Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
NöroPsikanaliz ne oradalar ve biz onlara ulaşamazsak da onlar bizi etkiliyorlar. • Dürtüler yaşamımızı belirliyorlar. Ancak dürtü dünyası, Freud'un düşüncesinde olduğu gibi cinsellik ve saldırganlık arasındaki dönüşümlü oyundan ibaret değil. Hırs, panik, korku gibi temel duygularla işleyen bir dizi içgüdü sistemleri yanında, bilim araştırmacıları ödüllendirme veya arama sistemleri keşfettiler Freud'un "übido"su ile benzerlik gösteren bir dopamin mekanizması bu. tırlatıyor. Hastalardan yaklaşık olarak %5'i hedeflere uygun yöntemlere ulaşamadığı için uzun vadeli terapilere ihtiyaç duyuyorlar. Freud, günümüz beyin uzmanlarının bellek yapısı hakkında edindikleri bilgileri, tahmın edebilmişti. Bilim, bugün sinirler arasındaki bağlantıların (sinapsların) uyarılarla gelişebileceğini biliyor. Eric Kandel bunu seksenli yıllarda, Aplysia deneyiyle kanıtladı. Deniz salyangozunun solungaçlarına dokununca, hayvanın beyni tepki vermekte. Araştırmacı bir saat sonra yeni sinapsların geliştiğini görmüş. GÛNÜMÜZDE BEYİN DİNAMİK Ancak Freud, belleği bir depo rafı gibi duruk (statik) olarak tahmin ederken günümüzdeki bellek modeli dinamiktir. Deneyimlerimizi hatırladıkça yeni bilgilerle donatıyoruz ve bu şekilde yapılan değişmekte. Nörobiyoloji, deneyimlerin asla silinemeyeceğini kanıtlamıştır. Sinirbilimcileri ciddiye alacak olursak, diyor LeuzingerBohleber, hasta yaşamış olduğu travmayı yeniden yaşayan analizcinin yardımıyla yeni duygusal deneyimler yaşamalı. Bu şekilde travmayı iyileştirebilecek yeni bir sinirsel ağ gelişebilir. Gerçi enstitüde beyin tarama çalışmalarıyla yapılan ilk deneylerden umut verici sonuçlar elde edilmemiş değil, ama beyin kişiden kişiye anatomik olarak tıpkı kulak kepçesi kadar farklılık gösterdiği için araştırmacı röntgenlerin kanıtlayıcılığından kuşkulu. Ve beyin taramasıyla en belirgin olarak görü'lenler en önemli etkinlikler olmayabilir diyor. Freud'u bilinçdışıyla ilgili bilgilere ulaştıranlar arasında rüya araştırmaları da yer alır. Freud Enstitüsü'nde uyuyan deneklerin beyin etkinliklerini EEG yardımıyla görüntüleyen psikolog Stephan Hau, bu görüntülerden beynin uyku halindeki dokusunu değil, rüyaların yararlarını öğrenmeye çalışıyor. Beyin araştırmaları bunun üzerine birkaç teori üretti. Evrim teoriği açısından bakıldığında, uyuyan kişi korkulu rüyaları bir tür SÖZCÜKLERİN TEDA.Vİ BÜYÛSÜ "Ancak Freud'un en önemli buluşu, sözcüklerin tedavi edici etkisi idi" diyor Marianne LeuzingerBohleber". Psikoterapinin, beyni, ilaç tedavisi kadar değiştirebileceği, depresyonlu hastalarla yapılan tomografi araştırmalarıyla kanıtlandı. Bu hastaların hipokampüsü büzüşmüştür ve birincil beyin kabuğu (cingulare cortex) (kişinin zorluklarla karşılaşması halinde devreye giren çatışma motoru) çalışmaz. Depresyonun atlatılmasından sonra beyin iyileşmekte. Psikanalizin, nöronları bu derecede değiştirebileceğinden Alman psikolog Klaus Grawe kuşkulu. Bunun için beyni, sistematik ve hedeflere uygun bir şekilde etkinleştirmek gerek diyen bilim adamı kaydedilmiş deneyimlerin engellenip, yenilerinin tekrarlanması gerektiğini düşünürken, Freud Enstitüsü yöneticisi, hastaların, hedeflere uygun yöntemlere ulaşamadıklarını gösteren tecrübelerini ha Nöropsikanaliz yanlılan: Hepsi Freud'un birçok saptamasının doğrulandığını söylüyor. elde edilen psişik işlev modelleri, nörobiyoloji veya kavram psikolojisinin birikimlerine, karşıt kanıtlar olarak görülmemeli." Bu deneyin açıklaması özetle şöyle: İstediklerimizi yapmıyor, yaptıklarımızı istiyoruz. Bunun ne olduğunu anlamak için mesela elinizin yandığını ve kesildiğini düşünün. Bu durumda hepimiz acımızı "ay, uf" diye bağırdıktan sonra hissederiz ve buna rağmen acımızı elimizi ocaktan çekerken yani bağırmadan önce hissettiğimizi iddia ederiz. Libet'in deneyleri, beyin araştırmalarında fırtınalı tartışmalara yol açtı, ancak deneylerden kuşku duyan ve deneyleri tekrarlayarak kontrol eden tüm bilim adamları aynı sonucu ulaştılar. UMUT VEREN ARAŞTIRMALAR Beyin araştırmaları, analizcilere umut veriyor. Hintli beyin araştırmacısı Vilayanur Ramachandran, bir anosognozi hastasının sağ beyin yarısını duyumsal (sensorial) bir tepiyle uyararak ilginç bir sonuca ulaştı. Araştırmacı hastanın kulağına buz gibi su damlatınca, kadın aniden felçli olduğunu anlamış. Buzlu suyun uyarıcı etkisi geçtiğinde, hasta deneyin tüm detaylarını hatırlamasına rağmen felçli olduğunun bilincine varışını anımsamamıştı. Bilim adamı buradan, deneyimlerin seçilerek bastırıldığı sonucunu çıkardı. Bilinçdışı deneyimlerin yönlendirici rolünü Amerikalı nöropsikolog Benjamin Libet yetmişli yıllarda kanıtlamıştı. 1979 yılında beş öğrenciyle bir dizi test yapan nörobiyolog, katılımcılara istedikleri zaman basit el hareketleri yapmalarını istemiş. Nörobiyolog çeşitli aparatlarla elin ve beynin elektriksel etkinliklerini ölçerken, öğrenciler de ellerini oynattıklarında saate bakarak bu anları akıllarında tutmuşlar. Bu deneylerden çıkan ilginç sonuç şu: Hareketlerimizi bilinçsiz olarak yapıyoruz. Öğrenciler parmaklarını, beynin el hareketinin hazırlıklarına başlamasından yarım saniye sonra bükmüşlerdi. KANITLANMIŞ DİĞER KONSEPTLER Fakat Freud'un kanıtlanmış olan tek konsepti bu değil. • İlk çocukluk döneminin önemi, bebek araşürmalarıyla açık bir şekilde kanıtlandı. İlk deneyimler ana karnında limbik sistemdeki (beynimizin duygu merkezi) sinirsel bağlantılarla "kaydedilmekte". Bu bağlantılar, daha sonraki deneyimler tarafından değiştirilmeyecek kadar sağlamlar. • Freud, ilk çocukluk dönemimizdeki olayları hatırlayamayışımızı "infantile amnesia" (çocukluk amnezisi) olarak tanımlamıştı. Bunun sebebi, beyin araşürmalarıyla şu şekilde açıklanmakta: Sinirler arasındaki bağlantılar henüz tamamlanınadığı için anıların doğru olarak depolanması için gerekli ağ sistemleri eksiktir. Anılar ilk Önce sadece bilinçsiz bellek tarafından algılanmakta. Fakat anılar yi 952/14 18 Haziran 2005