Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Alternatif bivoeneri'ı Ülkemizde bir ilk: Biyoetanol karışımlı benzin BioBenzin ile yılda 25 milyon dolar döviz tasarrufu etrol Ofisi (PO) yerli tarım ürünlerinden elde edilen biyoetanol ile 95 oktanlı kurşunsuz benzini harmanlayarak ürettiği BioBenzini "Yurtsever ben. zin" adı altında piyasaya çıkartarak, dünyada 30 yıldır uygulanan bir teknolojiyi Türkiye'ye taşımış oldu. Biyoetanol karışımlı kurşunsuz benzin üretimi, Türkiye'nin artan petrol faturasını hafifletecek. Son günlerde ardı ardına kırdığı rekorlarla 66 dolara kadar yükselerek zirve yapan petrol fiyatları, Türkiye'nin de petrol faturasının kabarmasına yol açıyor. Hesaplamalara göre hampetrolün varil fıyatı bu yıl ortalama 47.5 dolar olursa, Türkiye'ye ek faturası 2 milyar dolar olacak. Fiyatın 60 dolara yükselmesi durumunda Türkiye'nin ek hampetrol maliyeti 6.5 milyar dolar olarak gerçekleşecek. PO, yeni markası BioBenzin'e yüzde 2 oranında yerli tarım ürünlerinden elde edilen biyoetanol ilave ettiklerini belirtiyor. Kurşunsuz benzine Avrupa'da yüzde 5, ABD'de yüzde 10 oranlarında ilave edilen biyoetanol, Türkiye'de TS EN 228 otomotiv benzini stardardına göre yüzde 5 oranında ilave edilebilecek. Hampetrol veya akaryakıt ithalatı yapılması yerine, yüzde 2 biyoetanol karışımlı kurşunsuz benzin kullanımı Türkiye ekonomisine yıllık yaklaşık 25 milyon dolar döviz tasarrufu sağ. layacak. Petrol Ofisi'nden Kalite Kontrol Uzmanı Ali Çakın, dergimize yaptığı açıklamada biyobenzinin döviz tasarrufunun yanı sıra en büyük yararının, buğdayın fermantasyonu ile elde edilen biyoetanolü kullanmakla tarıma dayalı ürünlere pazar oluşturmak olduğunu söylüyor. Bunların yanı sıra oktan sayısını artırarak yakıt ekonomisi sağlayan biyobenzinin çevre ve insan sağlığı açısından en önemli katkısının, egzoz emisyonlarında azalma olduğuna dikkat çekiyor. Biyoetanollü yakıt tüm dünyada değişik oranlarda çevre kirliliğine karşı tercih ediliyor ve kullanılıyor. Ülkemizde PO'nun başını çektiği bu girişimin diğer dağıtıcı şirketler tarafından da benimsenmesi bekleniyor. Bu bağlamda bir takım resmi teşviklerin de yürürlükte olduğuna değinen Çakın, Petrol Yasası kapsamın P da yerli tarımı kalkındırmak için biyobenzinde yüzde 2'ye kadar ÖTV indiriminin söz konusu olduğunu belirtiyor. İTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr. Filiz Karaosmanoğlu da Çakın'ın ÖTV konusunda verdiği bilgileri teyid ediyor. Dr. Karaosmanoğlu, biyoetanolün benzin veya dizel yakıtı ile harmanlanması ile alkollü yakıt çeşitlerinin kullanılabilirliği için yasal zeminin hazır olduğunu, ancak ek yönetmeliklerle desteklenmesinin yararlı olacağına dikkat çekiyor. Çakın, üretilen biyoetanolün ASTM standartları gereğince laboratuarlarda kalite kontrolünden geçtiğine dikkat çekerek, nihai üründe kalite düşmesi gibi bir so rununun yaşanmadığını belirtiyor. Ayrıca dünyada otomotiv sanayinin belirlenen emisyon standartlarını yakalamalarının çok büyük maliyet artışlarına yol açtığını kaydeden Çakın, bunun en ekonomik yolunun yakıt kalitesini yükseltmek olduğunu söylüyor. AB'NİN YEŞİL KİTAP YÖNERGESİ Biyoetanol karışımlı benzin kullanımında AB standartlarının yol gösterici olacağını belirten Dr.Karaosmanoğlu, AB Yeşil Kitap Yönergesine göre 2020 yılında kara taşımacılığında alternatif motor yakıtı kullanımının %20 oranına yükseltilmesinin hedef alındığına dikkat çekiyor. 8 Mayıs 2003 tarihli "Taşıtlarda Kullanılacak Biyoyakıtlar ve Diğer Yenilenebilir Yakıtlar" isimli AB yönergesinde ise, alternatif motor yakıtlannın 31 Arahk 2005'ten itibaren en az %2 oranında, 31 Arahk 2010 tarihinden sonra ise en az %5.75 oranında kullanılması gerekliliği belirtiliyor. AB'ne aday ülke konumundaki Türkiye de bu stratejileri dikkate almak zorunda. Motor biyoyakıtlarında AB uygulamalarına geçiş yapmanın ön koşulunun, yasalaşma ve standart hazırlama sürecinin hızla sonuçlandırılması olduğunu vurgulayan Dr. Karaosmanoğlu, "Enerji verimliliği Kanun Tasarısı"nın yasalaşması ile, benzinde biyoetanolün, dizel yakıtında ise biyodizelin %2 oranından başlayarak zorunlu katkı olarak kullanımı konusunda karşılaşılacak mevzuat boşluğunun doldurulacağını düşünüyor. (EN 590 ve ASTM 975 motorin standartları ğereği) olarak motor ve taşıt üretici" leri garantisi altında kullanılabilir. %520 miktarında biyodizel içeren dizel yakıtlannın kullanımında taşıtta tasarım değişikliği gerekmez. %20 oranında biyodizel içeren motorin (B20) uygulamada en çok tercih edilen harman yakıttır" ENERJİ TARIMI MI? GIDA TARIMI MI? Varolan motorlarda kullanılabilir olma özelliği nedeniyle pek çok ülke biyoyakıtları petrol faturasını düşürmek için tercih ediyor. Biyoyakıtların kullanımını teşvik etmek için kolları sıvayan Avrupa Birliği 2010 yılında tüm yakıtların içinde biyoyakıt oranının yaklaşık %6'ya çıkartılmasını öngörüyor. Bu hedefı tutturmak için biyoyakıt hammaddesi olarak tüketilen tarım ürünlerinin miktarının 5 misline çıkartılması gerekiyor. Almanya, hammadde eksiğini kapatmak için Malezya'daki hurma plantasyonlarının üretiminden yararlanmayı planlıyor. ABD ve Avrupa ülkelerinde ulaşımda tüketilen yakıtlann %10'unu biyoyakıtların oluşturması için bugünkü ekili alanların yüzde 40'ının biyoyakıt tarımına ayrılması gerekir. Diğer taraftan şeker kamışı üreten güney ülkeleri, her dönümden beş misli daha fazla biyoyakıt elde etmeyi başarmış. Uluslararası Enerji Ajansı'ndan biyoyakıt uzmanı Lew Fulton "Brezilya ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerin çok fazla gayret sarf etmeden ürettiği şeker kamışı kaynaklı etanol, küresel benzin yakıtının yüzde 10'unu oluşturabilir" diyor. Malezya, Endonezya ve Avustralya, Brezilya ile birlikte şeker kamışı etanolü tedarikçisi olarak sağlam bir yer edinebilir. Bu yeni biyoyakıt piyasası çok ciddi siyasi sorunlara yol açma riski taşıyor. Gelişmiş ülkelerin tarım lobileri, biyoyakıt üretiminin teşvik edilmesini onaylamakla birlikte, daha korumacı tedbirlerin alınmasını istiyor. Biyoyakıt uzmanı Delahouliere, "Herkes biyoyakıtlar konusunda çevreci kaygılarla hareket ettiklerini iddia etmekle birlikte, esas kaygılarının tarım teşvikleri olduğunu düşünüyorum" diye konuşuyor. AB, biyoyakıt üretimini teşvik etmek için her bir dönüm "enerji ürünü" için 45 Avro sübvansiyon veriyor. Bu da Avrupalı çiftçilerin ithal etanolün ülkeye girmesini engellemeleri için yeterli teşviki sağlıyor. YENİ NESİL BİYOYAKITLAR Kuzey ülkeleri yeni nesil biyoyakıtları daha ekonomik olarak üretebilecek. Şeker kamışı veya yağlı tohumlardan yakıt elde etmek yerine, yeni fabrikalar bitkinin tüm "biyokütlesini" yakıta dönüştürecek teknolojilerden yararlanmanın yolunu arıyor. Şimdiki fermantasyon teknolojisi, selülozu atık olarak bırakıyor. Oysa bu atık değerlendirilebilir. Geçen sonbaharda Iogen adlı Kanadalı bir fırma, çevredeki üreticilerin atık olarak attığı samanları etanole çeviren ilk ticari tesisi kurdu. Bu teknolojide kilit noktası, genetik olarak üretilen enzimlerden yararlanarak samandaki selülozu glikoza dönüştürmek. Daha sonra bu glikoz etanol üretmek için fermente ediliyor. Volksvvagen de toplam bitki kütlesini kullanmak için hızlı büyüyen ekinler konusunda araştırmalannı sürdürüyor. Bu bağlamda 50 kafalı ayçiçekleri, hızlı büyüyen söğüt, kavak gibi ağaçlar kısa bir süre sonra biyoyakıt üretiminde patlama yaratabilir. Bu arada şaşırtıcı bir gelişme de biyoyakıtların hidrojeni gereksiz hale getirmesidir. Steiger bu konuda şöyle konuşuyor: "Hidrojen ekonomisinin anlamlı bir rol oynayabilmesi için daha 30 yıl gerekebilir. Bu süre zarfında biyoyakıtlar köprü vazifesi görebilir. Kaldı ki biyoyakıt üretiminin artması ve yakıt verimliğinde yaşanacak gelişmeler belki de yakıt hücresi projesini tümüyle rafa kaldırabilir." Derleyen: Reyhan Oksay Kaynaklar: www.biodiesel.org www.eie.gov.tr www.epdk.org.tr www.bioethanol.com Newsweek, 8 Ağustos 2005 www. biyomotorinbiodiesel. com www.infomag.cow. tr