Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Beyi Aletli beyin araştırmaları Freud'un tezlerini doğrulu Çağımızın en büyük beyin araştırmacısı ve kuramcısı Freud, 1950 lerden itibaren beyin üzerine aletli deneylerin başlaması ve ve 1980'lerden itibaren de "biyolojik psikiyatri"nin gelişmesi ve beyinde herşeyi ilaçla tedavi edebileceğini iddia etmesiyle, tamamen bir kenara itilmişti. Ego ve id kavramları, kimi psikoanalitik çevrelerde dahil olmak üzere "modası geçmiş" olarak kabul edildi. Onlara göre Freud artık tarihe karışmıştı. Aslında sinir bilimciler, çalışmalarını dar kapsamda hapsetmiş ve geniş açıdan bakmayı geri plana itmişlerdi. Bugünse o geniş açı geri geliyor; çünkü beyin üzerinde yapılan aletli araştırmalardan alınan sonuçlar, Freud'un bundan bir asır ö'nce sadece hastalarını gözlemleyerek ortaya koyduğu teorileri bir bir kanıtlamaya başladı. 2000 de flzyoloji ve tıp naliz hili zihne bakışa yön Freud'un muhtesem geri dc Kandel'in vardığı sonu{ beyne ilişkin biyolojik tanır kuramlarla birleştirılmesiyı S igmund Freud'un tezleri. 1900'lerın ılk yarısında insan zihninin çalışmasıyla ılgılı görüşlere egemendi. Freud'un en temel önermesi, güdı> lerimizin çoğunlukla bılınç dışı zihnimizde gizlenmesiydi. Dalıası, gudülerimız baskın bir güçle bilinçten uzaklaştırılıyordu. Zihni irade eden araç (ego), kendimize yönelık algılarımızla çakışabilccek davranışlara neden olabilen tiim bilinçdışı güdüleri (id) reddeder. Bu baskılama gereklidir, çünkü güduler kendilerini serbest tutkular, çocuksu fanteziler ile cınsel ve saldırgan diirtüler şeklinde belli ederler. Freud, 1939'daki ölümürıe kadar akıl hastalığının, bu baskmlığın çökmesiyle ortaya çıktığını savundu. Psikoterapinin aınacıysa, bılinç dışı köklerde nevrotik semptomları aramak, bu köklere, mantıklı çıkarsamalar yüklemek ve boylece de onları, zorlayıcı güçten kurtarnıaklır. 1950'lerden itibarense. akıl ve beyinle ılgıli araştırmalar derinleştikçe, uzmanlar Freud'un teorilerine destek olarak sunduğu kanıtların yüzeysel oldtığu sonucuna varmaya ba^ladılar. İrueleme yöntemleri deneysel olarak yurutulnıuyor, hastaların yalnızca klinik ortamlarında gözlenmesine dayanıyordu. Gıderek daha fazla yerlcşen ilaç tedavılerı ve akıl hastalıklarına biyolojik yaklaşmılar, psikoanalızı gölgede bıraktı. Belki Freud yaşasaydı otayların bu akışını büyük bir menınuniyetle karşılayabilirdi. Bilim adamı, normal veya ııevrolik bir kımsenin beyninin nasıl işlcdiğini bilebilme teknolojisine veya bilimine sahip de896/12 22 Mayıs 2004 ğildi. 1980'lerde, ego ve id kavramları, kimi psikoanalitik çevrelerde dahil olmak üzere "modası geçmiş" olarak kabul edildi. Freud artık tarihe karışmıştı. Ancak sinir bilimciler, çalışmalarını daha dar kapsamda bırakmış ve geniş açıdan bakmayı geri plana itmişlerdi. GENİŞ AÇIYA DÖNÜŞ Bugunse o geniş açı geri geliyor; dahası gelen, Freud'un bundan bir asır önce ortaya koyduğundan farklı değil. Hâlâ bir uzlaşıdaıı uzağız, ancak 20()0'de fizyoloji ve tıp dalında Nobel ödülünü almış olan Eric R. Kandel'in vardığı sonuçlara katılan sinır hilimci sayısı giderek artıyor. Kandel'e göre, "psikanaliz hâlâ zih ne bakışa yönelik en tutarlı ve hilgisel ola rak da en tatmin edici yüntenn Freud yalnızca teoride £ değil. Hu disıplınle ilgilenen ç; ları, daha önceden ayrılmış ve zıt sinir bilinıi dallarmı bırleştı yanın her tarafından psikanal kuruluyor. Tıim bu yapılanmalar, yı ler duzenleyen ve başarılı Nc analysis dergısinı çıkaran LIIus roPsikanaliz Derneği (Interrı uroPsychoaııalysis Society) ç; bir araya geldiler. Derginin edit rna kuruluntı oluşturan. çağd, bilimının onde gelen isimlerind R. Damasio, Kandel, Joseph I Benjamin Libet, Jaak Panksepr S. Ramachandran, Daniel L. S Wolf Singer; Kandel'in, "psikiy.