24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OOOF OFF LİNE Tanol Türkoğlu TanolTurkoğlu@Gmail.com KORKUSUZCA KAHVE İÇMEK İÇİN... Minton, "dökme korkusu" olmadan bilgisayar başında gönül rahatlığıyla kahve veya meşrubat içirten bir ürün sunuyor. Elastik Klavye MKB1014, sıvıdan ve tozdan etkilenmiyor, kirlendikçe yıkanabiliyor ve esnek özelliği sayesinde kıvrılarak saklanabiliyor, taşınabiliyor. Minton Elastik Klavye MKB1014, "dökme" kazalarını "trajik" gelişmelere dönüştürmeden, sistem sorunları Bu yılki konferansta “İNTERNET ve TOPLUM” teması işlenecek. Slogan olarak da “BİLGİ TOPLUMUNA DOĞRU” ifadesi seçilmiş. Türkiye’de Internet Fedakârlıkları–2006 Türkiye’de Internet Konferansları dizisinin onbirincisi bu yıl 2123 Aralık tarihlerinde Ankara’da TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nde gerçekleştiriliyor. Sadece bilenlerin bildiği, ancak interneti daha hala satanizmle, çocuk pronografisiyle, açık saçık konuşmaların yapıldığı chat odalarıyla tanıyan ve ötesi konusunda pek de fikri olmayan, geri kalanların pek de bilmediği üzere ülkemizde yılda iki tane önemli etkinlik düzenleniyor internet ile ilgili olarak. Bunlardan ilki internetin Türkiye’deki doğum günü olan Nisan ayı içinde ülke sathına yayılmış etkinliklerle gerçekleştirilen Internet Haftası; ikincisi ise sonbahar aylarında gerçekleştirilen Türkiye’de Internet Konferansları dizisi. Aslında her ikisinin de ortak bir özelliği var. O da bu etkinliklerin üniversite, kamu ve özel sektörden birkaç Don Kişot sayesinde gerçekleştiriliyor olması. Bu kişiler daha ilk günden internete inanmış, interneti yaşamlarının bir parçası haline getirmiş ve "Internet Yaşamdır" sloganını bulmuş kişiler. Hâl böyleyken ve internet gerçekten de "çağımızın rönesansı" iken nasıl oluyor da bu etkinlikler gerekli desteği alamıyor pek anlam verebilmiş değilim. Bu yılki konferansta "INTERNET ve TOPLUM" teması işlenecek. Slogan olarak da "BİLGİ TOPLUMUNA DOĞRU" ifadesi seçilmiş. Tema oldukça yerinde. Çünkü ne zaman ki internette magazinsel bir gelişme olsa toplum bundan anında haberdar ediliyor. Bunun son örnekleri pornografik içerikler, google’da arama yapanlar istatistiğinden yola çıkarak yargısız infaza kurban giden şehirlerimiz, chat ortamlarında birbiriyle açık saçık konuşan il milli eğitim müdürlüğü personeli, genel kurmaya eposta yoluyla hakaret eden bir kişinin IP adresi vasıtasıyla tespit edilmesi... Aslında bu ifadelere baktığımızda internetin ne tür bir şey olduğu konusunda kamuoyu zihninde bir sonuç yaratılıyor ama özde ortaya konan şey çok daha farklı: Ancak bu tür konular olduğunda kamuoyunun ilgisinin çekilebileceğinin düşünülmesi, ya da daha komplo teorisyeni şeklinde düşünmek gerekirse, toplumun bugünün koşullarında tek kurtuluşu gibi görünen internetin bu şekilde (yanlış) lanse edilerek, ondan istifade etmesi konusunda aczedilmeye çalışılması. Bilinçli ya da bilinçsiz olarak. Son istatistiklere göre Türkiye’nin şu an 240 milyar dolar borcu var. Bunun 180 milyar doları iç, 60 milyar doları dış borçtur (Özel sektörün borçları dışında). Türkiye büyüyor deniyor ama bu büyümenin Türkiye’nin kendisine bir faydası yok. 2006 yılının ilk on ayında Türkiye 71 milyar dolar ihracat yapmış ama bunu yapabilmek için 107 milyar dolarlık ithalat yapmak zorunda kalmış. Türkiye’nin büyümesi kimin işine yarıyor? Türk vatandaşlarının olmadığı kesin. Kişi başına düşen milli gelirin beş bin doları geçtiği söyleniyor ancak gelir dağılımındaki uçurumdan bahseden yok. Bunları anlamı şu: Türkiye’nin durumu lehine çevirmesi için yepyeni bir kaynağa gereksinimi var. Borç almadan borç kapatacak; ithalat yapmadan ihracat yapabilecek. Bu kaynak ya doğal olacak ya da hizmet alanında. Yani ya gidip bir yerlerde petrol bulacağız ya yepyeni bir şey icat edeceğiz ya da bugün hizmet sektörünün bir numarası haline gelen teknolojik hizmetlerde dünya çapında bir konuma ulaşacağız. Internet bu üçüncüsünün altyapısıdır. Bu altyapının üstüne bir şeyler inşa etmek için de toplumun her kesiminin bu kavramlara bu gözle bakacak şekilde eğitilmesi, yönlendirilmesi gerekir. Peki medya kamuoyunu nasıl yönlendiriyor? Tam tersi tarafa doğru. İşte bu nedenle Internet ve Toplum teması çok önemlidir. Toplumumuzun tek gerçek çıkar yolun bilişim teknolojilerindeki gelişmeden geçtiğini algılamasını, idrak etmesini sağlamak bugün hepimizin öncelikli görevlerinden olması gerekir. Bu gelişmenin tescili de "Bilgi Toplumu" olabilmekten geçer. Veri toplumu ya da Enformasyon Toplumu değil –Bilgi Toplumu. 11. Internet Konferansı işte bu kaygılarla, bu hedeflerle, bu kararlılıkla toplanıyor. Bu konuda aydınlanmak isteyen herkesi de yanında görmek istiyor. http://inettr.org.tr/inetconf11/ ve tamir sıkıntısı yaşatmadan çözüyor. Elastik Klavye, sudan ve tozdan etkilenmiyor. Kirlendiğinde rahatça temizlenebiliyor. Esnek ve portatif özelliğiyle kolaylıkla taşınabiliyor, yer kaplamaması için kıvrılıp saklanabiliyor. Sessizce çalışarak klavye gürültüsünü en aza indiren Minton Elastik Klavye, 6 renk seçeneğiyle (siyah, mavi, pembe, yeşil, turuncu, beyaz) neşeli kullanım ortamı sağlıyor. Hem USB hem de PS/2 giriş adaptörü bulunan klavye, saklanabilen uzatma kablosuyla da kablo kirliliği oluşmasına engel oluyor. Fiyatı 24,90 YTL. MÜZİĞİN ÜZERİNDEKİ KONUŞMALARI SİLEN RADYO Hitachi’nin geliştirdiği yeni bir radyo, müziğin üzerine konuşan DJ’lerin sesini siliyor. Sistemi geliştiren yetkililer, bu özelliğin konuşma ve müzik yayınlarının kanallara farklı şekilde yansıtılmasından kaynaklandığını belirtiyorlar. Konuşma, hem sağ hem de sol kanallarda aynı düzey üzerinden yayımlanırken, müzik, stereo kanallar arasında dengesiz bir şekilde dağılıyor. Bu durumda yeni radyo, kayıtları tarıyor ve solsağ dengesizliği olan sesleri "zaplıyor". FELÇLİLER İÇİN BEYNİ OKUYAN BAŞLIK Japonya’nın elektronik üreticilerinden Hitachi tarafından geliştirilen bir başlık, felçli hastaların düşünce gücüyle iletişim kurmalarını ve makineleri kontrol edebilmelerini sağlıyor. Başa takılan cihaz, kafatasına kızılötesi ışınlara yakın ışınlar göndererek beyinden ne kadarının geri yansıdığını ölçüyor. Deneylerde hastaların zihinsel aritmetik hesapları yapmaları "evet" olarak algılanırken, hiçbir şey düşünmeden zihinlerinin daldan dala atlaması "hayır" olarak algılandı. Bir toplama işlemi yaparken beyindeki kan akışının arttığı görüldü ve bunun sonucunda sensörler geri yansıyan ışığın karardığını tespit edebildi. Bu da başlığı takanın "evet" dediği anlamına geliyordu. Hazırlayan: Reyhan Oksay CBT 1031/19 22 Aralık 2006
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle