos, Yücel Yılmaz, Nick Ranger, Larry Meinert, Gilbert Kelling, James Jacson, Wınchester, Ryo Matsumato, Türkiye Jeoloji Kurultayı’nda konuşacak... "T ürkiye Jeoloji Kurultayı’nın 60. sı 1622 Nisan 2006 tarihleri arasında Ankara MTA kültür sitesinde yapılacak. Kurultay, 1947 yılında Türkiye Jeoloji Kurumu tarafından başlatıldı ve TMMOB Jeoloji Mühendisleri odası tarafından her yıl yapılıyor. Bilindiği üzere, mavi gezegenimizin geleceği, akıl bilim ve mühendislik ilkelerinin
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle