Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
dan biri radyoaktivite. Sorun çıkartabilecek nitelikteki radyoaktivite, patlamadan değil, yeraltındaki bacaların içinde yaratılması muhtemel izotoplardan kaynaklanabilir. Patlama sona erdiği zaman çapı 50 metreyi bulan bir balon oluşacak. Çukur soğuduğu zaman, balonun tavanı çökerek bir baca oluşacak. Patlamanın yarattığı radyoizotoplarının pek çoğu hızla ortadan yok olur, fakat üçü geride kalır. Bunlar iyodin131, kripton 85 ve tritiyum’dur. İyodin birkaç ay içinde bozunarak dengeli bir şekle dönüşür; kripton bacanın alt kısımlarına doğru sızan erimiş kayanın içinde hapsolur; fakat tritiyum ortada kalır. Bu deneme başarılı olursa, nükleer patlamalar, erişilmesi zor bölgelerdeki petrolün çıkartılması ve susuz bölgelerde bugün buharlaşan yağmur sularının derinlerde depolanması için yararlanılabilir (26 Ekim 1967). Sonraki gelişmeler: Gasbuggy bombası 10 Aralık 1967 tarihinde patlatıldı. Patlama çok büyük bir gaz akışını tetikledi, fakat gelişmenin boyutları konusunda belirsizlikler giderilemedi. Kamuoyu patlama karşı tepki oluştu, çünkü kimse radyoaktivitenin kirlettiği gazı satın almaya yanaşmadı. Haziran 1975’de 35 nükleer patlamadan sonra, Plowshare programına son verildi. Balonlaşan aort damarına suni damarla onarım Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, kalpten çıkan aort damarının karın bölgesinde baloncuk yaparak yırtalan damar genişlemesini, suni damar ekleyerek tedavi etmeyi başardı. T GENETİK MÜHENDİSLİK: Meyve sineğinin DNA’sında yaratılan değişiklikler Genetik mühendisliğin bakterilerden daha gelişmiş organizmalar üzerinde de denenebileceği fikri ilk kez meyve sinekleri üzerinde yaşama geçirildi. Wisconsin Üniversitesi’nden Dr. A.S. Fox ve Dr. S.B. Yoon, Drosophila (melve sinekleri) embriyoları içeren yumurtaları alıp DNA eriyiğinin içine yerleştirdi. Bu malzeme (deoxyribonucliec acid) kromozomların genlerinde bulunur ve bugün temel kalıtsal reçeteyi bunların içerdiği kanısı yaygındır. Bu denemelerde DNA örnekleri, yumurtası alınan sineklerden farklı özellikler taşıyan diğer sineklerden alındı. Sonuçta kromozomların farklı bölgelerindeki 1011 gen üzerinde farklılıklar tespit edildi. Bu sonuçlar çok önemli değilmiş gibi algılansa da bilimsel açıdan çok önemli bazı bulguları ortaya koyuyor.Bu deneylerden alınan sonuçlar şöyle özetlenebilir: Müdahale edilmiş embriyolar bir mozaik yarattı. Bu da embriyoların vücutlarında diğer sineklerden farklı genetik bir yapıya sahip "yamaların" oluştuğu anlamına geliyor. Bir diğer önemli bulgu da bu özelliklerin kalıtsal olması. Sinekler bu yamaları 7 nesil öteye taşıdılar. Daha da ilginçi DNA’ları değişikliğe uğramış embriyoların bazılarında bu yamalar görülmezken yavrularında görülmesi. Bu teknik daha emekleme aşamasında olduğu için, insanların genetik yapılarını değiştirmek amacıyla genetik mühendisliğin uygulanıp uygulanmayacağı tartışması şimdilik daha erken gibi görünüyor (7 Temmuz 1966). Derleyen: Reyhan Oksay anesteziyle uyutulan hastaya damar ekleıp literatüründe "endovasküler niyordu. Normal koşullarda 6 saat süren anevrizma onarımı" olarak adlandıriskli bir ameliyat sonunda hasta, uzun sürılan yöntem, daha önce geçirdikre ağızdan beslenmiyor, uzun süre taburcu leri rahatsızlıklar nedeniyle ameliyat oledilemiyordu. Yeni uygulanan yöntem ise, ması mümkün olmayan 75 ve 73 yaşındaki özellikle ameliyat riski olan hastalara büerkek hastalara uygulandı ve her iki hasta yük bir avantaj sağlıyor. Hastaya genel da 1.52 saatlik işlemin ardından yürüyebianestezi yapılmıyor ve belden uyuşturucu lecek duruma geldi. verilen hastayla işlem sırasında konuşulaUÜ Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerbiliyor. rahisi Anabilim Dalı’nda Prof. Dr. Mete Tıpkı anjio işlemindeki gibi kasıktan Cengiz, Öğr. Gör. Dr. Mustafa Tok, Radküçük bir delikten sokulan 1819 santiyoloji Anabilim ve Kardiyoloji Anabilim metre uzunluğundaki suni damar, genişleDalı’ndan oluşan ekip, düzenledikleri basın toplantısıyla "endovasküler tedavi" yöntemi hakkında bilgi verdiler. Ekip, sözkonusu yöntemin yaygın olmamakla birlikte İstanbul ve Ankara’da daha önce uygulandığını ve Bursa’da da ilk kez Tıp Fakültesi ekibinin aynı yöntemle hastaları sağlığına kavuşturmayı başardığını anlattı. Ekibin verdiği bilgiye göre, damar hastalıkları olanlarda veya 50 yaşın üzerindeki kişilerde, kalpten çıkan karın bölgesindeki aort damarı, çe BALON takılan hasta Mehmet İşler şitli nedenlerle balonlaşarak inceliyor ve aniden yırtılarak ölümlere neden olabiliyor. Normalde 2 miş ve çatlamak üzere olan aort damarının santimetre olması gereken sözkonusu daiçine, minik bir kamera sayesinde yerleştimarın çapı, 5 santimetreye kadar genişleriliyor. Böylece kalpten gelen kanın, badiğinde risk başlıyor, 10 santimetre çapına caklara ve diğer organlara güvenli bir şeulaştığında ise her an yırtılabiliyor. kilde dağılması sağlanıyor. Daha önce karın bölgesi açılarak, genel Necmettin Pamir, Amerikan Beyin Cerrahisi Akademisi’ne seçildi. Ünlü beyin cerrahimiz Prof. Dr. Necmettin Pamir, Amerikan Beyin Cerrahisinin en elit ve en üst düzeydeki kurumu olan The American Academy Of Neurological Surgery, Amerikan Beyin Cerrahisi Akademisi’ne 13. Yabanacı üye olarak seçildi. 1938’de kurulın ve yılda bir kez toplanan, toplantılarında üst düzeydeki araştırma ve klinik uygulama sonuçları tartışılan Amerikan Beyin Cerrahisi Akademisi, Amerika’da ki 4500 civarındaki Nöroşirüjyen arasından seçilen 100 Aktif üyeden oluşur. Aktif üye sayısı 100’den fazla olamaz.Yeni bir üyenin atanması ancak aktif bir üyenin emekliye ayrılması veya vefatı ile mümkündür. Bu topluluğa Uluslararası üyelerde nadir olarak alınır. Halen bütün dünyadan seçilmiş 12 Uluslar arası aktif üye bulunuyor. Prof.Dr.M. Necmettin Pamir 13. olarak seçildi! Pamir’den önce de Prof. Dr.Gazi Yaşargil 1975’de Zürich’te çalışırken Uluslararası Üye olarak seçilmişti. Prof. Dr. M.Necmettin Pamir bu akademinin tarihinde seçilen 2. Türk üye CBT 1031 / 17 22 Aralık 2006 HABERLER