28 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ni NOROBIYOLOJIVE PSIKANAUZM EL ELE Freud, günümüzde modern görüntüleme teknikleriyle ilgili bazı bilgileri önceleyebilmişti. Nörobiyologlar, beyin araştırmacıları, psikiyatrlar ve diğer bilim adamları şimdi Freudcu teorilerin yararlılığını tartışıyorlar. Hasta beynini görüntüleme yöntemleriyle izleyerek sonuçlar arayan katı nörobiyologlar Freud'un tezlerini reddederken nörobiyoloji Freud'un tezlerinden, "Istediklerimizi yapmıyor, yaptıklarımızı istiyoruz" giblbirçoğu bilimsel olarak kanıtladı: • İlk çocukluk döneminin önemi, bebek araştırmalanyla açık bir şekilde kanıtlandı. • Freud'un ilk çocukluk dönemimizdeki olayları hatırlayamayışımızı çocukluk amnezisi odern psikanalizin kurucusu Sigmund Freud, 1895 yılında yayımlanan "Bir Psikolojinin Eskizi" adlı eserinde psikanalizi kendi döneminin sinirbilimleriyle birleştirmeye çalışmıştı. Tabii Freud'un bu konuda başarılı olması beklenemezdi. Sonuçta nöron, yüzyıl önce doğru dürüst tanımlanabildi henüz. Psikanalist, birçok bilimsel bilgiden ve teknolojilerden yoksundu, dolayısıyla da bu konudaki çalışmalannı tamamlayamamıştı. İngiliz nöropsikolog Mark Solms ve psikanalist eşi Karen Solms, şimdi modern sinirbilimleri, klinik yöntemler ve bilimsel teknolojideki gelişmeler sayesinde bu iki disiplin arasında yeniden bir bağ kurmaya denediler. Solms çiftinin "NeuroPsychoanalyse" adlı çalışması 19931999 yılları arasında New York Psikanaliz Enstitüsü'ndeki sunumların temelini oluşturan notlardan oluşmakta. Araştırmacılar, eserlerinde hastalarından örnekler vererek, tedavilerdeki zorlukları, teknik sorunları ve hastalarla ilgili psikanalist tedavileri tartışmaya açıyorlar. nsan ruhunun gizini nöropsikaı olarak tanımlaması da, "Sinirler arasındaki bağlantılar heniiz tamamlanmadığı için anılarm doğru olarak depolanması için gerekli ağ sistemleri eksiktir" diye açıklandı • Dü'rtüler yaşamımızı belirliyor. Ancak dü'rtü dünyası, sadece cinsellik ve saldırganlık arasındaki dönüşümlü oyundan ibaret değil. Hırs, panik, korku gibi temel duygularla işleyen bir dizi içgü'dü sistemleri yanında, ödüllendirme veya arama sistemleri keşfedildi.. Ancak Freud'un en önemli buluşu, sözcü'klerin tedavi edici etkisi idi... Psikoterapinin, beyni, ilaç tedavisi kadar değiştirebileceği, depresyonlu hastalarla yapılan tomografi araştırmalanyla kanıtlandı. Sol beyin yansmın görevi, sürekli beyne akan bilgi yığını içindeki anlamlı akımları süzerek dış dünyayla uyumlu görüntüler üretmek. Bu bölüm, gerçeğin görüntüsünü yarattıktan sonra bunu kalıcı kılmaya çalışır. Sağ beyin yarısı ise bu görüntüdeki sapmaları bulur. Sapmalar belli bir seviyeyi aştığında, sol beyin yarısını gerçek görüntüyü oluşturması için zorlar. Beynimizdeki bu çalışma biçiminin mantığı, beynimizin önemsiz ifadelerle aldanmasını önlemekten ibaret M olarak açıklanabilir. Bedenlerinin sol tarafında felç geçiren kişilerin yaklaşık yüzde 5'inde anosognozi görülmekte. Bir hastanın felçli kolunu kaldırdığını ve bunu gördüğünü iddia etmesi son derece ender görülen bir durumdur. Bu bozukluk sağ beyin yarısı hasar görmüş kişilerde ortaya çıkmakta ki, bu da birçok tıp uzmanı için, hastalığın psikolojik nedenlerden çok nörolojik nedenlerden kaynaklandığına dair bir işarettir ve bu fenomen, iki beyin bölgesinde çok özel görevlerin yer değiştirmesiyle açıklanmaya çalışılır. FREUD'U TAMAMLAMAK Nöropsikoloji, beyindeki hz kaynaklanan bu hastalığı, • hastanın negatif duygulaı mesi, • sol beyin yarısı üzerindel lünü yitirmesi ve • kendı bedenini mekânsa! gılayamaması gibi nedenlere gört ta incelemekte. Yukarıda sözü edi nın durumunu hıçbiri tam olarak makta. İşte bu vaka Solms'un haftal tılarda anosognoziyi kendi hîpc tartışmaya açmak için iyi bıı Solms'un bu örnek hastasına ben değil nörolojik sorunların tedavisi mez Freud'un düşüncelerini hatır Freud'un fikirleri de tıpkı beyin araştırmacıları gibi dönüp d den ve ruh sorunlarında odaklanı nuçta. Beyin ve ruh ne şekilde bağ Beyin, travmatik olaylara n İLGİNÇ BİR HASTA Bu hastalardan biri 40 yaşlannda felçli bir kadın. Hasta, sol kolu ve bacağı felç olmasına rağmen, kendisini sağlıklı sanıyor. Hatta doktoruna kolunu oynatabildiğini ve kolunun yukarı kalkışını gördüğünü söyleyecek kadar. Durum ilk bakışta tipik bir anosognozi vakası gibi görülmekte. Yunanca hastalık (nosos) ve bilim (gnosis) sözcüklerinden türetilen anosognozinin kelime anlamı "hastalığı bilmeme" 952/1218 Haziran 2005 Freud, biistii yapılırken poz veriyor '•«V.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle