Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Tıp Araşttrmatan Bjyolojik terör nasıl önlenebilir? Halihazırdaki uyarı sistemlerini yeterli bulmayan bilim adamlan daha güvenli sistemler geliştirmenin yollarını arıyor. Biyoistatikçiler işbaşında ve bilim sektörü sanki bir savaş sektörü gibi çalışıyor! ubat ayında Seattle'da gerçekleş.tirilen Amerikan Bilimsel Geliş'meler Birliği'nin konferansında ya çıkan sonuca göre Batı dünyası biyolojik teröre karşı yeterince iyi korunmuyor. Toplantıda özellikle de biyoistatistikçiler büyuk bir ilgiyle karşılandılar. Sonuçta insan, hayvan ve bitkiler üzerindeki kuşkulu belirtileri hızlı ve güvenilir bir şekilde saptamak onların işi. Atlanta'daki Kmory Üniversitesi'rıden Ira Longini örneğirı, biyolojik terör saldırılarıyla ilgili senaryoları tasarlıyor. Hükümet için çalışan araştırmacının sunabildiği kısıtlı bilgilerden biri şöyle: 48.000 nüfuslu bir toplulukta 500 kişiyle püskurtme yoluyla çiçek virüsü bulaştığı taktirde, virüs sadece 281 kişiye daha bulaşabilir. Ama bu hesap, ateşi çıkan insanların aynı gün içinde hastaneye gitmeleri ya da evde tek başlarına kalmaları halinde geçerli. Eğer bu karantina iki gün gecıkecek olursa virüs 32.000 kişiye bulaşabilir. Sonuçlar ayrıca herlıangi bir aşı stratejisinden bağunsız olarak elde edilmiş. Longini bu yüzden özellikle de hastalığı kolay hulaştırabilecek kişilerin mesela pizza dağıtıcıların aşılanmasını öneriyor. Öncelikli aşı stratejisi uygulanmadığmda önlem işe yaramıyor ve bu durumda geniş kapsamlı bir aşı kampanyası kaçınılmazdır. Zamanında alınan önlemler çok önemli. ABD'deki kentlerin birçoğunda bu yüzden alarm programları kullanılmakta. Bu programlar hastane ziyaretleriyle ilgili verilerle yüklenmekte ve bu verileri değerlendiren bilgisayarlar herhangi bir zaman sonra alarm çalıyor. Sistem ilk bakışta kulağa hoş geliyorsa da her zaman doğru işlemiyor. Mesela kaynaklan hatalı bölgelerle bağladığı için gereğinden çok alarm çaldığı gibi yeterince duyarlı olmadığı için de küçük saldırıları algılayamıyor. Halihazırdaki uyarı ve değerlendirme sistemlerini inceleyen RANI) Corparation kuruluşu tıp istatistikçisi Michael Soto'ya göre hiçbir sistem onca masrafa değer değil. Örneğin New York sistemi hatalı alarmlarla birlikte yılda bir milyon dolara mal olmakta. "2001 yılındaki şarbon saldırıları bu sistemle anlaşılamadı ve istatistikler fazla yığıştığı için grip salgınları hiçbir zaman fark edilmiyor" diyor Soto. doğruva insanları değil de hayvanları ve bıtkılerı hedef alan tarım ve hayvancılığa karşı uygulanabilecek olası biyolojik saldırıları da önlemenin yollarını arıyor. "Şap hastalığında bir tek hasta hayvanın bile ekonomiyi nasıl etkileyebileceğini gördük" diye uyarıyor VVashington Devlet Hastanesi'nden James Cook. İngıltere'de 2001 yilında yaşanan şap salgını, Amerika için coğrafı konumundan dolayı tarım ve hayvancılık terörü açısıııdan önemli bir örnek. Alabanıa Üniversitesi, biyolojik saldırı uzmanı David Pranz da Amerikan tarım sektörü belli bölgelerde belli başlı ürünlere göre yapılanmıştır, herhangi bir patojen yayıldığı takdirde bu yüzden büyük baş ve kümes hayvanlarının önemli bir bölümü telef olabilir diye konuştu. İkinci zayıf nokta ise kontrol altma alınması mümkün olmayan geniş alanlardır. Üçüncü olarak da küreselleşme var. Amerika'ya yılda altı milyon konteynır tarım ürünü girmesine rağmen bunların ancak %2'si kontrolden geçirilmekte. SABANCI ÇENESİ YAŞATACAK Sabancı öldü. Üretken bir insanı kaybettik. Eserleri, yatınmları, fikirleri ve en önemlisi de insanlığı ile sürekli anımsanacaktır. PEKİ NE YAPILABtLİR? Örneğin doktor ziyaretleriyle ilgili veriler değerlendirilebilir ve birçok bölgeye yerleştirilen biyolojik sensorlar BİLİMSAVAŞ ALANI MI? Kansas Devlet Üniversitesi bitki fizyoloğu James Stack de tarıma uygulanacak saldırıların ekonomik ve siyasi istikrarı zedeleyebileceği görüşünde. Tıpkı tıp alanında çalışan meslektaşları gibi o da bilgilere erken ulaşmanın yollarını araştırıyor. Veterinerler ve bitki patologları da öte yandan ülke çapında iletişim teknikleri ve birbirleriyle ilişkili mikroskop, model ve tasarımlar, yöntem kuralları, eğitim ve bilgilendirme programlarından oluşan sistemler geliştiriyorlar. Coğrafı bilgi sistemleriyle de çevre ve iklim koşulları, flora ve fauna, trafik yolları veya yerleşim biçimleri hesaplanmakta. Tüm bunları okuyanlar Amerika'nın savaş alanına bilim adamlarının ise savaşçılara dönüştüğü sonucuna varabilir. Biyolojik terörle savaşım kuşkusuz sadece Amerika'nın sorunu değil. Örneğin Dünya Ticaret Merkezi'ne yapılan saldırı sonucunda en az seksen ülkenin insanları öldü. Saldırının ekonomik ve kültürel alandaki etkisi tüm Batı dünyasında hissedildi ve olası bir biyolojik saldmda da aynı sonuçlar yaşanabilir. Nilgün Özbaşaran Dede Die Zeit 9/2004 la da ilave bilgiler edinilebilir ki bu şu sıralar üzerinde çalışılan bir tekniktir. Hatta kartograf ve bölgesel algoritmaları birleştiren coğrafı bilgi sistemi belki daha güvenirli olabilir. Fakat en önemlisi doktorun belli başlı semptomların mevsimlere göre tekrarlandığını takip edebilmesidir. Amerika bunun dışında doğrudan Biz acil tıp ile ilgilenen hekimler, hemşire ve paramedikler için Sabancı'nın bir başka anlamı daha var: SABANCI ÇENESİ "Sabancı çenesi" kavramını, yıllar önce ilk kez Türkiye Acil Tıp Derneği eğitimlerinde Dr. OKTAY ERAY ortaya attı. Amaç, ilkyardım eğitimine katılan insanlar üzerinde etki bırakması ve akılda kalmasmı sağlayabilmekti. Sabancı çenesi nedir? Bildiğinız gibi, bilincı kapanan hastada, kasın kasılabilme ozelliği kaybolur ve dil havayolunu tıkayabilir (Şekil 1). Dil alt çeneye yapışık olduğu için, alt çene öne doğru hareket ettirildiğinde dil boğazın arka kısmından uzaklaşır ve havayolu açılabilir (îjekil 2). Travma şuphesi bulunmayan olgularda bir el hastanın alnına konur ve başı geriye çekilir. Diğer elı de hastanın alt çenesinde kemikli kısma yerleştirilir. (Şekil 2). Travma şüphesi olan olgularda ise, havayolu, başı hareket ettirmeden açılmalıdır. Bu durumda yerde yatan yaralının başucuna gelerek ilkyardım gönüllüsü, dirseklerini yere koyar. Her iki eli ile alt çene köşelerini tutar ve yukarı doğru kaldırır (SABANCI ÇENESİ). Eğer dudakları kapalıysa başparmaklar yardımıyla alt dudak aşağı doğru çekilir (Şekil 3). Bu durumda ağızdan ağıza solunum yapabilmek için ilkyardım gönüllüsü, yaralının burnunu yanağı ile kuvvetlice kapatır. Sabancınm yaşaması ve akıllarda kalması için ne çok neden var. Uz. Dr. Ûlkumen Rodoplu 896/16 22 Mayıs 2004