20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BEYİN ARAŞTIRMALARI POLİTİK BİLİM Aykut Göker http://www.inovasyon.org Varlıklarını sürdürmek ve yarının dünyasında söz ve karar sahibi olmak isteyen bütün ülkeler, her şeyden önce, bilim, teknoloji ve inovasyonda en üstün olma iddiasında ve yarışında. Bilim, düşünceyi de görünür kıldı Hiç kimsenin, düşüncelerimizi okuyamayacağını düşünürdük. Fakat bilim adamları şimdi deneklerin beyin etkinlerini izleyerek, deneklerin ne yapmak istediklerini önceden görebildiler Dünyadan ulusal strateji, plân ve program örnekleri (2) Uzak Doğu'dan iki örnek vereyim: Japonya'da hâlen, "3'üncü Bilim ve Teknoloji Ana Plânı" yürürlükte. Plân'da ana strateji şöyle özetlenmiş: "Doğal kaynak fakiri bir ülke olan Japonya için insanlık ailesinde onurlu bir yer edinmek hiç kolay değildir. Ülkenin gelecekteki zenginliği, gerçekte, bilim ve teknolojideki eşsiz gelişmelere bağlıdır. Bu anlayış çerçevesinde Japonya, 'ileri bilim ve ileri teknolojiye yönelmiş bir ulus olmayı' ulusal bir strateji olarak benimsemiştir. Yürürlükteki Bilim ve Teknoloji Temel Yasası'na dayanan Bilim ve Teknoloji Ana Plânları bu strateji gereği alınacak tedbirleri belirler... 3'üncü Ana Plân da, aynı anlayışla, 20062010 döneminde, Bilim ve Teknoloji Politikası Konseyi'nin önderliğinde, devletin bir bütün olarak ve kararlılıkla uygulayacağı temel tedbirleri ortaya koymaktadır." G. Kore'de de hâlen, "Bilim ve Teknoloji Ana Plânı: 20032007" yürürlükte; ancak, bu plânda bir yıl önce değişiklik yapıldı. Değişiklik ilginç: "Revize Ana Plân'da bilim ve teknolojiye, gerek ulusal gerekse toplumsal açıdan, ilk plândakine göre daha büyük bir rol biçilmiştir. Bilim ve teknoloji toplumun ana direği olmalı; ulusun geleceği de tamamen bilim ve teknolojiye dayanmalıdır. Bu hedef değişmemiştir; tek değişiklik bilim ve teknolojideki rekabet gücümüzün artırılmasıyla ilgili hedeftedir. İlk plânda hedef 2006'da dünyanın en iyi ilk onu içinde yer almaktı. Yeni hedef 2007'de en iyi ilk sekiz içinde yer almaktır." Ülkemizin yakın ilgi alanında olduğu için tekrar Avrupa'ya dönelim. Bu kez örneğimiz Birleşik Krallık ve 20042014 için temel aldığı "Bilim ve İnovasyon Yatırım Çerçevesi". Bu belgede ortaya konan vizyon çok iddialı: "Ülke için umut verici bir gelecek yaratabilmenin anahtarı Britanya'da inovasyondur. Birleşik Krallık ekonomisinin, gelecek on yıl içinde üretkenliği ve istihdamı artırarak büyümeyi başarabilmesi için, bilgiye geçmişte olduğundan çok daha güçlü biçimde yatırım yapması ve bu bilgiyi, iş dünyasında ve kamu hizmetlerinde, daha etkin biçimde inovasyona dönüştürmesi şarttır. Hükumetin, özel sektördeki ve kâra yönelik olmayan sektörlerdeki ortaklarıyla paylaştığı büyük emel, Birleşik Krallık'ın, sâdece öne çıkan bilimsel ve teknolojik keşifleriyle değil, aynı zamanda, bu bilgiyi yeni ürün ve hizmetlere dönüştürmede bir dünya lideri olarak da, küresel ekonomide kilit konumunda bir bilgi merkezi olmasıdır." Küçük İrlanda'nın da komşusundan hiç aşağı kalır yanı yok. 20062013 yıllarını kapsayan "Bilim, Teknoloji ve İnovasyon Stratejisi"yle, âdeta bütün dünyaya meydan okuyor: "İrlanda, 2013'te uluslararası arenada araştırmasının mükemmelliğiyle anılan bir ülke olacak; sahip olduğu inovasyon kültürüyle de, ekonomik ve toplumsal gelişme için yeni bilgi üretme ve kullanmada en önde koşacaktır." En az bunlar kadar iddialı, başka pek çok ülkenin ulusal stratejisini www.inovasyon.org'ta topluca bulabilirsiniz. Bunlar da incelendiğinde görülecektir ki, varlıklarını sürdürmek ve yarının dünyasında söz ve karar sahibi olmak isteyen bütün ülkeler, her şeyden önce, bilim, teknoloji ve inovasyonda en üstün olma iddiasında ve bunun yarışındadırlar. Galiba bir tek Türkiye bunun pek farkında değil ki, bilim, teknoloji ve inovasyonda diğerleriyle aşık atacak ulusal bir stratejisi yok... Oysa, bu ülkenin Millî İstihbarat Teşkilâtı Müsteşarı, 6 Ocak'taki gazetelerde yer alan demecinde bakın ne diyordu: "Bulunduğumuz dönem, gelecekte birçok ulus devlet ve milletin ... tarih maratonunu kaybettiği süreci anlatacaktır. Bu devletler sâdece gelişmemekle ve dünya yönetiminde söz sahibi olanlar arasına dâhil olmamakla kalmayacak, aynı zamanda birçoğu günümüz teknolojik devriminin ve küresel ekonominin rekabetine dayanamayıp ulusal egemenliklerini büyük ölçüde yitireceklerdir." B eyin araştırmacıları uzun bir süredir bir insanın beyin etkinliklerinden, düşünceleri hakkında neler öğrenebileceğini merak ediyorlardı. Bugüne kadarki araştırma sonuçları, mesela basit hareketlerin beyin etkinliklerinden gayet iyi okunabildiğini göstermişti. MaxPlanck Kavramve Sinirbilimleri Enstitüsü’nden JohnDylan Haynes ile birlikte çalışan İngiliz ve Japon bilim insanları, şimdi soyut süreçlerin de (örneğin: kararlar, planlar) beyin etkinliklerinde izlenip izlenemeyeceğini araştırdılar. Bu amaçta hayvanlarda bulunmayan matematik yetisinden yararlanılmış. AraştırmacıTOPLA lar deneyler sırasında katılımcılara basit matematik soruları vermişler. Örneğin iki sayıyı toplama ya da çıkarma işlemi gibi. DenekÇIKART ler daha sayıları görüp, işleme başlamadan önce araştırmacılar deneklerin, soruları ne şekilde çözeceklerini %70 İnsanın amaçlarının okunduğu beyin bölgeleri. Sağda, beyindeki doğruluk payıyla, uyarı motifleri gösterilmekte. Bunlar toplama ve çıkarma işlemine fonksiyonel man göre farklılık göstermekte. Solda ise somut beyin bölgeleri görülüyor. yetik rezonans to Yeşil işaretli bölgelerdeki uyarımlardan, deneğin ne yapmak istediği mografisiyle izle okunuyor. Kırmızı bölgede ise eyleme geçirilen düşünce okunmakta. dikleri beyin etkinlerinde okuyabildiklerini söylüyorlar Current Biology dergisinde. Soruları kapalı alan denekler, hangi sayıları toplayacaklarını veya çıkaracaklarını bilmiyorlardı. Araştırmacılar bu şekilde deneklerin ne yapacaklarını beyin etkinlerinden okuyabileceklerinden emin olmuşlar. Sayılar ancak birkaç saniye soru ekranda görünmüş ve denekler istedikleri soruyu cevaplamışlar. "Özgürce alınan kararların prefrontal korteksin orta kısmında, talimatların ise yan kısımda depolandığı tahmin ediliyordu. Bu tahminleri deneylerimizle kanıtladık diyor Haynes. Şimdiye kadar görülemeyeni, görünür kılmak "Multivaryant Motif Tanıma" olarak isimlendirilen yeni bir yöntemle mümkün olmuş. Düşünceyi okumak için bir bilgisayar, beyindeki karakteristik etkinlik motiflerini tanıyacak şekilde programlanmakta. Bildik yöntemlerden farklı olarak burada kişilerin niyetlerini öğrenmek için, farklı beyin bölgelerindeki ölçümler kombine edilmekte. Yöntemin bu kadar iyi işlemesi, beynin işleyiş biçimiyle ilgili. Deneyler, amaçların sinir hücrelerinde değil, sinirsel etkinlik içinde, mekânsal dağılım gösteren motiflerde depolandığını göstermekte. Böylece beyinde bölgesel ağırlık noktaları izleniyor: Önde bulunan bölgeler, soruların cevaplanmasına kadarki düşünceleri işlerken, arkadaki bölgeler denekler hesaplamaya başladıktan sonra etkinleşmekte. Yani beynin bir bölgesinde amaç olarak depolanan davranışlar, yerine getirilebilmeleri için beynin başka bir yerinde kopyalanması gerekmekte. Araştırmayla elde edilen sonuçlar, yöntemin klinik ve teknik alanda daha iyi uygulanabileceğini göstermekte. Bugün bile bilgisayar destekli protez veya beyinbilgisayar arayüzleri sayesinde felçli insanların yaşamları kolaylaşmakta. Fakat bunlar daha çok hastanın yapmak istedikleri hareketleri okuyorlar. Yani hastalar sadece düşünceyle protezleri veya bilgisayar imlecini hareket ettirebiliyorlar. Oysa yeni araştırma son derece karmaşık düşüncelerin bile beyin etkinliklerinden okunabileceğini gösterdi. Yöntem şimdilik sadece manyetik rezonans tomografisiyle işliyor. Elektroansefalografi görüntüleme tekniğine daha sonra aktarılacak. Nilgün Özbaşaran Dede CBT 1039/6 16 Şubat 2007
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle