Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Biyoloji yaranna kullanılmasına, araştırmaların randomize kontrollü çalışmalar olması gerekliliğine ancak hastaIann birer protokol numarasından ibaret olmadığına; en önemli görevleri toplum sağlığını korumak ve yüceltmek olan hekimlerin endüstriyel etkilerde kalmadan sosyal ve insancıl tıp kurallarına uyarak araştırma yapmalannın önemine dikkat çekildi. Tartışmalı öğlen oturumlarınbir özellıği olduğuna, ancak kanser ve kemokın ağı hakkında bilinmeyenlerin bilinenlerden çok daha fazla olduğuna; immün sistemin tümörler üzerinde kademeli etkileri ve bu etkilerin farklı çevresel faktörlerle düzenlenmesi daha iyi anlaşıldıkça tümore karşı daha etkin tedavi yaklaşımlarının ortaya çıkacağına dikkat çekti. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji'den Prof. Dr. Hakan Akbulut gen tedavisinin yaygın olarak kullanıldığı hastalıklara, gen tedavisi uygulama yöntemlerine ve genlerin hedefe yönlendirilmesinde kullanılan tekniklere değindi ve kanserde gen tedavisi uygulamalarını ve sorunlarını ele aldı. Topraksolucanları Bazı ülkelerinde fabrikaları bile kurulan topraksolucanlannın, diinya üzerinde 500'iin, ülkemizde ise 60'm üzerinde türü var... Bu hayvanlardan bazı Uzakdoğu ülkelerinde geleneksel ilaç yapımında da yararlanılıyor. T ÖDÜL ALANLAR Kongre'de ödüle değer görülen araştırmalar: "Pentoksifilin'in Reperfüzyon Hasarında Lökositendotel İlişkisine Olan Etkisi, Çiğdem Ünal, Cenk Şen, Deniz İşcen; Ko caeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi • Tıkanma Sarılığında Nitrik Oksit Sentezinin İndüksiyonu/inhibisyonunun Bakteriyel Translokasyona Etkisi; Banu Bıyıklı, Ibrahim Astaraoğlu, Gülgun Oktay, Aydan Özkütük, Özgül Sağol; Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi, Biyokimya ve Patoloji • Kafeik Asit Fenil Ester'in (CAPE) Ratlarda Deneysel Akut Nekrotizan Pankreatite Etkisi; Serdar Turkyılmaz, Ethem Alhan, Cengiz Erçin, Birgül Vanizor Kural, Burhan Ateş, Selim Erdoğan; KTÜ Tıp Fakültesi Genel Kanserde Gen Tedavisi. (Prof. Dr. Hakan Ak Cerrahi ve Biyokimya Kocaeli Üniversitesi bulut'un konuşmasından alınmıştır) Tıp Fakültesi Patoloji da, iki ayrı salonda "Travma ve Hemorajik Şok Modelleri" ve "Akut Pankreatit Modelleri" anlatılarak tartışıldı. "Tümör İmmünıtesi: Tümörün Yaranna mı, Zararına mı?' sorusuna yanıt arayan konferansında Hacettepe Üniversitesi Onkoloji Enstitiisü Temel Onkoloji'den Prof. Dr. Dide Güç, artmış ve isabetsiz hücre yayılımımn kanserin önemli AD, İnönü Üniversitesi Biyokimya ve Analitik Kimya. Doç. Dr. Atila Korkmaz* Doç.Dr. M. Mahir Özmen** Doç. Dr. Hasan Besim** * Türk Cerrahi Derneği İkinci Başkanı ve Kongre Sekreteh **Konğre Sekreter Yardımcısı opraksolucanları kendıne özgu özelliklere sahıp ilginç canlılar. Doğada çok önemli işlevleri yerine getiriyorlar. Bu ılgınç hayvanlar toprak içinde açtıkları galerilerde yaşıyorlar ve yaşadıkları toprak katmanına göre üç gruba ayrılıyorlar; "Epijeik" türler yüzeye yakın bölgelerde bulunuyor. Mineral horizon adı verilen toprağın yüzeyden 20 cm. derınliğe kadar olan bölgede yaşayan türlere ise "Endojeik" adı veriliyor. Endojeik turler toprağa işlemiş organik madde ile besleniyorlar ve bu turler toprağın havalanmasında çok etkılı değil. "Anesik" turler ise derin galeri açan türler. Epijeik türler yaygın olarak sadece düşen yaprakların örtü oluşturduğu ormanlarda ve ağaçlık bölgelerde bulunurken anesik ve endojeik türler ormanlık bölgelerden çok, tarımsal alanlarda ve çayırlarda bulunuyorlar. Yağmur suyu, toprak altındaki galerilerini ve toprak partikülleri arasındaki hava boşluklarını doldurduğu için yağmurlu havalarda yüzeye geliyorlar. Su aşağılara doğru süzülüp, galerilerinden uzaklaşıncaya kadar da yüzeyde kalıyorlar. Belirli bir alandaki yoğunlukları mevsitn, toprak yapısı ve bitki örtüsüne bağlı olarak değişiyor. Nemli ilkbahar ve sonbahar aylarında bol bulunurken soğuk ve kurak havalarda derinlere iniyorlar. Bu dönemlerde derinlerde, toprak içinde oluşturdukları odalarda saklanıyorlar. Nemli, yüksek kil içeren topraklarda daha yüksek yoğunluğa sahipken, asidik, kumlu ya da kurak topraklarda az bulunuyorlar. toprak adeta işleniyor ve birçok madde bakımından zenginleşiyor. Galerileri topraktaki gözeneklıliği arttırarak suyun nüfuzunu yükseltiyorlar. Bunun yanında tarım ve bahçe bitkılerinın sağlıklı gelişimi içın yüzeye uygulanan organik madde, kıreç ve gübrelerin toprakla karışımını hızlandırıyorlar. Bu nedenlerle bulundukları topraklardaki bitkilerin kalitesinin yükselmesine, örneğin tahılların protein içeriğınde önemli artışlara neden oluyorlar. Topraksolucanlannın yoğun olduğu bölgelerde kök hastalıklannın önemli ölçüde azaldığı da bilinen yararları arasında. Bunun yanı sıra topraktaki azot çevriminde önemli rol oynadıkları, eğimli çayırlarda galerileri nedeniyle yüzey suyu akışını düşürerek erozyonu azalttıkları da biliniyor. Her gün vücut ağırlıklarının % 6O'ı oranında dışarı verdikleri atıkları da bitkiler için gübre niteliğinde. Üre bakımından çok zengin olan bu atıklar ayrıca nitrat, fosfor, magnezyum, potasyum ve kalsiyum gibi elementler içeriyor. Gelişmiş ülkelerde, daha önce bulunmayan bölgelere toprak solucanlarının aşılanması ile bitki üretiminin belirgin bir şekilde arttığı görülmüş. Bu artış bazen % 70'lere ulaşıyor. Bazı Avrupa ülkelerinde topraksolucanı çiftliklerine rastlamak da mümkün. Çünkü vücutlannın % 70'i protein yapısında olan bu hayvanlar, başta balıklar olmak üzere birçok hayvan için önemli bir yem. Bu çiftliklerde üretilen topraksolucanlarından canlı yem olarak yararlanmanın yanısıra ekstraktları çıkarılarak yem yapılıyor ve domuzlar başta olmak üzere bir çok hayvanın beslenmesinde protein takviyesi olarak yararlanılıyor. Populasyonlarına en büyük zarar, ormanlann tahrip olması, toprağın işlenmesi, tarımsal ilaç kullanımı ve şehirleşme gibi nedenlerle insanlar tarafından veriliyor. Bundan başka en önemli avcıları köstebekler. Bir köstebek günde 60 topraksolucanı yiyebiliyor. Bunun dışında porsuk, susamuru, kirpi gibi memeliler, baykuş, karga, martı gibi kuşlar, bazı sürüngenler ve balıklar için de lezzetli bir besinler. Tüm dünya üzerinde 500'ün ülkemizde ise 60'ın üzerinde türü bulunan bu hayvanlardan bazı Uzakdoğu ülkelerinde geleneksel ilaç yapımında da yararlanılıyor. Dr. İbrahim Mete Mısırlıoğlu TOPRAK VE BİTKİYÎ ETKİLÎYOR Diğer yandan, toprağın tarımsal amaçlı işlenmesi topraksolucanı popülasyonu yoğunluğunu azaltıcı etkiye sahip. Yaya aktivitesinin yoğun olduğu bölgelerde ve yoğun otlatma görülen meralarda da toprağın ezilerek sıkıştırılması nedeniyle topraksolucanı yoğunluğunun azaldığı biliniyor. Laboratuvar ve arazi koşullannda yapılan bilimsel çalışmalar bu hayvanların toprağın yapısı, verimliliği ve bitki üretimi üzerinde çok önemli etkiye sahip olduklarını gösteriyor. Örneğin beslenme amacıyla ağızlarından alıp içındeki besin maddelerini kullandıktan sonra dışarı attıkları toprak nedeniyle toprağın kalitesini olumlu yönde geliştirebiliyorlar. Vücutlarından g eçen Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Biyoloji Bölümü, metem@ogu.edu.tr Baker G H, Earthworm, new dıscovenes., 1994 Baker G. H., The ecology, mandgement and benefits of earthvrorms ın agrıcultural soıls, wıth partıcular reference to southern Australıa In "Earthworm Ecology", 1998 Omodeo P and Rota E, Bıogeographıcal patterns of terrıcolous olıgochaetes ın Turkey (Annelıda Clıtellata I^umbncidae, Enchytraeıdae), 1999 Sıms R W. and Gerard B M, Earthvvorms, 1999 h t t p : / / w w w . p l a n e t g reen.com/education shtml?typesofearthworms http//www nhptv orgnatureworks 979/19 24 Aralık 2005