25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TartışmaEditöre Mektup Bilimsel yayınların değerlendirilmesi tartışması Bilimin insanı değerlendirmelerinde şu kriterlerin temel olarak dikkate alınması gereklidir: Kitapta sitasyonu var mı ve kaç kitapta site edilmiştir? Yabancı ülkede kitabı basılmış mıdır? Kaç yabancı derginin redaksiyon heyetindedir? Yayın literatiirde ilk kayıt mıdır? 1596, M.N: Toksöz 1570 sitasyon aldığını tespit etmiştim (İnsan ve Kainat, 6. 12 1990). Bu araştırmacıların dönem içersinde 2005 yılına kadar yayını ayrıca incelenirse bu sayı daha da artar. Bu husus ilgili yayınlarda ele alınmamıştır, bu büyük eksikliktir. T ürkiye'nin bilimsel yayınları üzerinde tarüşmalar devam etmektedir. Bu konuda öncelikle yayın ile bilime katkıyı birbirinden ayırmak lazımdır. Türk araştırıcıların SCI'deki kayıtları üzerinde bugüne kadar pekçok inceleme yapıldı. Bu konuyu geniş bir alanda ilk defa ele alan Prof. Erdal İnönü'dür. Bu yazının yazarı 1970 2004 yılı arasında SCI'deki Türkiye üniversitelerinin ve bu arada ayrınülı olarak İ.Ü., A.Ü., İ.T.Ü. ve ODTÜ'nün yaymlarını şahıs şahıs inceledi. Bu değerlendirme esnasında SCI'nin pek çok hatalar içerdiği tespit edildi. SCI'deki kayıtlarda aynı şahıs birkaç defa kayıt edildiği gibi, adının baş harfı belirtildiğinden ve soyadı esasına düzenleme yapıldığından dikkatli bir tarama yapılmazsa, yayın sayısı benzer isimlerden birine yüklenebilir. birçok kişi bu alanda çalışabilir ve bu da sitasyonu arttırır. Burada, sitasyonun kaç sene süre devam ettiği incelenmesi gereklidir. DİĞER KISTASLAR Bir yayının değerlendirilmesinde yalnız SCI'deki sitasyon değil aşağıdaki kriterlerin temel olarak dikkate alınması gereklidir. 1. Kitapta sitasyonu var mı ve kaç kitapta site edilmiştir, 2. Yabancı ülkede kitabı basılmış mıdır, 3. Kaç yabancı derginin redaksiyon heyetindedir, 4. Yayın literatürde ilk kayıt mıdır. Bugün ülkemizde Rusya, Japonya ve İngiltere'de kitabı basılan ve pekçok dergide derleme yazan, Uluslararası toplantılarda çağrılı konuşmacı olan, yüzün üstünde yabancı kitapta adı geçen ve pek çok yabancı derginin redaksiyon heyetinde olan ve ayrıca yabancı kitaplarda bu ilk yayındır şeklinde çalışması olan bilim adamları mevcuttur. Bu temel hususlar dikkate alınmadan, yalnız I SCI'ye bakarak yapılan değerlendirmeler subjektiftir, toplumu yanıltıcıdır, bilimsellik açısından da hatalıdır ve diğer araştırmacılara haksızlıktır. Bunu bir kişinin taktirine bırakmak hatalıdır. Bu değerlendirmeyi bir kurum veya kurul yapabilir. Türkiye üniversiteleri kadrodan yoksundur, araştırma ödeneği düşüktür, kendi imkânları ile çalışmaktadır. Maalesef bütün bu hususlar düzenlenmemiştir. Yoksa "Keşke bizim üniversite rektörlerimiz böyle araştırma yapsa" sözü, üniversite rektörü nedir (yalnız hapse atılan), üniversite nedir, araşbrmanın ne olduğunun bilmemenin itirafıdır. Sonuç olarak Türkiye'nin her sahada bir atılıma ihtiyacı vardır. Bunu çözme kapasitesine sahip yönetime gerek vardır.. Türkiye üzerinde kabuğu kırmalı, yeni ufuklara açılmalıdır. "Bulanık Mantık" (fuzzy ogic) bu zaman gerek! Altkimlik, üstkimlik tartışmaları aldı başını gidiyor. Kafası zaten karışık olan çoğu insanımız şimdi bir yandan kimliğinin ne olduğunu düşünüyor, bir yandan da her kafadan çıkan sesler, kimin kimliğinin ne olduğu, hatta ne olması gerektiği konusunda talimatlar yağdırıyor. Halbuki diğer yandan, her şeyi iki uca (evethayır, siyahbeyaz) indirgeyen tkili Mantık sisteminin en çok kullanılageldiği teknik » alanda dahi artık yeni bir yaklaşım ortaya çıktı: Bulanık Mantık. Bugüne kadar İkili Mantık yoluyla tasarımlanan çamaşır makineleri dahi artık Bulanık Mantık ile yapılıyor. Su sıcaklığı, kirlilik ya da yıkanacak eşyanın duyarhk düzeyi gibi özellikler artık bu yeni mantık uyarınca gri tonlara bölünüyor. tkili Mantık doğası gereği bölücüdür. Kimlik gibi tamamen öznel kavramların İkili Mantık yoluyla tanımlanmaya çalışılması ise sadece tek sonuç verebilir: insanların ister istemez ve çeşitli yönlendirmelerin etkisinde kalarak iki uçtan birisinde toplanmaları yani bölünmeleri. İkili Mantık sisteminin öznel temelli (inanç, kimlik, ideoloji gibi) konulara uygulanmaya çalışılması toplumun çeşitli kamplara bölünmesiyle sonuçlanmıştır. Örneğin her fırsatta dile getirilen inananlarinanmayanlar ayrımı İkili Mantık sisteminin melanet ürünlerinden birisidir. İki uçtakilerin tanımları üzerinde dahi bir uzlaşı yokken bir de kalkıp uçlar arasındaki sayısız tonlardaki çoğunluğu yok saymak eğer bilerek yapılmıyorsa tam bir ahmaklıktır. tkili manbk iyidir ama.. : İkili Mantık ÖNEMLİ OLAN ORÎJİNALLİK Önemli olan yayın sayısı değil bilime katkı, orijinalliktir. Yoksa bir kimyasal maddenin kuyruğuna küpe katıp yayınlamak değildir. Bilime katkı hususunda Cumhuriyet öncesi ve takip eden yıllarda yapılan önemli bazı öncülerin bilime katkılanna örnek aşağıdadır. Hulusi Behçet'in bulduğu ve ismiyle anılan Behçet hastalığı, Abravaya ve Marmarah ve S. Tavat'ın AYNI İSİMDEN ÇOK KİŞİ Örneğin SC1 de B.Baysal dan birisi A.Ü. de tıp dalında çalışmakta, diğer B. Baysal ise kimya dalında çalışmakta olup SCI'deki kayıtta ise tek isim altında toplanmıştır. Buna benzer bir durum dokuz yüze yakın atıf alan bir Macar ile A. Ü. Tıp Fakültesi'nde çalışan bir araştırıcı da rastladık. Dikkatli bir inceleme ile bu atıfların Macar'a ait olduğunu tespit etmiştik. Başka bir hata da o şahsın yaptığı yayında kendini site etmesi ve SCI'de sitasyona bunun eklenmesidir. Örneğin yüz yayını olan bir araştırıcı bu yüz yayınında kendini yalnız bir defa site etse, sitasyon sayısına yüz eklenmektedir. Ayrıca Üniversitelerin adres olarak standart bir ifade kullanmamasından dolayı SCI'deki kayıtlarda bazen dört defa aynı yayın görülmektedir. Bu da Üniversitelerin yayınlarının incelenmesinde büyük kat farkları meydana getirmektedir. Bütün bu belirtilen hususlar SCI kayıtlarının büyük bir titizlikle hazırlanmadığını göstermektedir. Yukarıda belirttiğimiz gibi araştırma ve bilime katkı ayrı ayrı şeylerdir. Sayın B. BaysaPın Cumhuriyet Bilim Teknik'te 19 Kasım 2005 tarihli yazısı dikkate alınırsa, en başarılı deyiminden ne anlaşılır belli değildir. Bir araştırma yayınından sonra sitasyon alabilir. Bu konu güncel olabilir ve bu hususunda i! • . bulduğu Akdeniz Humması, Nihat Reşat'ın bulduğu monositer lösemi, zooloji dalında Abdullah'ın bulduğu Tri lopites Abdullahi, Cahit Arf'ın Cahit Arf halkaları gibi daha birçok bütün kitaplara geçmiş temel buluşlar Türkiye'de yapılmıştır. Buna benzer pek çok literatürde Türk araştırmacılar tarafından yapılmış ve ilk kayıt olarak kitaplara geçmiş yayınlar vardır. Yalnız SCI'ye bakarak en başarılı deyimi biraz şüpheli karşılanmalıdır. Yukarıda belirtilen yayınlarda önemli bir yanlışlık da, yabancı ülkelerde çalışan bazı Türk araştırıcıların yayınlarının dikkatle incelenmemesidir. Bu hususu 1970 1989 yıllarına ait yabancı ülkede çalışan 55 Türkün SCI'de kayıtlı yayınları üzerinde yaptığım incelemedeki en önde gelenler: A. C. Eringen 2970, O. Sinanoğlu 2669, A.O. Barut 2590, F.Gürsoy 1816, M.B. Yasargil Prof. Kasım C. Güven sistemi yerinde ve zamanında kullanıldığında yaşamı kolaylaştıran bir yaklaşımdır. Taze ve bayat balık kavramları gerçekte Bulanık Mantıkla daha doğru ifade edilebilirse de, balıkçı ile bunları tartışmak yerine belirli bir tazelik düzeyinin altını toptan bayat diye nitelemek hem pratik hem de sağlığa yararlıdır. İkili Mantığın böylece kullanılması gereken sayısız alan vardır. Toplu yaşam alanlarındaki düzeni 979/20 24 Aralık 2005
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle