24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BİLİMPORTRE POLİTİK BİLİM Aykut Göker http://www.ınovasyon.org Hemen hemen hepimiz için, 'çalıştığımız ortam' iş yapan insanla 'teknoloji' arasındaki bir arayüzdür. ‘Çalışma Ortamı’ Başlık, yayımlanacak OcakŞubat 2007 tarihli 90'ıncı sayısıyla 15'inci yaşına basacak bir derginin adı... Aslında, hemen hemen hepimiz için, 'çalıştığımız ortam' iş yapan insanla 'teknoloji' arasındaki bir arayüzdür. Biz o arayüzdeki teknolojik donatıları kullanarak iş yapıyoruz; ama, bazılarımız, ileri düzeydeki teknolojik donatıları kullanıyor, bazılarımız da daha az gelişkin olanlarını. Tıpkı, kitaplarını bilgisayar kullanarak yazan ve yazdığı kitabı yayıncısına elektronik ortamda ulaştıran yazarların yanında yazma işini daktilo makinasıyla yapan ve kitabını kâğıt ortamda yayıncısına gönderen yazarların olması gibi... Tabiî, pek çoğumuz iş yaparken kullandığımız teknolojik donatıyı kendimiz seçme özgürlüğüne sahip değiliz. Bunun tipik örnekleri büyüklü küçüklü atölyelerdir; fabrikalardır. Teknolojik donatılarını kendimizin seçmediği işyerlerinde iş hijyeninin sağlanması ve sağlığımızı korumamızın bize bağlı olmayan pek çok faktörü vardır. Sağlık bir yana, gün gelir, işyerine gelen yeni bir makina bizi işimizden de edebilir. Tıpkı ileri otomasyonun, kol gücü bir yana, bir ölçüde de olsa, beyin gücünün de yerini almaya başlaması gibi. Hâttâ, o donatıları seçenlerin bile denetimleri dışında kalan faktörler yaptıkları seçimlerde belirleyici olabilir. Bunun yanında, o seçimleri yapanlar, kendi ekonomik getirilerini büyütebilmek için, çalışanların, örneğin, sağlığını yeterince dikkate almamış olabilirler ya da bu durum onların bu konudaki bilgi yetersizliklerinden kaynaklanabilir. Saydığım ya da benzeri nedenlerledir ki, çalışan insanla teknoloji arasındaki bu arayüzü, o arayüzün şartlarını, 'insan' açısından, insanın gerçekten yaşanmaya değer bir işyaşam ortamı olması açısından araştıran, inceleyen, gerektiğinde, çalışana olduğu gibi, çalıştırana da (örneğin KOBİ'lere) bilimin ışığını tutan, yardım elini uzatan başka arayüzlere de gereksinim vardır. İşte, yirmi yılı aşkın bir süredir, inanılmaz bir çabayla, inatla ve gönüllü olarak bu gereksinmeye yanıt vermeye çalışan bir enstitü var: Fişek Enstitüsü... Özellikle de çalışan çocukların, onlu yaşlarını sürdüren çırakların çalışma şartlarının iyileştirilmesi, o arada çocukluklarını da yaşayabilmeleri ve daha iyi bir gelecek için beceri kazanabilmeleri yönünde çaba gösteren bir enstitü... İşte, sözünü ettiğim 'Çalışma Ortamı' Fişek Enstitüsü'nün yayın organıdır ve enstitünün işaret edilen uğraş alanında sürdürdüğü muhteşem inadı, tam 14 yıldır, yayın ortamında sürdürmektedir. http://www.fisek.org.tr adresindeki web sitesinde de açıklandığı üzere, hükümet dışı bir kuruluş olan Fişek Enstitüsü iki kurumdan oluşmaktadır: Hazırlıkları 1982 yılında başlatılıp 1986'da kurulmuş olan Fişek Sağlık Hizmetleri ve Araştırma Enstitüsü ile 1997'de, onun bir uzmanlık kuruluşu olarak faaliyete geçen Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı. Çalışma Ortamı'nın da yayın politikasını ve yayın içeriğini belirleyen, Fişek Enstitüsü'nün kuruluş amacı, "Prof. Dr. Nusret H. Fişek'in ülkemize kazandırdığı, toplum hekimliği felsefesini zenginleştirerek ve uygulamalarla besleyerek yaşatmaktır..." Enstitü, "önemli sosyal risk gruplarını oluşturan, çalışan çocuklar ve kadınlara da özel bir ilgi göstermekte" ve savunduğu "herkese sağlık kavramının, toplum kalkınması, halk eğitimi, toplum örgütlenmeleriyle ilişkiler ve sosyal hekimlik politikalarını da kapsadığı" tespitinden hareketle faaliyet alanının ana çerçevesini çizmektedir. Fişek Enstitüsü'nün ve Çalışma Ortamı dergisinin ilgi alanı hepimiz için çok önemli; ama, benim açımdan en az bunun kadar önemli olan nokta, enstitüye ve dergiye hayat veren gönüllülerin, kurumun amaçları doğrultusunda verdikleri uğraşı yıllardır sürdürmedeki kararlılıklarıdır. Böylesine bir uğraşı yayın ortamında vermenin zorluklarına tanıklık etmiş bir kişi olarak, özellikle Çalışma Ortamı'na 15'inci yılında da başarılar diliyor; Fişek Enstitüsü'ne, onun kurucularına, gönüllülerine daha nice yıllara diyorum. Stanford Shaw’un ölümü Stanford Shaw insancıl tarihçiydi; fanatizme ve kavim merkezciliğe karşı her zaman tavır almıştı. Bilimsel meselelerin politik amaçlar doğrultusunda manipülasyonuna asla rıza göstermemişti. Yalçıon Murgul, murgul@bilkent.edu.tr T üm bilim camiası bilir ki, Stanford Shaw Türkiye ve Osmanlı tarihi üzerine çalışan en kıdemli tarihçilerdendir. Batı’daki Osmanlı araştırmaları söz konusu olduğunda ise adeta bir milattır. Hurafelerin cirit attığı bir dönemde Osmanlı Tarihi’ni sağlam bir metodolojiyle ana kaynaklara inerek inceleyen öncü tarihçidir Stanford Shaw. Justin McCharty , Heath Lowry, Carter Findley ve Donald Quaetert’in de aralarında yer aldığı bir nesle ilham kaynağı olmuştu çalışmalarıyla. Bugün ABD’de Türkiye Tarihi üzerine ciddi çalışmalar yapan bir camia varsa Stanford Shaw bunun müsebbiblerindendir. Stanford Shaw her şeyden önce bir bilim adamıydı. Bilim adamı denen şahsın nasıl olması gerektiğini bu büyük tarihçinin kişiliğinde görmüştüm. Shaw tevazu, bilgelik ve babalığı bir bedende eriten eşsiz bir insandı. Türk büyükelçilerinin teker teker Ermeni teröristlerce öldürüldüğü bir dönemde baskılara direnerek bildiklerini söyleyecek kadar da ahlaklı bir bilimadamı ve cesaretli bir aydındı. Tek hedefi bilimsel çalışmalar yapmak değil, aynı zamanda vasıflı insanlar yetiştirmekti. Stanford Shaw bütün öğrencilerinin babasıydı. Ulusalcı Bu yönüyle Türk meslektaşlarının kendisinden sloganların kol çok şey öğreneceği bir şahsiyetti. CBT 1033/6 5 Ocak 2007 Stanford Shaw insancıl tarihçiydi; fanatizme ve kavim merkezciliğe karşı her zaman tavır almıştı. Bilimsel meselelerin politik amaçlar doğrultusunda manipülasyonuna asla rıza göstermemişti. Medeniyetler çarpışması ve Ermeni Soykırımı gibi tezlerin aslında bilimi kullanarak milletleri birbirine düşürmeyi amaçlayan tezler olduğunun farkındaydı. İşte Türk dostu olmasının belki de en önemli sebebi insanlık düşmanı tarihçiliğe olan tepkisi ve gerçeklere dayanan bilimsel bakışının arkasında sapasağlam durmasıydı. Tarihe sahip çıkmanın en önemli şartlarından biri de tarihçiye sahip çıkmaktır. 19. yüzyıl ve sonrası söz konusu olduğunda Stanford Shaw en önemli Osmanlı tarihçisidir. Ben Arabistanlı Lawrence’tan Osmanlı’nın halifeliğine kadar birçok efsanenin asılsızlığını Stanford Shaw ile yaptığım konuşmalarda öğrenmiştim. Atatürk Devrimi’nin Dünya Tarihi açısından önemini en isabetli şekilde değerlendiren Batılı aydınlardan biri olduğuna da şahit olmuştum. Aslında Atilla Yayla gibilerinin profesör olarak dolaştığı bir ülkede de bilimsel yeterliliğe dair kriterlerin gözden geçirilmesi gerekliliğini de ortaya koyuyor bu durum. Ama asıl vahim olanı, yurtsever tepkilerin bu kadar sık dile getirildiği bir dönemde bu büyük tarihçinin öldüğü hafta layık olduğu bir biçimde yad edilmemesi. Ulusalcı sloganların kol gezdiği bir dönemde böyle büyük bir tarihçiye sahip çıkılmaması, gerçekte şu anki milli tepkinin sağlam bir zemin üzerinde olmadığının en önemli göstergesi. Zaten anılarıyla ve bildikleriyle "yaşayan tarih" özelliğini taşıyan Shaw’dan son yıllarını geçirdiği Türkiye’de ne kadar istifade edilmişti ki? Tüm bunlarla beraber biliyorum ki bu ülkede bir gün Stanford Shaw gibi bilim emekçilerinin kitapları başucu kitabı olacak ve ülkenin en ücra köşesinde dahi okunacak. Bu böyle olacak, çünkü önümüzdeki dönemin siyasi gelişmeleri bu ihtiyacı ortaya çıkaracak; slogana dayalı yurtseverliğin yerini bilimsel temeller üzerine oturmuş bir vatanseverlik anlayışı alacak. Not: Onu son yıllarında tanıma şerefine sahip bir insan olarak söyleyebilirim ki, adına yaraşır bir Stanford Shaw Kütüphanesi’nin kurulması onun anısına ithaf edilecek en büyük hediye olacak. gezdiği bir dönemde böyle büyük bir tarihçiye sahip çıkılmaması, gerçekte şu anki milli tepkinin sağlam bir zemin üzerinde olmadığının en önemli göstergesi. FANATİZME KARŞI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle