20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BİLİM FELSEFESİ kitap Bilimsel ilerleme nedir? TÜRKİYE’DE TEMEL BİLİMLERDE İLK ARAŞTIRMACILAR Erdal İnönü – Osman Bahadır Türkiye’de bilimsel araştırma etkinlikleri, sistematik, kesintisiz ve geniş bilim alanlarını kapsayıcı olma niteliğini 1933 Üniversite reformuyla ve reform sonrasında kazanmıştır. Ancak bu gerçek, bizi bilimsel araştırma etkinliğinin ve zihniyetinin 1933’te başlamış olduğu gibi bir sonuca götürmemelidir. Çünkü daha Osmanlı döneminden başlayarak birçok bilim insanımız çok çeşitli alanlarda bilimsel araştırmalar yapmışlardır. Bu araştırmaların çoğu kişisel çabalar sonucunda hazırlanmış olsa bile, bazıları, uluslararası bilim dergilerinde de yayınlanmış ve ülkemizdeki bilimsel gelişmeye etkilerde bulunmuş önemli çalışmalardır. Bu nedenle bilimsel araştırma tarihimizin ayrılmaz birer parçasını oluşturmaktadırlar. Erdal İnönü ve Osman Bahadır’ın hazırladığı, Türkiye’de Temel Bilimlerde İlk Araştırmalar adlı çalışma, işte ülkemizin bu ilk evresindeki bilimsel araştırmaları toplu olarak ortaya koymaktadır. Kitap ayrıca bu araştırmaları yürüten bilim insanlarımızın yaşam öykülerine de yer vermektedir. Bu nedenle bazıları bilinmeyen, bazıları da unutulmuş bilim insanlarımız ve araştırma yazıları, bilinenlerle birlikte ilk defa toplu olarak bir kitapta yer almış bulunuyor. 35 bilim insanının yaşam öyküsü ile 250 kadar temel bilim araştırması bilgisini kapsayan kitap, bilim tarihi çalışmaları için önemli bir kaynak niteliğindedir. Büke Kitapları, Birinci baskı: Şubat 2007, 155 sayfa. Telefon: (0212) 231 48 27 eposta: [email protected] James W. Redhouse, ilk baskısı 1856’da yapılan English Turkish Dictionary’nin öyküsü. En zarif Şaki: Madrit’li Luis Candelas. 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nın etkileri: Savaş sonrasında Venedik’in imajı. Ortaçağda Antalya Kıbrıs ilişkileri. Levanten tercümanlar. Kapadokya’nın kalbi Ürgüp’e yolculuk. 45 yıl önce bazı üniversite hocalarından bir bildiri yayımlama girişimi. İkinci Dünya Savaşı yıllarında Türkiye’de Amerikan propagandası. Tarihten ders almak mı tarihi tersten okumak mı: Çanakkale söylenceleri. Fenerbahçe Vapuru ve Yaşar Kaptan. Bir iddia bir kitap: Hangi Afgani, hangi evlilik? önüne sermeyi başarmış. Bu kolay bir iş değil. Çünkü bu kesim kolay kolay açık vermez. Aralarına kimseyi sokmadıkları için nasıl çalıştıklarını, insanları nasıl kandırdıklarını öğrenebilmek kolay olmaz. Metin Akpınar Almanya’da yaşayan insanlarımızın yaşadığı bir dramı anyatıyor. Binlerce insan, yaşamlarının vererek kazandıkları birikimleri kaptırmış ve perişan olmuşlardır. Onbinlerce mağdur insanın hakkını yiyen din tüccarlarının ilginç hikâyesi. İ CBT 1039/16 16 Şubat 2007 lerleme kavramı (Latince progredior’danileri gitmek), bir varlığın veya bir aktivitenin gelişimini düzenli bir biçimde planlamak anlamına gelir. Özellikle durgunluk, çöküş veya ebedi dönüş kavramlarıyla kendisini gösteren, dinsel kökenli bir fikir, Batılı olmayan (Hint) kültürler ve hatta grekoromen Antikitesi, ilerleme nosyonundan mahrumdur. Hıristiyan düşüncesinde ilerleme kavramı öncelikle insanlığın ahlaki bir mükemmelliğe dönüşünü ifade eder. (Saint Augustin). Rönesanstan başlayarak, ilerleme kavramı dinden bağımsızlaşmış, gelişen daha dünyevi bilimsel ve teknik bilgilere uygulanmıştır. Hıristiyan pesimizmi böylece insana ve insan eylemine ilişkin optimizme dönüşmüştür. 17. yüzyılda eskilerin herşeyi bilmediği ortaya çıktı ve modern insanlık çok sayıdaki keşifler aracılığıyla bilginin artmasına katkıda bulundu. Aynı zamanda bu keşifler arasındaki zorunlu bağları belirleyen bir düzenin varlığı fikri ortaya konuldu (Bossuet) ve ilerleme kavramı böylece içerdiği anlam karmaşalarıyla birlikte 18. yüzyıla aktarıldı. 