Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sinirbilîm aZehirleyici maddelere karşı yürütülen politikaların tarihi: 50.000 yıl önce Irak'ta bir Neanderthal mezarlığında bitkisel bir uyarıcı olan efedra kalıntılan bulundu. Avrupa ve Afrika'daki Faleolitik mağara sanatı, sanatçılann sanrı yaratan maddeler kullanmış olabileceğini gösteriyor. AfÖ 10.000: İlk tarım faaliyetleri. Bazı buluntulara göre ekimi yapılan bitkilerin içinde tütün, kahve ve hint keneviri, adamotu gibi psikoaktif bitkiler de vardı. MÖ 7000: Asya'daki arkeolojik kazılarda uyarıcı etkisi için çiğnenen betel tohumları bulundu. MÖ 6000: Güney Amerika yerlileri tütün ekmeye ve tüketmeye başladı. MÖ 4200: İspanya, Granada yakınlanndaki Albunol bölgesinde afyon tohumu bulundu. MÖ 4000: Sümerler ve Mısırlılar şarap ve bira yapıyordu. MÖ 500: Doğu Akdeniz'de Bronz Çağı gemileri ile şarap taşındığına dair bulgular var. MÖ 3000: Asya ve Çin'de hint keneviri ekimi MÖ 2000: And Dağlarında bulunan mumyaların saçlannda koka artıklan bulundu. 19.5 milyon Amerikalı son 30 gün içinde bir veya daha fazla denenu'den soııra tüpü içmeyi reddettiklerini belirtisayıda yasal olmayan madde kullanmış. yor. Ancak birkaç gün son• Sokakta satılanlar • Yasadışı kullanılan ilaçlar ra, karanlıkta ve herhangi bir uyarının olmadığı bir ortamda maymunlar DMT'yi gönüllü olarak içıneye başladılar. Sonuçta 3.0i maymunlar varolmayan ııesnelerin peşinden koşuşturmaya, bunları yakalaıııaya ve görünmeyen tehlikelere karşı gizlenmeye çalışınak gibi anlamsız hareketlt'r sergilediler. Siegel araşlırmasınııı sonuçlarını şoyle açıklıyor: "Bu, insaııın dışında bir primatm gönüllü olarak sanrı yaratan maddeleri kullandığı ilk vakadır. Belki de hayvanları bu maddeleri kul'a e •2J • :g 2 lanmaya iten cansıkıntısıUj Q 'O c & •£ dır." t: S E farklı bir beyin sisteminden zevk devrelerine ulaşır. Yiyecek peşinde koşan bir hayvarı için yırtıcı bir hayvanın saldırısına ugrama riski her zaman söz konusııdur. Başka bir deyişle yeni avlanma bölgeleri araştırmakla yenilik risk birbiri ile çelişir. Evrim bu soruna çözüm olarak yenilikten zevk alma dürtüsünü devreye sokıııuş olabilir. 1 1 t İ5 11 I kai hiy 1 NASIL BİR ÇÖZÜM? Zevk, heyecan, terapi ve yenilik. Bu açıdan ele alındığında, zchirleyici maddelerin peşinde koşma, bugün bize suııulaıı evanjelik yaklaşımdan çok farklı bir görüntü çiziyor. Oysa bugün bu maddelere duyulan istek bastırılması gereken, bireye ve topluma zararlı patolojik dürtüler olarak degerlendiriliyor. Bu iki yaklaşımda da ortak olan nokta, aşırıya kaçıldıgında bu maddelerin insan ve toplum sağlığına zarar verrnesi. Ancak nasıl bir çözüm getirilmesi gerektiği konusuııd.ı bu iki grtıp tüınüyle farklı düşünüyor. Kalifomiya, Davis'teki Bilişsel Özgürlük ve Ktik Merkezi'nden Richard Glen Boire, zehirleyici nıadellere duyulan isteğin, yalnızfa insan doğasının bir parçası değil, aynı zamanda temel hakkı olduğunu düşünüyor: " İnsanlara zarar vermedikçe kafanızın içinde neler olduğu hir tek sizi ilgilendirir. Bu özel yaşantmızın sınırlarının içinde kalır" diyor. Boire bu bağlamda psikoaktif ilaçlarla insanların kendi üzerinde deney yapma izninin verilmesi için yasa değişikliği önerisi vermeye hazırlanıyor. Bazı bilinı adamları da bu şekilde düşünüyor. Kısaca zehirleyici maddeleri kısıtlamak yerine, bunları daha güvenli ve daha yararlı bir şekilde kullanmanın yollarını aramamız gerektiğini savunuyorlar. Massachusetts Universitesi'nden sosyal kuramcı David Lenson bu tür maddelerle karşı açılan savaşı eşcinselliğe karşı başlatılan mücadeleye benzetiyor: "Bu iki yaklaşım, insan doğasını tam olarak anlamanıaktan kaynaklanıyor." Siegel ise cinsellik ile bu istek arasıııda şu beıızerliği kuruyor. "AIDS sorununu çöznıek için cinsel ilişkiyi yasaklamayazsınız. Bu nedenle hu maddeleri güvenli ve sağlıklı hale getirmemiz gerekiyor. Çünkü insanlar bunlara 'Hayır' diyemeyecek." Reyhan Oksay Kavnak: New Scientist, 13 Kasım I s •5 Q * MÖ 1500MS 400: Yu nanlı yazarlar Elevsis'te yapılan dini ayinlerde sanrılara yol açan maddelerin kullanıldığını yazarlar. MÖ 1000: Orta Amerika., yerlileri mantar tanrıları için ta,, pmaklar diktiler »;, MÖ 800: Hindistan'da iç» , ıki damıtılması MÖ 430: Yunan tarihçisi Herodot, Karadeniz kıyılannda ; yaşayan İskitlerin keyif için es /; rar içtiklerini yazıyordu. ,.t n&r WSfi?5:Muhammet Pey*»,.' gamber alkolden uzak durul travma sonrası stre.s bozuklugu, alkolizm ve eroin bağımlılığı gıbı pek çok akıl ve ruh hastalığını kapsar. Bu konudaki araştirmaların pek çogu 195(l'li yıllarda yapıldı. Ancak son yıllarda bu konunun yeniden gündeme geldiği izleniyor. Crob, son günlerde terminal saflıadaki kanser hastalarında görülen şiddetli anksiyetenin tedavisinde "psilosibin" kullaııımıııa ilişkiıı onay aldı. Ayrıca psilosibin'in, ledavi edilemeyeıı obsesifkompulsif bozukluk vakalarıııda ve MnMA'ııııı travma sonrası stre.s hozukluğunda kullanılması konusunda araştırmalar sürüyor. Bilim adamları, insanların sanrı yaratan maddeleri niçin kullandıgını açıklarken, tıbbi gerekçelerin yanısıra, farklı fikirler de öne sürüyor. Siegel, aşırı mahrumiyet koşullarında, maymunları sanrı yaratan DMT kullanmaya ikna edebilecegini keşfelli. Siegel. halen, nikotinin zararlarıııı araştırmak için üç rhesus maymununa ödül olarak sigara içirtıııeyi başardı. Siegel, buııa rağmen, sigara içtikleri tüpun içine DMT kattığı zamaıı maymunların ilk fe «3 I UUı CANŞIKINTISI VE YENİLİK MERAKI masını buyurdu 7450; Inkalar yaygın olarak koka yaprakları tüketiyor• du 1475: Türk yasalanna gö:' re bir kadm kahve tedarik edemeyen kocasını boşayabiliyordu * 1519: İspanyol saray gö İnsanlar da aynı şekilde, negatif etkileri olan maddeleri sall cansıkıntısından veya yenilik merakından denıyor olabililer. En tehlikeli yasadışı uyuşturucu olarak bilinen PCP, çok l'arklı tepkiler doğurabiliyor. El ve ayaklarda uyuşma, koordinasyon kaybı, paraııoya. sanrılar görme, şiddetli anksiyete, duygudurunı daldalanmaları bunlardan birkaçı. Bütün bunlara rağmen bazı in.sanlar için PCP. bilinç düzeyinde yarattığı değişiklik nedeniyle denemeye değer. PCP 1970'li yıllarda özellikle ABD'de çok popülerdi. Siegel bu ınerakı şöyle açıklıyor: "İnsanlar farklı hissetmekten veya komik olmaktan keyif almaya başladılar. Yapacak yeni bir şey bulamayan insanlar farklılıgı bu maddeler yardımıyla yaratma yoluna gittiler." Pek çok açıdan yenilik, temel bir davranış dürtüsüdür. Çocuk gelişimi konusundaki literatür, uykusunu almış, karnı tok vc altı temiz bir bebeğin çevreyi keşfetmeye ve yeni deneyimler kazanmaya çalıştığını yazar. Ellerini kollarını oynatır, eline ne geçirise dokuııur, ağzına sokar, tadına bakar veya yere atar. Bu dürlü olmazsa çevresindeki dünya hakkında hiçbir şey öğrenemez. Büyük hir olasılıkla keşfetme merakı yetişkin insanlarda da başka şekillerde kendi;.^ni gösteriyor. Bir başka dürtü de risk alma ile ilgilidir. Bazı insanlar için risk kendi başına bir zevktir. Koob'a göre bu dürtü Kahvenin içindeki kafein maddesi keyif vericidir 924/14 4 Arahk 2004