Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MATEMATİK Yaratıcılık, matematikte nasıl bir şey? Çetrefilli bir matematik problemini çözmek, Cambridge Üniversitesi’nin Field madalyalı Rouse Ball matematik profesörlerinden Timothy Gowers’a göre, harcıâlem bir futbol takımını tutmak gibi bir şey. New Scientist’te, 29 Ekim’de yayımlanan ilginç bir söyleşiyi sunuyoruz.. Matematiksel yaratıcılık nedir? Bilimin hangi dalında olursa olsun, özellikle de matematikte yaratıcılığın kesinlikle sihirli, gizemli bir şey olmadığına inanıyorum. Şiir, ya da resim konusunda söz sahibi olacak denli bir deneyimim yok, ama her şeyin bir açıklaması olduğuna inanıyorum. Bu sonuca nasıl ulaşıyorsunuz? Pek kolay değil. Eşeledikçe olay çözülüyor. Söz gelimi son derece yaratıcıymış gibi görünen bir görüşü ele alalım. Bu görüş o kişinin beynine zembille ya da sihir kerametle inmedi. Ona ulaşması belli bir düşünce süreci sonuİnsanlar matematiğin cunda gerçekleşti. özel beyinlere sahip Bu süreci parçalara bölüp, daha küçük kişilerin uğraştığı çok görüşlere indiğinizgizemli bir konu de, sonunda düşünolduğunu düşünüyorlar. cenin en temel düzeyine ulaşırsınız ki, bu Oysa matematikçilerin da özünde son derece beyinlerini özel kılan alışılmıştır. Öyle ki, bir yığın alışılmış dümatematiksel bir soruna şünceyi bir araya gesaplanma yetileridir. tirdiğinizde, herkesin yaratıcı olarak nitelendirdiği bir şeye bir biçimde ulaşırsınız. O halde, yaratıcılık bir süreç ya da algoritma mı? Evet, öyle. Ancak kendimi kurtlarla dolu koca bir kavanozun kapağını açmış gibi hissediyorum. Bunu böyle bir söyleşide açıklamam olanaksız. İnsanlara yaratıcılığın bir algoritma olduğunu söylemeye kalksam, bunun basit bir süreçten ibaret olamayacağını öne süreceklerdir. Haklılar da. Çünkü, yaratıcılık gerçekten de basit bir süreç değil. Ne var ki, basit olması bunun bir süreç olmasını engellemez. Yaratıcı süreç matematikte nasıl işliyor? Matematikçi John Littlewood’un "Littlewood’un Derlemeleri" adlı kitabında bir matematik probleminin oluşturulmasındaki farklı aşamalardan söz ettiği bir bölüm vardır. Bu aşamaların en önemlisi derin düşüncelere dalmadır. Uzun bir süre derin düşüncelere dalmak ve belli bir aşamada size parlak gelen bir görüşe ulaşacağınızı umarak, epey zaman hiçbir yere varamadan beklemek zorundasınız. Doğal olarak, derin düşünce aşamasından geçmemiş olsanız böyle bir fikre de kapılmamış olurdunuz. Derin düşüncelere dalma nasıl bir duygudur? Çoğu zaman insanın yüreğini daraltan, son derece sinir bozucu bir duygudur. Hiçbir işe yaramayan bir yığın şey denersiniz. Matematikle ilgili araştırmaların %9095’lik bölümünü çeşitli denemeler oluşturur ve bu denemelerin sonucunda hiçbirinin işe yaramadığını fark edersiniz. Bu da, kanımca, önemli olan bir başka unsurdur. Her 100 görüşten 1 tanesinin işe yaradığını varsayalım. Onca insanın tek görebildiği yüzüncü görüşse, birilerinin o görüşü yakalayabilmiş olmasının olağanüstü bir durum olduğunu düşüneceklerdir. Eldeki dört zarın atılıp, yalnızca dört tane altı geldiğinde bunun videoya kaydedildiğini düşünün. İşte bu da öyle bir durum. Ancak o zaman insana çarpıcı gelebilir. Derin düşüncelere dalmak işinize yaradı mı? Yaradı. Bunun bir örneği, üzerinde iki yıl boyunca kafa patlatıp sonunda yepyeni bir kanıta ulaştığım, Macar matematikçi Endre Szemerédi’nin kuramı. Sizi bu sonuca götüren yaratıcı süreci farklı aşamalara ayırabilir misiniz? Geriye dönecek olsam, o kanıttaki tüm yeni görüşler için birer açıklama getirebilirim. Oysa, TIMOTHY GOWERS yaratıcılık bir süreç başkaları bu görüşlerle karşılaştıklarında onlara oldukça yeniymiş gibi geldi, çünkü o süre içinde yaptıklarımın birçoğu kesin bir sonuca ulaşamadı. Düşünsel deneyimlerinizi, yanlışlarınız da dahil, bir günce gibi günü gününe kaydedemezsiniz. Bunun sonu yoktur. Yanlışlar düşünce sürecinin önemli bir parçasını oluşturur. Ayrıntıları çok önemsemeyip onlara sonradan geri dönüp bakmak araştırma açısından yararlı bir tavırdır. Böylesi bir yol izlemek yeni görüşler üretme sürecini hızlandırır. Derin düşüncelere dalmak biraz saplantılı olma yı çağrıştırıyor. Saplantının önemli bir rolü olduğuna inanıyorum. İnsanlar matematiğin özel beyinlere sahip kişilerin uğraştığı çok gizemli bir konu olduğunu düşünüyorlar. Oysa matematikçilerin beyinlerini özel kılan, matematiksel bir soruna saplanma yetileridir. Ya bunun ödülü? Bundan elde edilen haz, pek de başarılı olmayan bir futbol takımını tutmak gibi bir duygudur. Bu takım arada sırada öyle çıkışlar yapar ki, bu başarının verdiği mutluluk yıllar boyunca sizi sevindirmeye yeter. Bu arada yeni bir şeylerin olmasını beklersiniz. Bu da böyle bir şey. İnternet GÖRME ENGELLİLER İÇİN İNTERNET KÜTÜPHANESİ Boğaziçi Üniversitesi Görme Engelliler Teknoloji Merkezi (GETEM) tarafından tasarlanan internet kütüphanesi projesi, görme engellilerin bilgi kaynaklarına erişimini sağlamayı amaçlıyor (0 212 359 67 00, http://www.getem.boun.edu.tr). Bu proje (Türkiye’de sayıları 400 bin civarında olan) görme engellilerin yanı sıra, diğer tür engeli gereği basılı ("printed") kaynaklardan sınırsızca faydalanamayan (felçli, dyslexic) bireyleri de kapsıyor. Kütüphanede bulunacak yayınlar Türkçe ve İngilizce’den oluşacak. Kütüphanede hikâyeromanşiir türü kitapların yanı sıra Türkiye üniversitelerinde okutulmakta olan ders malzemesi (kitapmakaleders notu) ile kimi ders ve konferansların kayıtları ve ilave olarak bilimsel makalekitap bulunacak. Kütüphanede, ayrıca, günlük gazete ve haftalık/aylık dergi yazılarına linkleme yapılacak. Kütüphane, online olarak görme özürlülere hizmet veren yurtdışındaki kütüphanelere de bağlantı içinde olacak. Yukarıda belirtilen amaca yönelik olarak; internet kütüphanesinde yeralacak kitap, dergi ve diğer materyaller metin, ses (bilgisayar ve insan sesi) ve DAISY (metin + insan sesi) formatlarında. İlgili materyaller bilgisayar ekranını seslendiren özel programlar aracılığıyla dinlenebileceği gibi, bilgisayar ekranında yeralan yazıyı anında kabartma yazıya çeviren cihazlar aracılığıyla da kabartma yazıyı bilenler tarafından okunabilecek. Bunun yanında, sesli veriler CD’lere ya da MP3’lere kaydedilerek taşınabilir CD çalarlar ya da MP3 aracılığıyla da dinlenebilir hale gelecek. Proje çerçevesinde verilecek hizmet ihtiyaç sahiplerine üniversiteler ve yerel yönetimler eliyle ulaştırılacak. Diğer kurumkuruluşlar (örneğin, Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın birimleri, görme özürlülere yönelik eğitim veren okullar, vs.) ve bireyler isterlerse internet kütüphanesine üye olabilecekler. Kütüphaneye erişim için kullanıcı tarafında üzerinde konuşma programlarının yüklü olduğu bilgisayarlar ile metni kabartma yazıya çeviren cihazların bulunması gerekmektedir. Kimi üniversite ve belediyelerde ve az sayıdaki dernekvakıfkişide bu imkânlar bulunmakta. GETEM, bu imkândan yararlanmak isteyen birimlere hard ve software kullanımı konusunda eğitim sağlayacak ve bunların temininde aracılık yapacaktır. CBT1006/10 30 Haziran 2006