Katalog

Bilimsel Yayın GönüldenBilime Ahmet İnam 15 yeni üniversitenin bilimsel yayın konumu Mart 2006 tarihinde Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından tekrar görüşülmek üzere TBMM’ye gönderilen 15 yeni üniversite kurulmasına yönelik kanun değişiklik yapılmadan Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edildi. Yeni üniversiteler hem Cumhuriyet Gazetesinde hem de Cumhuriyet Bilim Teknik Dergisinde bir çok açıdan tartışıldı. Bu noktada CBT’nin son sayılarında tartışılan, bilim adamları ve üniversitelerin bilimsel düzeylerinin saptanmasında önemli yeri olan Science Citation Index’de yeni kurulan üniversitelerin, Mart 2005 itibari ile konumlarını ortaya konmasının yararlı olacağını düşünüyorum. Tablo 1’de yeni üniversite kurulan 15 kent adresli, toplam yayın sayıları verilmiştir. Yeni kurulan üniversiteler arasında Düzce Üniversitesi diğerlerine göre indekste taranan yayın sayısı açısından farklı bir yerde yer almaktadır. Özellikle Tıp Fakültesi kaynaklı yayınlar ile Düzce Üniversitesi 1992‘de kurulan üniversitelerin bazılarından daha fazla SCI’da taranan yayın sayısına sahiptir. Bu on beş yeni üniver Anlam Sağlığı ve Ahlâk Sağlıksız insanlardan ahlaksız dediğimiz insanlar çıkıyor: Hortumcular, fırsatçılar, yalancılar, sahtekarlar, kendini başka türlü göstermeye çalışan insanlar... İşin kötüsü, bu insanlar din gibi, sanat gibi, akademik hayat gibi alanların içine girip, orada sahtekarlıklarını sürdürüyorlar. En hazini budur. Ekonomik alanda, bankacılıkta, ticarette zaten bu üç kağıtçılık, açıkgözlülük, beceriklilik bir yere kadar mübah olabilir. Ama hakikat araştırıcısının sahtekar olması, insanlık adına çok büyük bir bozulmadır,kokuşmadır. O işin yapıldığı kültürdeki, bilim ve sanat adına çok büyük bir yanlıştır. Çünkü, sahip olacağımız anlamları fark etmek gerekir. Değer dediğimiz şey de anlamlardan ibarettir. Anlamdır. Ben bir mimarî yapıya, tapınak diyorum ve tapınmanın, o mimarî eserin özel bir kültürde anlamı olduğu için ona saygı gösterip,ona büyük bir değer atfediyorum; fiziksel olarak, taşlardan, tuğlalardan oluşmuş o bina, mübarek bina oluyor. Ben değer atfediyorum oraya elbette ben birey olarak değer atfediyorum derken kafadan uyduruyorum anlamında değil. Bana öğretiyorlar. Törelerden, edindiğim eğitimden, içinde bulunduğum kültürden geliyor ama, ben bu kültürü benimsemiş, içselleştirmiş içime sindirmiş bir insan isem o anlamı samimiyetimle, o tapınak denen yerde yaşabiliyorum. 1 yayın ile sıralanmaktadır. Listede Adıyaman kaynaklı 11, Çorum kaynaklı 24, Uşak kaynaklı yayın sayısı ise 27’dir. Tablo 2. 1992 de kurulan bazı üniversiteler için SCI daki yayın sayıları 1992 de üni 19751992 yılları 19752006 yılları versite kurulan arasındaki SCI arasındaki SCI bazı kentler yayın sayısı yayın sayısı Denizli Nigde Aydın Kırıkkale Tokat Gaziantep Mugla 7 0 16 0 0 35 1 857 331 792 829 534 1227 179 MALUMAT VE ANLAM Ben gerçekten bilime saygılı bir insan isem, üniversite denen bir yere gittiğim zaman hakikat ve bilim aşkımdan dolayı bir huşu içinde olmam gerekir. Ama üniversite diploma almak için dört sene idare etmek zorunda olduğumuz kopya, mopya, bir biçimde kesyapıştır oradanburadan bilgilerle sınavları vermek becerisini gösterebildiğimiz aleladerastgele bir kahve ya da diskotekten farkı olmayan bir yer ise, o zaman üniversitedeki bütün bu serüvenimin anlamı ne olacak? Biz zannediyoruz ki, insanların kafasının içine malumat zerk edersek, bu insan üniversiteden mezun olur. O malumatın taşıdığı anlamları göremediğiniz sürece, o malumat hiçbir şey ifade etmiyor. Diploma denen bir kağıdı öğrenciye vermekle, o malumat, onda belli bir anlam kazanmış olmayabiliyor. Eğitimimizde, bilgi aktarışımızdaki anlam bozukluğundan bahsediyorum. Ben zaman zaman bilgi sağlığı sözünü de kullanıyorum. Anlam sağlığı ile çok yakından ilgili bir şeydir. Çünkü anlamlarla yaşayan insanlarız biz. Yaşadığımız anlamların farkına varamadığımız ve yaşamımızla bütünleştiremediğimiz için acı çektiğimizi düşünüyorum. Aynı şekilde bilgilerimizi yaşamayı bilemediğimizden dolayı da bilgi sağlığımız – ki onu da anlam sağlığının içine belki sokabiliriz. bozuluyor olabilir diye düşünüyorum. Neden mi? Bir örnek ile açayım. Anlamlar nasıl yaşanabilir ve kavranabilir? Anlamlardan dolayı insanın sağlığı nasıl bozulabilir? Bir genç kız aynaya bakar, yüzündeki çillerden veya burnunda çıkmış bir çıbandan dolayı çok büyük acı çekebilir. Siz sanıyor musunuz ki, bu genç kız sadece bu çiller ve çıbandan dolayı acı çekiyor. Sorun orada değil bence. Sorun o vücudunda kendilerinin utandığı şeylere verdiği anlamdan dolayı acı çekiyor. Bir fikir vermesi amacıyla 1992 yılında kurulan üniversitelerinizin bazılarının kurulmadan önceki o kent kaynaklı yayınlarının sayıları ve 2006 mart ayına kadarki toplam yayın sayıları Tablo 2’de verilmiştir. Tablodan görüldüğü gibi Gaziantep Tablo 1. Üniversite kurulan 15 kent adresli SCI daki yayın sayıları Üniversitesi, Pamukkale Üniversitesi ve diğer bazı üniversiteler kurulmalarından İlgili kent adİlgili kent adgeçen bu 14 senelik süreç içinde yayın Üniversite resli SCI daki Üniversite resli SCI daki sayısı açısından büyük bir ilerleme gösterKurulan kent yayın sayısı Kurulan kent yayın sayısı mişken, bu ilerleme Niğde Üniversitesi ve Muğla Üniversitesi gibi üniversitelerde Adıyaman 11 Kastamonu 30 daha sınırlı düzeyde kalmıştır. Aksaray 43 Kırşehir 43 Yeni kurulan üniversitelerin de Amasya 57 Ordu 74 kaliteli yayınlarla bu sıçramayı göstermesi Burdur 95 Rize 79 en büyük dileğimizdir. Özellikle Düzce, Corum 24 Tekirdağ 164 Tekirdağ, Burdur ve Yozgat kentlerinde Düzce 290 Uşak 27 kurulan üniversiteler ile diğer birkaç yeni Erzincan 56 Yozgat 89 üniversitenin bu potansiyele sahip oldukGiresun 30 larını şimdiden söylemek mümkündür. Diğerlerinin ise bu potansiyele ulaşabilmeleri için çok iyi site kurulan kent arasında ikinci sırada 164 yapılandırılmaları gereği açıktır. Prof. Dr. Mustafa Soylak yayın ile Tekirdağ kenti yer almaktadır. Burdur ve Yozgat kentleri ise 95 ve 89 [email protected] "ZATEN YÜZÜM GÜLMEDİ HİÇ!" Şöyle düşünebilse: "Yahu, benim yaşımdaki kızların burnunda çıban çıkıyor ne var? Benim yüzümdeki çiller aslında beni daha da güzelleştiriyor. Bir çok insanın çektiği buna benzer bir şey. Hani, bunun çok basit örneği vardır: "Bardağın yarısı boş be, görüyor musun? Kahpe felek bu yarısı boş bardağı bana nasip etmiş. Zaten benim yüzüm hiç gülmemiştir. Ben böyle talihsiz bedbaht bir adamım, bir bardak getirdiler yarısı boş." Dikkat edin olguya verdiğimiz anlamdan dolayı acı çekiyoruz. Nasıl anlamlar vermeliyiz? Nasıl anlamlar vermeliyiz ki sağlıklı olabilelim veya sağlıklı olmak için ölçütüm ne olabilir? Her insan, bir filozofun söylediği gibi bir imkanlar varlığıdır. Hepimiz bu dünyaya belli olanaklarla doğuyoruz. Buna isterseniz potansiyeller diyelim. Genlerinizden getirdiğiniz şeyler. Mesela anne ve babanın kemancı olmasından dolayı, hem genetik hem toplumsal olarak da, hep çevremde keman çalındığı için, benim keman çalma olanağımı gerçekleştirme durumum olabilir. Bu bir olanak. Gerçekleştirme olanağı da verilmiş genetik bir olanak belki. Bu olanağı gerçekleştirmeye çalışmamak en büyük ahlaksızlık. Elbette dışımdaki koşulların elverdiği ölçüde. Bu koşulları değiştirmeğe çalışmak da hem noeziyatrik (anlamsağlığı) açıdan, hem ahlak açısından önemli! Düzeltme: 19 Mayıs Üniversitesi’ne destek Cumhuriyet Gazetesi Bilim Teknik Eki’nin 04. 03. 2006 tarihli 988. sayısında yayımlanan, iktidar ve üniversiteler ilişkilerini konu alan Sayın Dr. Sebahattin Bektaş’ın yazısında, üniversitelerimizin gelişimi, üniversitemiz elemanlarını mutlu edecek şekilde ve gerçekci olarak ortaya konulmuştur. Sadece bilgi eksikliğinden kaynaklandığını düşündüğümüz bir durumu haksızlık olmaması için düzeltmek isterim: Üniversitemizin geçirmekte olduğu süreç içinde, başta YÖK ve Üniversitelerarası Kurul olmak üzere, tüm üniversitelerimiz çok değerli destek ve katkılarını üniversitelerimizden esirgememişlerdir. Bu destek ve dayanışmanın, ülkemiz akademik camiasının bu zor günlerinde, aydınlık yarınların en büyük güvercesi olduğunu düşünüyorum. Prof. Dr. Ferit Bernay Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü 991/11 18 Mart 2006