02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Fosilbilim ZümrüttenAkisler A.M. Celal Şengör //. Mahmut'tan Cumhuriyete Neler Oldu? Geçen gün muhterem dostum Orhan Karaveli Beyefendi ile telefonda konuşurken kendisine bana borçlu olduğunu söyledim. "Sadece siz bana değil, sizin tüm neslin aklı başında okumuş ınsanları benim neslimin tüm üyelerine borçlusunuz" dedim. Daha sonra aynı iddiayı Sayın Prof. Dr. Coşkun özdemir'e de aynen tekrarladım. Imparatorluğun son döneminde yetişmiş insanların çocukları ve/veya öğrencileri olan akıllı ve iyi tahsilli kişiler, bize Mustafa Kemal Atatürk muazesini yaratan ortamı tanıtıp açıklamakla yükümlüdürler. Diyeceksiniz kı, dehâ açıklanamaz Ama Mustafa Kemal yalnız değildi ki: Ondan önce gelen Tevfik Fikret, Zlya Gökalp, Baha Tevfik, AhmedHilmi, onlardan az sonra Fuat Köprülu, Mustafa Şekip Tunç, HasanII Yücel, Kurtuluş Savaşını başaran komuta takımının önemli bir kısmı.. Bunlar nereden çıktı? Zamanında "hain" diye damgalanmış kişiler arasında bile Rıza Tevfik Bölükbaşı gibi kanımca önemlice düşünürler vardı. Her kurumuyla hızla çökmekte olan Osmanlı Imparatorluğunun son döneminde Rumeli ve Istanbul'da ciddı bir entellektüel hareketlilik görüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti bu hareketliliğin ürettiği fikirlerin bir dâhi tarafından radikal bir uygulamasıdır. Aynı entelektüel hareketlilik bugün yoktur; en azından varsa ben farkında değilim veya varsa aynı biraradalığı ve aynı iç iletişimi sunmamakta. (Rumeli'nin kaybının buna etkisi nedir?) AnkaraÇamlıdere cıvarındaki silisleşmiş ağaçlar Ünal Akkemik (*) A nkara'nın Çamlıdere İlçesi yakınındaki silisleşmiş ağaçların bulunduğu fosil ormanla ilgili, bugüne kadar değişik yayın orğanlarında yazılar yazılmış, bölgenin korunmasına yönelık önemli adımlar atılmış ve sevindirıci bir gelişme sonucunda, Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bolge Kurulu'nun 13.05.2005 tarihli kararı ile "l.derece Doğal SİT Alanı" olarak korumaya alınmıştır. Bu konuda emeği geçen (en başta konuyu gündeme taşıyan Sayın Dr. Eşref Atabey ve Sayın Dr. Gerçek Saraç olmak üzere) herkesi yürekten kutluyorum. Konuyla ilgili yazışma (1) ve yayınlarda (2), çeşitli internet site lerinde (3) ve ulusal bıt kongre bildirisinde (4), fosil ormanın çam ve meşe ağaçlarından oluş tuğu belirtilmiştir. Arazi gözlemleıı ve laboratuvarda yaptığımız anatomik çalışmalar sonucunda fosil ormanın, bu yayınlarda belirtildiği gibi çam ve meşe ağaçlarından oluşmadığı, başka bir iğne yapraklı ağaç cinsi olan "ardıç" ağaçlarından oluştuğu saptanmıştır. Örneklerin tamamı ardıç ağaçlarına ait olduğu için, büyük bir olasılıkla fosilleşmenin başladığı dönemde buranın saf bir ardıç ormanı ile kaplı olduğu sö'ylenebilir. Günümüzde ise fosil ormanın bulunduğu bölgede, çam (Karaçam türü: Pinus nigra) ve meşe (Tüylü meşe türü: Quercus pubescens) ağaçlarının doğal yetiştiği gö'rülmektedir. Aynı zamanda bazı ardıç türleri de (Boylu ardıç:Juniperus excelsa; Kokulu ardıç: J. foetidissima ve Katran ardıcı: J. oxycedrus) yakın bölgelerde doğal olarak yetişmektedir. Sonuç olarak 2311 milyon yıl oncesine tarihlenen ve ErkenOrta Miyosen yaşlı (2) olan fosil orman, çam ve meşelerden değil, ardıç ağaçlarından oluşmaktadır. Bununla beraber, fosil ormanda yapılacak ayrıntılı arazi çalışmalarıyla, çok düşük sayıda da olsa başka odunsu bitki türlerini bulma olasılığı da vardır. (*)Doç. Dr. İ.Ü.Orman Fakültesı Orman Botaniği Anabilim Dalı Eposta: [email protected] 1) Ankara Kultur ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bolğe Kurulu'nun 13 05 2005 gun ve 530 sayılı Kararı 2) Atabey, E, Saraç, G Ağaç Fosil Ormanı Jeolojı Parkı Olmalı1 Sultan II. Mahmut'dan itibaren gelişen entelektüel ortam ve kurumlar anlaşılmadan ne Mustafa Kemal Atatürk anlaşılabilir, ne de Türkiye Cumhuriyeti. Gerçi bahsi geçen dönem hakkında yazılmış tarihin bini bir para: Sırf bu döneme hasredilmiş bol ciltli bir ansiklopedimiz bile var. Gelgelelim II. Mahmut'tan Cumhuriyete gelişen düşünce dünyamızın adam gibi tek bir sentezini görmüş veya duymuş değilim. HilmiZlya Ûlken'in bu konuyla ilgili eserlerini okuduğum zaman duyduğum düş kırıklığını anlatamam: Yüzeysel bir biyobibliografyanın ötesine geçmiyor hiç biri. Böyle bir entelektüel sentez herşeyden önce detaylı vecîddi belgelenmiş bir bilim tarihi temeline oturmak zorundadır. Yaygın kanının aksine, ekonomikpolitik yaklaşımlar böyle bir entelektüel tarih sentezinin temelini oluşturamazlar. Ne II Mahmut tarihsel veya ekonomik bir gerekliliğin eseridir, ne Atatürk. 1808'de II. Mahmut'a atılan hançer hedefini bulsaydı, tarihin akışı bambaşka olacaktı. IV. Mustala gibi bir zavallıya tahammül edilebilir miydi diye hiç sormayın: Daha aydınlık dönemlerde hem Sultan Reşat'a hem de Vahdettin'e edildi. Çanakkale'de sıçrayan şarapnel Atatürk'ün saatini değil de kalbini parçalasaydı, gene tarihin akışı bambaşka biryol izleyecekti. Fuat Köprülü bir tarihsel/ekonomik gereklilik tezinden tahmin edilebilecek bir gelişimin hiçbir umdesiyle açıklanamayacak, yalnızca kışisel dehanın ve kendi yakın çevre şartlarının eseri olan tamamen bireyselbir "oluşumdur". Dolayısıyla son dönem Osmanlı entelektüel tarihinin oluşturulmasında kanımca bugüne kadar çok ihmal edılmiş olan birey ve tesadüffaktörleri üzerinde bilhassa durulmalıdır. Telelon konuşmamızda Orhan Bey "işte ben de yapabildiğim tuğlaları yapıyorum" dedi. "Yetmez" dedim. "Bir kere gerekli tuğlaları yapmağa ne sizin ne de neslinizdeki değerli insanrların ömrü yeter. Vaktiniz az kaldı. Ancak ailelerinizden, aile çevresindeki dost büyüklerinizden, hocalarınızdan duyduklarınız, büyürken okuduklarınız, .. hepsi kafanızda. Şimdi bunları kullanarak önce bir ana plan oluşturun, zira hem yapı elemanlarının hem de tuğlaların neye benzediğini sizler biliyorsunuz, en azından kabaca biliyorsunuz. Sonra daha irice inşaat elemanlarını (mesela Doğan Kuban Hoca'nın ikide bir söylemeğe başladığı gibi Atatürk ve daha nice büyük adamı yetıştiren Manastır Askeri Lısesi'nin ve Harbiye Mektebinin entelektüel tarihlerini) yerine koymağa başlayın; bir iskelet ortaya çıksın. Vaktiniz kalırsa, en önemli tuğlaları da yapabilirsiniz. Tuğlaları biz de beceririz. Ama önce binanın neye benzeyeceğini bir görelim. Plan olmadan tuğla yaparsanız, onları kimse kullanamaz, zamanla kırılıp ufalanırlar hiçbir işe yaramazlar. Eğer siz bize böyle bir plan bırakmazsmz, bunu başkaları yalan yanlış yapar; bundan da ya Osmanlı 'nın ne muhteşem olduğu veya milletçe ne geri zekâlı olduğumuz gibi zırva tezler üretilmeğe çalışılır Onların zararlarını temizlemek ise çok daha zahmetli olur." Orhan Bey "Bir merhaba diyeyim dedim, borçlu çıkarttın" diye latife etti. "Evet" diye büyük bir ciddiyetle cevap verdim. "Borcu tahsıl etmek için de sabırsızlanıyorum, hepinizden' 0 zaman" dedi, "bunu bana söylediğin gibi başkalarına da duyur." "Peki" dedim ve hemen bu yazıyı yazdım. ENTELEKTÜEL ORTAMIBİLMELİ İSKELETORTAYAÇIKMALI Cumhurıyet Bılım Teknık Dergısı 875/16 3)http://www.jmo.orgtr/jmogundem/jeolojıkmıras/camlıdere asp, http//www agaclar net/index.php?ıd2297&fırstıtem0 4) Sakınç, M, Aras, A, Yaltırak, C. 2005. Çamlıdere (Ankara) Neojen Sılısleşmıj Ağaçları. Paleoklımatolojı, Ulusal Iklım Bılımlerı Kolokyumu 68 Nisan 2005, Mersın 964/5 10 Eylül 2005
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle