20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kablosuz sensörler daha dayanıklı Mikroskobik sensörlerin pek çoğunun ortak zayıf noktası, içerdikleri ultraince tellerin paslanması veya kopması sonucu sensörlerin işe yaramaz hale gelmesidir. Şimdi geliştirilen kablosuz sensörler, manyetik alan üzerindeki etkileri üzerinden toksik maddeleri yakalayabiliyor. Örneğin tipik bir moleküler sensör bir mikrometre uzunluğunda silikondan yapılmış, bir konsoldan (cantilever) yararlanır. Hedefteki molekül bunların üzerine konduğu zaman, konsol aşağı yukarı hareket eder. Bu da piezoelektrik bir kristali titreştirir ve sonuçta ortaya aynı frekansta bir dalgalı akım çıkar. İngiltere’deki Sheffield Üniversitesi Malzeme Mühendisliği Fakültesi’nden Mike Gibbs, kablosuz sensörü üretmek için silikon nitritten yapılmış bir konsola 100 nanometre kalınlığında manyetik bir tabaka yerleştirdi. Dışarıdaki elektromanyetik bir bobinden konsola elektriksel alan uygulandığı zaman konsol titreşmeye başladı. Bu titreşim bobinde aynı frekansta bir akım yarattı. Söz konusu bir patojen veya molekül konsolun üzerine konduğu zaman bu frekansı değiştirdi. Konsola bağlı kablo bulunmadığı için sensör kıvılcım riski bulunmayan herhangi bir ortama yerleştirilebildi. Gibb, kablosuz sensör prototipini yakın bir tarihte Londra’da gerçekleştirilen Nanoteknoloji Ensitüsü Konferansı’nda tanıttı. kaslara ulaşan bu teknolojiye FlexSomes adı veriliyor. Bu teknoloji, mikroskopik kapsüllerden oluşur. Bu kapsüller deride alerji yaratmadan alt tabakalara geçer ve etkisini uzun süre sürdürür. FlexSomes, lipozom teknolojisinden yararlanır. Lipozom teknolojisi önceleri ilaç sanayi tarafından ilaçların vücuda gönderilmesi sırasında kullanıldı. Lipozomlar çok karmaşık mikroskopik yağ kürecikleridir. Lipozomun zarı saflaştırılmış doğal lesitinden yapılır. Lesitin sıvıyı ve malzemeleri içinde hapseder. Bilgi için: http://www.flexpower.com/flexwork.html kolları şok emici özelliği ile arazi sürüşlerinde sarsıntıyı sönümlüyor. Bilgi için: www.eastonbike.com/PRODUCTS/BARS/barroadaeroforcec.htm Havadaki bakterileri öldüren hava filtresi Carrier’ın Pure Dew adını verdiği hava temizleme cihazı, havadaki bakterileri soluksuz bırakarak ve hücre gelişimini önleyerek yüzde 99.9 oranında öldürüyor; küf oluşumuna izin vermiyor. Filtre, nano fotokatalitik ve nano gümüş, antibakteriyel ve koku giderici bir özelliğe sahip. Daha önceki elektrostatik ve aktif karbon filtrelere ilave edilen nano fotokatalitik filtre, titanyum dioksidi (TiO2) nano boyutlara indirgiyor. Bu filtre, performans açısından normal fotokatalitiklerden daha verimli çalışıyor. Nano gümüş filtre sterilizasyon ve koku giderici bir özellik sağlıyor. Nano fotokatalitik ve nano gümüş filtreler hoş olmayan koku ve dumanı ortadan kaldırırken zararlı virüs ve bakterileri de öldürüyor. Böylece soluduğumuz havanın güvenli ve sağlıklı olmasına yol açıyor. Bilgi için: www.carrier.com.sg/prodaircondew.shtml Kaynak: New Scientist, 27 Ocak 2007 Hazırlayan: Reyhan Oksay Bisikletler için nano tüplü gidonlar Easton’ın AeroForce karbondan yapılmış klipsli gidonları, bisikletlerin performansını büyük ölçüde arttıran bir donanımdır. Bu yıl gidonlardaki karbon matrisi güçlendirmek için malzemeye ilave edilen karbon nano tüpler, sağlamlığın yanısıra rahatlık da sağlıyor. Easton’ın kendi bünyesinde geliştirdiği Ark Teknolojisi sayesinde pedleri çıkartmadan hızlı pedgenişliği ayarı yapılabiliyor. İstiridye kabuğu ped sistemi, pedleri sıkı bir şekilde yerinde tutarken kolayca değiştirilmesini de sağlıyor.Kolların desteklenmesiyle sürücü uzun sürüşlerde yorulmadığı gibi performansını da uzun süre koruyabiliyor. Konsollu ped destek Kablosuz lazer mouse IOGEAR’ın Nano Teknoloji içeren kablosuz lazer mouse’u özellikle tıbbi laboratuvarlar, kütüphaneler, okullar ve sabit bir merkeze bağlı olmayan gezgin iş adamları için geliştirildi. Mouse’un özel nano kaplama malzemesi yüzeylerde barınan bakterilere karşı antimikrobiyal etki yaratıyor. Mouse’un üzeri Titanyum Dioksit (TiO2) ve Gümüş (Ag) nano parçacık bileşimleri ile kaplı. Bu kaplama ürünün yüzeyinde barınan bakterilerin salgıladığı enzim ve proteinleri etkisiz hale getiriyor. Yeni IOGEAR Mouse, ışık kaynağı olarak VCSEL (Vertical Cavitiy Surface Emitting Laser) lazerinden yararlanıyor. Bu mouse, optik mouse’lara göre 30 misli daha fazla iz sürme kapasitesi içeriyor. VCSEL, Mouse’un hemen hemen tüm yüzeylerde –cam üzerinde bileçalışmasını sağlıyor ve çözünürlüğü 1600 dpi’ya yükseltiyor. Çalışma menzili 2 metre. Kaynak: www.iogear.com/main.php?loc=product&Item=GME227RW6 Yıpranmış sinirlerin onarımında nano parçacık umudu Son yıllarda nano parçacıklar çevre kirliliği yarattığı gerekçesiyle eleştiri oklarının hedefi haline gelmişti. Fakat bugünlerde yararlı yönlerinin ortaya çıkmasıyla nano parçacıklar itibarını yeniden kazandı. Cerium oksit nano parçacıklarının, sinir hücrelerini hasarlara karşı koruduğu ve bir gün inme ve omurilik hasarlarının tedavisinde kullanılabileceği ileri sürülüyor. Omurilik hasar gördüğü veya beynin bir kısmı oksijensiz kaldığı zaman hasarın ortaya ilk kez çıktığı bölge giderek kötüleşir ve komşu hücreler ölmeye başlar. Bu hücrelerin pek çoğu bağışıklık sisteminin salgıladığı serbest radikallerin oksidatif etkisine kurban gider. Geçen yıl Kaliforniya, La Jolla’daki Salk Enstitüsü’nden sinir biyoloğu David Schubert’in liderliğinde bir bilim ekibi, cerium oksit nano parçacıklarının, farelerden alınmış beyin hücresi kültürlerini oksidatif hasara karşı koruduğunu gösterdi (Biochemical and Biophysical Research Communications, vol 432, p 86). Bilimadamları ayrıca parçacıkların hücreler için toksik etki yaratmadığını fark ettiler. Orlando’daki University of Central Florida’dan James Hickman ve meslektaşları nano parçacıkların omuriliği de koruduğunu ortaya koydular. Bu iş için çapı 5 nanometreden küçük olan benzer parçacıkları test ettiler. Bu testi yetişkin sıçanların nöronlarından üretilen kültürler üzerinde gerçekleştirdiler. Parçacıklar, omurilik nöronlarını çok güçlü bir oksidasyon malzemesi olan hidrojen perokside karşı korumayı başardı (Biomaterials, DOI: 10.1016/j.biomaterials.2006.11.036). Hickman bu aşamada yapılması gerekenleri şöyle açıklıyor: "Eğer nano parçacıkları hasarlı bölge civarında tutabilirseniz, parçacıklar sinirleri uzun süre koruyabiliyor." Schubert ayrıca nano parçacıkların sinir hücrelerini sinaps bölgelerinde tuttuğuna dikkat çekiyor. Sinaps’ler hücrelerin birbirleriyle haberleştiği birleşme noktalarıdır. Bu da nöronların içine bu şekilde giremeyen daha güçlü antioksidanlara karşı cerium oksit parçacıklarına büyük avantaj sağlıyor. Ne var ki uzmanlar bu çalışmanın henüz başlangıç aşamasında olduğunu bundan sonraki evrede nano parçacıkların, canlı hücrelerde de koruyucu etkisini gösterip göstermeyeceğini sınayacaklarını bildiriyor. CBT 1039 / 8 16 Şubat 2007 Eklem ve kas ağrılarını gideren nano krem FlexPower eklem ve kas ağrısını gideren kremin aktif hammaddesi trolomin salisilat (%10), MSM ve glukosamin’dir. FlexPower gücünü, içerdiği malzemelerdan ve derinin içine sızmasını sağlayan nanoteknoloji içeren sistemden alıyor. Deriden geçerek
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle