01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TEKNOLOJİDESTEK İntel’in İnovasyon Merkezi girişimcilere yeni dünyalar açıyor Genç ve dinamik bir nüfus, hızla büyüyen bir pazar, teknoloji kullanımına yatkınlık…. İşte, Amerika, İrlanda, Rusya, İsrail, Hindistan, Malezya, Çin'den sonra Intel'in global inovasyon ağına Türkiye’nin de dahil olmasının önemli nedenlerinden birkaçı. Özlem Yüzak İ stanbul Akatlar’da Maya Meridyen’in 8. katında bir yandan inovasyon merkezini geziyor, bir yandan da Genel Müdür Yardımcısı Tolgar Elverici ile sohbet ediyoruz. Merkez henüz 1.5 aylık. Kuruluş amacı teknoloji veya teknolojiye dayalı yeni hizmetler üretmek ya da var olan teknolojilerini ticari başarıya dönüştürmek isteyen şirketlere hizmet vermek. Elverici, "İntel, inovasyonun kurum kültürünün bir parçası olarak benimsenmesinin yanı sıra ekosistemdeki bütün oyuncuların kullanmasını teşvik eden bir şirket. Ekosistemdeki bütün oyuncularla ortaya değer yaratacak yeni ürün, iş ve kullanım modelleri çıkartabilmek. Zaten bu amaçla dünyanın çeşitli yerlerine inovasyon merkezleri açıyor" diyor. İnovasyon deyince akıllara çok yeni, daha önce hiç düşünülmemiş yenilikler, icatlar, çözümler akıllara geliyor. Ancak hayatımızda çok sık karşılaştığımız bazı sorunları veya hep göz önünde olan detayları projeye ve inovasyona dönüştürmek de mümkün. Zaten dünyadaki inovasyon merkezlerinde de bu tür basit ama verimli projeler üzerinde çalışılıyor. Merkezin sağlık bölümünde bir yatak ve etrafından bir kaç makine bulunuyor. Üzerinde çalışılan konu ise evden hasta ile iligili tüm verileri tansiyon, EKG cihazı ile kalbin durumu, şeker ölçümleri ve diğerlerini belli cihazlarla bir hastaneye göndermenin hızlı ve daha az maliyetli yöntemlerini geliştirmek. Intel'in Türkiye'deki inovasyon merkezi sağlık, telekominikasyon, edevlet ve eğitim olmak üzere 4 farklı alanda yoğunlaşarak çalışmalarını sürdürecek. Intel Türkiye'nin Genel Müdür Yardımcısı Tolgar Elverici ülke bazında nasıl başarılı olunacağını tek kelimeyle açıklıyor: Eğitim. "İnovasyon temel eğitimden başlayarak desteklenmeli ve çocuklar bu kültürle yetişmeli" diyor ve yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor: "Bunun ötesinde teknokentler ve kuluçka merkezleri girişimcilik ve inovasyon için kritik noktalar. Bir diğer kritik başarı faktörü ise devlet, özel sektör ve üniversitelerin yakın çalışması. Bir diğer başlıkta ulusal rekabetin artırılarak inovasyonun teşvik edilmesi ve fikri mülkiyet haklarının korunması." Soru: Bu merkezlerde neler yapılıyor, biraz daha açabilir miyiz? Yanıt: Sayısı 11’I bulan bu inovasyon merkezleri, Intel’in 35 yıllık teknoloji bilgi birikimini ve inovasyon kültürünü yerel ve bölgesel şirketlere aktarmak için elverişli ortamlar. Türkiye ise Avrupa’nın en hızlı büyüyen bilgisayar pazarı. Dolayısıyla beklentiler oldukça fazla gibi görünüyor. Aslında her Intel İnovasyon Merkezi, bulundu ğu bölgeye has özelliklerine, odak noktalarına ve pazar fırsatlarına en uygun stratejiyi belirleyerek ortak bir anlayışla hizmet veriyor. Rusya’daki WiMax Ambulans projesi, Çin’de sağlık sektörüne yönelik RFID uygulamaları, Hindistan’da kırsal kesimin kullanımına yönelik geliştirilmiş WiMax teknolojileri bu merkezlerde yaşama geçirilen başarılı projelere en çarpıcı örnekler. Peki ya İstanbul’daki merkezden beklentiler ne? İstanbul’daki merkez de, diğer Intel İnovasyon Merkezleri’nde olduğu gibi üniversite, kamu ve özel sektörün beraber çalışabileceği bir platform olma özelliğini de taşıyacak. Merkez, Dijital Sağlık, Dijital Ev, Mobil Çözümler, KOBİ ve Eğitim alanlarında son kullanıcının hayatına değer katacak teknolojiler ve uygulamaları üzerine odaklanacak. Merkezde, BT Yönetimi ve İnovasyon Yönetimi konularında atölye çalışmaları da yapılacak. Önceliği ilk aşamada iş ortaklarımıza tanıyoruz, başarılı donanım ve yazılım firmalarına ortak ürün geliştirmeyi öneriyoruz. Ancak Merkez, yakın bir gelecekte İstanbul’dan Ortadoğu ve Afrika’daki şirketlere de aynı kapsamda hizmet vererek sadece Türkiye’deki değil Türkiye’nin öncülüğünü yaptığı daha büyük bir coğrafyadaki inovasyon ortamını geliştirmeyi hedefliyor. İstanbul’daki bu yatırım, Intel Capital’in Türkiye ve Ortadoğu için 50 milyon dolarlık risk sermayesi fonu tahsisini takiben gerçekleşti. Halen 45 şirket ile tarama sürecleri tamamlanmak üzere. Amacımız sadece Türkiye’ye en son tek İNTEL’in Genel Müdür Yardımcısı Tolgar Elverici nolojileri getirmek değil, bunun ötesinde Türkiye’den de dünyaya teknoloji ve teknolojiye dayalı hizmetlerin ihraç edilmesini sağlamak. İntel’i inovasyonda bugün bir dünya devi haline getiren kültürü özetler misiniz? İntel, 2001’den 2005’e kadar ArGe ve yeni üretim kapasitesine 47 milyar dolardan daha fazla yatırım yapmış. Cirosunu yüzde 30’unu bu işe ayırıyor. Çin, Hindistan, Rusya, Almanya, Brezilya ve Mısır’ın da yer aldığı 20’den fazla ülkede bir araştırma ağına sahip. Ayrıca Intel 500’den fazla bireysel akademik araştırmaya kaynak aktarıyor. Intel Araştırma Ağı, akademik araştırmacılarla Intel arasında oluşabilecek serbest ve ortak buluşları destekliyor. Bunların da ötesinde inovasyon İntel’de kurum kültürü haline dönüşmüş durumda. Bu kültür hem çalışanlar tarafından özümsendi hem de üst yönetimin kurum içerisindeki yenilikçilik faaliyetlerini sahiplenmesi ve desteklemesi kural olarak konuldu. Bunun için çok çeşitli teşvik mekanizmaları kuruldu. Burada kritik nokta her fırsatta takım olarak çalışmayı teşvik etmek ve değeri ortaya çıkarmak. Intel içerisinde inovasyon fikri ‘Sistematik İnovasyon’ eğitim programıyla destekleniyor. G CBT 1031/7 22 Aralık 2006 lattı. Intel 4004 ve bugünün işlemcileri arasındaki farklılaklar ise şöyle: • Intel 4004’ün içerisinde 2300 Intel’in teknoloji devrimini başlatan ilk işlemcisi adet transistör var. Geçen yıl piyasaya sürülen Intel Core 2 Duo işlemcisinde ise 291 milyon adet. ünümüzde dört işlemciyi bir •Intel 4004, bir tırnak ucu işlemciye sığdırmayı başaran büyüklüğündeydi. Intel Core 2 Intel’in ilk mikroişlemcisi InDuo’nun 65 nm proses teknolojisi o tel 4004’ün, Kasım 1971’de piyasaya kadar küçük ki bir insan saçının sürülmesinden bu yana tam 35 yıl kalınlığına yaklaşık 1.400 transistör geçti. Günümüzün mikroişlemcileri kapısı sığabilir. temel olarak halen Intel 4004’ün sa• İşlem gücü, 1946’da üretilen ve hip olduğu aynı tasarım ile üretilmekte. Ancak 35 yıl içinde bir işlemcinin içinde bulunan bir oda büyüklüğünde olan ilk bilgisayar ENIAC’ın işlem gücüne eşdeğerdi. Intel Core 2 daha fazla gücü, daha az transistör sayısı 100.000 kattan fazla arttı. Intel 4004’ün içinde 2300 transistör varken, bugün In enerji harcayarak üretebiliyor • Intel’in 4004 mikroişlemcisi 1971’de çıkarıldı ve 108 tel Core 2 Duo çift çekirdekli işlemcinin içine 291 milyon transistör sığdırılıyor. Intel 4004’ü Intel’in ve tarihin en KHz’de çalıştı (108,000 hertz). Intel Core 2 Duo işlemciler büyük inovasyonlarından biri yapan özelliği, piyasadaki 2 GHz hızı aştılar (2 milyar hertz). Eğer bir otomobilin hızı diğer oyuncular tarafından programlanabilir ilk işlemci 1971’den beri işlemci ile aynı oranda artsaydı, şimdi San olması. Teknoloji tasarımı ve yazılım geliştirmenin önünü Francisco’dan New York şehrine 10 saniyeden daha az açtı, teknolojide devrim yarattı ve bilgisayar çağını baş bir sürede gidebilirdiniz. INTEL 4004, 35 YAŞINDA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle