Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TartışmaEditöre Mektup oluler uzennde denenmekte MD Anderson Kanser Merkezı onkolojı uzmanı Wadih Arap, beyın fonksıyonları durmuş bır hastaya, genetık olarak bır peptıdle donatmış olduğu mılyonlarca zararsız vırus aşılamıştı Peptıdler, ammoasıtlerın kısa sekanslarıdır ve vıruslerı veya hucrelerı bellı başlı organlara yonlendıren konumlayıcı gıbı etkırler Arap, vıruslerı aşıladıktan kısa bır sure sonra, cıltte, kaslarda, kemık ılığınde, prostatta, yağ ve karacığerde amınoastılerı saptamış Bunlar kanla bu bolgelere taşınmıştı Kalp atışları olmayan olulerde bu deney ışlemezdı Arap'ın araştırması bılım dunyasında buyuk ılgı çektı Çunku beyın fonksıyonları durmuş olan olulerın dışında, hala resmı olarak canlı sayılan ıkı hastayla da çalışmıştı Hastanın kalbı ve solunumu makınelere bağlıydı ve beynı hala etkındı Tabıı kı Arap'ın gırışımı eleştırılere neden olacaktı Sonuçta tıbbın en çetrefillı noktasına dokunmakta Bır ınsan olumun sınırını ne zaman geçmıştır? Klınık ortamda olum ve yaşam arasındakı sınır ender olarak belırgınleşmekte, dıyor Chıcago Northvvestern Unıversıtesı'nden Linda Emanuel. Tanrı sözcüğünün kökten gelen ışığı A.M.Celal Şengör'ün CBT 960 sayı 513 Ağustos tarihli 'Türkle ta olduğu açıktır Buradan ınsanın duşunmesınde tan ıle soylerin ve Moğollann En Büyük Tanrısı: Ebedi Mavi Gök"başlıklı ma yebılırız Tanın ışınıtanış olduğunu "danıduşunmesıne kalesine ve "Mansur" örneği "Enel Hak" diyerek düşünme tanıy şabılır" Danışma gerçekte tanın ışı olan la karanlıkları aydınlatan ve düşiincesinde hiç batmayan 'Tan karanlıktan aydınlığa geçışe bır yol aramaktır Duşunme "tan"a eş anlamında rıya" tanıklık yapan llhan Selçuk'a katkı.. değıl tan ıle aynı ışı yapma anlamında skı Uygur Turkçesı sozluğunde, Teng, denk, olçu anlamlıdır Tang, tan (şafak.sabah) anlamlıdır (Eskı Uygur Turkçesı Sozluğu, Turk Dıl Kuru mu yayınları A Caferoğlu Edebıyat Fakultesı Basımevı Istanbul 1968) +ra +re Yon kavramı veren eskı bır ad durum ekıdır Ornek, Taş+ra, ıç+re, son+ra gıbı (Turkçenın Eklerı Turk Dıl Kurumu Yayınları 407 Prof Dr Vecıhe Hatıpoğlu) +ra +ru, Seyrek yer ve yon bıldınr (Eskı Turkçenın Gramerı, Turk Dıl Kurumu yayınları, A Von Gabaın Ankara 1995) Fakat A.Von Gabaın, Eskı Turkçenın Gramerı adlı yapıtında, taş+ra "dışan" gıbı çok nadır kuruluşlar "ra" veya "ru"yu yon ekı olarak gostermeye yetmezler Bunlar uzak bır akraba dılden gelmış olabılırler diyerek, (Celal Şengor'un makalesınde de vurgulanan) Ordos Moğulcasına bakılması gerektığını yazıyor Sayfa 65 TENG, Tanrı eğer bu kokten ture mış bır sozcuk ıse, "Var olan her şeyın dengının yerı ve yonu anlamındadır dıyebılırız TANG, Tanrı eğer bu kokten ture mış ıse Tanın, aydınlanmanın, ışımanın yerı ve yonu anlamındadır, dıyebılırız Kok, aynı sozlukte mavı, gok rengı, gok anlamı ıle tanımlanmıştır Kok Tanrı Mavı denklığın yerı ve yonu, Mavı Tanın, aydınlanmanın, ışıma nın yerı ve yonu Tan, karanlıktan aydınlıga geçış E Bu anlamla tan oncesı çevresındekı sen oznellıklerı, karanlıkla bırlıkte kendını kuşatan ıçeren o nesnellığı karmaşasındadır Orneğın yer ve karanlık, gok ve karanlık Karanlıktan soyutladığı varlıklara (yıldız, dağ vb) kendısını ve karanlığı kuşatan ıçeren o nesnelhğını vererek "tanrılaştırabılır" Karanlık gökte bır yıldızın ayırdımına varır Karanlıktan ayırma olgusu, ınsanın duşunmesındekı ? tan yerı? dır Bu anlamla yıldız, düşunmede karanlıktan aydınlı benzeştır Tan oncesı karanlık, tan karanlıktan aydınlığa geçış ve tan sonrası ıse aydınlıktır TANRI'YI BULMAK Tan olayı ıle karanlık yanlmakta, aydınlık açığa çıkmaktadır Tanın ışı ıle tun bıtmekte gun başlamaktadır Karanlıktan aydınlığa geçış ışını yapan tan yonunde aydınlık artmaktadır Buyuk bır ışıma ve guneş Guneş tum gun aydınlattığı yerlerı ve goklerı karanlığa bırakarak batıyor Tanın ışını yapan güneş batıyor' Tanın ışını kıme danışmak gerekıyor Tanın ışını yapan düşunmeye danışmak en lyısı. Karanlıktan aydınlığa geçış ışını yapan duşünme tanının ışığı batmıyor, gıtmıyor ve yıtmıyor olduğu, duşunmenın devamlı oluşundan bellı Guneşın battığına tanık oldu. Guneş aydınlıktan karanlığa geçtı Fakat duşunme tanı aydınlıktan karanlığa geçmedı Aydınlıktan karanlığa geçen guneşı sorgulamakta ve karanlıktan aydınlığa geçışı ıstemekte Insan duşunmesındekı tanının ışığının güneş olmadığı açıktır. Çunku guneşın olmadığı karanhkta / gecede duşunme tanının ışıması devam etmektedır Duşunmesmın guneşı batmamış, duşuncelerdekı ışığıyla devamlı aydınlatmakta Duşunmesıyle karanlıkları yarlayan ınsanların duşuncelerınde "Tan"a tanık olduklarını ve Tana yer ve yon bıldırımı yapan +ra ekıyle duşuncelerınde "Tanrı"yı buldukları savını, ınsanlığın duşunce tarıhındekı aşkın orneklerı de ven ka? bul ederek değerlendırebılır mıyız "Tanrı aşkına" Sayın Bursalı Gürcan özdemir Smıf Oğretmenı Iskenderun YAŞAMIN IŞIK GİBİ SÖNÜŞÜ Araştırmacı yaşamın, çok ender olarak bır ışık gıbı anında sonduğunu gozlemlemış Karacığerın ışlevı dursa bıle kaip atmaya devam edıyor Ya da felç, beynın onemlı bır kısmında hasar verıyor ama akcığer havayla dolmaya devam edıyor Ve tum organlar durduktan sonra bır muddet ıçın bıle olsa hucreler hâla yaşıyor 0 halde olu kabul edılmesı ıçın bır ınsanın sıfır çızgısıne ne kadar yaklaşması gerıyor? Bu soru tarıh boyu farklı şekıllerde yanıtlandı 18 ve 19yy'da doktorlar hem kendılerı hem de dıger ınsanların ernın olmaları ıçın ılgınç testler gelıştırıyorlardı Mesela ayak tabanları kesılıyor veya ayak tırnaklarının arasına ığneler batırı yorlardı Ama genel olarak kokana kadar bekletılırdı Fakat daha sonrakı kuşaklar, olumun daha once açıklanabıleceğı goruşunu one surduler Mesela kalp atışlarının uzun sure durması veya beyın fonksıyon larının durması gıbı Gelecekte olum za manı daha da one alınabılecek Gunun bırınde beyın hucrelerının %85'ını olduğunu ve artık hıçbır tıbbı mudahalenın ışe yaramayacağını goreceğız Ve olum ne kadar once açıklanabılırse, araştırmacılar ıçın o kadar çok taze malzeme çıkacak tabıı Teorık olarak beyın fonksıyonları durmuş hastalarda mesela kemıklerını kırarak, hangı terapıle nn daha çabuk etkıdığını gorebılırız dıyor DeVıta Uzman bugune kadarkı deneylerın hepMnın yayımlanmadığını duşunuyor Oysa bız dunyanm bu tur araştırmalardan ne duşunduğunu duymak ıstıyoruz. KAYNAK. Dıe Zeıt 24/2005 Nilgün özbaşaran Dede KARANLIKTAN AYDINLIGA Karanlıkta olsa ınsan kendı ben oz nellıgının farkındadır Fakat çevresı sen oznellıgı ıle çevresını kuşatan o nesnellığı karanlık ıçıçedır Tan ıle bırlıkte ınsan çevresı sen oznellığıyle, çevresını kuşa tan o nesnelhğını ayınr ğa geçış yerı 'tanının ışıgı^ dnlammd gelır Karanlıktan aydınlığa geçışe, "tan"a tanık olan ınsan, gerçekte karanlıktan ay dınlığa geçış olayını 'tanı"lamış olmaktadır Dığer anlatımla tanılama yapabılen ınsan, "karanlıktan aydınlığa geçışın tanığı" durumundadır Buradan Tann'yı Insanın kendı ben ve yakın çevresı sen oznellığını kuşa tan ve ıçeren ' o' nesnellığı olarak tanımlayabılırız Duşunmesınde karanlıktan aydınlığa geçış olayına tanık olan ınsan, duşüncesınde tanın ışını yapmaktadır Bu halde ınsan karanlıktan aydınlığa geçışte "tanın ışıne" kendı ozunde de tanık olmak * Duyuru İstanbul'un Jeolojisi Sempozyumu Istanbul yerbılımsel gızemını korumaya devam edıyor istanbul'un jeolojık ozellıklerı uzerıne yapılan çalışmalar arttıkça çozulmesı gereken problemlerın de sayısı artmaktadır Saygın yerbı lımcıler olası Istanbul Depremı ıle ılgılı çalışma larına ara vermeden devam ederken vatandajlar ıse neredeyse Istanbul un her sokagmda zemın etutlerını yaptırmaya tum hızıyla devam edıyor Şubemıze geçen yıl onaylatılan rapor sayısı bın lerle ıfade edılıyor Çok sayıda raporun yapıldıgı bır kentte tum jeolojık problemlerın çözulmuş olmasını beklemek gerekır Oysa Istanbul'da geçen sempozyumdan bu yana degışen hıçbır şey yok Eskı çalışmalardan yapılan alınülar sorgu lanmadan raporlara konmakta,bu da uygulama da oldukça cıddı sorunlara yol açmaktadır Istan bul'un aktıf tektonık ozellıklerı tam olarak he nuz bılınmıyor Istanbul un yer bılımsel ve çevre sel sorunları artarak devam edıyor Çalışmalar arttıkça bu sorunların çozumlerının olgunlaşma sı kaçınılmaz olacaktır Ikıncısı gerçekleşürıle rek geleneksel hale getırılen ve ıkı yılda bır yapıl ması duşunulen istanbul'un Jeolojisi Sempoz yumu II' nın yerbılımlerı ıle ılgılı bır çok probleme ışık tutacagına ınanıyor, katkılarınızı beklıyoruz SEMPOZYUMÜN ANA KONÜLARI Istanbul un Jeolojı Modellerı, Marmara Fayı ve Istanbul un Depremsellığı, Istanbul un Muhen dıslık Jeolojisi ve Jeoteknık Ozellıklerı, Istan bul'un Yeraltı Suyu ve Dogal Kaynakları Yerbılımsel Açıdan Istanbul un Çevre Sorunları Istan bul ve Doğal Afetler Planlama ve Kent Jeolojisi, Deprem Kestmmı Denız ve Kıyı Jeolojisi http //www ıstanbuljmo org e Posta ıstanbuljmoöPıstanbuljmo org 964/1710 Eylüj 2005