Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Biyoloji lekul hareketlerinın ardında elektrik alanının olabıleceği sonucunu çıkarttı. Embriyoları akıma duyarlı floresan boyaya batırdı ve böylece epitelyumun elektriksel özelliklerini izleyebildi.Orta çizginin sağ tarafındaki hucrelerin daha geniş zar potansiyeline sahip olduğunu keşfetti. Bu da orta çızgi boyunca bir elektriksel alan olduğu anlamına geliyordu. Sonuç olarak Levin gelişimsel sinyallerin güçlendirilmesinde elektriksel alanların çok önemli bir rol oynadığını ortaya koymuş Ne var ki Levin'in bulguları bilim adamlarının tümünü ikna edemiyor. Harvard Üniversitesi'nden gelışim biyoloğu Clifford Tabin, pek çok biyoloğun elektriksel alanların hücre davranışlarını etkilediğini kabul ettiğini, ancak bunların nasıl kullanıldığı konusunda kuş^ kuları olduğunu ileri sürüyor. Tabin bu konuda kuşkularını şöyle dile getiriyor: "Bu sonuca giden inandırıcı bir araştırmaya bugüne dek rastlamadım. Kaldı ki bu alanda yapılmış çok sayıda kötü araştırma var. Bıınlar bu bulgular karşısında heyecan duymama engel oluyor." hucrenın elektriksel alanlara nasıl tepki verdiğini anlamamıza yardımcı olacak. Neyse ki artık elimizde gerekli olanaklar var." Levin son araştırmasında bağırsak solucanlarını inceleyerek elektrik alanlarının rejenerasyon (yeniden oluşum) dönemindeki rolunu araştırdı. Eğer solucanı ortadan ikiye bölerseniz, her ıki yarı da yitirdiğı kafa veya kuyruğunu yeniden üretir. Sonuçta ortaya iki solucan çıkar. 100 yıldır bilim adamları kesik iki ucun, kafa mı yoksa kuyruk mu üretmesi gerektiğini nasıl bildîğini merak ediyordu. 1950'lerde bu kararın, dışarıdan uygulanan elektriksel bir alandan etkilendiğini keşfettiler. Eğer elektrik akımı bir yönde verilirse kesik parça yalnızca kafa üretiyordu, kutupları tersyüz edince yalnızca kuyruk gelişiyordu. Bunun sonucunda içsel bir elektriksel alanın solucanın yeniden üremesinde etkin bir rol oynamış olabileceği ortaya çıktı. Levin son yaptığı araştırmada, kesik kuyruk ile bir zamanlar kafanın olduğu yer arasında doğal akım dalgalanmalarının varolduğunu gösterdi. Kafayı kestikten 6 saat sonra hidrojen/potasyum "ATPase iyon pompalan" yaranın yakınlarında bir araya gelerek, voltaj iniş/çıkışlarını oluşturuyorlardı. Ponıpalar tıkandığı zaman voltaj iniş/çıkışları yok oluyor ve yara bunun yerine ikinci bir kuyruk oluşturuyordu. Bugün elektriksel alan konusunu araştıran bilim adamları, çalışmalarından elde ettikleri bilgilerin ışığı altında, yaraların iyileşmesini hızlandıran veya sinirlerin yeniden oluşumunu sağlayan ilaçların üretilebileceğini umuyor. Reyhan Oksay Kaynak: New Scientist, 15 Mayıs sol tarafında ifade bulur. Bunun sonucunda soldaki bazı hücreler kalp kası olurken, sağdakı komşuları karaciğer olur. Ayrıca gen ifadesindeki bu farklılığın kimyasal dalgalanmalar tarafından başlatıldığı net bir şekilde biliniyor. Ancak kimyasal inışçıkışları neyin başlattığını kimse bılmıyor. Levin'e göre bunun yanıtı elektrıksel alanlar. Robinson ile birlikte çalışan Levin'in grubu, birkaç epitelyumdan oluşan "epiblast" evresindeki civciv embri yolarını incelediler. Levin ilk başta, epitelyum hücrelerini birKeştiren minik kanallarının doğru bir simetri içın gerekli olduğunu keşfedince, elektrık alanlarının da işin içinde olabileceğinden kuşkulandı. Levin bu kanallan ilaç veya antikorlarla tıkayınca, "Sonik kirpi" ve "Nodal" bir daha simetrik olarak ifade bulamadı. Tam tersi, bu iki gen orta çizgının ikı tarafında eşit şekilde ifade edildi. Levin bu bulguya dayanarak mo KUŞKUCULARI İKNA YOLU Robinson ve ekibindekiler şu anda kuşkucuları ikna etmenin tek yolunun, elektriksel alanlar konusundaki çalışmaların moleküler genetik ile birleştirilmesi olduğuna inanıyor. "Elektriksel alanların varoluş nedenlerını tek tek ortaya koymamız gerek. Bu da, her DörtKöşe n müsaade olunmayacağını duyurmuş. Daha önemlisi, faizcilik yaparak çok fazla zenginleşen ve haklarırıda yolsuzluk şikâyetleri Sayın Hocam ökkeş, bulunan faizci ve tüccarların istanbul'a Bir süredir tarihe merak sardım, özellikle de iktisat tari "kasap" olarak yollanmasını emretmiş. hine. Elimde rahmetli Prof. Mustafa Akdağ'ın "Celali Isyanları" Şimdi sayın hocam burada bir durmak lazım; kitabı var. Kitaptaki bazı saptamaları sızle paylaşmak ıstedim ki bir tüccarın "İstanbul'a kasap yollanması' ne bugünümüze ışık tutuyor mu tutmuyor mu ve esasen kime menem bir şeydir, nasıl bir cezadır ve ne celallenmek lazım, siz karar verin. diye caydırıcı olsun? "Insanlardaki tamah ve yine insanlardaki o tamahı gemBiliyorsunuz, Istanbul o zamanın leme güdüsü yeni birşey değil. Işte sıze taa 1570'lerden, Osmanlı başkenti. Bu sırada İstanbul'da ve orduda narh ile kasOsmanlı atalarımızdan örnek: Köylülün vergi yükii artmış, aplık yapmak pekçok tüccarı ıflas ettirdiğinden, kendi arzusu ödeyemez durumda. Altın, gümüş (para) darlığı kârlı bir laizci ile kasap bulunamıyordu. Hükümet sürekli olarak İstanbul'a lik yaratmış "Muamelei serriye'de faiz fiyatı "onu onbir", ve kasap olabılecek sermaye sahibi kişiler aramakta ve bunu faizen fazla "onu onbirbuçuk", yani, yüzde 1015 olarak tesbit cilere bir ceza olarak yüklemekte idi. Sayın hocam, yine olunmuş iken, "ribahurlar" (taizciler) yüzde 30'dan aşağı para bilirsiniz, Ziya Paşa'nın bir sözü vardır. vermiyorlardı. Yüzde 60 ile faizcilik edenler çoktu. XVI. asrın "Nush ile uslanmayanı, ortalarında en lyı kazanç getiren işın faizcilik olduğuna şüphe Etmeli tekdir. yoktur. Tekdir ile uslanmayanın, Tarıma dayalı ekonomiyi kemiren faizcilik altında köylü Hakkı kötektir" fakir ve müflis düşüp cilayı vatan edüp memleketin harabe Osmanlı'nın, bu sözü, faizci tüccarlar için "tekdir İle olmasına bais olmaktadır. Buna karşılık, Osmanlı atalarımız ne uslanmayanın hakkı narh ve iflastır"a dönüştürmüş olduğunu yapmıştır? Önce bir fermanla onunu onbirbuçuktan fazla faıze düşunebilirız. Peki nedir bu "narh"? Farsca kökenli bu 901/14 26 Hazıran 2004 İstanbul'da kasap olmak sözcüğün sözlük anlamı şöyle Tüketiciyi korumak amacıyla, özellikle temel ihtiyaç maddeleri için resrrfî makamlarca belirO lenen ve her yerde geçerli olan fiyat." Yani istanbul özelınde, hem sarayı barındırdığı hem de başkent olduğu için, fiyat kontrolleri sıkı bir biçimde uygulanan et sektöründe perakende fiyatlar, bu etlerin koyun olarak geldiği Anadolu ve Rumeli vilayetlerındeki toptan/hammadde fiyatlarının altında kalıyordu. Görece olarak daha serbest olan hammadde piyasalannda fiyatları kontrol edemeyen Osmanlı, perakande fiyatları kendi başkentinde sıkı bir şekilde denetlerken, bu işi de cezalandırmak istediği faizci tüccarlara yaptırıyordu. "İstanbul'a kasap olarak yollanması" emrolunan tamahkâr bir faizci tüccar için bu ne büyük bir cezadır bre! Hocam, bir süredir balık durumları kesat Boğaz'da Diyorum ki, mesela bu hatta sonu bir bonfile pirzola mangal yapsak bizim Şeref'in Arnavutköy'deki evinin balkonunda. Hani istanbul'a balıkçı olarak yollanmak bu sıralarda büyük cefa olurdusiziteminederimki... Ellerinizden öperim. Imza: Balıkcı Emin Emmi