1702’de Fontenelle, Kraliyet Bilimler Akademisi’nin Yenilenmiş Tarihi’ne yazdığı önsözde bilime gerçek bir övgüde bulunmuştu. Bu yüzyılda Turgot ve Condorcet bilimsel ilerlemenin birikerek ilerleyen bir süreç olduğu fikrini paylaşırken, Leibniz bilimsel ilerlemeye matematiksel modeller vermeye çalışıyordu. 19. yüzyılda Auguste Comte ilerleme kavramını üç hal kanununa (teolojik, metafizik, pozitif) dayandırdı. 20. yüzyılda da benzer şekilde Bachelard ilerlemeyi, bilgilerin hiyerarşisi içinde değerlendirdi ve ilerlemeyi spesifik olarak entelektüel görünümüyle kavradı. Bugün böyle bir değerlendirme problemli görünmektedir. Çünkü akılcılığın çoklu formları, bilgilerin tek yönlü bir evrimi olasılığını bulanıklaştırmaktadır. Daniel Parrochia MontpellierIII (PaulValery) Üniversitesi’nde felsefe profesörü. Sciences et Avenir, Sayı133, Aralık 2002Ocak 2003. s. 46. Çeviren: Osman Bahadır BİLGİ ÇAĞI Bilgi Çağı aylık dergisi, Türkiye Bilişim Vakfı’nın yayın organı olarak inovasyon odaklı yeni biçimiyle yayımlanmaya başladı. Vakfın başkanı Faruk Eczacıbaşı, dergideki yazısında şöyle diyor: "Bilgi çağı dergisi Şubat 2007 sayısıyla birlikte Türkiye Bilişim Vakfı’nın sesini duyuruyor. Ve odağına geleceğe hazır olmayı ve inovasyonu yerleştiriyor. Türkiye, küresel rekabet endekslerinde farklı kriterlere göre 25111’inci sıralarda yer alıyor. Makro ekonomik yapı, altyapı kalitesi, çocuk ölüm oranı, temel eğitim, yeni teknolojilere uyum açısından küresel rekabeti gerilerden takip ediyoruz. Bilgi Çağı’nın temel amacı bu sorunların üstüne eğilmek ve sorunların altında buzdağının su altınrda kalan kısmı olduğunu anlatabilmek. Bu nedenle çözüm önerilerinde bulunacağız, bu amaca yönelik önerisi olanlara sayfalarımızı açacağız.".. degi iletişim: www.bilgicagi.com 0216 236 23 10 HASANOĞLANELMADAĞ Eğitim Açısından Bir Çevre İncelemesi Assoc. Prof. Dr. Hasan Çoşkun CTB Yayınları Bir ülkenin kalkınmasında eğitimin önemi büyüktür. Almanya’nın İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kısa bir sürede lider ülke konumuna gelmesinde genel ve mesleki eğitim düzeyinin yüksek oluşunun etkisi vardır. Hindistan’ın son on yıl içinde elektronik çağı yakalaması, Çin ve Japonya’daki gelişmeler bu eğitimin sonuçlarıdır. Türkiye’de ise öğrencilerin üçte ikisi akademik üçte biri ise mesleki eğitim veren eğitim kuruluşlarına devam etmekteler. Türkiye’de eğitim felsefesindeki kararsızlık devam ettiğinden mesleki eğitim alanında başarılı olurmamakta sanayinin gereksinim duyduğu ara personel yetişmemekte. Böyle bir gelişme sonucunda bir taraftan ara personel açığı büyürken diğer yandan da diplomalı işsiz sayısı artmaktadır. Kitaptaki çalışmanın amacı ElmadağHasanoğlan yöresinde gençlerin erken yaşta yeni teknolojilerle tanışmalarını, gelişmeleri, teknolojiyi algılamalarını, teknoloji ürünlerini kullanmalarını ve gerektiğinde teknolojik gelişmelere katkıda bulunmalarını sağlamaktır. Türkiye’de yetişen gençlerin de, küreselleşen dünyaya meslek bağlamında gerekli düzeye sahip olmaları için eğitim kurumlarında teknoloji eğitimine önem verilmelidir. TOPLUMSAL TARİH Tarih Vakfı’nın yayımladığı Toplumsal Tarih dergisinin şubat sayısı yine zengin bir içerikle okurlarının karşısında. Kapak konusu, Taner Timur’un "Bir zamanlar Piyer Loti" incelemesine ilişkin. "Osmanlı hayranı bir oryantalist olan Loti ülkesinde ve Türkiye’de nasıl algılanıyordu?" sorusu yanıtlanıyor. Dergi’de 5 Ağustos 1911 İstanbul yangınları, Bedirhan Ayaklanmasından 1920’ye Kürt Milliyetçiliği; Bir sözlükten büyülenmek: Sir ALMANYA TATLI VATAN Yeşil Sermayenin Romanı A. Metin AkpınarBerfin Yayınları Kitap, yeşil sermayenin sahtekârlıklarını, dini kullanarak saf insanları nasıl kandırdığını bütün ayrıntısıyla gözler
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle