Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OOOF OFF LİNE Tanol Türkoğlu rimizi almış bulunuyoruz. Amazon.com ile yaptığımız işbirliği sayesinde okuyuculara aradıkları bütün kitapları sunuyoruz." Sipariş üzerine baskı işinin 2006 için 20 milyar kitap sayfalık bir hacme ulaştığı tahmin ediliyor. 2009 için öngörülen hacim ise 38 milyar sayfa. TanolTurkoğlu@Gmail.com Son elli yıl içinde bakın sabit disk cihazları nereden nereye geldi? DİŞ, KEMİK ERİMESİNİN HABERCİSİ Çok yakında kemiklerdeki yoğunluk kaybını diş röntgenlerine bakıp anlayabileceğiz. İngiltere’de Manchester Üniversitesi’nde geliştirilen bir yazılım, rutin diş röntgenleri yardımıyla osteoporozu teşhis edecek. Bu röntgenlerde çene kemiğinin yoğunluğu incelenecek. Yazılım, deneye katılan kadınların yarısından fazlasında osteoporozun varlığını tespit etti. Standart osteoporoz taramaları pahalı olduğu için pek çok kadında osteoporozun varlığı kemiklerde kırılmalar başlayınca ortaya çıkıyor. Sabit Disklerin Müthiş Gelişimi "Yıl 2000" sorunu gündeme geldiğinde, ahkâm kesenler, "Yav kardeşim bunu zamanında niye düşünmemişler – bu kadar yatırım yapmaya değer miydi?" gibisinden kesimlerde bulunmuştu. Sonra o yıllarda IBM’de disk üretim kısmında çalışan mucit bilim adamlarından birisi çıkıp da bilişim sektörünün yeni yeni gelişmekte olduğu 50’li 60’lı yıllarda bir birim veriyi saklamanın maliyetinin ne olduğu açıklayınca; insanlar 2000 yılına dek hiçbir kullanımı olmayan iki hane yüzyıl bilgisinin (19xx) neden kullanılmadığını anladı. Size birkaç tane fotoğraf göstermek istiyorum. Bunlardan bir tanesi uçağa yüklenen devasa bir cihaz. Bu fotoğraf 1956 yılında ABD’de çekilmiş. Söz konusu cihaz ne mi dersiniz? Cevap biraz şaşırtıcı gelecek: Bir ton ağırlığında bir sabit disk. Daha şaşırtıcı olanı ise, bir uçağın yük kabinine sığabilen 1 ton ağırlığındaki sabit diskin kapasitesi: Sadece 5 megabyte. Yani kabaca 5 milyon veriyi (bir harf = bir veri olsun) saklama kapasitesi. Burada gördüğünüz ikinci resim bir iPod cihazı. iPod cihazı aslında temelde bir sabit disktir. İçine şarkıların ya da video cliplerin saklanabildiği ve basit bir program menüsü ile çalınmasının sağlandığı. Burada gördüğünüz iPod cihazı 80 Gb kapasitede. Bir başka deyişle 1956 yılında çekilmiş fotoğrafta görülen cihazdan tam 16 bin tanesinin saklayabileceği veriyi, Apple’ın müzik/video clip çaları bir iPod cihazı saklayabilmektedir. Unutmadan belirtmekte fayda var: Bir iPod cihazı ortalama bir cep telefonu büyüklüğünde ve ağırlığındadır. Gördüğünüz üçüncü fotoğrafta ise iPod’dan da küçük bir sabit disk vardır. Flash memory isimli bir cihazlari cebinizde taşıyabilir ve istediğiniz bilgisayara sabit disk olarak takıp içindeki bilgilere ulaşabilirsiniz. Kalem pil büyüklüğündeki bu cihazın kapasitesi 2 Gb’tır. Bir başka deyişle birinci resimde görünen sabit diskten 400 tanesinin toplam kapasitesi şu an bir kalem pil büyüklüğüne indirgenmiş durumdadır. 50 yıl içinde gelinen nokta bu. Çok doğal olarak gelecek 50 yıl içindeki beklenen gelişme oranının çok daha yüksek olacağı konusunda tereddütsüz bahse girmeye hazırım. KIZARTMA YAĞININ TAZELİĞİNİ ÖLÇEN KIZILÖTESİ CİHAZI Kızartma makinesi içindeki kızartma yağının ne kadar taze olduğunu nasıl anlarsınız? Mutfaklar için geliştirilen bir kızılötesi cihazı kızartma yağının tazeliğini hızlı ve doğru bir şekilde ölçüyor. Birden fazla kereler kullanılan yağlar zaman içinde 400’den fazla farklı kimyasal madde oluşturur. Bu, yalnızca yağın tadını bozmakla kalmaz, midede ülserlere, DNA mutasyonlarına ve enzimlerin baskılanmasına yol açar. Bir yağın son kullanım tarihinden sonra kullanılmasını önlemek için restoranlar ve gıda üreticilerinin tek ölçütü yağın rengidir. Bu bağlamda kimyasal testler daha doğru sonuç verir; ancak bu testler pahalı ve zaman kaybına yol açar. NebraskaLincoln Üniversitesi’nden bilim adamları taze ve bozulmuş soya yağının kızılötesi ışını farklı frekanslarda emdiğini keşfetti. Araştırmayı yürüten Randy Wehling, "Amacımız fastfood zincirlerinde birkaç yıl boyunca kullanılacak portatif bir cihaz geliştirmek" diyor. KARBON VERGİSİ SAĞLIK SORUNLARINA YOL AÇIYOR İngiltere’de küresel ısınmaya karşı alınan önlemler iklimler için yarar sağlamakla birlikte sağlık açısından zararlı olabiliyor. 2001 yılında İngiliz hükümeti araçları karbon dioksit emisyonlarına göre vergilendirmeye başladı. Dizel otomobiller, benzinli araçlara göre yüzde 20 oranında daha az CO2 çıkarttıkları için 2005 yılında dizel araba satışları yüzde 21 oranında artış gösterdi. Ancak Kanada, Vancouver’daki University of British Columbia’dan Hadi Dowlatabadi ve Eric Mazzi, dizel araçların daha fazla miktarda parçacık çıkarttığını söylüyor. Bu parçacıklar da solunum ve kalp problemlerine yol açıyor. Araştırmacılar dizele geçişin toplam CO2 emisyonunda, 2001 ile 2020 yılları arasında 7 megatonluk bir azalmaya yol açacağını tahmin ediyorlar. Ancak parçacıklar 12 kiloton dolayında artacağından yılda fazladan 90 kişi yaşamını yitirebilir. Hazırlayan: Reyhan Oksay CBT 1039/19 16 Şubat 2007