01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

PolitikBilim İnternet Aykut Göker Yine Otomotiv Sanayiimiz... Türkiye için önemi bilinen otomotiv sanayiimizden bu köşede sıkça söz ettim. Bu sanayi kolu ile ilgili dikkate değer araştırmalar yapan ve adını daha önce de andığım Tülay Akarsoy (TÜBİTAK) yeni bir çalışma yaptı; sizlere o çalışmasından da söz edeceğim. Ama, önce, sektörün bugünkü durumunu kabaca da olsa gözümüzde canlandırabilmemiz için 2005 yıl sonu itibarıyla bazı rakamlar sunayım. Farklı kaynaklarda farklı rakamlarla karşılaşıldığı için, sunacağım rakamların kaynağını ve neye göre verildiklerini aşağıda özellikle belirttim. Kolay izlenebilmesi için rakamları yuvarlatarak verdim. İNTERNETTE KİMLER AYAKTA KALACAK? WEB 2.0 nedir? eb 2.0 kavramı, O'Reilly'ye göre, GoWeb 2.0 şirketlerinin temel beceri ogle çok birkaç yıl önce, sayıda, kapasitesi parlak Internet leri: ayarlanabilir, açık kaynak üzeri işlerin ard arda ifkodlu işletim sistemleri ve * Paket yazılım ürünlerine değil, las etmeleri sonrasında, şirket imalatı uygulamaları yapılan beyin fırtınası fiyat performans ilişkisi uygun ser ve yardımcı programları tartışmaları sırasında orçalıştıran PC'ler topluluvislere önem verirler. taya çıktı. O’Reilly Media ğudur. Google sunucu sisbaşkanı Tim O'Reilly kü * Gittikçe daha fazla kullanıcının tem ve tarayıcı değil, kullaresel belge ağının (KDA tarayıcı içinde kulkullanımıyla zenginleşen, yeniden nıcının Web) çökmediğini, tersilandığı servisler sunuyor. ne, her zamankinden da yaratılması zor, eşi bulunmayan İkinci nesil tarayıcıha önemli hale geldiğini lar İnternet içeriği sunan veri kaynaklarında kontrol sahibi küçük sitelerin birleşmesisöyledi. Çöküş döneminde ayakta kalan şirketle dirler nin temsil ettiği gücü anlırin ortak yönleri vardı. O'Reilly Web 2.0 * Kullanıcılara, ortak geliştiriciler yorlar. Öyleyse nokta.com işleridersini "müşterinin selfnin çöküşü küresel do olarak, güvenirler. servisini ve algoritmik veri kuman ağında bir döyönetimini tüm küresel do* Kollektif zekâdan yararlanırlar nüm noktasını gösterikuman ağını kaplayacak yor olabilirdi. Böylece, il * Müşteri selfservisi ile en uç şekilde harekete geçirmek keleri ayakta kalmayı bagerekiyor" diye özetliyor. noktalarını harekete geçirirler şaran şirketlerin çalışma O'Reilly'nin Web 1.0 tarzlarında bulunan Web * Yazılım tek bir cihazdan daha döneminden ayakta kala2.0 döneminin başladığı rak Web 2.0 döneminde liyüksek bir düzeydedir. kabul edildi. Bir Web 2.0 der olanlarda bulduğu konferansı yapıldı, * Kolay kullanıcı arayüzleri, önemli bir özellik de "me2006'da yenisi yapılacak. içi bağlantı noktaları yazılım geliştirme ve iş modelleri tin Geçen yılın Web kanalıyla kollektif zekâyı 2.0 konferansında küre vardır. kullanmayı bilmek". Ona sel dokuman ağının bir göre, Yahoo, Google, eBay platform haline gelişinin sonuçları ele alındı. Bu yıl ve Amazon bu ilkeyi kavradılar ve başarıları bu yeniliğin nerede olduğu ve gelecek yıllardan ne kavrayışın sonucu oldu. beklenebileceği üzerinde odaklanılacak, İnternet'i yeniden şekillendiren servisler, uygulamalar, mo RSS TEKNOLOJİSİ Web 2.0'ın bir başka özelliği "blog" denen deller ve bunların özellikle medya ve eğlence dünyası, iletişim ve kablosuz uygulamalar, yasal konu pratik kişisel sitelerin gelişimi ve blog'cuların basit lar açısından sonuçları ve Web İşletim Sistemi kav bir kişisel sayfadan daha fazlasını yapmalarına olanak veren RSS teknolojisi oldu. RSS teknolojisi ile ramı üzerinde durulacak. Başlangıçta Web 1.0 ile Web 2.0 farkı, işleyiş O'Reilly'nin "permalinks" dediği kullanıcılar arate farklılık gösteren Britannica Online ile Wikipe sında kurulan ilişkilerin birleştirilmesi Usenet'in dia ansiklopedileri, ya da geleneksel kişisel İnter News Protokolunun bazı özelliklerinin HTTP'ye net siteleri ile "blog" denen, hazır araçlarla hızla eklenmesini mümkün kıldı. Blog siteleri uçtan uca geliştirilen pratik İnternet siteleri arasındaki yakla iletişimi olan bir sistem oldular. Yazılımın bir ürün olmaktan çok bir servis olşım farkı gibi örneklerle açıklandı. Örnekler incelendikçe Web 2.0'u oluşturam kavramlar ve ilkeler duğu Web 2.0 döneminde önemli bir konu servislerin veritabanlarını güncellemeye sürekli özen gösbir araya toplandı. Tim O'Reilly'nin sitesinde yayınlanan incele termeleri. Ayrıca kullanıcıların da ortakgeliştiricimeye göre, temel olarak "Web 2.0", küresel doku ler haline getirilmeleri gerekiyor. Web 2.0 döneman ağı sisteminin bir platform olarak görülmesi minde başarı, başkalarının sağladığı servisleri işe koşmayı ve entegre etmeyi en iyi bilen şirketlerin anlamına geliyor. olacak KİMLER KAZANACAK? O'Reilly "Web 2.0'ın evrimi, programcılığı da Tim O'Reilly'nin görüşlerine göre, yeni döne etkiledi. Hafif programlama modellerinin kullanımı min kazananları için, küresel dokuman ağı, siteler öğrenildi" diyor ve yazılım tasarımında bir başka arasında uyumlu bir işbirliği içinde, entegre sayfa etkinin birden fazla platformu destekleyen, bir uyların başka bir bilgisayardaki okuyuculara sunul gulamadan çok, bir servis özelliği taşıyan yazılım ürünleri yaratma gereksiniminden doğacağını söyduğu bir platform olmuştur. O'Reilly Netscape ve Google'ı kıyaslayarak, lüyor. Itunes ve TiVo bu evrimin iki örneği onları sırasıyla Web 1.0 ve Web 2.0 ürünleri olarak sayılıyor. Özetle, O'Reilly, bu yeni iklimde başarılı değerlendiriyor. O'Reilly'ye göre, Netscape tarayıcı olmak isteyen Web 2.0 şirketlerinin, kullanıcılarınsını bir yem olarak geliştirerek pazara egemen ol dan öğrenen, yalnızca yazılım arayüzünde değil, maya çalıştı. Bu ürünün kullanıcıları yüksek fiyatlı paylaşılan verinin zenginliğinde de bir katılım sunucu ürünlerine yönlendireceğini düşündü. An yapısı kullanan şirketler olacağını söylüyor. Nezihe Bahar oreilly.com 'dan özet çeviri cak pazarda talep, mallardan çok, servislere yönelikti. Google bunu anladı ve serviste odaklandı [email protected] W İHRACATTA GÖRECELİ ÜSTÜNLÜK 2005 yılında, otomotiv sanayiimiz, 454 bin otomobil, 350 bin kamyonet ("pick up"), 37 bin kamyon, 5.400 otobüs, 26 bin minibüs, 7 bin midibüs ve 35 bin traktör üretmiş (OSD, 2006). Ürettiği araçlar toplamının %60’ını ihraç etmiş (OSD, 2006). 2004 üretim rakamları da bunlara yakın. 2004 ve 2005 yıllarında ihracatımızda birinci sırada yer alan sektör, DTM verilerine göre, değer olarak, 2004’te 8,1; 2005’te 9,3 milyar $’lık ihraSITC Rev. 3’e göre 781, 782, 783, 784, 713.2 ve 778.3 sayılı cat yapmış (S ürün grupları toplamı). Bunun, 2004’te 2,4; 2005’te 2,9 milyar $’lık kısmı "aksam ve parça" ihracı (OSD, 2006). Sektör ihracatının, Türkiye’nin toplam ihracatındaki payı her iki yılda da %13 olmuş. Bu yüzde, Akarsoy’un da çalışmasında işaret ettiği gibi, "açıklanmış göreceli üstünlük" endeksine göre, sektör açısından oldukça iyi bir sonuç ve Türkiye’nin bu sektördeki ihracatta uzmanlaştığını gösteriyor. (Anılan endeks, bir sektörün ihracatının bir ülkenin toplam ihracatı içindeki payının, o sektördeki toplam dünya ihracatının toplam dünya üretimi oranına bölünmesi ile hesaplanıyor.) İTHALATTA BAĞIMLILIK İthalât sıralamasında ise aynı yıllarda, sektör üçüncü durumda; DTM verilerine göre, 2004’te 11,5; 2005’te11,9 milyar $’lık ithalat yapmış (SITC Rev.3; anılan ürün grupları toplamında). Önemli olan nokta, ithalatının ihracatından fazla olması; sektör, 2004’te 3,4; 2005’te 2,6 milyar $ açık vermiş. Bu açık, ihracatta gösterdiği başarının aksine, sektör açısından pek parlak bir duruma işaret etmiyor ve önemli ölçüde dışa bağımlı olduğunu gösteriyor. Dışa bağımlılığı, sektördeki talebin ve dış ticaret hacminin en yüksek olduğu "otomobil" ve "kamyonet" kalemlerindeki üretim, ihracat ve ithalat miktarlarına göz atarsak, bir başka açıdan da net olarak görebiliriz. Örneğin, 2004 yılında (OSD ve DİE kaynaklı verilere göre), 447 bin otomobil üretilmiş; bunun 320 bini ihraç edilmiş. Demek ki, otomotiv sanayiimiz, 2004’te ürettiği otomobillerden 127 binini iç pazara vermiş. Ama, ithal edilen otomobil sayısı da 329 bin. 2005’te üretim 454 bin; ihracat 320 bin; buna göre, iç pazara verilen otomobil sayısı 134 bin; ama, aynı yıl 302 bin adet de otomobil ithalâtı var. Sektörün ikinci önemli kalemi olan kamyonette de durum aynı. Elde 2004 rakamları var: Üretim 302 bin; ihracat 181 bin; iç pazara verilen 121 bin; ithalât 119 bin. Görüldüğü gibi, otomotiv sanayiimizin bu iki önemli ana ürün türünde iç pazara sunabildiği araç sayıları ithâl edilen araç sayılarının önemli ölçüde altında kalıyor. Akarsoy’un da çalışmasında işaret ettiği gibi, "ithalat sızma oranı" endeksine göre, otomotiv sektörümüzün dışa bağımlılığı iç talebin karşılanması açısından da oldukça yüksek. (Bu endeks, bir sektördeki ithalat miktarı, o sektöre yönelik toplam iç talep miktarına [yurtiçi üretim+ithalatihracat) bölünüp 100 ile çarpılarak hesaplanıyor. Oranın 100'e yakın olması sektörün ithalat yoğunluğunun ve dışa bağımlılık derecesinin yüksek olduğunu gösteriyor.) İthalatın özellikle 2004’ten itibaren tırmanışa geçtiğine bu arada işaret edelim. Otomotiv sanayiimizin kendisinin üretim için kullandığı malzeme, parça, aksam ve benzeri girdiler açısından ne ölçüde dışa bağımlı olduğunu hesap etmek sağlıklı verilere ulaşamadığım için mümkün olmadı; ama, bu noktada da durumun çok iyi olduğunu söylemek mümkün değil. Peki, çözüm? İki hafta sonra, Akarsoy’un çalışmasına göz atarak onun, hem dünyadaki gidişe bakıp hem de sektör uzmanlarının görüşlerini dikkate alarak verdiği yanıtları sizlere aktarmaya çalışacağım. 991/6 18 Mart 2006
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle