Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BilimSöyleşi GönüldenBilime Ahmet Inam Yeni bir bilgi yaralmak ve bu yeni bilgiyi insanlara taşımak, ancak ve ancak toplumun lamamının bu bilginin uygulanmasından mutlu olmasıyla başanya ulaşabilir. Kök hü'cre araştırmaları da bu bağlamda toplumların mutluluğunu arttıncı bir özellik taşıyor. vadede insanların güvenine ihtiyaç duyarsınız. Ve bu güveni yaratmak için tartışmalarda açık olmak zorundasınız. • Avrupalılar genetik yapısı değiştirilmiş gıdalar konusunda niçin bu kadar endişeli? • Deli dana hastalığı kesin bir ifadenin ne kadar tehlikeli olduğunu gösteren çok iyi bir örnektir. İfade şöyle diyordu: "Deli dana hastalığı insanlara bulaşmaz." Aslında şöyle demesi gerekiyordu: "Bulaşması son derece düşük bir olasılık. Büyük bir olasılıkla hastalık insanlar için zararsızdır, ancak biz emin değiliz. Buna siz karar vereceksiniz." Böyle bir krizden sonra genetik yapısı değiştirilmiş gıdalar konusunda uyanık olmamız yönünde lobi yapan gruplara karşı, hükümet bunların zararsız olduğunu söyledi. Bu tartışma iki aşırı uçtaki fikirlerin çatışması şeklinde sürüyor. Ancak halk bu tartışmalara katılmak için istekli görünmüyor. Bu arada zaman ilerledikçe yararlı gıdalar ortaya çıkarsa alerji yaratmayan fındık veya insanları zayıflatan elma gibi insanlar tartışmaya katılabilir. • Kök hücresi araştırmaları gibi tarbşmalı konularda hükümet nasıl bir politika izliyor? • İngiltere'de kök hücresi konusundaki tartışmalar üç yıl sürdü. Eğer bir kamuoyu araştırması yapsaydık daha serbest bir yaklaşımı onaylayan insan sayısının yarı yarıya veya daha fazla olduğunu görebilirdik. Tartışmalarda hangi kapıyı açacağımız, hangilerini kapayacağımız soruluyor. Yönetimin bu tartışmaları önemsemesinden yanayını. Yeni bir bilgi yaratmak ve bu yeni bilgiyi insanlara taşımak, ancak ve ancak toplumun tamamının bu bilginin uygulanmasından mutlu olmasıyla başanya ulaşabilir. • Hangi ülkeler bilimde daha iyi? • Yalnızca çalışma hacmine bakarak kimin lider olduğunu anlamak istiyorsanız, kuşkusuz ABD'nin lider olduğunu söyleyebiliriz. Ancak nıcelığı nitelik ile karışlırnıaınak gerekiyor. Olimpiyat karşılaşmalarıııda en fazla ödülu Amerikalılar aldı. Ancak nüfusa göre bakarsanız, yani vatandaş başına diişen madalya sayısını baz alırsanız, ABD ilk 2()'nin içine bile giremez. Eger bilimsel atıf saytsmı nüfııs veya ulusal gelire oranlarsanız İsviçre ilk sırada yer alır. Fakat ABD istinasız ğüçlü bir ulke. Dünyanın en fazla atıfta bulunulan makalelerinin yüzde birini nüfusa oranlarsanız, ABD İngiltere'nin biraz arkasında kalır; ancak AB'nin epey önündedir. İlginç olan, AB'nin ciddi bir atağa kalkmasıdır. Eğer bu tempoyu devam ettirirse birkaç 10 yıl sonra ne olacağını bilemeyiz. Hindistan ve Çin de çok hızlı bir gelişme gösteriyor. • Bilimde üretken olmak için gerekli olan nedir? • Kabaca, harcanan paraya göre performarısta çok büyük farklılıklar ortaya çıkıyor. Bilimde en üretken olan ülkeler gençlerini kendi istekleri doğrusunda özgür bırakanlar ve yaratıcılıklarını sergileme olanağı tanıyanlardır. Oysa gençlerini çok uzun süre eğiten ve çıraklık eğitiminde hiyerarşik bir yapıya sahip olan ülkelerde bu performans görülmez. İngiltere, Fransa ve İngiltere gibi Avrupa'da bilime en fazla fon ayıran ülkelere bir göz attığımız zaman hepsinde yetenekli insanlar olduğunu görüyoruz. Ancak Fransa ve Almanya'da en iyi bilimin, üniversite veya üniversite benzeri kurumlarda değil, sıııır tanımadan lıer şeyi sorgulayan gençlerin istilası altındaki enstitülerde yapıldığını anlıyoruz. Dolayısıyla İngiltere'de üretkenliğin niçin arttığını bu şekilde açıklayabiliriz. • öyleyse sınır tanımadan sorgulamak iyi bir şey? • Bilim, soru sormakla ilgilidir. Bilimin en önemli sorunu, belirli yanıtları olan gereksiz/yararsız konularla ilgili ımış gibi tanıtılmasıdır. Bilimin en heyecanlı kısmı sınırlarında yaşanır. Bu sınırlarda belirsizlik hakimdir. Sözgelimi kök hücreleri gibi. Bilim yanıt vermekten çok soruları "bilemek"le ilgilidir. Burada önemli olan insan tipi, kendisine söylenenleri çok fazla saygı ğöstermeden sorgulayandır. Bu insanlar ne düşünmeleri gerektiği konusuna çok fazla kafa yormazlar. Bu tür insanları en parlak demokrasilerde bile bulamayabilirsiniz. Kaldı ki ifade özgürlüğünün teşvik edilmediği sistemlerde bu insanları bulmanız çok zordur. Kaynak: Dıscover, K;ısım 2004 Çeviri: Reyhan Oksay 1. Gerçeklerle bağlanfısını yitirmemiş anlamlarla yaşamak. Gerçekliği çıplak gerçek olarak yaşayamıyoruz. Gerçek denilen şey lalen anlamlardan ibaret değil mP Çıplak gerçeklik diye bir şey var mı? Gerçekliğe her bakışım bir anlam atletmeyle olur. Anlamlardan azade, anlamlardan bağımsız bir gözümüzyok, Peki bu anlamları nerden buluyoruz?Ad verme, anlamlarla gidiyor. Insanın kendini yenileyebilmesi, tazelenebilmesi kolay değil. insanda değişmeye karşı büyük bir direnç vardır. Değişiklik yapmak güçle, çabayla ve sıkıntıyla olur. Sıkıntının gereğini yapamazsak, sıkınlı bize yeni dünyalar açamazsa gerçeklikle ilişkimiz kopar Anlam sağlığı, gerçekliği izleyerek gerekli düzenlemeleri yapmayı gerekitirir. Yani olgulara açık, olgularlayüzleşmeyi, olgularla değişmeyi guze alan anlam çerçevelerinin oluşturulması gerekir. Bilim, anlamlarını sürekli değiştirdiği için bugün çok saygındır. Aristoteles'in hayata ve evrene verdiği anlam 1500 yıl sürdü ama orada kalmadı, çünkü gerçek Aristoteles'in gösterdığı gibi değildi. Sonradan Newton, kuantum fizıği ve görecelik kuramlart çıkarak anlamları donüşturdü 2. Anlam çerçevesinln tutarlı olması insan tutarlılık istiyor Hepimizin hayalında anlam tutarsızlıklan vardır. Hayatın birçok anlamını kendımizden kaçırarak yaşarız. Hayata verdiğimiz anlamlarda anlamlar arası boşluklar, yamalar olursa örselenebilıriz. Yaşamak, her dem taze olanı karşımıza çıkartır; anlam tutuculuğumuz varsa şimdi ve geleceği yaşayamayız. Anlam kokuşması olur ve eskimiş anlamlar dökülür, ama bunu değiştirecek gücümüz yoktur. Anlam sağlığı; olguları sadece edilgen biçimde anlama değil, ucu eyleme dayanan bir sağlıktır. Dünyayı değiştirmek, dünyaya verdiğimiz anlamlarla ilgilidir. insan anlamlarla algılıyor, anlamlarla düşünüyor, duyuyor, inanıyor, eyliyor. Etkinlikleri içinde insanın bir anlam kürede noosferde yaşadığını düşünüyorum. Noosferi, kendi yorumumla, özel bir anlamda kullanıyorum. Anlam kürenin sağlıklı olabilmesinin maddî koşulları, lemel bir alt yapısı var. Anlamları taşıyan bedenimizdir. Bedenimiz toplum içindedir. Anlam sağlımız bedensel ve toplumsal ihtiyaçlarımızın karşılandığı dünya ile olanaklıdır. Tutarlılık tutuculuğa dönüşebilir. Gerçeklikten koptuğu halde tutarlılık takıntısı olan, tutarlılığını korumak adına gerçeklikten kaçan insanlar vardır. Yaşamak, göze alarak yaşamaktır. Hayatın kendisi risktir. Risk alabilen, kendini ortaya koyabilen insanların gelişme olanağı vardır. Geçmişle yüzleşildiğinde anlam tutarsızlıklarını, anlam boşluklannı karşılayabilecek yüreğin olması gerekir. Anlam bakımının, anlam sağlığı yerinde olan insanlar için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Anlam sağlığı, herşeyi baştan aşağı değiştirmek anlamında değildir; neden tutttuğunu ve anlam çerçevesindeki yerıni bilmeyi gerektirır. Anlam sağlığınm bir başka ölçütü de bütünlüktür. içimizde bölük pörçük anlam bölünmeleri varsa bu patolojik bir durumdur. Bütünlüğün olmayışı toplum ve kültür içinde kötülükler çıkartabilir. Bölünmüşlüğün farkında olmayan, bilinç eksikliği yaşayanlar kendileriyle yüzleşemezler. Hayatta çektiğimiz pek çok sıkıntınınn kaynağı anlam vermedeki beceriksizliğimizdir. Anlam sağlığı varoluşumuzla ilgili, kökten bir şeydir. Birtakım tekniklerin çok işe yarayacağını sanmıyorum. Anlam sağlığı paylaşımla, başkalarını yardımıyla şifa bulacağımız bir hastalıktır. Anlam sağlığı otonom, iç bağımsızlığı olan insanlar için çok önemlidir ve içten yaşanan bir şeydir. Kendimiz kendi anlamlarımızı bulup çıkaracağız. Torpilli yardımlarla, desteklerle olmaz. iç dınamoyu oluşturmak gerek. Anlam sağlığı eğitimi nasıl yapılmalıdır? Eskıler buna terbiye diyor. Anlam sağlığı eğitim açısından çocuklara malumat öğretirken, bilgi aktarırken unemi ortaya çıkıyor. Çocuk sadece öğretileni öğrenmiyor, bunun yani sıra pek çok şeyi de öğreniyor. Çocuk öğrendikleriyle hayata anlam vermeyi de öğreniyor. Anlam sağlığı bilgiyle yaşanan sağlıktır. Bilgimizle nasıl yaşıyoruz? Bilginin hayatımızdaki yeri nedir? Bilgimden oluşan çerçevem ile anlam çerçevem arasında harmoniyoksa, bölünmüş birkişilik oluyor. Bilgimi sevıncime, üzüntüme, duyguma katamazsam bilgim öyle durur. Bilgim bir kitaptır gerektiğınde açar okurum dersem, bılgim içime değmezse entegrasyon eksikliği olur ve bu bir anlam hastalığıdır Pek çok insanın üzerinde bilgiler akıp gidiyor, durmuyor. Onlara göre bilgi diploma için, bildiğini göstermek için, statü için gereklidir. Bazı insanlar bilgileriyle olamıyor, bilgisini içselleştiremiyor ve nelret ediyor. Gençlerin öğrendiklerini, anlam dünyalarına katabilmelerini, yenileyebilmelerini, değiştirmelerini sağlamak lâzım. Onlara, öğrendiklerini içten yaşamalanı gerektiğini söylemek gerekir. Bilgiyi sınıf ortamında, sınav baskısıyla ruhlara enjekte edilen bir şey olarak görmemek lâzım. Eğitim bir şölendir. öğrenmek kolay değil sıkıntılıdır öğrenmenin değişme, yenilenme, tazelenme olduğunu gençlere öğretmek gerekir. Bilgiyi canlı kanlı yaşamıyorsak insanlar bunu anlıyor. Anlam sağlığı salt bireyler için değil, kültürlerin ve toplumların da anlam sağlıkları vardır. Sağlıklı kültürler yaratıcı kültürlerdir. Ben yaşanan pek çok çelişkilere rağmen Türkiye açısından umutluyum. Kültürümüz anlamlara gebe bir kültürdür. Anlam doğurtmalarına bakir alanlar pek çok ve bizleri bekliyor. Anlam Sağlığınm Ölçiitleri Neler Olabilir? 3. Btmnlük 921/11 13 Kasım 2004