01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Okur mektubu Hayvanlar Dünyası şeyyapabilme A gücüne sahiptir! O rhan Bey, Singapur'daki biyoteknoloji üzerine yazınız hakkında tartışmaya katılmak istiyorum. Yazınızda Singapur'da yapılan yetiştirme programından bahsetmişsiniz ve yazınızın sonunda Türkiye'nin şu anki durumuna bakarak nereye, nasıl ve neyle varacağımız konusunda bir ışık göremeyeceğimizi söylemişsiniz. Olaylara ve bu millete bu kadar karamsar bakmayalım hocam. Neden yapılamasın; neden Türkiye'de de anlattığınız gibi bir bilim merkezi kurulmasın.. Bunu yapabiliriz... Size bu milletin gücüyle neler yapılabiliceğini anlatmak için bir örnek vermek istiyorum : 14 Mayıs 1909'da "Donanmayı Hümayun Muaveneti Milliye Cemiyeti" kurulmuştu. Bu İkinci Meşrutiyetin yeniliklerin birisiydi..Bu donanma yaptırma dernekleri hızla gelişmiş ve çok ciddi bir para toplamışlardı. Zengin, yoksul bütün halkın elbirliği ile katıldığı bu yardım dernekleri Türk Donanması'na görünürdeki yardım olarak 6 tane zırhlı kazandırmıştır. 0 zamanlar bu, TürkYunan silahlanma yarışında bizim için çok önemli bir gelişmediydi. Olayın aslını bilmiyorum ama öğretmenlerimiz bize lisede anlatırdı, Özal'ın yaptırdığı bir bilgisayar merkezi varmış yıllar önce. Aslında tasarıymış, bina olarak inşaa edilse de mühendislik ve teknoloji olarak inşaası tamamlanamadan sona ermiş. Ne olmuş dersiniz? Tabii ki dış güçler bunun oluşumunu engellemiş ve yine pek çok tasarının uygulamaya konamadan kafalardan silinmesi gibi, bunu da kafalardan silmişler. Bugün o merkezin için Japonya'dan getireceğimiz mühendislerle ve onların izinde yetişmiş, mesleğinde zirvede bir yığın Türk öğrencisi ile dolu olacaktı. Belki de benim şu önümde duran bilgisayar "Hp" olmak yerine Türk markası olacak ve belki de çok daha kaliteli bir işçilikle bizlere sunulacaktı. Aslında yapılmıyor değil hocam, Türk milleti teknolojideki bu ilerlemenin farkında. Herkes bir şeyler yapıyor ama bu güç tek elde ve düzen içinde olmadığı için bir yere varamıyoruz. Lütfen gazetelerden duyuralım bunları, bir teknoloji geliştirme derneği de biz kuralım.. Karamsar olmayalım bu millete karşı. Sizden rica ediyorum, bu mesajı okuyup geçmeyin ve bir şeyler yapın. Bunu herkese yazmak isterdim ama yazınızı okuduktan sonra bunu size yazıyorum. Ütopik olarak nitelendirdiğimiz ve başlamaya tenezzül bile etmediğimiz tüm atılımlar bugün karşımıza çok büyük gelir kaynakları ve belirleyici unsurlar olarak çıkmakta. Singapur'da yapılan bu çalışma bize örnek teşkil etmeli, sadece bir hayal gibi düşünülmemeli. Cökturk Özdoğan Bu millet ÇOk Rl nüfusu ile ilgili çelişki veriler frika fillerinin geleceği ile ilgili tahminler çelişkili. Kıtanın bazı bölgelerinde yaşayan filler fildişi avcılarının insafına terk edilirken, bazı bölgelerde sayıları hızla artıyor. Yasak bö'lgelerde avlanmayı kontrol etmek için toplanan Soyları Tükenmekte Olan Türlerin Uluslararası Ticareti Toplantısı'nda işlerlik kazanan Fillerin Yasadışı Öldürülmesinin Kontrolü (MIKE) isimli girişimin topladığı verilere göre, yasadışı yollarla fıl avcılığının en yoğun olduğu bölgeler Kongo Demokratik Cumhuriyeti gibi orta Afrika ülkeleridir. Dünya Doğal Yaşamı Koruma Örgütü (WWF), geçen haftalarda Mozambik'i yasadışı fildişi ticaretini engelleyemedikleri ge rekçesiyle suçladı. Diğer 29 Afrika ülkesi gibi Mozambik de geçen ekim ayında yurtiçi fildişi piyasasının ortadan kaldırılmasına ilişkin uluslar arası antlaşmaya imza atmıştı. Ancak TRAFFIC adı verilen yasadışı hayvan ticaretini kontrol eden örgüte bağlı bilim adamları geçtiğimiz günlerde Mozambik'in uluslararası havaalanı Maputu'da açıkta fildi şinden yapılmış 500 ürünün satıldığını tespit etti.. Ne var ki MIKE verilerinin aksine WWF'nin yayımladığı bir rapor, güney ve doğu Afrika ülkelerinde fıl nüfusunun son 10 yılda arttığını gösteriyor. Güney Afrika, Namibya ve Boshvana gibi Güney Afrika ülkelerinde fıl sayısının yüzde 5.5 oranında arttığı bildiriliyor Savaş aygıtı yardımı ile fil sayımı V ietnam savaşı sırasında düşman askerlerinin izini sürmeye yarayan bir aygıt, bilim adamlarının fillerin davranışlarını daha iyi anlamalarını sağlıyor. Afrika savanalarında yaşayan fillerden farklı bir tür olduğuna inanılan ormanfillerininsayımı, ağaçların sıklığından dolayı bilim adamlarını zorluyor. Bugüne dek orman fillerinin sayımı gübre topaklarını sayarak yapılıyordu. Ancak bu yöntemin hata payı çok yüksek ve emek yoğundu. Kaliforniya'daki Stanford Üniversitesi'nden Jason Wood ve meslektaşları, bu yöntemin yerine küçük bir sismik dedektörden veya "jeofon" dan yararlanarak fillerin ayak sesini dinlemeyi denedi. Bilim adamları ieofonu Namib ya'daki EtoshaUlusal Parkı'ndaki bir göletin yakınlarına gömdüler ve geçen hayvanların ayak seslerini kaydettiler. Kayıt ları analiz ederken, fillerin ayak seslerini diğer büyük hayvanlarınkinden ayırt edebildiklerini keşfettiler, çünkü fillerin ayak sesinin frekansı farkhydı. Ayrıca bu yöntem ile grubun kaç hayvandan oluştuğunu tahmin edebildiler. Jeofonların her biri birkaç bin dolara mal oluyor. Dolayısıyla bu sistemi uygulamak oldukça pahalı. Ancak VVood bu şekilde fillerin gün veya ay içindeki faaliyetleri hakkında çok değerli bilgilere ulaşacaklanna inanıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle