Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Gelir DüzeyiSağlık YOKSULLUK HİSSİ Üç yeni araştırma, SES/sağlık eğiminde psikolojik stresin etkisini destekler nitelikte. Son 10 yılda San Francisco'daki Kaliforniya Üniversitesi'nden Nancy E. Adler, nesnel ve öznel SES arasındaki farkı ve her birinin sağlıkla ilişkisini araştırdı. Teste tabi tutulan deneklere 10 basamaklı basit bir merdiven diyagramı gösterildi ve daha sonra kendilerini bu basamaklara yerleştirmeleri istendi. Adler'in gösterdiği gibi, bir denek kendi statüsü ile ilgili öznel değerlendirmesini yaparken sıradan nesnel ölçümleri eğitim, gelir, meslek ve yaşanılan yerdikkate alır. Bu arada gelecek ile ilgili kaygıları ve yaşam memnuniyeti de bu değerlendirmede etkilidir. Adler, bu araştırmasının sonucunda öznel SES'lerin, kalpdamar fonksiyonları, metabolizma ölçümleri, obezite olasılığı ve stres hormonlarının düzeyi ile ilgili olarak nesnel SES'ten pek bir farkı olmadığım keşfetti. Bu da öznel duyguların nesnel sonuçları açıklamaya yardımcı olduğu anlamına geliyor. Aynı sonuçlar ülkeler arasındaki karşılaştırmalarda da karşımıza çıkryor. ABD'deki görece olarak yoksul bir insan, daha az gelişmiş bir ülkedeki görece olarak daha zengin bir kişiye göre sağlık hizmetlerinden yararlanma konusunda daha fazla maddi olanağa sahip olabilir. Ancak ortalama yaşam süresi, az gelişmiş ülkedekine göre daha az olabilir. Sözgelimı, VVashington Üniversitesi'nden Stephen Bezruchka'nın belirttiği gibi, Yunanistan'daki insanlar ortalama olarak Amerikalıların yarısı kadar kazanmalarına karşın daha uzun yaşarlar. Yeterli gıda ve barınacak yer teminine bağlı olarak, temel sağlık düzeyini sürdürecek minimal kaynakların sağlanmış olması durumunda, tam gelir düzeyi sağlıklı olmak açısından hiç de önemli değildir. Adler'in çalışması, yoksulluğun nesnel durumunun sağlığı olumsuz yönde etkilediğini gristermekle birlikte, sonucun kökeninde yoksul hissetmenin öznel durumu yer almaktadır. YOKSUL HİSSETTİRÎLME Psikososyal faktörlerin SES/sağlık eğimi üzerindeki etkisi konusundaki bulguların bir kısmı da İngiltere'deki Nottingham Üniversitesi'nden Richard Wilkinson'un araştırmalarına dayanıyor. Wilkinson ve meslektaşları, son 15 yıllarını bir toplumdaki gelir eşitsizliğinin sağlık ölçümlerinde SES'ten daha fazla belirleyici olduğunu ispata çalışmakla geçirdi. Başka bir deyişle tam gelir düzeyinden bağımsız olarak, en yoksul ile en zengin arasındaki gelir farkj büyüdükçe ortalama sağlık düzeyi giderek dibe vurur. Wilkinson'un büyük uğraşlar sonucu ortaya çıkarttığı bu bulgular sert tartışmalara yol açtı. Tartışmalardan biri bulguların genellemesiyle ilgiliydi. Wilkinson'ın orijinal çalışması, gelir dağılımındaki eşitsizliğin sağlık üzerindeki olumsuz etkilerinin yalnızca Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinde geçerli olduğunu ileri sürüyordu. Ancak zamanla bu ilişkinin gelir dağılımındaki eşitsizliğin en fazla olduğu gelişmiş ülkelerde geçerli olduğu anlaşıldı. Bu ülke de ABD idi. Gelir dağılımındaki eşitsizlik, ABD'de tüm yaş gruplarındaki ömür süresi hakkında tahminde bulunma olanağını sağlıyor. Bu ilişkinin Kanada veya Danimarka gibi başka ülkelerde niçin geçerli olmadığı merak konusuydu. Bu sorunun KRONİK STRES Kronik stres, yoksulluğun "derinin altına nasıl işlediğini" ve sağlık üzerindeki yıkıcı etkisini gösteriyor. Strese duyarlı hastalık riski, sosyal dayanaktan yoksunluğa, gelecek ile ilgili beklentilerde karamsarlığa bağlı olarak artar. ABD'deki yoksul kesimlerde bu durum yaygındır. DörtKdşş^ Ağam, Beyim, Paşam Daraldım! Kime yazdıysam ses elmedi. Son çarem sizsiniz. Aslında bu isviçremisviçre bize vızgelir tırıs giderdi. Biz isteseydik Isviçre'yi anasından doğduğuna, babasından olduğuna pişman ederdik, istesek, takımın formalarını "adidas" yerine atlastan, dikişlerini pamuk ipliği yerine "sırmadan" yaparız. Yapmıyorsak, şımardı demesinler diyedir. Aziz hocam, ben, bu işlerde biraz da "karanlık güçlerin" etkisi olduğunu düşünüyorum. Adeta Ukrayna'ya Japonyeni, Isviçre'ye Amerikan doları... FarzI mahal, bizim mahallenin bütün lutbol sahalarını "mütayit abiler" kapatıp apartıman yaptılar. Hiç Fillanda'da böyle şey olur mu mesela? (Buradaki soru tümcesine daha çok vurgu vurdurmak içün üg tane daha soru işareti koymak icap eder miydi aceba???) Ama biliyorsunuz kalalar acayip karışık. Başkasına kızsan bile her koyun kendi bacağından asılır. Doğru bildiğimden gayrı ne bilirim ben hocam? Almanya, Polyana, işviçre, Fillanda ve hele Danimarka'nın "anasını belleriz" ama AB bırakmıyor ağa. Mesela, Pakistan "kirikette" dünya şampiyonu olabiliyorsa, biz niye olamamaktayız ki???? (Yeterli vurgu vurulmuş olsa gerek!) Sonra biz eskiden caminin avlusunda futbol oynarken gelip kovalarlardı. Kerbala'yı anımsatırmış top tepmek. "Netekim" kulakları sağır bir (rahmetli) amca vardı. Ama bu amca ıslık çalınıyorsa duyar, bastonunu kaptığı gibi ıslık çalanı kovalardı. Islık bildiğiniz gibi şeytanları toplar. Onca şeytan bir araya gelirse stadyum ne hale gelir? Güneş batıdan doğar. "Independenta" battığında güneş batıdan doğdu sanan solcusuyla sağcısı herkes, yekvücut duaya durmamış mıydı? Daha dün gibi anımsarım: Futbol topuna çivi batmış//. Ayakkabıcıya topu diktirmeye gitmiştik. Tamirci amca "oynaşırken sütü kaçtı, şimdi avrat süt ninem mi oldu? Müftüye sordum bilemedi. Nerde o eski ulemalar" demişti. Bize dememişti, emekli ulemalardan birine sormuştu. Kulak misafiri olmuştuk, aşağıyukarı 3035 yıl oluyor Ezilen bir futbol takımının yanında yer atmak insan1ığın temeli değildir de nediryani? Tilrk takımları ezilirse altü'st kimlik kimin tarafını tutacak hocam? Taş yerinde ağırdır. (F=ma!) Ama herhalde sizin köşenizden bize top sekmez, pasmas gelmez. Yine de hürmetler eder, ellerinizden öperim. imza: Adem Neayak Dudullu İstanbul 979/1* 24'Araiık 2005