01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BİYOLOJİEVRİM Zaman içinde insanın kısa özeti 6.57 milyon yıl önceleri gerçekleştirmeye başladığı evrim sonucu insanın, ilk "insansı" aşamalardan başlayarak gerçek anlamda "insan" durumuna gelmesi uzun bir zaman sürecinin ürünüdür. Doğadaki tüm canlılar içinde kendi evrimine bizzat kendi çabalarıyla katkıda bulunan ve hatta yönlendiren tek örnek insandır. Ayrıca, insanın bugünkü bedensel durumu evrimsel anlamda son aşama de değildir. Güven Arsebük CBT 1008/12 14 Temmuz 2006 BUGÜNE KADAR bulunan en eski insan kalıntısı Sahelanthropus tchdensis 7 milyon yıl yaşında. Yazının devamı arka sayfada CBT 1008/13 14 Temmuz 2006 ünümüzde, bitkiler dışında, dünyada yaşamakta olan büyüklü küçüklü bir milyonu aşkın canlı türü içinde yalnızca tek bir Memeli türü devamlı olarak iki ayağı üzerinde hareket etmekte, aynı ortamı paylaştığı diğer tüm canlılarla olan ilişkileri çerçevesinde yaşamını devam ettirebilmek için araçgereç oluşturmakta, nedensonuç ilişkileri çerçevesinde düşünebildiği ve buna ilave olarak düşüncelerini soyut düzeye taşıyabildiği için simgelerle dolu bir yaşam sürdürmekte, üstelik konuşmak suretiyle Ülkemizde ele geçirilen hemcinsleriyle de anlaşmaktadır. ilk ve şimdilik en eski Dünyada eşibenfosil insan kalıntısı da zeri olmayan bu canlıNeandertal’e aittir. Bir ya "insan" denir. İnsan, uzaydan dünyaya yaklaşıma göre bugünkü bedensel göNeanderthal insanı rünümüyle doğrudan ışınlanmadığına göre, zaman içinde de yokoldoğadaki diğer tüm ması nedeniyle bizlerin canlılar gibi onun da evrimsel bir geçmişi oluşumuna katkıda vardır ve günümüzdebulunmadı.. Tam aksi ki durumuna da zaman içinde değişmek görüşe göre, ve çeşitli aşamalardan Neanderthal’ler ile geçmek suretiyle ulaşaramızda atatorun mıştır. Güncel verilerin ilişkisi va ve bizler ışığında "insan evridoğrudan minin" Afrika kıtasında başladığı (ConNeanderthal’lerden roy, 1997:128173) ve türedik. hayli uzun bir süre boyunca da yalnız bu kıtada süregeldiği anlaşılmaktadır. İnsan ancak belirli bir aşamaya ulaştıktan sonra Afrika’nın dışına da yayılmış ve zaman içindeki evrimsel değişimlerine bu defa Asya ile Avrupa kıtalarında da devam etmiştir (op.cit: 283363). Çok daha geç bir dönemde, insanın ancak bugünkü evrimsel aşaması olan Homo sapiens düzeyine geldikten sonra sırasıyla Avustralya ve Amerika kıtalarını iskân ettiği (Feder, 2003:251286), başka bir deyişle adı geçen bu son iki kıtanın söz konusu canlının bedensel evrimi aşamalarında mekânsal anlamda bir görev görmediği saptanmıştır. Özetle, insanın evrimsel anlamdaki bedensel değişimlerinin gerçekleştiği alan yalnızca Eski Dünya ile sınırlıdır. Günümüz verilerine göre, kendisi de bir Pri G mat olan insanın evrim çizgisi, en yakın soydaşları olan iri maymunlarınkinden 77.5 milyon yıl kadar önceleri ayrılmış ve biyolojik evrimini kendi doğrultusunda sürdürmeye başlamıştır. Böylesine bir evrimsel değişimin gerçekleşmesi, zaman içinde insanın giderek insanlaşması ve tabii diger Primat’lardan da ayrılması sonucunu doğurmuştur. İnsanın bedensel anlamda insanlaşma aşamalarının en eskisinin günümüzden yaklaşık 7 milyon yıl önceleri (veya kısa bir süre sonra) yer almaya başlamış olması gerekir. Bu da insanın devamlı olarak iki ayağı üzerinde ve bel kemiğinin yere 90o’lik bir açı oluşturmak suretiyle, yani dik olarak yürümeye başlamasıdır. İnsan evrimi "mozaik evrim" adı verilen bir gelişim türü gösterir. Başka bir deyişle, nasıl mozaik yapım sanatında sırayla ve tek tek mozaik taneciklerinin yana yana yerleştirilmesi suretiyle resimler oluşturulursa, insan evriminde de bedeninin farklı organlarının tek tek ve/fakat farklı zamanlarda değişiklikler gösterdiği bilinir. Anlaşılan bunların ilki (en eskisi), insanın dört ayağı üzerinde değil de, yalnız iki ayağı üzerinde ve dik olarak yürümeye başlamasıdır (RiceMolohey, 2005:107112). Zaman içinde bunu diş yapıları ile beden kemikleri ve kafataslarının boyut ve biçimlerinin değişmesi, ayrıca beyin oylumunun artması gibi anatomik kökenli pek çok değişkenin izlediği de bilinir (Wolpoff, 1999:134177). rilmesi suretiyle oluşturulan şeydir. (2) Aletin amacı, insanın doğa ile olan mücadelesini kolaylaştırmak ve böylece yaşamını başarıyla sürdürebilmesine olanak sağlamaktır. (3) Alet, mutlaka ona gereksinim duyan, onsuz yapmasına olanak bulunmayan için gereklidir. Bu aşamada vurgulanması gereken husus, özetlenen bu koşullara dünya üzerinde uyan tek canlının da insan olduğudur (Arsebük, 1999:35). Daha geç bir dönemde, 2 milyon yıl kadar önce Afrika’da Homo ergaster/erectus türü insanla karşılaşılır. Homo egaster/erectus ilk defa Afrika kıtasının dışına çıkan, Avrupa (Mauer, Hoxne, Abbevlle, St.Acheul ve Gran Dolina) ve Asya (Dmanisi, Yiyuan, Nihewan, Zhoukoudian, Lantian, Nanjing, Hexian) kıtalarına yayılan (Klein – Edgar, 2002:111) böylece zaman içindeki evrimsel değişimlerinin bir bölümünü bu kıtalarda sürdüren ilk fosil insan türüdür. Homo ergaster/erectus’un ateşi kontrol altına almış olması gerekir (James, 1989:126). Kültürel olarak Alt Paleolitik Çağ’a ait olan Homo ergaster /erectus’un ülkemizde şimdiye kadar bedensel kalıntısına rastlanılmamış olmasına rağmen, bu insan türünün oluşturduğu Alt Paleolitik taş alet endüstriler Anadolu ve Trakya’da bol miktarda mevcuttur (Kuhn, 2002:200202). TARTIŞMALI İNSAN: NEANDERTAL İnsanın evrim tarihi süreci içinde, yaklaşık 220.000 yıl ile 28.000 yıl arasındaki dönemde karşılaşılan fosil insan türlerinden biri de Neanderthal insanıdır. Neanderthal’ler insanın evrimsel gelişimi sürecinde en yaygın olarak bilinen, ancak aynı zamanda da bilimsel açıdan tartışmalı olan fosil insan türüdür (Arsebük, 2003:2131). Sağlam (güçlü) bir beden yapısı gösteren Neanderthal türü fosil insana Eski Dünya’da, özellikle Yakındoğu ve Akdeniz’in kuzeyinde rastlanır. Ülkemizde ele geçirilen ilk ve şimdilik en eski fosil insan kalıntısı da Neandertal’e aittir (Şenyürek, 1949:833834). Neanderthal insanında karşılaşılan (bazı) ölülerini gömme kavramının oluşumu, hasta veya sakat kişilere başkalarının bakması, ortaklaşa iş görme, anatomik anlamda gelişkin konuşma yeteneği, kartal gibi bazı iri kuşların kemiklerinden oluşturulan kaval türü aletlerle müzik yapılması HOMO HABİLİS (becerikli/yetenekli insan) ilk aleti yapan insan ve 2.5 milyon yıl öncesine ait aletler yanda. EN ESKİ ÖRNEKLERİMİZ Şu aşamada taksonomik durumları konusunda fikir birliğine bütünüyle ulaşılamamış olan az sayıdaki tartışmalı veriler dışında, "insansıların" bugün için genelde kabul edilen en eski örnekleri arasında Afrika’da, Çad’da (Chad), 2002 yılında ele geçen ve arkeometrik yöntemlerle yaklaşık 7 milyon yıl öncelerine tarihlenen Sahelanthropus tchadensis ile, biraz daha geç bir döneme, 6 milyon yıl öncelerine ait olduğu saptanmış olan Kuzey Kenya’daki Orrorin tugenensis gösterilebilir. Bu bulguları gene Afrika’da, ancak bu sefer Etiyopiya’da, ele geçen ve 5.8 ile 5.2 milyon yıl öncelerine ait olduğu anlaşılan Ardipithecus ramidus türü fosiller izler. Tüm bu en eski örneklerin bedensel anlam NEANDERTALLER insanın evrimsel gelişimi sürecinde en yaygın olarak bilinen, da insana özgü çeşitli özelliklere sa ancak aynı zamanda da bilimsel açıdan tartışmalı olan fosil insan türüdür. hip olmaları yanında, bazı ilkel vasıflar da göstermeleri bunların zaman ekseni boyunca devam eden insan evriminin en alt (ilk) basamaklarına yerleştirilmesine neden olmuştur. Adı geçen bu örnekleri, gene Afrika’da, ancak bu defa Turkana Gölü’nün güneybatısında ele geçen ve potassiumargon yöntemiyle 4.2 ile 3.8 milyon yıl önceleri arasına tarihlenen Australopithecus anamensis türü fosil örnekler izler. Bir sonraki aşama ise 3.8 ile 2.9 milyon yıl öncelerine ait olan Hadar’da (Afrika) ele geçen Australopithecus afarensis ile temsil edilir. Laitoli’de (Af rika) ele geçen ve 3.6 milyon yıl öncelerine ait olduğu saptanan, yan yana ve iki ayağı üzerinde, dik olarak yürüyen iki kişiye ait ünlü ayak izlerinin bu türe ait olması gerekir. Yaklaşık aynı zaman diliminde, 3.5 ile 2.8 milyon yıl önceleri, Kenya’da Kenyanthropus platyops adı verilen fosil bir insan türü ile de karşılaşılır. Kısa bir süre sonra, 2.6 milyon yıl öncelerini izleyen süre içinde ise gene Afrika’da farklı iki ana türün (Australopithecus robustus ile birlikte Australopithecus africanus ve ayrıca doğrudan bizlerin atası olan Homo’ nun) ortaya çıktığı görülür. ve belki süs eşyası, hatta statü sembolü türünden simgesel nitelikte olabilecek kolye benzeri bazı nesneleri yapıpkullanma gibi insanı insan yapan çeşitli sosyal ve tinsel özellikler dikkat çekicidir. (Arsuega, 2002:307211). Arkeolojik yönden böylesine özelliklere insanın zaman içindeki biyokültürel gelişimi süresi boyunca somut olarak ilk defa Neanderthal aşamasında, kültürel anlamda Orta Paleolitik adı verilen dönemde, rastlanıldığı unutulmamalıdır. Neanderthal insanı ile bizler (Homo sapiens) arasındaki filogenetik ilişki çağdaş paleoantropolojinin tartışma konularından biridir. Bir yaklaşıma göre Neanderthal insanı kökü kuruduğu ve zaman içinde de yok olması nedeniyle bizlerin (Homo sapiens’in) oluşumuna katkıda bulunmamış olan bir fosil insan türüdür (StringerAndrews, Bir başka varsayım, 1988:12631268). Buna karşılık tam aksi Homo sapiens’in görüşü savunan, Neandert40.000 yıl kadar önhal’ler ile aramızda gensel anlamda bir atatorun ilişceleri, dünya üzerinkisi olduğunu ve bizlerin de yaşamakta olan doğrudan Neanderthal’lerden türediğini ileri süren bir Neanderthal’lerin başka görüş de mevcuttur yerel anlamda ger(Arsebük, 2003:2328). Günümüzde bu konuda biçekleşen evrimsel limsel tartışmalar devam etdeğişimleri suretiymektedir. Ancak, kesin bir le, Eski Dünya’da sonuca ulaşılamamış olmasına rağmen, yakın gelecekfarklı yerlerinde te, yeni verilerin ışığında bu oluştuklarıdır konuda da uzlaşmaya gidileceği kuşkusuzdur (Rice – Moloney, 2005:260), HOMO SAPİENS EVRE İnsan evriminin yaklaşık 7 milyon yıllık bir süreci kapsayan zaman ekseni boyunca devam edegelen ve gerçekleşen çeşitli değişimlerden sonra bugün için ulaşılmış olan son aşama, günümüzde dünyadaki bütün coğrafyalarda yaşayan tüm insanların dahil olduğu Homo sapiens evresidir. Homo sapiens türü insanın ilk defa 150.000 yıldan daha eski bir tarihte Afrika kıtasında ortaya çıktığı ve oradan da, 70.000 yıl kadar önceleri önce Eski Dünya’ya, daha sonra da Avusturalya ve Amerika kıtalarına yayıldığı öne sürülen varsayımlardan biridir. Diğer (ikinci) varsayım, Homo sapiens’in 40.000 yıl kadar önceleri, dünya üzerinde yaşamakta olan Neanderthal’lerin yerel anlamda gerçekleşen evrimsel değişimleri suretiyle, Eski Dünya’da farklı yerlerinde oluştuklarıdır (Thorne – Wolpoff, 1992:2833). Kendisinden daha önce yaşamış olan bütün fosil insan türlerine kıyasla Homo sapiens’in daha az adaleli, daha narin yapılı, daha inceuzun kemikli bir beden yapısı vardır. Böylesine bir bedensel yapı göstermelerinin olası nedeni, bu aşamada insanın gündelik yaşamını sürdürebilmek için oluşturduğu gelişkin endüstrilerden (teknolojilerden) yoğun bir biçimde yararlanması, dolayısıyla da artık bedensel olarak fazla güç gerektir İLK ALET: HOMO HABİLİS Zamansal olarak birbiriyle kabaca örtüşen bu iki ana türden (Australopithecus’lar ile Homo türlerinden) Homo habilis’in (becerili / yetenekli insan’ın) günümüze ulaşabilen en eski (taştan yapılma) aletleri oluşturan insanlar olduğu saptanmıştır; bu aletler yaklaşık 2.5 milyon öncelerine aittir. Alet yapımı insan için çok büyük önem taşır ve kültürel anlamda "insanın" zaman içinde "insanlaşma" nedenlerinin başında gelir. İşte bu nedenle de (1) "alet neye denir?", (2) "aletin yapılış amacı nedir?" ve (3) "alet mutlaka kime gereklidir?" gibi birbiriye yakından ilgili üç önemli sorunun açıkseçik yanıtlanması zorunludur. Konunun uzmanlarına göre (1) alet, hammadde veya maddeleri doğada bulunan bir nesnenin insan tarafından bilinçli olarak, geleceğe yönelik bir amaç doğrultusunda biçimsel anlamda değişti BİYOLOJİEVRİM
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle