01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TartışmaEditöre Mektup Üniversite öğrencileri cinsel taciz konusunda ne Kız öğrencilerin yüzde 74.5'i, erkek öğrencilerin yüzde 31.9'u ..*Lnlu psikolog Abraham Maslovv'un I I temel gereksinimler arasında gös>»• terdiği cinsellik, Freud'un psikoanalizci yaklaşınıına göre ise "doyuma ulaşılmadığında sözel ve davranışsal agresyonla kendini gösteren en önemli içgüdü" olarak belirtilmektedir. Toplumların sosyal değerlerinin yanı sıra "ahlak kavranıınırı ve inaçlarının" ekkisi ile şekilleııeıı cnisellik, bazı toplunılarda bir tabu haline getirildiği için, giderek artan fizyolojik ve psikolojik sorunlara neden olabilmektedir. Bu sorunlardan biri de, dünyanın birçok yerinde, modern yaşamın en çarpıcı ve önemli sorunu haline gelen, kişilerarası şiddet türlerinden biri olarak tanımlanan, duygusal ve fiziksel şiddet unsurlarını içeren cinsel tacizdir. Literatür bilgileri, Türkiye'de cinsellikle ilgili konuların tabu ve yasak kabul edilmesinin, ebeveyn ve çocuk/genç arasında bilgi ahşverişini engellediğine işaret etmektedir. Oysa uzmanlar, cinsel yaşama ve tacize ilişkin eğitinıden öncelikle anne babamn sorunlu ulduğunu ve bu eğitime 45 yaşlarında başlanması gerektiğirıi vurgulaıııaktadır. Araştırma kapsamındaki öğrencilerin, cinsel organ fonksiyonları ve cinsel yaşama ilişkin ebeveynlerinden bilgi alma durumları incelendiğinde, kız öğrencilerin %59,2'sinin, erkek öğrencilerin ise sadece %21,3'ünün ebeveyneleri tarafından bilgilendirildikleri; bu bilgiyi, kız öğrencilerin %46,9'u annelerinden, erkek öğrencilerin %78,7'si ise medyadan, arkadaşlarından ve edindikleri çeşitli kitap/dergilerden aldıklarını iade etti. lıım baskısının ne denli etkili olduğunu göstermektedir. Yukarıda belirtilen diğer taciz davranışlarıyla karşılaşan öğrencilerin, olay karşısında daha çok, dolaylı olarak sözlü uyarıda bıılunma (%46,6) yakınlarıyla olayı p a y 1a ş ma (%40.9). hiçbir şey olmamış gibi davranarak ortamdan uzaklaşmayı (%36,4) tercih etnıe gbi, birbirine beıızer, pasif davranışlar gösterdikleri saptandı. Örneklemdeki öğrencilerin, cinsel taciz davranışı karşısında olayı polise bildirme (%1,1) gibi yargılama sürecine götürerek, sorun giderici/ caydırıcı yaklaşımlarda buluıımadıkları, neden olarak da ayıplama, korkma, uğraşmaya değer bulmama gibi gerekçeler gösterdikleri belirlenmiştir. Sonuç üzerinde, sosyokültürel yapının yanı sıra ülkemizde hazırlanan yeni yasa tasarısında tecavüzün dışında, diğer cinsel taciz eylemlerini caydırıcı yaptırımların yer almamasının etkili olduğu söylenebilir. Kay na klarda, cinsel taciz davraruşlarına gösterilen tepkilerin nedenlerinin. kadınlar ve erkekler için farklı olduğuna dikkat çekilerek, bu farklılıkta, urkeklerde genellikle bu gibi eylemler karşısında "erkeğe cinsel taciz yapılamazkendini koruyabilir" şekliııdeki güç ve saygınlık duygularının, kadınlarda ise olayla başedememe korkusunun ve suçlanacağı endişesinin etkili olduğunu belirtmektedir. RİSKLİ YERLER SOKAKLAR Öğrencilerin, yaşanan cinsel taciz eylemlerinde en riskli gruplar olarak haklı bir gerekçesinin olamayacağını belirttikleri; ancak erkek r öğrencilerin kız öğrencilerin ise %5. l'inin cinsel tacizi haklı gördükleri ve bunda taciz edilenin de suçlu olduğunu ifade ettikleri, belirlendi. Cinsel tacizi haklı gören öğrenci sayısının çoğunlukta olmamasına karşın. yüksek öğrenim görmekte olan ömeklem grubunda hiç beklemediğiniz ve şaşırtıcı olan böyle bir sonuç üzerinde, sosyokültürel (eğitim, dini inançlar, geleneksel yapı v.b) faktörlerin etkili olduğu söylebilir. Russel (2001) konuyla ilgili, gelişmiş ülkelerde yapılan araştırmaların "cinsel tacizin büyük bir sorun olduğunu" vurguladığını; (2001) "Türkiye'de doğrudan doğruya cinsel tacizin boyutlarını ortaya koyacak kapsamda araştırmalar yapılmadığım"; Gediz (2004) ise cinsel tacizi "ülkemizde kadın olmanın getirdiği sorunlardan biri olarak gördüğünü" belirtmektedir. Araştırmadaki öğrencilerin %93'ü cinsel tacizi bir sosyal sorun olarak gördüklerini ifade etmekte, bu sorunun ortaa çıkmasında da; %63,4'ü eğitimsizliğin. %57,9'u toplumun baskılayıcı, yasak, günah kavramlarının, %55,9'u caydırıcı yasal düzenlemelerdeki yetersizliklerin, %48,3'ü cinsel içerikli (porno ...) yayınların, rol oynadığını belirtmektedir. Erkeklere oranla, kız öğrenciler, tuplumun baskılayıcı, yasak, günah kavramlarını, cinsel içerikli teşhir edici yayınları ve aile içi iletişimsizliği, daha yüksek oranda cinsel tacizde etkili etmenler olarak gösterdi. Sosyal sorun olarak kabul ettikleri cinsel tacizin çözümünde, öğrencilerin %75, 9'u okul ve toplumsal birimlerde, cinsel sağlığa yönelik eğitimlerin verilmesinin; %66,9'u toplumun sosyo kültürel ve ekonomik düzeyinin geliştirilmesine yönelik politikaların uygulanmasının; %62,7'si yasal düzenlemelerin sağlanmasının, önemli olduğunu belirtti. ^ f1^r^^ YAYGIN CİNSEL TACİZ Öğrencilerin cinsel tacizle karşılaşma durumları incelendiğnide, kız öğrencilerin %74,5'inin. erkeklerin %31,9'unun cinsel tacizle karşılaştıkları belirlendi.. En çok karşılaşılan taciz davranışı olarak; cinsellik içeren sözlü saldırılar (%77,3), çeşitli yollarla dokunma ve sürtünme eylemleri (%57.9). cinsel öğeler içeren resim ve yazılar gösterme (%31,5) ve sanal ortam tacizleri (%19.3) gösterildi. Ayrıca kız öğrencilerden 2'si (%2,7) akrabaları tarafından, erkek öğrencilerden l'i (%6,7) kim ulduğunu belirtmediği biri tarafından. çocukluk döneminde, tecavüze (ırza geçme) uğradıklarını ve bu olayı şu ana kadar hiç kimseyle sözlü veya sözsüz paylaşmadıklarını belirtiler. Çok az sayıda da olsa, her iki cins öğrencinin, psikososyal yaşamını derinden etkileyecek böylesi kötü bir deneyinıi, yakın akrabaları ile yaşamış olmaları, letiratür bilgilerini doğrulamakta; kimseyle paylaşmamış olmaları ise, aile ve top ÖNERİLER ANLAMLI Köknel (2003), ülkemizde cinsel taciz olaylarının gelişiminde, düşük sosyoekonomik düzeyin, ebeveynlerin çocuklarına uyguladıkları sosyal izolasyonun, aile içi şiddetin ve cinsel konularda cezalandırıcı yaklaşımların rol oynadığını vurgular. Celiştirilen faktörlerin ortadan kaldırılması, çözüme ulaşmada önemli bir adım olarak değerlendirildiğinde, öğrencilerin önerilerinin anlamlı olduğu görülmektedir. Öğrencilerin sadece %5,5'inin ailede cinsel sağlık eğitimini çöziim önerisi olarak göstermesi ise öğrencilerin bu konuda aileleriyle konuşmaya hazır olmadıkları için, onları sorunun çözümünde kaynak olarak gösteremediklerini düşündürmektedir. Literatürde, sözel ve fiziksel saldırı, röntgencilik v.b eylemlerin yanı sıra cinsel taciz olarak kabul edilen bakirelik muayenesini (%38,6), çocuklarda cinsiyet ter %94,5 kadınları ve %62,7 çocukları; riskli ortamlar olarak %93,8 sokakları ve kalabalık yerleri (otobüsler, sokaklar), %33,1 iş yerlerini, %28,3 sanal dünyayı gösterdikleri belirlendi. Gerçekleşen cinsel taciz olaylarında, %80,8 oranında tacizde bulunan kişi, %40,4 toplum %38,3 aile, suçlu gösterildi. Öğrencilerin %89,0'unun cinsel tacizin 901/20 26 Haziran 2004
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle