Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Yer bilimleri rı da kısmen geleneksel grirüşü destekliyor. Bu araştırmadan elde edilen bulgular da yakut oluşumuyla Ilimalaya Dagları'nm oluşma süreci arasında bir bağlantı olduğunu ortaya koyuyor. Gel gelclim, araştırma Himalaya Dağları'nın yakut içeren mermerlerinirı çok geniş bir alana yayılmalarına karşın, yakutların yalnızca belli bölgelerde oluştuğunu da gozler öniine seriyor. Giuliani yakutların son derece soyutlanmış belli bölgelerde oluştuğuna, mermerin bulunduğu her yerde yakuta rastlanmadığına parmak basıyor. Bu da, yakutun neden yalnızca belli yerlerde bulunduğu sorusunu gündeme getiriyor. Fransız araştırmacılar bu sorunun ardında yatan gizin tuz olduğuna inanıyorlar. Kireçlaşlarının yalnızca kirli olmakla kalmayıp, aynı zamanda tuzlu olduklarını öne süren araştırmacılar Tetis Denizi'nin kinıi yerlerde kuruyup geriye buharlaşan suyun tuzundan oluşan bir şerit bırakacak denli sığ olduğunu, tuzun karadan sürüklenen aşıntılarla karışarak yakuta dönüştüğünü belirtiyorlar. GönüldenBilime Bela Mühendisliği Ahmet Inam Gözlerinin içi gülüyordu. "Işte böyle, Ahmetciğim"dedi, "songörüşmemizin ardından geçen otuzbeş yıl boyunca, böylesi renkli, çarpıcı, düşündürücü serüvenlerle geçli hayatım." "Güzel yaşamışsın, ama birşeyi söylemeyi unuttun, okul bitince ne iş yaptın, nasıl kazandm geçimini?" "Bilmiyor muydun?" dedi, sitemli bir sesle, "herkes biliyor bunu." "Öziir dilerim, hiç kimscden duymadım" dedim. "Duyunca şaşıracak ve düşüneceksin. Belâ mühendisliği yaptım, ben. Oldukça iyi para da kazandım." "Belâ mühendisliği mi? Hiç duymadım. Insanların başına belâlar mı yağdırdın, mühendislik bilgilerinle?" "Tümüyle, tersi" dedi, gayet sakin, "onlan belâlaıdan uzaklaşlırdım." "Ne gibi belâlar bunlar?" Muzipçe gülümsedi, "söylemiyeyim de tahmin et bakalım. Tahminini de yaz. Bakalım belâ mühendisliğinden anlıyor musun?" "Bu düşünce çok hoşuma gitti" dedim, "kafamdaki belâ mühendisliğini yazayım, bakalım, söylediklehmle, senin mühendisliğin arasında bir ilgi var mı? Arkadaşım, sevinçlesıktı elimi, "merakla bekleyeceğimyazını" dedi, ben onu düşünceli uğurlarken. Işteyazım: Belâ mühendisliği belâyönetimi için gerekli bilgilerin elde edilmesini, uygulamasınıamaçlar. Belâyönetimi, belâ deneliminigerektirir. Nedirbelâ? a) Bedenimizle ilgili sıkıntılarımız. Hastalıklar, güç kaybı, organ yitimi, yaşlılık, bedenduygudüşünce uyuşmazlıkları, açlık, beslenme bozukluğu, bedensel çirkinlikler. Ağrılar, ırza geçme, cinsel tâcizler, işkenceye uğrama. b) Ekonomik zorluk, sıkıntı, çöküntüler, yitimler. c) Doğal âfetler, yangınlar, salgın hastalıklar. d) Toplumsal felâketler. Toplu kıyımlar, sürgünler, toplumsal konum yitimi. Trafik kazaları, Toplumsal ilişkilerin başarısızlığı. Toplumsal aşağılanmalar, saygınlık yitimi. e) Duygusal sıkıntılar. iç huzursuzluğu. Aşırı kaygı hâli. Huhsal çökünlükler. Duygusal fırtınalar, savrulmalar. Duygu yitimi. Tutkusuzluk. Duyarsızlık. Kısaca duygularımızdan gelen belâlar... f) Siyâsal belâlar. Zalim biryönetim düzeninde yaşama, siyasal hakların elinden alınması. g) Hukuki belâlar. Adaletin yürümediği bir hukuk düzenin haksızlığına uğrama. h) Ahlaki belâlar. Değerlerini, erdemlerini yitirmiş insanlardan oluşan bir ahlak düzeninin içinde olmak. Yalancı, hırsız, güvenilmez insanlarlar birlikte yaşıyor olmak. i) Düşünme, düşünce belâları. Düşünmeyi bilememekten kaynaklanan belâlar, halk arasında "akılsızlık" denen davranışlar. Karar almalarımızda, akıl yürütmelerimizde yaşamımızı cehenneme çevirecek yanlışlar. j) Anlam hastalıklan. Yaşamımızın değerlerinin yitimi. Ereksizlik. Beklentisizlik. Umutsuzluk Yaşamdan tad alamama, çalışamama. Sevememe. Kendini gerçekleştirememe. Bütün bu belâlarla uğraşacak mühendis, insanı, hayatı, doğayı tanıyan bir kişidir. Belâ mühendisi lisans üstü bir eğitimle yetiştirilir, ekip halinde çalışmayı öğrenir, başarır. içlerinde her daldan mühendis, hekim, işletmeci, psikiyatrist, psikolog, sosyolog, antropolog, tarihçi, dilci, dilbilimci, eğitimci, lelsefeci bulunan BBE'ler (belâyla başetme ekibi) işte bu belâ rnühendisleri taralından yönetilir. Bu mühendisler ekibinde bulunan tarklı dallardaki uzmanları bir arada çalıştırmayı başarabilen insanlardır, eğitimleri de bu başarılarının gerçekleşmesi amacıyla planlanmıştır. Belâ mühendisliği, belâ sürecinin üç aşaması üstünde ayrı ayrı odaklanır: a) Belâ öncesi, b) Belâ sırasında, c) Belâ sonrası. Böylece belâ mühendisleri ekibini şu üç amaç için hazır tutar: 1. Belâları önceden görmek için gereken araştırmaları yaparak olası belâlar karşısında ekibi hazır tutmak. Belâ yaşayacak insanları belâlara karşı aydınlatması amacıyla ekibin örgütlenmesine çalışmak, halka belâ eğitimi vermek. 2. Belâlar sırasında verilecek destek konusunda ekibin hazırlanması. Ekibin bu bilgilerle halkı aydınlatması, halka yardım etmesi. 3. Belâ yıkımlarını karşılamak, olası kötü etkilerden yıkıma uğrayanları korumak için ekibi hazırlamak. Belâ mühendisliği için bir çırpıda aklıma bunlar geldi. Bilmem arkadaşımın mesleğini anlatabildim mi? NEDİRBELA? TUZUN ROLÜ BÛYÜK Tuz ısındığında kolayca eriyen bir tür cama dönıişerek alüminyumun kromla birleşmesine olanak tanıyacak denli devingen bir yapı kazanmasma neden oluyor. Öte yandan, yakut kristalinin mikroskopla incelenmesi sonucunda elde edilen bulgular da tuzun rolünü doğruluyor. Yakutun baş düşmanı sayılan silis konusunda ise (îarnier, yakutu oluşturan kayalıklardaki silis miktarının olumsuz bir etki yaratmayacak denli az olduğunu ve granitin de lıiçbir rolü olmadığıtıı öne sürüyor. Yakutun oluşumu konusunda kesin bir görüşe varılabilmesi için yerhilimcilerin öncelikle dünyanm en iyi lal ve yakutlarını barındıran Myanmar'daki (eski Burma) ünlü Mogok madenindeki dillere destan taşlara bir açıklama getirmeleri gerekiyor. reçtaşları çevresindeki kayalardaıı sürüklenip gelen ve yakut oluşumu için f^erekli alüminyum, oksijen, krom ve silis gibi her türlü minerali içermekteydi. Tetis Denizi'nin alaııı daraldık^a kireçtaşları yeryüzünün derinliklerine itilerek oradaki cehennemi sıcaklık ve basınçta sıkışıp pişliler. Sonuçta, değişinıe uğrayarak Mıkelanj'm gözdesi parlak mermerlere dönüştüler. Bu arada eriyen granit de mermerin içine sızarak kayalıklann üst bölümlerine süzülüp geçen sıvılar yaydılar. Metasomatizm adı verilen bu süreç silisi yok etmesine karşın alünıinyurnun jîeride kalmasına yol açtı. Bu süreci izleyen 40 45 yıl boyunca iki anakara jîiderek birbirlerine yaklaşarak Ilimalaya Dağları'nın oluşmasına neden oldu. Aşınmaya bağlı olarak iki havzanın çarpıştığı yerde zamanla yakut birikjntilerinden oluşan bir şerit ortaya çıklı. Bu taşlar gerçekten de mermerde barınmalarına karşın, genellikle topaz, aytaşı gibi başkalaşınıdan çok volkanik kökenli minerallerden oluşan taşlarla birlikte oluşuyorlar. Kristallerin dev boyutta olnıası pegmatit adı verilen ve nıinerallerin aşırı boyutta gelişnıesine olanak tanıyan sıra dışı bir ortanı sağlayan bir magma türiinün varlığına işaret ediyor. Bu da, yakut oluşumunda varsayılanların dışında farklı süreçlerin etkili olduğunu gösteriyor. Gel gelelim, Myannıar yönetiminin özellikle de Batılı bilim insanlarının bu konuda araştırma yapnıalarına izin vermemesi yüzunden yakut oluşumunun daha uzun bir süre gızini koruyacağına inanılıyor. Discover, Kasım 2004 Rita Urgan 924/7 4 Aralık 2004 BELANIN3AŞAMASI SADECE BELLİ BÖLGELERDE VAR Fraıısa Araştırma Geliştirme Enstitüsü'nden Gaston Giuliani'nin l'etrografi ve Jeokimya Araştırma Merkezi'nden Virginie Garnier ve Daniel Ohnenstetter ile birlikte yaptığı araşlırmanın sonuçla