Katalog

Gündem İnönü Üniversitesi "Atatürkçü Düşünce Topluluğu"nu oluşturan öğrencilerin daveti üzerine İnönü Üniversitesi’ni ziyaret ederek, hem öğrencilerle söyleştim hem de "Bilim ve Cumhuriyet" üzerine bir konuşma yaptım. Arkasından yöneltilen soruların yolaçtığı tartışmalar, benim açımdan da öğretici ve düşündürücü oldu.. Öncelikle öğrencilere, bu ortamı yarattıkları için teşekkürler, buradan da. Fakat, burada üzerinde esas durmak istediğim konu, İnönü Üniversitesi’nin geldiği düzeydi. Üniversiteye ilk kez gittiğim için bir kıyaslama yapamayacağım, ama belgeler üzerinde incelendiğinde, son beşyedi yıl içinde, özellikle Rektör Fatih Hilmioğ lu’nun büyük özverili çabası ile, İnönü Üniversitesi gerçek bir üniversiteye dönüşmüş.. *** İnönü Üniversitesi, beş yıl önceye kadar, • tarikatçılığın çemberinde kimlik ve kişiliği ile Cumhuriyetin özgür bireyi olmayı yitirmiş bilimdışı güçlerin ağırlıkta olduğu, • oruç tutmadığı gerekçesiyle yerleşkede öğrencilerin öldürüldüğü, • karaçarşaflıların yerleşke içinde gösteri yürüyüşleri ve türbanlı öğrencilerin gövde gösterisi yaptığı, • öğrenci çatışmalarının sık yaşandığı, • bilimin hayat hakkının son derece kısıtlandığı bir "üniversite" idi. Yani umutsuz bir vaka! Böyle bir ortamda ne düzgün bir eğitim ve bilimsel araştırma yapılabilir, ne de ülkeyi geliştirecek bilimsel yöntemle düşünen bireyler yetiştirilebilirdi.. Ben, bu tür kurumların üniversite yaftası altında varlığını sürdürmesini yararsız, hatta zararlı buluyorum.. Türkiye, ilköğretim, lise eğitimi ve bilimsel eğitim temelinde büyük bir çatışma yaşıyor. Üniversiteden doktora almış bir kimsenin, tarikat güdümünde kişiliğini ve doktorasını yitirerek maddi çıkarın peşinde kendini satmasını anlamam mümkün değil.. Bu tür kişilerin üniversitede ne işi olabilir.. Üniversitenin, üniversite olabilmesi için, bunların önüne önce bilimsel projeleri ve arkasından yan çizenleri de kapının önüne koyması, eşyanın tabiatına çok uygun düşer.. *** Ziyaret ettiğim, gezdiğim, tanıdığım, bilgi aldığım üniversite ise, sorunlarının pekçoğunu çözmüş, çağdaş kimliğe ve görünüşe kavuşmuş, kendini eğitimin kalitesine ve bilimsel araştırmalara odaklamış bir özelliğe bürünmüştü. Fatih Hilmioğlu, içerik ve görünüş olarak, gerçek bir üniversite atmosferi yaratmaya koyulmuş. Hilmioğlu ile konuşurken, üniversitenin sadece binalardan oluşmadığını, içerikin yanısıra, bir atmosferin önemini farkettim. Rektör, bunu yaratmış.. Öğrencilere bir dizi aktivite için ortam hazırlamış. Futbol ve voleybol sahaları, tenis kortları... Ayrıca her fakültenin altındaki, kamplaşmış öğrencilerin mekânlarına dönüşen kafeleri kapatmış ve büyük ve tek bir kafe alanı yaratmış. Dinlenme ve gezi yerleri, geceleri de ışıl ışıl, ağaçları dikilmiş, otoparkları olan bir yerleşke.. *** Üniversitenin özellikle iki yerini gezmek istedim: Merkez Laboratuvarı ve kütüphaneyi.. Merkez Laboratuvarı, bence en iyi fikirlerden biri. Her bölümün içinde, birbirini tekrar eden laboratuvarlar yerine, herkesin yararlanabileceği veya gerekli bütün laboratuvarları bir çatı altında toplamak iyi bir fikir. Prof. Özer Bekaroğlu’ndan destek almış Rektör.. Laboratuvarlara, biyolojiye, kimya ve fizik bölümlerine dışarıdan projeler geliyor.. Malzeme bilimcileri nano ölçeklerle uğraşıyorlar.. Bilimsel araştırmalar için bugün vazgezilmez olan araç gereci, elektron mikroskoplarını vb hepsini tedarik etmiş durumdalar. Hilmioğlu, bilimsel araştırmaların da hızla arttığına işaret ediyor.. Fakat en etkileyici bulduğum ve başka üniversitelerde de örneğini bilmediğim, kütüphane ve kitap satış yerleri ile bunların yüksek kullanım oranları. Minik okuma köşeleri ile güzel bir kütüphaneyi gezdim. Burada ders konularıyla ilgili kitapların yanı sıra, genel kültür kitaplarını da okumak ve ödünç almak mümkün. Öğrenci başına dönem içinde verilen ödünç kitap miktarı çok yüksek! Piyasada her türlü kitabın satıldığı bir kitapevini işletmeye vermiş Rektör. 1,5 yıl önce açılan kitapevinde, bu süre içinde 65 bin kitap satılmış! Rektör ayrıca, bir de, belli başlı yayınevlerinin kitaplarının satıldığı, özel bir kitapevi açmış.. Orayı da gezdim. Ayrıca, bilgisayar ve internet kullanım alanı, etkileyici büyüklükteydi! Öğrencilerin yüksek kitap okuma oranı, merak alanlarını genişletmekte ve derinleştirmekte.. bu da İnönü Üniversitesi’ne giren öğrencilerin, mezun olduklarında, büyük bir katma değer kazandıkları anlamına geliyor. Üzerinde durulması gereken bir başka gelişim de konferans binası.. Uluslararası konferanslara ev sahipliği yapabilecek büyüklükte ve donanımda konferans ve toplantı salonlarını barındıran bina ile, Hilmioğlu, üniversitesini bir basamak daha geliştirmiş. Oditoryumu büyük ve yan salonları ile bütünleşik. *** İnönü Üniversitesi’nin belirli bir düzeye gelmesi sevindirici.. Rektörü, bir üniversite oluşturduğu için kutlamak gerekir. Fakat, ülkemiz açısından ne kadar üzüntü verici bir durum: Doğal seyrinde olması gereken bütün bunların, çok özel gayretler, çok yönlü savaş gerektirmesi! Ve acı olan, sanırım, bu gayret ve savaşın ülkemize giderek daha fazla gerekmesi! İnönü Üniversitesi için sevinmeli miyim? Yoksa ülkem ve geleceğimiz için üzülmeli miyim? Doğrusu bilmiyorum.. Gelecek Cumartesi yeniden buluşmak umuduyla... [email protected] CBT İnternet adresi: www.cumhuriyet.com.tr Cumhuriyet BİLİMTEKNİK • No: 991 18 Mart 2006• İmtiyaz sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk . Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basım ve Yayıncılık A.Ş. Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yayın Danışmanı: Orhan Bursalı • Yazıişleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu) Görsel Yönetmen: Tüles Hasdemir • Baskı: İhlas Gazetecilik A.Ş. 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosnaİst. İdare Merkezi ve Yazışma adresi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No:2 34381/Şişliİstanbul Tel: (212) 343 72 74• Faks: 0212343 72 64. Cumhuriyet Reklam Yerel Süreli Yayın. 991/318 Mart 2006