24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ZümrüttenAklsler A.M. CelalŞengör Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan Bey'in ^ bir tutumuyla son Imam Hatıp Okullan krızı zararsız bir şekilde atlatıldı, bu okullann laık eğitim sistemine paralel, anayasa karşıtı din temelli bir orta öğretim çizgisi oluşturmaları önlendi. Ancak gerek Sayın Başbakan, gerekse de Sayın Mıltî Eğitim Bakanı, Anayasamızda ortaöğretimde yurttaşa din kültürü verilmesınin öngörüldüğünün ve bunu gerçekleştırecek adımların atılması gereğinin altını çızdiler. Bu gö'zlem ve isteğe iştirak etmemek imkânsızdır. Bilhassa Sayın Millî Eğitim Bakanımız, lyi bir din kültürü eğıtiminin lanatizme karşı en önemli silâh olacağını vurguladı ki, kanımca bu da son derece ısabetlı bir görüştür. ' •*j|i(w Din fanatizmı, yalnız Türkiye'de veya yalnız IslSm Sleminde â§İl, bütün dünyada artış göstermektedır. Bu eğilimin, artan fakirlik, ümitsizlik, hedefyitirilmesi ve buna paralel olarak yaşam hevesinin kaybı gibi çok temel nedenlerinın yanında din olgusunun ne olduğunun bilinmemesi de son derece önemli bir neden olarak rol oynamaktadır. a cı O Ortaöğretimde din kulturu uzerıne • •••••• Yn •• • Dağa tırmanmanın tek tehlikesi düşme değil! Iklim koşullarına özenle ayak uydurmak hastalık olasılığını büyük ölçüde azaltsa bile, yüksekliğe bağlı akciğer ödemi, yüksekliklerde belli bir süre bulunan sağlıklı kişilerde yine de ortaya çıkabiliyor. Şimdi bunun nedenleri anlaşıldı. Yüksek dağlarda iklim koşullarına ayak uydurmak önemli, yine de dağcılar nifedipine adlı ilaçlarını yanlarından eksit etmemeli. ete Thexton, başının belada olduğunu Pakistan dağlarının tepesine ulaştığında anladı Bir tıp uzmanı olarak, akciğerlerinin su toplamakta olduğunun ilk belirtilerini fark eden Thexton, arkadaşına diyaframının iflas ettiği gibi bir duyguya kapıldığını söyfedi ve dudaklarında bir morarma olup olmadığını sordu Evet, dudakları gerçekten de morarmıştı. ikili inişe koyuldu, ama iş işten geçmişti. 12 saale kalmadan Thexton yaşamını yitirdi isviçreli doktorlar Thexton'un 1984 yılında yaşamına mal olan yüksekliğe bağlı akciğer ödemine neyın yol açtığım ve kımi lerinin bu hastalığa muhtemelen genetık olarak neden daha duyarlı olduklarını ortaya koydu Yüksekliğe bağlı akciğer ödemının bırıncıl nedenı yıllardır bılınıyor. 25Ü0 melrenın üzerındekı yüksekliklerde beden akcığerlerdekı kan basıncını yükselterek duşük oksıjen düzeylerıne uyum sağlamaya çalışır. Bu da, hava kesecıklerıne, yanı alveollara, daha faz la sıvınırı dolmasına yol açar. Çoğu kışi bu sıvıyı akciğerlerınderı atmayı başarsa da, kımıjerınde ölümcul düzeylere ulaşır. iklim koşullarına özenle ayak uydurmak, hastalık olasılığını büyük ölçüde azaltsa bile, yüksekliğe bağlı akciğer ödemi, yükseklikler P de belli bir süre bulunan sağlıklı kişilerdede ortaya çıkabiliyor Centre Hospitalier Universi taire'de görevli ekip, yüksekliğe bağlı akciğer ödemine karşı duyarlığın alveollerı örten hücrelerdeki sodyum pompalarıyla ilintili olabileceğini düşündü Bu pompalar, sıvının içindeki sodyum iyonlarını çevresindeki dokuya pompalamak suretiyle, akciğerlerdeki aşırı sıvının dışarıya atılmasına yardımcı olmaktaydı Sonuçta ortaya çıkan yoğunluk farkı, geçişim (osmoz) yoluyla sıvının akciğerlerden atılmasını sağlıyordu Ekip, 2002 yılında, sodyum pompalarının ışlevını korükleyen salmeterol adlı bir astım ilacının, yüksekliğe bağlı akciğer odemı rıskını yarı yarıya azalttıgını ortaya koydu Araştırmacılar şımdı bu konuyla ılgılı daha somut kanıtlara ulaştı. Son beş yılda yukseklığe bağlı akcıger odemıne yakalanan 21 dağcı ıle bu meslegı yıllardır surduren ve 4000 metrenın uzerıne çıkmalarına karşın hastalığa yakalanmayan 29 kışı ıncelemeye alındı. Solunum yollarındakı sodyum pompalarının ne denli lyı çalıştığını anlamak amacıyla, burun zarının bir bölümündeki olası tark lılık ölçüldü. Sodyum iyonları po SODYUM POMPALARI zıtif elektrık yuklu olduklarından, pompalar ne denlı lyı çalışırsa bu larkın da o denlı yüksek olması gerekıyordu. Sonuçta, beklendığı gıbı, geçmışte yüksekliğe bağlı akciğer ödemine yakalananlarda bu farkın daha düşük olduğu görüldü Deneklcr daha sonra deniz duzeyinden 4556 metre yükseklikteki Monta Rosa araştırma merkezine göturüldü Buyukseklikteyalnızca 16 saat kaldıktan sonra, hastalığa daha duyarlı olan 21 dağcıdan 13'ünde belırtilerın başgösterdığine tanık olundu Bunakarşılık, hastalığa dırençli 29 deneğın tumunun de sağlık durumlarında herhangi bir değişiklik olmadıgı goruldu Uzmanlar yalnızca olası fark olçumlerinın hastalığın belırlenmesı açısındaıı yeterlı olmayacagına, ancak bu yontemın akciğerlerdeki kan basıncı gıbı başka ölçumlerle bırlıkte uygulanabıleceğıne dıkkat çekıyorlar Gerıetık farklılıkların da konuya ışık tutabıleceğını one suren ekip üyelerınden Urs Scherrer, ıklım koşullarına ayak uydurmanın önemıne parmak basarak, dağcılara nifedıpıne adlı ciğer ılacını yanlarından eksık etmemelerım önerlyor. Haberler: Rita Urgan 901/5 26 Haziran 2004 SOMUT KANITLAR Ortaöğretıme konacak din kültürü derslerinın, öğrenciye herşeyden önce,' tarihte din kavramının nasıl ortaya çıktığını anlatması gerekmektedır. Bu çerçevede, öğrenci, ilkel insanın düşünce ve his dünyasıyla da tanışacak, evrımsel biyoloji, tiziksel ve kültürel antropoloji, prehistorya, psıkolojı ve Dördüncü Zaman jeolojisi gibi bilim dallarına dayanan son derece ilgınç bilgiler edinecektir. * Daha sonra, dünyada mevcut dinlenn bir sınıllaması çerçevesınde öğren\ ci din kavramı altında ne tür düşünce sistemlerinin bulunduğu hakkında fıkir sahibi olacaktır: örneğin her din bir tanrıyı gerektırmez. Çok tanrılı ve tek tanrılı dinlenn yanında taoizm gibi tanrısız dinlenn de duşunce yapıları hakkında bilgi ^ edinilerek, meselâ Batı dünyası ile Islâm âlemının mukayesesinin yanında,'""' Uzakdoğu'nun taoizm, şintoizm gıbı dinleri ıncelenirken, Çin ve Japon toplurrhx' lannın düşünce yapısı da kısmen oğrenilebılecektır. Dinlerarası karşılaştırmada, aynı zamanda dınsel düşüncenin gelişimi gündeme gelecek, meselâ çok tanrılı Yunan ve Roma dinlerinden Hristiyanlığa geçişte, eskı tanrıların, yeni dınin melekleri veya şeytanları arasında yer aldığı gurülecektir. Örneğin Hristiyan azızi St. Mıchael'ın aslında "strategoi' rolunde savaş tanrısı Mars'tan başka birşey olmadıgı ortaya çıkacaktır. Aynı şekilde, Hristiyanlık ve Müslümanlıktaki "şeytan" kavramının, Zerdüşt tarafından ortaya atılan çok daha eski bir kavram olduğu saptanarak, Zerdüşt dininin güçlü ve iyi"" bir tanrı varsayımıyla dünyada görülen kötülüklerın bağdaştırılması problemini bir "ikilik" larzederek, yaniAhura Mazda (akıllı tanrı) ile Angra Manyu'yu (kötü ruh) karşı karşıya getirerek çözdüğü öğrenilecektir. Aslında Ahura Mazda'nın na~ sıl "tek tanrılık" konumundan giderek Ahura MazdaAngra Manyu, oradan da Ohrmazd'Ahriman karşıtlığına geliştiği ve bundan Hristiyan ve Müslüman dünyasının TanrıŞeytan karşıtlığının nasıl türediği görülecektir. Hele Israıloğullarının peygamberi Musa'nın durumu çok ilginçtir. Musa'nın tanrısı Yahuey (Yahudi kelimesi buradan türer) aslında tek tanrılı bir di f nin tanrısı değil, yalnızca Israiloğullannın, hattâ belki de yalnızca tek bir kabile * nintanrısıydı. Bizzat Tevratbutannnın "öküzgibiboynuzları"olduğunu "insan'1 ları yuttuğunu ve düşmanlarını tuz buz ettiğini" söylemiyor mu (Sayılar: 24:8, 23,22)? Buradan israiloğullarınin dininin Ortadoğu çok tanrılı dinleri içerisine kolaylıkla yerleştiği ve onlarla olan yakın ilişkileri görülür. Buradan da doğal olarak Hristiyan (ve onu bu konuda izleyen Müslüman) geleneği ile bir tezat ortaya çıkar ve Hristiyanlığın ve Müslümanılığın Tevrat) da tanrı buyruğu kabul et % melerini izah güçleşir. Bu tür tutarsızlıklar din, genel bir kültür evrimi içerisine | yerleştirilebilirse açıklanabilir bir duruma gelir. NASIL BİR DİNKÛLTÛRÜ? işte bir ortaöğretim din kültürü dersinin amacı, dinı bu tür bir kültür tari ; hi çerçevesine ofurtarak din olgusunu Öğrenciye anlatmaktır. Ancak böyle bir > eğitim, öğrenciyi her türlü fanatizmden soyutlar, ona dinin nıhayet kültürel bir olgu olduğunu öğreterek onun da bilimsel bir incelemeye ve dolayısıyla eleştıriye tSbi tutulabileceğini gösterir. Bu tür bir dersi verecek kişinin herhangi bir dinin mensubu olması gerekmez, ancak bu anlamda iyi bir HShiyat tahsili görmüş olmasını gerektirir. Bunun tersine, ortaöğretimde herhangi bir dinin propagandasını yapmak, akidelerini tartışılmaz ifadeler olarak öğretmeğe kalkmak, kabul edilemez ve zaten bu şekilde bir eğitim hem laikliğe, hem tüm ınançların eşitlığıni öngören anayasamıza, hem de bilime ters düşer. Ortaöğretimde çocuğa din kültürü verilmesinı öngören anayasamız, herhangi bir dinin propagandasının yapılmasını kesinlikle men eder; meselâ öğrenciye anlamını anlamadığı Arapça dualar öğretilmesini dinin öğretilmesi cümlesinden sayamaz. DİNPROPAGANDASI DEĞİL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle