24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Doğa Cırcırböceklerinde yamyamlık yaygın ilyonlarca cırcırböceği her yıl Kuzey Amerika’nın batıdaki geniş düzlüklerine göç etmek zorunda kalıyor. Bu göçün ardındaki neden yalnızca açlık değil, böceklerin birbirini yemesi. Ne var ki Mormon cırcırböcekleri için bu bir korku filmi değil, yaşamlarının bir gerçeği. Bu böcekler birlikte göç ederken, yiyecek ve tuz bulmak için günde 2 km yol alırlar. Böcek sürüsü ekili alanlara büyük ölçüde zarar verir. Ama çekirgelerden farklı olarak tüm bitkiyi yemezler. Avustralya’daki Sydney Üniversitesi’nden Stephen Simpson ve Amerikan Tarım Bakanlığı’ndan Greg Sword, böceklerdeki bu davranışı neyin tetiklediğini araştırmak için göç eden böceklerin yolları M üzerine protein ve karbonhidrat açısından zengin yiyecekler bıraktılar. Cırcırböceklerinin protein açısından zengin gıdaları tercih ettiği görüldü (Proceedings of the National Academy of Sciences, DOI:10.1073/pnas.0508915103). Çevrede yeterli miktarda protein bulamadıkları zaman böceklerin bir yerde toplandıklarını tespit eden bilim adamları, bu noktada yamyamlığın su yüzüne çıktığını belirtiyor. "Mormon cırcırböcekleri ayaklı bir protein ve tuz paketi gibidir" diye konuşan Simpson, "Yamyamlık çok yaygındır. Yemek yemek için duran bir böceğin kendisi, yemek olarak yenilme tehlikesi ile karşı karşıya kalır" diyor. Köpekbalıkları yüzgeçleri için avlanıyor ilim adamları denizlerin derinliklerinde sürdürdükleri araştırmalardan elde ettikleri bilgilerle, 150 yıllık kayıtları birleştirince köpekbalıkları ve vatozların 3000 metreden daha derinlere inmediklerini keşfetti. İngiltere’deki Aberdeen Üniversitesi’nden Monty Priede ve ekibinin ortaya çıkarttığı bu gerçek (Proceedings of the Royal Society B, DOI: 10.1098/rspb.2005.3461), köpekbalıklarının düşünüldüğünden daha büyük bir tehlike altında yaşadıklarını gösteriyor. Bunun başlıca nedeni yaşam alanlarının ticari balık avcılarının rotasının üzerinde olması. Bilim adamları en derinlerde yaşayan köpekbalığı türü olan Portekiz köpekbalığının İngiltere, Fransa, İrlanda ve Norveç çevresindeki denizlerdeki popülasyonunun yüzde 80 oranında azaldığını tespit ettiler. Bu hayvanlar bugün soyu tükenmekte olan hayvan listesinde yer alıyor. Bu arada Florida’daki Nova Southeastern Üniversitesi Oşinografi Merkezi’nden Mahmut Shivji, ticari avlanma bölgelerinde yaşayan köpekbalığı türlerinin Hong Kong pazarlarında satıldığını ortaya çıkarttı. Köpekbalıklarının yüzgeçleri Uzak Doğu’da büyük talep görüyor ve çok yüksek fiyatlarla satılıyor. Shivji, pazarlarda satılan yüzgeçler üzerinde yaptığı DNA analizlerinde, soyları tükenmekte olan mavi köpekbalığı ve büyük beyaz köpekbalığı gibi türlerin yalnızca yüzgeçleri için avlandığını ortaya çıkarttı. B İberya vaşağının yaşam alanları alışveriş merkezi haline geliyor. Hayvanların yaşam alanları ellerinden alınıyor irleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ve Avrupa Konseyi, Avrupa ülkelerini vahşi doğayı ve biyolojik çeşitliliği yeterince korumadıkları için suçluyor. Öyle ki bir zamanların Avrupa ile özdeşmiş İberya vaşağı, ayı, leylek ve ötleğengiller soyundan gelen kuşlar gibi bazı hayvanların yok olma eşiğinde bulunduğu belirtiliyor. Bu arada üzerinde en fazla durulan konu hayvanların doğal yaşam alanlarının yok edilmesi. 1990’lı yıllarda Avrupa’nın 7700 kilometre kare genişliğindeki düzlükleri ve ormanları yok edilerek yerine oto parklar, yollar, alışveriş merkezleri ve diğer binalar inşa edildi. Bu, Londra kadar büyük 5 yeni kentin kapsadığı alana eşittir. 2003 yılında Avrupa ülkeleri, biyolojik çeşitliliği korumak için dokuz konu üzerinde görüş birliğine varmışlardı. Ancak bu dokuz önlemden yalnızca bir tanesini yerine getirebildiler. O da doğal parklar için bazı bölgelerin tahsis edilmesiydi. Bu bölgeler bugün Avrupa kara yüzeyinin yüzde 17’sine eşittir. Dünyada bu oran yüzde 12 civarındadır. Yabancı türlerin Avrupa’ya getirilmesine engel olmak ve tarım çeşitliliğini teşvik etmek gibi konuların hükümetler tarafından desteklenmesi öngörülüyor. UNEP Avrupa bölgesi sözcüsü Frits Schlingemann, "Çiftçiler için yaratılan teşviklerin içine biyolojik çeşitliliğin korunmasını da ilave etmeliyiz" diyor. Ancak bu yaklaşım, Dünya Ticaret Örgütü’nün serbest ticaret kurallarıyla çelişebilir. B ayvanlar aleminde bugüne dek gözlenen en tuhaf "ayakkabı" son günlerde keşfedilen bir salyangoz türünde ortaya çıktı. Salyangozun ayağının üzeri demirsülfid manyetik pullarla kaplı. Pulluayaklı salyangoz 2003 yılında Hint Okyanusu’nda denizin derinliklerindeki deliklerin çevresinde bulundu. Bilimsel adı henüz konmayan salyangozun "greigite" denilen minerali biriktiren tek hayvan türü olduğu ileri sürülüyor. Diğer hayvanlar farklı manyetik kristaller üretir. Bunlar genellikle manyetik alanların hissetmek için demiroksit magnetit şeklindedir. Bazı bakteriler de metabolizmalarının yan ürünü olarak demirsülfid çıkartır. Ancak söz konusu salyangozlar ayaklarındaki manyetik kristallerle farklı bir şey yapıyor. Ayaklarındaki pulları inceleyen bilim adamları, demirsülfidin manyetik alan tespiti için kullanılmadığını ortaya çıkarttı. Çalışmayı yürüten Pasadena’daki Kalifdrniya Teknoloji Enstitüsü’ndan Bob Kopp, bu pulların toksik sülfidlerin dışarı atılması için oluştuğunu ve bunların işlevinin de salyangozları düşmanlarından korumak olduğunu belirtiyor. Deniz diplerindeki hidrotermal deliklerden çıkan "kara dumanlar" suya toksik sülfid salar. Kopp’a göre salyangozlar da büyük bir olasılıkla oluşturdukları kristallerin içinde bu zehiri biriktiriyor olabilir. Daha sonra bu sert kristaller zaman içinde koruyucu pullara dönüşmüş olabilir Manyetik ayakkabılı salyangoz H 991/24 18 Mart 2006
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle